"Bogazda son derece güzel ve serin bir yerdeyiz. Buranin bir mezarlik oldugunu söylememe gerek yok sanirim. Istanbul'un bütün güzel yerleri, gezilecek ve zevk alinacak sahalari mezarliklardir. Bakiyorsunuz yüksek agaçlarin arasinda, suradan buradan günes isinlarinin sizip renklendirdigi, sira sira beyaz hayaletler var. Bunlar bir insan yüksekliginde, mermerden yapilmis mezartaslaridir. Baslari sarikli, üzerleri yazili mezar taslaridir. Sarigin biçimi, ölünün hayattayken isgal ettigi mevkii, sosyal seviyesini veya mezarin yapilis tarihini belli ediyor. Bazi mezartaslarinin baslari koparilmis. Bu koparilmis olanlarin çogu yeniçeri mezarlarina ait (II. Mahmud döneminde hal edilmeleri üzerine). Kadinlarin mezarlarinda da sütun taslar var. Fakat bunlarda bas yerinde gül veya demet seklinde bir süs bulunuyor. Kabartma veya oyma seklinde çiçeklerle süslenmisler."
Eger ki hayatini inceleyecek olursak, Gerard De Nerval bir cok kez bulundugu yerde kadinlara asik olmus, ayriliklar yasamis. Ayriliklar ustune aci cekmis, ama tekrar asik olmus, ardindan tekrar ayrilarak yavas yavas delilik noktasina gelmistir. Bu sure icerisinde yazdigi siirleri, yasadigi donemin yazilmis en iyi siirleri olarak kabul gorur.
Gerard De Nerval 47 yasindayken, ilk asik oldugu kadinin ailesiyle tanismis , kocasini kiskanmis ; keske bu yasami yasaydim dusuncesiyle intahar etmistir. Intahar etmeden once de teyze'sine su siiri yazmistir ...
Hayatı
Paris'te doğan Nerval iki yaşındayken, annesi Silesia'da vefat eder. Babası, Napolyon'un ordusunda askeri doktordur. Amcası, Antoine Boucher'in yanında; Valois bölgesinin kırsal kesimi olan Mortefontaine'de yaşar. Babasının 1814 yılında savaştan dönmesi üzerine tekrar Paris'e gönderilir. Bir çok defa, Valois tarlalarına geri dönen Nerval, Valois şarkıları ve efsanelerini bu dönemde yaratır.
Çevirmenlik hevesi, Goethe'in Faust (1828) eseriyle başlar ve bu O'nu ünlü eder. Goethe'in de takdirlerini alan Nerval, 1840'lı yıllarda da Heinrich Heine'nin şiirlerini Fransızca olarak sunar.
Üniversite'ye gittiği 1820'li yıllarda Theophile Gautier ve Alexander Dumas ile dost olur. Nerval'in şiirleri Romantik Deizm içerir; bu dönemde hayranları arasında Victor Hugo da bulunmaktadır.
Dönemin Mason dünyasının önemli şahıslarından olan Nerval, uyuşturucu madde bağımlısı olmuş; 1841 yılı itibariyle bir kaç kez akıl hastanesinde yatmıştır. Görevi vesilesi ile bir çok ülke gezen Nerval, hiç bir şehirde yerleşik bir hayat sürememiştir. O'nun Paris'de 1820'li yıllarda, Lüksemburg ve Hollanda'da da 1830'lu ve 1840'lı yıllarda yaşadığı aşkları şiirlerine de yansımıştır.
1855 yılında, 47 yaşındayken Paris'te bir parkta ilk aşık olduğu kadını ailesi ile piknik yaparken görür. Çocuklarıyla mutlu olan babanın yaşamını kıskanarak tekrar bir bunalım içerisine girer. (Başka bir görüşe göre de; ilk aşkını, kocası ile beraber balkonda çocuklarıyla yemek yerken gördüğüdür.) Öldüğü gün, "Sıcak bir kış günü" tasviriyle dünya tarihine geçer.
Teyzesine "bu akşam beni bekleme, çünkü gece kara (siyah) ve ak (beyaz) olacak..." mısaralarını içeren bir şiir yazan Nerval kendini bir sokak lambasına asar. (Başka bir görüş de, kendini evinin pencere demirlerinden asarak intihar ettiğidir.) O'nu görmeye gelen şairler, asılmış bedeni karşısında saygı duruşuna geçerler.
Paris'teki Pere Lachaise mezarlığına gömülen Nerval, aşkı için intihar eden ender Romantizm dönemi şairlerindendir. Umberto Eco tarafından İtalyanca'ya çevirilmiş olan eserleri İtalyan edebiyatı'nı yönlendirirken; Nerval ayrıca modern Sürrealizm'in en büyük ilham kaynaklarından biridir.
Başlıca Eserleri
- 1851 - Voyage en Orient (Doğuya Seyahat) (Kahire ve Beyrut'a yaptığı geziler doğrultusunda yazılmıştır)
- 1852 - Les Nuits d'Octobre (Kasım geceleri)
- 1853 - Sylvie (Romantik edebiyat tarihinin en önemli eserlerinden biridir)
- 1854 - Les Filles du Feu (Ateşin Kızları) (Küçük hikayelerden oluşmaktadır)
- 1855 - Aurelia (Romantik edebiyat tarihinin en önemli eserlerinden biridir)
- 1856 - Promenades et Souvenirs (Gezintiler ve hatıralar)
Bazı Şiirleri
Fantazya
Bir hava bilirim, dünyalara degişmem:
Bütün Rossini, Mozart, Weber sizin olsun.
Çok eski bir hava, agır, hazin, muhteşem;
Yalnız ben duyarım onda ne varsa füsun!
Ne zaman o havayı dinleyecek olsam
Ruhum gençleşiverir birden iki asır.
On üçüncü Louis devridir, vakit akşam!
Batan günle sararmış bir yamaç uzanır.
Camları kızıla çalan renklerle yanar,
Kiremitten bir şato, köşeleri taştan.
Etrafı çepeçevre baglar, bahçeler, parklar;
Bir dere akıyor çiçekler arasından
Kömür gözlü bir kumral en üst pencerede;
Eskidir geçmiş zaman esvapları eski.
Görmüşlügüm var bu kadını, ama nerede?
Hatırlıyorum, başka bir hayatta belki!
El Desdichado
Ben Zifiri Karanlık,- ben ki dul, -Çaresizim,
Şatosuna el konmuş, ben, Aquitaine prensi
Tek yıldızım da öldü, -şimdi yaldızlı sazım
Taşıyor Melankolinin Kara güneşini.
Mezarındaki güzel, sana geçiyor nazım
Ver bana Pausilippe'i, İtalyan denizini
Nerde Gülle Asmanın kucaklaştığı üzüm
Ver bana yüreğimin hoşlandığı çiçeği
Amour muyum, Phoebus mü ?... Lusignan ya Biron mu?
Öpmüştü Kraliçem, hala kırmızı alnım;
Syrene'in mağrasında tatlı düşlere daldım...
Utkuyla gelip geçtim iki kez Acheron'u
Dile getirdim tek tek çalıp Orphée'nin lirini
Perinin, Ermiş Kızın hazin iniltilerini.
" Bu aksam beni bekleme, çün
FANTAZYA
Bir hava bilirim, dünyalara degismem: Bütün Rossini, Mozart, Weber sizin olsun. Çok eski bir hava, agir, hazin, muhtesem; Yalniz ben duyarim onda ne varsa füsun!
Ne zaman o havayi dinleyecek olsam Ruhum gençlesiverir birden iki asir. On üçüncü Louis devridir, vakit aksam! Batan günle sararmis bir yamaç uzanir.
Camlari kizila çalan renklerle yanar, Kiremitten bir sato, köseleri tastan. Etrafi çepeçevre baglar, bahçeler, parklar; Bir dere akiyor çiçekler arasindan
Kömür gözlü bir kumral en üst pencerede; Eskidir geçmis zaman esvaplari eski. Görmüslügüm var bu kadini, ama nerede? Hatirliyorum, baska bir hayatta belki!
Gerard De Nerval
ILK SEVGILILER
Nerde bizi seven kizlar? Hepsi kara topraklarda. Daha sen, daha gamsizlar; Daha güzel bir diyarda.
Meleklerle beraberler, Mavi semanin dibinde; Meryem Ana'yi överler; Coskun ilahilerinde.
Sen ey bembeyaz nisanli! Baharindaki bakire. Sararmis, garip sevdali, Verip kendini kedere.
Gözlerimizde bir derin Edebiyat vardi gülen. Sönmüs isiklari yerin, Yanin göklerle yeniden.
Gerard De Nerval
Dış Bağlantılar
- Türkçe şiirleri ve tanıtımı
- Fransızca şiirleri
- Fransızca detaylı hayatı
Kaynaklar
Vikipedi