Dip
1. anlamı Oyuk veya çukur bir şeyin en alt bölümü:"O kuyunun dibinde kireç vardır."- S. F. Abasıyanık. Taban. Dikili duran bir şeyin yerle birleştiği nokta ve çevresi veya bir şeyin yanı başı:"En çok kafam terlemişti, parmaklarımı saçlarımın diplerine sürdüm."- S. F. Abasıyanık. Kapalı bir yerin kapıya göre en uzak bölümü:"Karagöz perdesinin karşısına dizilmiş koltuklardan en diptekine oturdu."- A. İlhan. Arka, kıç:"Hepsi de, tavuğun dibinden sabah sabah çıkmış, taptazedir."- E. E. Talu.2. anlamı (f). (ped veya dipt, ping) batırmak, daldırmak, banmak; ıslatmak; kepçe gibi bir şeyle çıkarmak; bayrak gibi bir şeyi indirip kaldırmak; (den). selam maksadıyla sancağı yarı mayna ve hisa etmek; antiseptik suya batırmak (bir hayvanı); dalmak, batma.
3. anlamı daldırmak. batırmak. sokmak. (güneş.vb.) batmak. alçalmak. azalmak. düşmek. inmek. azaltmak. düşürmek. indirmek. (ışık) kısmak. inip yükselmek. indirip yükseltmek. yokuş. iniş. kısa yüzüş. dalıp çıkma.