Teknik olarak darbeciler genellikle ordunun yapacakları eyleme karşı tarafsız kalmasını fırsat bilerek iktidarı ele geçirir, lideri devirir, radyoların ve televizyonların v.b. iletişim kanallarının işgal edilmesi gibi hükümet daireleri üzerinde bir otorite kurarlar, elektrik santrallerinin ele geçirilmesi gibi temel altyapı tesislerini ele geçirirler. Askeri darbeler 20. yüzyılda yaygın biçimde Latin Amerika'da Arjantin,Şili, Asya'da Birmanya, Afrika'da ve Avrupa'da Yunanistan, Türkiye gibi özellikle gelişmekte olan ülkelerde gözlenmişdir. Hükümetlerin ekonomik ve sosyal sorunları çözmekte başarısız oldukları iddiası, cuntacılar tarafından askeri darbelerin başlıca sebebi olarak gösterilmektedir.
Askeri darbeler aynı zamanda güçlü devletlerin zayıf devletler üzerindeki emellerini gerçekleştirebilmeleri için tercih edilen bir yol olarak da karşımıza çıkar. Örneğin CIA'in Şili darbesine destek vermesi gibi. Ayrıca, NATO'nun askeri kanadından 1974'te çıkan Yunanistan'ın, karşılığında Türkiye'ye hiçbir taviz verilmeden 1981'de veto edilmeden tekrar NATO'ya kabulü de ancak 12 Eylül 1980 darbesinden sonra mümkün olabilmiştir.
Darbeker Tarihi
Darbeler siyaset tarihinin uzun zamandır bir parçasıdır. Jül Sezar(Julius Caesar) bir darbe kurbanı olmuştur ve bazı Roma imparatorları iktidara darbeyle gelmiştir. 1799'da Napolyon da Fransa'da iktidarı bir darbeyle ele geçirmişti. Antik Yunan ve Hindistan kentlerinde darbeler fazlasıyla yaygındı.20. asrın sonlarına doğru darbeler başta gelişmekte olan ülkeler olmak üzere dünyada bir hayli yagınlaştı: Latin Amerika'da, Asya'da, Afrika'da, Avrupa'da. 1980'lerden sonra darbeler daha az sıklıkta görülmeye başlandı. Hükümetlerin sosyal ve ekonomik sorunları çözmekte yaşadıkları sorunlar ve dolaysıyla ortaya çıkan yeni sorunlar bu darbelerin başlıca sebeplerini oluşturmaktadır.
Bütün bu görünür sebeplerin yanında darbeler ayrıca güçlü devletler tarafından zayıf ve küçük devletler üzerindeki emellerini gerçekleştirmede etkili bir silah olarak kullanılmaktadır. Bunun en canlı örneği Şili'de Salvador Allende hümetinin devrilmesi ve Allende'nin öldürülmesiyle sonuçlanan darbedeki ABD ve CIA etkisinde görülebilir.
2002'de Venezuela'da oy çokluğu ile seçilmiş olan Hugo Chavez'e karşı ABD destekli bir darbe yapıldı; darbe başarılıydı ama hemen yıkıldı. Darbenin etkisi Chavez yanlısı halk gösterileri, ordunun Chavez yanlısı tutumu sebebiyle kolayca ortadan kalktı. Chavez darbeden 2 gün sonra yeniden iktidarı ele geçirdi, askeri cunta dağıtıldı. Bu gibi durumlarda halk gösterilerinin darbeleri ters çevirebileceği ve istedikleri liderleri geri getirip iktidara oturtabilecekleri anlaşılmış oldu. Hatta bu olaydan sonra Chavez'e yönelik halk desteğinin daha da artması darbeden istenilen sonucun tam aksine bir gelişme oldu.
Askeri Darbe Sonrası Hükümet Şekilleri
Darbe sonrasında ordu kurulacak hükümetin şekli sorunuyla karşı karşıya kalır. Latin Amerika'da darbeden sonra değişik rütbede askerlerden oluşan cunta yönetimi oldukça yaygındır. Afrika'da ve Türkiye'de ise devrimci bir meclis oluşturma ve bu meclis üyelerinin ordu tarafından seçilmesi yöntemi yaygın olarak kullanılır. 27 Mayıs 1960 ve 12 Eylül 1980 darbeleri ile yönetimi ele geçiren TSK, oluşturduğu Milli Birlik Komitesi ya da Milli Güvenlik Kurulu vasıtasıyla ülkeyi mutlak biçimde yönetmiş; aynı zamanda Kurucu Meclis ya da Danışma Meclisi adıyla Ordu tarafından seçilen sivil temsilcilerin olduğu ancak MBK ya da MGK karşısında bir hayli zayıf bir de meclis oluşturulmuştur.Türkiye'de Darbe Olgusu
Türkiye çok partili hayata geçiş yaptığı dönemden sonra demokratik hayatı neredeyse her on yılda bir askeri müdahalelerle kesintiye uğradı. İlki 27 Mayıs 1960'da olmak üzere; 12 Mart 1971'de (muhtıra), 12 Eylül 1980'de, 28 Şubat 1997'de (postmodern darbe) arka arkaya askeri müdahalelere tanık oldu. Ayrıca 27 Nisan 2007'deki Cumhurbaşkanlığı krizi sonrası yayınlanan 27 Nisan tarihli Genelkurmay Başkanlığı Bildirisi de bazı kaynaklarca muhtıra olarak değerlendirilmiştir.Darbeyle İşbaşına Gelen Liderler
İsim | Ülke | Tarih |
---|---|---|
Cemal Gürsel | Türkiye | 1960 |
Georgios Papadopulos | Yunanistan | 1967 |
Saddam Hüseyin | Irak | 1968 |
Muammer Kaddafi | Libya | 1969 |
Kabus bin Seyd El Ebu Seyd | Umman | 1970 |
Augusto Pinochet | Şili | 1973 |
Ziya ül Hak | Pakistan | 1978 |
Teodoro Obiang Nguema Mbasogo | Ekvator Ginesi | 1979 |
Kenan Evren | Türkiye]] | 1980 |
Lansana Conté | Gine | 1984 |
Blaise Compaoré | Burkina Faso | 1987 |
Zine el Abidin bin Ali | Tunus | 1987 |
Than Shwe | Myanmar | 1988 |
Ömer Hasan Ahmet el Beşir | Sudan | 1989 |
Yahya Jammeh | Gambia | 1994 |
Hamad bin Khalifa | Katar | 1995 |
Pervez Müşerref | Pakistan | 1999 |
François Bozizé | Orta Afrika Cumhuriyeti | 2003 |
Josaia Voreqe Bainimarama | Fiji | 2006 |
Mohamed Ould Abdel Aziz | Moritanya | 2008 |
Andry Rajoelina | Madagaskar | 2009 |
Roberto Micheletti | Honduras | 2009 |
Darbeyle İşbaşına Gelen Liderler
- Saddam Hüseyin, Irak (1968)
- Muammer Kaddafi, Libya(1969)
- Kenan Evren, Türkiye(1980)
- Pervez Müşerref, Pakistan(1999)