Tanrılar ve Etkileşimler
Arap mitolojisinde bugüne kadar ulaşmış bazı tanrı ve tanrıça isimleri vardır. Çeşitli kaynaklardan bunların doğası ve rolleri hakkında bilgi edinilebilmektedir. Bunların en tanınan ve Kur'an'da da ismi geçen üç tanesi, zaman zaman Tanrı'nın kızları olarak da anılmış olan el-Lat, el-Uzza ve el-Menat'dır. İslami kaynaklar Arap mitolojisinin temelini monoteist bir yapıdan aldığını öne sürer ve bu tanrıçalar gibi o dönemlerde tapılan çeşitli tanrı ve tanrıçaların isimlerinin kökeninin Allah sözcüğü olduğunu öne sürmektedirler. Her ne kadar Arap mitolojisinin monoteistik bir yapıdan türediğine dair kesin bilimsel kanıtlar olmasa da, Allah sözcüğünün o dönemde kullanıldığı bilinmektedir ve etimolojik açıdan bu isimlerin Allah isminden türemiş olması olasıdır.Etkileşimler
Arap mitolojisine dair bilinen gerçeklerden biri de özellikle Mezopotamya mitolojisinden fazlasıyla etkilendiğidir. Zaten coğrafi konumları gereği herhangi bir etkileşimin olmayışı düşünülemez. Sadece Mezopotamya mitolojisi değil, dönemde çevre bölgelerde yaşayan toplulukların mitolojileri ve inançları da Arap mitolojisini büyük oranda etkilemiştir.Sıklıkla ismi ortaya çıkan ve hakkında en çok bilgi bulunan mitolojik figürlerde bu kültürel ve bölgesel çeşitlilik ve yaygınlık aşikardır. Ayrıca, el-Lat, el-Uzza ve Menat'a Palmirliler de tapınmaktaydı. }
G. Ryckmans'a göre tanrıça el-Lat, Semud, Safai ve Lihyani kavimlerine ait kitabelerde adı geçen tanrıça İlat ile aynıdır. el-Lat'ın ismi Palmir ve Nabat kitabelerinde de geçmektedir. Güney Arabistan'da rastlanan ve el-Lat'a gönderme yapan kişi isimleri güney Arabistan'da da el-Lat'a tapıldığına dair kanıt olabilir. }
Palmirlilerin de tapındığı bir başka ortak tanrıça el-Uzza idi. Ayrıca Azizo adında tapındıkları bir tanrıları daha vardı. } Bunların dışında Suriyelilerde de Venüs'ü sembolize eden el-Uzza göğün kraliçesi olarak mevcuttu. }
Menat da Nabat kitabelerinde geçer ve Semud kavmi tarafından da bilinirdi. }
Bunların dışında adı sıkça geçen bir tanrı da Hubal veya Hubel'dir. İsminin İbranice Ha ve Ba'l`dan geldiğini düşünülmektedir. Böylece "rab, tanrı" gibi bir anlama sahip olduğu öne sürülmüştür.
Tanrıları Görevleri ve Doğaları
Arap mitolojisinde büyük bir çeşitlilik mevcuttu ve çoğu tanrının hangi nesne, kavram veya iş ile bağdaştırıldığı bugün bilinmemektedir. Arapların yüzden fazla putları olduğu} göz önüne alınırsa, büyük ihtimalle bu putların simgelediği büyük sayıda tanrılar mevcuttu. Fakat o dönemdeki Arapların ve Arap mitolojisi bağlılarının dini yaşamları hakkında fazla bilgi olmayışı, tanrılara tam olarak ne tür görev veya tanımlar atfettiklerini bilmemizi zorlaştırır. Ayrıca, var olan çeşitlilik nedeniyle birçok farklı kabile daha farklı mitolojik gruplar ve tapınımlar oluşturmuştur. Örneğin, Kinane kabilesinin Ay, Teym kabilesinin ed-deberan ve Kelb kabilesinin Şi'ra yıldızı gibi gök cisimlerine taptığı bildirilmektedir. } Farklı kabilelerin tanrılarının arasındaki bağlar ve benzerlikler veya farklı kabilelerinin birbirlerinin tanrılarına olan bakış açıları belirsizdir.Bunların dışında tarihçilerin çoğunluğu, Arap mitolojisindeki belirgin üç tanrıça, el-Lat, el-Uzza ve Menat'ın sırasıyla Güneş, Venüs ve Hüküm tanrıçaları olduğunu söylemektedir. }
Putperestlik
Arap mitolojisi kendi içinde yoğun bir putperestlik geleneği taşımaktaydı. Birçok mitolojide olduğu gibi, putlar sembolize ettikleri tanrı veya tanrıçalar nedeniyle kutsal sayılmaktaydılar ve en önemli tapınım aracıydılar. Yukarıda bahsedildiği gibi Arapların yaklaşık yüz farklı putu olduğu bildirilmektedir. Mekke'deki Kabe'de, İslam öncesi devirde, farklı kabilelerinin tanrılarının putlarını da içeren yüzlerce put bulunduğu rivayet edilmiştir. Böylece bölgeye çeşitli amaçlarla (ticaret vb.) gelen farklı kabilelere mensup kişiler kendi kabilelerinin inandığı tanrılara, bu putlar sayesinde tapabilmekteydi. }Cinler ve Kehanet
Arap mitolojisinde yaygın bir cin inancı vardı. Bazı hayvanların cinlerle ilgileri olduğunu düşünmekteydiler. Ayrıca gul diye adlandırdıkları dişi cinlerin varlığına inanırlardı. Haklarında ve uygulamalarında çok bir bilgi bulunmasa da topluluklarda büyücü ve kahinlerin var olduğu bilinmektedir. Bu kişilerin cinlerle ilgileri olduğuna inanıldığı için genel olarak insanlar bu kişilerden çekinirlerdi. Cinlerin bu kahinlere gizli şeyleri haber verdiği, kehanetlerde bulunduğu düşünülürdü. Bu nedenledir ki kahinler topluluk içinde sıklıkla hakem rolü üstlenirlerdi. }Politeizm, Henoteizm ve Arap Mitolojisinde Allah
Arap mitolojisinin öğeleri belirgin biçimde günümüze ulaşamamıştır, yine de daha sonra İslam döneminde bazı kaynaklarda çok kısa ve yalınca tanımlandıkları olmuştur. Ayrıca İslam dininin kutsal kitabı Kur'an'da dönemin Araplarının inançlarına dair bazı tanımlar içermektedir. Örneğin Kur'an'da İslam öncesi Araplarının cinlere tapındığı (34/41), meleklere tapındığı (43/19) ve dişi tanrıçalara tapındıkları (4/117) geçmektedir. Arap mitolojisine dair Kur'an'da geçen en belirgin öğe belki de onların Yaratıcı sıfatı bulunan belirli bir baş tanrıya tapındıkları fakat bunun dışında, belki de bu baş tanrı ile kendileri arasında aracı olmaları için, çeşitli daha küçük tanrılara tapındıklarıdır (29/61,63; 39/3 vd.). Ayrıca tapındıkları ve putperestlik geleneğini sürdürdükleri bu tanrıların bir kısmını Allah'ın Kızları yani baş tanrının çocukları olarak gördüklerine dair ifadeler de vardır. Bu düşünceleri destekleyecek şekilde dönemden bugüne kadar ulaşan bazı şiir metinlerinde, "Allah" adıyla andıkları yüce bir Tanrı'ya dair bilgiler bulunmaktadır.} Yine de bunun daha sonraki dönemlerde Müslümanlar tarafından, politeistik tanrıların isimleri yerine metinlere geçirildiği şeklinde iddialar da mevcuttur. Genel görüş bu iddaları içinde çeşitli putların ve politeistik inançta inanılan tanrı isimlerinin yer aldığı şiir parçalarının da bugüne ulaştığı gerekçesiyle reddeder. Ayrıca İbnu'l-Kelbi'nin kaleme almış olduğu "Kitabu'l Asnam"da Arapların Allah adıyla andıkları bir tanrının yanı sıra farklı tanrılara da tapındıklarına dair bilgiler mevcuttur. Ek olarak bazıları Allah isminin Mekke'de bulunan putlardan veya politeistik tanrılardan birinin adı olabileceğini veya yüce bir tanrının isminden çok genel anlamda tanrı sözcüğü yerine kullanıldığını öne sürmüşlerdir. Sonuç olarak Arap mitolojisinin tamamen politeistik bir temel üzerine mi kurulduğu yoksa daha çok henoteistik bir temele mi sahip olduğu bilimsel anlamda belirsizdir.Referanslar
- } Bu şiirlerden örnekler için Dr. Cevad 'Ali, Tarihu'l 'Arab Kable'l İslam, Bağdad, 1375/1956, VI, 297 vdd.; Prof. Dr. Toshihikô Izutsu, Kur'an'da Allah ve İnsan, Çev. Doç. Dr. Süleyman Ateş, Ankara 1975, s. 83-113 ve özellikle 103-110.
- } G. Ryckmans, Les Religions Arabes Préislamiques, 2. baskı, Louvain, 1951, s. 15; Prof. Dr. Neş'et Çağatay, İslam Öncesi Arap Tarihi ve Cahiliye Çağı, 3. baskı, Ankara, 1971, s. 57.
- } Ryckmans, a.g.e, s. 15, 21, 22.
- } Çağatay, a.g.e, s. 57.
- } İbn el Kelbi, Putlar Kitabı, n.131'de Wellhausen, Reste, s.41'den.
- } Ryckmans, a.g.e, s. 15-16.
- } Prof. Dr. Suad Yıldırım, Kur'an'da Uluhiyyet, Kayıhan Yayınevi, 1987, s. 7.
- } C. 'ali, a.g.e, VI, s.316-317.
- } Ryckmans, a.g.e, s. 12, 15-16; Prof. Dr. H. İbrahim Hasan, Tarihu'l-İslam es-Siyasi ve'd-Dini... 7. baskı, el-Kahire, 1964, I, s.71 (Menat hakkında).
- } H.İbrahim Hasan, I., s.70-71; M. Şemseddin, s. 152; Maurice Gaudefroy-Demombynes, Mahomet, Paris, 1969, s.53.
- } Cin inancı hakkında bkz. M. Şükri el-Alusi, Büluğu'l-Ereb, II, s.360 vdd.; II, s.325-326; Çağtay, a.g.e, s.103; Gaudefroy-Demombynes, a.g.e, s.32 vdd.
Kaynakça
- Prof. Dr. Suad Yıldırım, Kur'an'da Uluhiyyet, Kayıhan Yayınevi, 1987, Müşriklerin inançları s. 1-8. ve Kaynakçası.
- İbnu'l Kelbi'nin Kitabu'l Asnam'ı (evangelik Hristiyan bir site tarafından yayımlanmış çevirisi)