Yaşamı
Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı'ndaki dosyasında kayıtlı bilgilere göre Alparslan Arslan, 1977 yılında Bingöl'ün Kiğı ilçesinde doğdu. 1982 yılında başladığı ilk, orta ve lise eğitimini 1993 yılında tamamlayan Arslan, 1994 yılında Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne girdi. 1998 yılında Hukuk Fakültesi'nden mezun olduktan sonra stajını tamamlayan Arslan, 2001 yılında İstanbul Barosu'nda kayıtlı avukat olarak meslek hayatına başladı. Türkiye Barolar Birliği ve İstanbul Barosu'ndaki dosyalarında üniversite öğrenimi öncesindeki bilgilerine yer verilmeyen Arslan'ın, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ndeki kayıtlarında da Elazığ Kovancılar Lisesi'nden mezun olduğu bilgisi verilmiştir.}Bulgular ve İddialar
Şimdiye kadarki bulgular ışığında, İstanbul Barosu'na kayıtlı bir avukat olan Alparslan Arslan'ın, Ülkücü kökenli olduğu ve Türk-İslam sentezini benimsediği iddia edilmektedir. Diğer taraftan, saldırganın dökümanları arasından Ulusal Haber adına düzenlenmiş bir kimlik kartı çıkmıştır. } Saldırıdan sonra babası, oğlunun psikolojik sorunları olabileceğinden sözetmiş ve dış bağlantılardan şüphelendiğini açıklamıştır. Uğur Mumcu'nun ağabeyi hukukçu Ceyhan Mumcu'nun açıklamaları da bu bağlamda değerlendirilmektedir [1] }. Arkadaşları ve çevresi tarafından ise, Arslan'ın dindar biri olmadığı ve içki içtiği belirtilmiştir.}
Arslan, saldırıyı gerçekleştirmesinin nedeninin Danıştay'ın kamusal alanda türban takılması aleyhindeki hukuksal kararları olduğunu belirtmiştir. Emin Çölaşan'ın eşi Danıştay başkan vekili Tansel Çölaşan iddiasi olan, saldırganın "Allah'ın askeriyiz, elçiyiz. Türban davası yüzünden cezalandırılacaksınız." dedikten sonra, toplantı halinde bulunan Danıştay İkinci Dairesi üyelerine ateş açması, odada bulunan Danıştay üyelerince yalanlanmıştır. } Yapılan ilk sorgusunda, olayı türban kararı nedeniyle gerçekleştirdiğini belirterek, "Aldıkları karar Allah’ın adaletine sığmıyor. Cezalandırmak istedim." demiştir.}
Yaralanan üyeler arasında söz konusu hukuksal kararda olumsuz oy kullanmış bir kadın üyenin de bulunması, TBMM Başkanı Bülent Arınç tarafından türban nedeninin şüphe ile karşılanmasına neden olmuştur. Diğer yandan, "İslami" denilen kesime yakın olduğu savlanan Vakit gazetesinin 14 Şubat 2006 tarihinde "İşte O Üyeler" başlığı ile türbanlı bir bayan öğretmen konusundaki hukuksal kararı alan Danıştay üyeleri haber yapmıştır. Gazetenin söz konusu sayısının katilin üzerinden çıkmış olması } Vakit gazetesinde yayımlanan haberin bir hedef gösterme olabileceği şüphesini yaratmıştır.
Ankara Terörle Mücadele Şubesi ekiplerince yürütülen soruşturmada, Alparslan Arslan'ın, Danıştay'a Saldırı olayından başka, Cumhuriyet Gazetesi'nin bombalanması olaylarına da karıştığı belirlenmiştir.} Emniyet tarafından yapılan açıklamada, Alparslan Arslan'ın Danıştay Saldırısı'ndan sonra YÖK'e de benzer bir saldırı yapmayı planladığı, ancak yakalandığı için bunu gerçekleştiremediği açıklanmıştır.}
Emniyet tarafından saldırganın evinde yapılan aramada çok sayıda porno CD, aşk mektupları ve dini kitap bulunmuştur. Saldırganın arkadaşları ve yakın çevresi ise, Arslan'ın dindar bir kişi olmadığını, sıkça içki içtiğini belirtmişlerdir. }
Teröristin ilişki içerisinde olduğu Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Derneği (VKGB) isismli bir dernek tesbit edildi. İçişleri Bakanlığı'nın VKGB'nin faaliyetlerini soruşturmak üzere görevlendirdiği Mülkiye Başmüfettişleri, hazırladıkları raporlar doğrultusunda, dernek hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundular. Diğer taraftan saldırganın ilişki içerisinde olduğu kilit isim Muzaffer Tekin’in, Danıştay saldırısında emirleri emekli bir komutandan aldığı üzerinde duruluyor. MİT ve Emniyet'in hazırladığı örgüt şemasında en tepeye yerleştirilen yüksek rütbeli paşanın ismi (Veli Küçük), tetikçi Arslan’ın babasının ifadesinde de yer alıyor. Diğer taraftan Emniyet Genel Müdürü Gökhan Aydıner, Danıştaydaki silahlı saldırı ve Cumhuriyet Gazetesine yönelik bombalı eylemlerle ilgili örgütsel bir oluşumun var olduğunun saptandığını ve mensuplarının yakalandığını söyledi. Bu yapılanmanın Ergenekon yapılanması olduğu üzerinde duruluyor.