Fix

Fix

1. anlamı (f). yerleştirmek, oturtmak; sabitleştirmek; kararlaştırmak; (A.B.D). düzene sokmak; (A.B.D)., (k).dili tamir etmek; (A.B.D). (yemek) hazırlamak; (k).dili rüşvet yoluyla sonucu garanti altına almak; spor şike yapmak; (A.B.D)., (k).dili yola getir.
2. anlamı saptamak. belirlemek. düzenlemek. kararlaştırmak. onarmak. sıkıca tutturmak. yerleştirmek. sabitleştirmek. oturtmak. şike yapmak. (birisine yiyecek.içecek.vb.) hazırlamak. ile ilgilenmek. icabına bakmak. hakkından gelmek. kötü ve güç durum. boktan durum.
3. anlamı sabit. çevik.

Fix

Fix İngilizce anlamı ve tanımı

Fix anlamları

  1. (v. t.) To transfix; to pierce.
  2. (noun) A position of difficulty or embarassment; predicament; dilemma.
  3. (v. i.) To become fixed; to settle or remain permanently; to cease from wandering; to rest.
  4. (v. i.) To become firm, so as to resist volatilization; to cease to flow or be fluid; to congeal; to become hard and malleable, as a metallic substance.
  5. (v. t.) To render (an impression) permanent by treating with such applications as will make it insensible to the action of light.
  6. (a.) Fixed; solidified.
  7. (v. t.) To line the hearth of (a puddling furnace) with fettling.
  8. (v. t.) To hold steadily; to direct unwaveringly; to fasten, as the eye on an object, the attention on a speaker.
  9. (v. t.) To put in order; to arrange; to dispose of; to adjust; to set to rights; to set or place in the manner desired or most suitable; hence, to repair; as, to fix the clothes; to fix the furniture of a room.
  10. (noun) fettling.
  11. (v. t.) To make firm, stable, or fast; to set or place permanently; to fasten immovably; to establish; to implant; to secure; to make definite.

Fix tanım:

Kelime: fix
Söyleniş: 'fiks
İşlev: verb
Kökeni: Middle English, from Latin fixus, past participle of figere to fasten; akin to Lithuanian dygti to sprout, break through
transitive senses
1 a : to make firm, stable, or stationary b : to give a permanent or final form to: as (1) : to change into a stable compound or available form bacteria that fix nitrogen (2) : to kill, harden, and preserve for microscopic study (3) : to make the image of (a photographic film) permanent by removing unused salts c : AFFIX, ATTACH
2 a : to hold or direct steadily fixes his eyes on the horizon b : to capture the attention of fixed her with a stare
3 a : to set or place definitely : ESTABLISH b : to make an accurate determination of : DISCOVER fixing our location on the chart c : ASSIGN fix the blame
4 : to set in order : ADJUST
5 : to get ready : PREPARE fix lunch
6 a : REPAIR, MEND fix the clock b : RESTORE, CURE the doctor fixed him up c : SPAY, CASTRATE
7 a : to get even with b : to influence the actions, outcome, or effect of by improper or illegal methods the race had been fixed
intransitive senses
1 : to become firm, stable, or fixed
2 : to get set : be on the verge we're fixing to leave soon
3 : to direct one's attention or efforts : FOCUS; also : DECIDE, SETTLE -- usually used with on
synonym see FASTEN
- fix·able /'fik-s&-b&l/ adjective

Fix ile eşanlamlı (synonym) kelimeler

Bushel, Cook, Deposit, Determine, Doctor, Fasten, Fixing, Fixture, Get, Hole, Jam, Limit, Localization, Locating, Location, Make, Mend, Mending, Mess, Muddle, Pickle, Posit, Prepare, Ready, Repair, Reparation, Restore, Secure, Set, Situate, Specify, Sterilize, Unsex,

Fix ile zıt (antonym) anlamlı kelimeler

Break, Bust, Unfasten,

Fix

İngilizce Fix kelimesinin İspanyolca karşılığı.
s. apuro, aprieto, situación problemática; soborno, cohecho
v. arreglar, componer, reacondicionar, reparar; preparar, aliñar, alistar, aparejar, dejar listo; fijar, asegurar, prensar, sujetar

Fix

İngilizce Fix kelimesinin Fransızca karşılığı.
n. embarras, ennui, pétrin (argot); localisation, endroit; injection d'héroïne (argot)
v. fixer, attacher; stabiliser; arranger; réparer; préparer; charger de; soudoyer; arranger le portrait (argot), (se) piquer

Fix

İngilizce Fix kelimesinin Almanca karşılığı.
n. Patsche (Slang), Klemme (Slang); Suppe einbrocken (Slang); Standort (Nautik), Position (Nautik)
v. prägen; einprägen; befestigen; festmachen; anbringen; verankern; bestechen; sich um etwas kümmern (Umgangsprache); reparieren; etwas in Ordnung bringen

Fix

İngilizce Fix kelimesinin İtalyanca karşılığı.
s. dilemma, situazione imbarazzante, imbroglio, pasticcio; posizione (navigazione); dose di droga
v. fissare, fermare; pattuire; imprimersi nella mente; tenere fisso; stabilire, determinare; attribuire; (fam) accomodare, riparare; sistemare, mettere in ordine; (fam) preparare, approntare

Fix

İngilizce Fix kelimesinin Portekizce karşılığı.
s. má situação, grande problema, "encrenca" (gíria); localização; injeção de heroína (gíria)
v. determinar; consertar; arrumar; preparar; fixar; estabelecer; subornar; ordenar

Fix

f. bağlamak, takmak, yerleştirmek, dikmek (göz), tamir etmek, yapıştırmak, düzeltmek, tespit etmek, saptamak, kararlaştırmak, dik dik bakmak, gözünü dikmek, dikkat çekmek, gözünü ayırmamak, sağlamak, üstesinden gelmek, rüşvet vermek, rüşvetle elde etmek,
i. güç durum, çıkmaz, önceden belirlenmiş sonuç, uyuşturucu iğne, eroin dozu, aşırı doz

Fix

Almanca Fix kelimesinin İngilizce karşılığı.
n. embarrassing situation, predicament (Slang); location, position (i.e. of a ship or individual); clear understanding; dose of a narcotic drug or something which is strongly desired (Slang)

Fix

İngilizce Fix kelimesinin Flemenkçe karşılığı.
zn. ongeluksgeval; opsporing, localisatie; gebruik van heroine (slang)
ww. vastmaken; vaststellen; vestigen; opknappen; fixeren; regelen

Fix

n. embarrassing situation, predicament (Slang); location, position (i.e. of a ship or individual); clear understanding; dose of a narcotic drug or something which is strongly desired (Slang)
v. determine; set firmly; stabilize; arrange; repair; prepare; attract; focus on; illegally influence the outcome of; take care of (Slang); spay, castrate
v. mainline, shoot up with heroin (Slang); speculate, buy and sell commodities to profit from market fluctuations

Fix

Almanca Fix kelimesinin Fransızca karşılığı.
adj. fixe, rapide, deux: en deux temps
adv. vite

Fix

Almanca Fix kelimesinin İtalyanca karşılığı.
adj. fisso, svelto, fermo
adv. fisso: in maniera fissa, presto, rapidamente

Fix

Almanca Fix kelimesinin İspanyolca karşılığı.
adj. fijo, ágil, vivo, ligero, expeditivo

Fix

Almanca Fix kelimesinin Türkçe karşılığı.
s. sabit, değişmez, çabuk, çevik

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Fix You
6 yıl önce

"Fix You", İngiliz alternatif rock grubu Coldplay tarafından X&Y adlı albüm için kaydedilen şarkıdır. Albümün ikinci teklisi olarak İngiltere'de 5 Eylül...

Phileas Fogg
3 yıl önce

dedektif Fix görevlendirilir. Hindistan'da ise bir Hint prensesi kurtarır ve gezmeye devam eder. Bu sırada bir general ona yardım eder. Fix, sürekli Fogg'u...

Dead reckoning
6 yıl önce

uçuşta kullanılan ana seyrüsefer yöntemidir. Fix: Belirli bir zamanda uçağın yeryüzü üzerindeki konumudur. Fix, görsel referanslarla veya radyo seyrüsefer...

Black Star
3 yıl önce

gösterdiler. Kasım 2011'de "Fix Up" adlı bir single yayınladılar. Single'ın B yüzünde "You Already Knew" adlı bir şarkı daha yer aldı. "Fix Up"ın prodüktörlüğünü...

Brown Ideye
6 yıl önce

tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Nisan 2012.  ^ "Jetzt ist es fix!: Ideye Brown für stolze 6 Millionen zu Sochaux‎ – Blick Online". 23 Temmuz...

D-SMART
3 yıl önce

D-Smart D-Fix, modül ve içerisine yerleştirilen bir kart ile D-Smart yayınlarının alınmasını sağlar. Uyumlu televizyonlara takılabilen D-Smart D-Fix sayesinde...

D-Smart, Beşiktaş, D Max, D Spor, D Yeşilçam, D Çocuk, Digiturk, Discovery Channel, Doğan Yayın Holding, Dream TV, Fenerbahçe
Psalm 69: The Way to Succeed and the Way to Suck Eggs
3 yıl önce

- Nancy Spungen (Chloe Webb), "Sid and Nancy"'den "I wanna fix! Gimme a fix!" "Just one fix!" - Frankie Machine (Frank Sinatra), "The Man with the Golden...

Hitmixes
6 yıl önce

remikslerinde 1980'lerin etkileri bulunurken "LoveGame" Chew Fu Ghettohouse Fix Space Cowboy'un "Poker Face" remiksi house ve trance müziğin synthesizerlarla...