Ortalama 2000 yaşındadırlar, bundan yarım asır önce bulunmuşlardı ve ortaya çıkartılmalarından hemen sonra dinler tarihi, özellikle de Hristiyanlığın ilk devirleri üzerine büyük bir tartışma başlamıştı. Vatikan, tomarlarda yazılı olanları gizlemek için büyük çaba gösterirken İsrailliler metinlerin tamamını yayınlatınca, Hristiyan dünyasında oldukça şiddetli bir inanç depremi yaşanmıştı.
Bu tomarların büyük bir çoğunluğu 1947’de ve bazıları da 1956 senesinde Kumran vadisi yakınlarındaki 11 ayrı mağarada ortaya çıkmıştır. İlk olarak Muhammed Ahmed El-Hamid adlı Bedevi bir keçi çobanı tarafından 1947 yılında, Ölü Deniz yakınlarındaki Kumran Vadisindeki bir mağarada bulunmuştur.
“Ölü Deniz Tomarları’nın” bulunması, 20. yüzyılın en önemli arkeolojik keşiflerinden birisidir. Bu tomarlar, M.Ö. 150 ile M.S. 70 yılları arasında, Kumran vadisine yerleşmiş olan ve bir manastır hayatı yaşayan çiftçi bir Yahudi komününün (kibbuts) varlığını ortaya koymaktadır. Kumran Toplumu veya Esseneler olarak bilinen bu grup Yahudiliği doğru bir şekilde yaşamaya çalışan bir gruptu.