Napolyon, Avusturya ve Rus kuvvetlerinin gelmesinin zaman alacağından müttefiklerin toparlanmasına fırsat vermeden hareketi başlatmayı planladı. Fransız ordusu, 120.000 asker ve 570 top ile 15 Haziran 1815’te Belçika hududunu geçti. Napolyon, Blücher kumandasındaki Prusya kuvvetlerini, 16 Haziran 1815’te Ligny Muharebesinde yendi. Fakat, Prusya kuvvetlerini imha edemedi. Blücher, Waterloo yakınındaki Wawre’ye çekildi. Napolyon, Wellington kumandasındaki İngiliz kuvvetlerini yerinden sökemedi. Wellington, bölgenin keşfini yaptırdı. İngiliz kuvvetlerini Brüksel yolunun iki tarafına mevzii aldırdı. Wellington’un müdafaa stratejisi; “Tek er kalıncaya kadar burada bulunmanızı emrediyorum!” emri esasına dayanıyordu. İngiliz ve Prusya kuvvetlerinin mevcudu 220.000 asker ve 500 top kadardı. Müttefikler, Viyana Kongresinde alınan karara uygun kuvvet toplayamamışlardı. Bunda Napolyon’un ani hareketinin de payı vardı.
Waterloo Savaşı, 18 Haziran 1815 tarihinde öğleye doğru başladı. Sabah şiddetli bir yağmurun yağması, Napolyon’un taarruzunu geciktirdi. Ligny Savaşında yenilen Blücher de Prusya kuvvetlerini Waterloo’ya getirdi. Muharebe, karşılıklı taarruzla çok şiddetli geçip, her iki taraf da can siperane muharebe etti. Napolyon’un üst üste taarruzlarına ve taktiklerine, Wellington çok iyi müdafaada bulunup, karşı taarruzu da eksik etmedi. İngiliz kuvvetleri yorulunca, Prusyalı süvarilerin taarruzu muharebenin seyrini değiştirdi. Napolyon, emrindeki kuvvetleri, kanatlardaki kumandanların yardımına zamanında gönderemedi. Kanatlardaki Fransız kuvvetleri ilerlemişse de, takviye edilmediğinden, son hatları geçemedi. Prusyalıların taze kuvvetlerle taarruzunun neticesinde, Fransızlar geriye çekildi. Prusyalıların amansız takibi, Napolyon’un geri çekilmesini bozgunla neticelendirdi. Fransızlar çok kayıp verdi. Müttefikler, zafer kazanmalarına rağmen; muharebenin istikamet değiştirmesi hususunda Wellington’un söylediği; “Kaybedilen bir harpten sonraki en feci şey, kazanılmış bir muharebedir!” vecizesi, kayıplarının çokluğunu ve vaziyetlerinin fenalığını gösterir. Napolyon’un yenilmesine sebep; taarruzun gecikmesiyle planın tatbik edilmemesi, kumandanların zamanında emri yerine getirmemesi, değişen duruma uyulmaması, kumandanların yardım talebinin karşılanmaması, kendi zekasına güvenip akli hareket etmemesi ve Prusyalıların taze kuvvetlerle taarruza geçmesidir.
Waterloo Muharebesi; Fransızların yenilmesiyle neticelendiği gibi; Napolyon’un da sonunu getirdi. Napolyon’un Elbe’den kaçışından sonraki yüz günlük iktidarı hezimetle neticelendi. St. Helena Adasına götürüldü. Viyana Kongresi, 9 Temmuz 1815 tarihinde imzalanıp, Fransa’nın aleyhine olacak şekilde Avrupa kıtası ve sömürgeler büyük devletlerce paylaşıldı.
Waterloo Savaşı
Victor Hugo'nun sefiller'de "Waterloo bir savas degildir dunyanin yuzunun degismesidir" diyor, gerçekten de Waterloo tüm tarihçiler tarafından Birinci Dünya Savaşı öncesi son kesin sonuçlu ve büyük savaş olarak kabul edilmektedir. Bu savaş avrupa kıtasının hatta dünyanın kaderini değiştirdi. History Channel Waterloo belgeselinde şöyle deniyor : Napolyon Bonapart, kıyaslandığında Büyük İskender, Büyük Friedrik, Sezar ve Hannibal'den daha fazla savaş görmüş ve kazanmış biri,ama biz onu sadece Waterloo ile hatırlıyoruz, ne büyük bir trajedi.Tarihçiler yıllardır Napolyon gibi yenilmez görünen bir asker ve o zamanın efsanevi Fransız ordusunun bu savaşı nasıl kaybettiğini sorgular.Aslına bakacak olursak Elbe adasından kaçtıktan sonra Napolyon tekrar iktidarı alırken savaş düşündüğü son şeydi,ordu savaşa hiç de hazır durumda değildi,prusya,ingiltere gibi büyük devletlere savaş ilan etti,ancak hiç biri bunu kabul etmedi,hepsinin isteği Napolyon belasından sonsuza dek kurtulmaktı.İngiltere,Prusya ve İsveç hemen birleşti,Bu orduların başında Napolyondan müthiş nefret eden adamlar, Wellington dükü Arthur Wellesley,Prusyalı general Von Blucher ve İsveçten Napolyonun kişisel düşmanı da olan Bernadette vardı.Zor durumda ki Napolyon yine de bir savunma savaşı düşünmedi,ona göre savaşı kazanmanın en iyi yolu ne olursa olsun hücum etmekti,Napolyon askeri alanda bir hücum ustasıydı, buna karşın Wellington dükü bir savunma ustası.Napolyonun yaptığı hücumlar bir türlü sonuç vermiyor,İngilizler müthiş direniyordu,özellikle Fransızların efsanevi süvarilerine karşı uyguladıkları kare savunması şaşırtıcı ve mükemmeldi.Böylece fransızlar prusyalılar yetişene kadar ingilizleri haklayıp birleşmelerini önlemeyi başaramıyordu,uzaktan bir ordu göründü ve bu ordunun blücher'in prusya ordusu olduğunun ortaya çıkması savaşın seyrini belli ediyordu.Özellikle başarısız süvari ve top hücumlarından sonra gelen ve wellingtonun şapkasını kaldırıp "hücum" demesiyle başlayan ingiliz saldırısı napolyon ordularının geri çekilmesine,dağılmasına yol açıyordu,öyle ki napolyonun hiç bir savaşta yenilmeyen, hiç kaçmayan ünlü imparatorluk muhafızları dahi korkuyla yerlerinden ayrılıp,korkakça geri çekiliyordu.İngiliz-Prusya ordusu artık kazanmıştı,askerlerinin adeta taptığı Napolyon inanılmaz vahşice bir karar vererek top hücumu başlattı,bu hücum büyük çoğunlukla kaçan kendi askerlerini vuracaktı...Tüm bunlar faydalı olmadı, adamları Napolyona gelip "nereye gideceğiz" diye sordular, o da "Paris'e" diye cevap verdi,"gerisini Tanrı bilir".Bundan sonrası herkesin bildiği gibi,dünyanın en güçlü adamının tarihten silinişi, St helena sürgünü ve bir büyük imparatorluğun çöküşü, o zamana kadar yıllarca avrupanın en güçlü ve etkili devleti olan fransanın bu özelliği ingiliz ve almanlara kaptırışı.Ancak bu büyük ve ilginç savaşın içeriğinden çok merak edilen napolyonun bu savaşı niçin kaybettiği, böyle yenilmez bir adamın ne olursa olsun bu şekilde hüsrana uğramaması gerekmez miydi,elbette Napolyonun bu savaşı kaybetmesinin bazı nedenleri vardı,işte konuşulan nedenler.
-Napolyon savaş sırasında müthiş mide ağrıları yaşıyordu,midesinden yıllarca rahatsızlık duran Napolyon savaş günleri yürümeyecek,hareket edemeyecek kadar ağrı çekiyor,buna rağmen savaş yönetmek,saatlerce at üstünde kalmak orunda kalıyordu.
-Napolyon, yerlerin çok çamurlu ve elverişsiz olduğunu görerek topların geçemeyeceğini düşünmüş ve yarım gün bekleyip zaman kaybetmişti,bu zaman ingiliz-prusya ordusunun birleşmesini sağlayacaktı.
-Napolyon, eskisi gibi değildi,sinirli,gergin ve kendisini veremez bir hale düşmüştü, kararlarında bazen çıldırmış bir doğanın etkisi görülüyordu.
-Onun askerleri,özellikle mareşal Ney,onun savaşı yönlendirmediği zamanlarda verdikleri saçma ve riskli emirlerle ordunu telef olmasını sağlamış, her şeyi bitirmişlerdi.
-Askerler imparatorlarına eskisi kadar bağlılık duymuyor,rusya hüsranının da etkisiyle orduda eski kendine güven sağlanamıyordu.
Bunlar hep yenilginin sebebi olarak gösterilir,ne kadarı doğru ne kadarı yanlış, Wellington dükü Napolyonu yendikten sonra büyük sükse yaptı,Napolyona olan kini öyle büyüktü ki ı,onun metreslerini bile topladı,ingiltere başbakanı da oldu,Blücher en büyük ve başbelası düşmanını yoketmenin zevkiyle 3 yıl daha yaşayıp öldü...Napolyon ise rusyayı,büyük osmanlı imparatorluğunu,ingiltereyi, tüm avrupayı,afrikayı istila etmek hülyalarıyla başladığı atılımını, sürgünde zalim bir valinin göz açtırmayan rahatsızlığıyla yaşlı,hasta ve yatalak bir eski imparator olarak bitirdi...