Ön bulgarların güneybatıya göç eden Tunabulgarları bölümü 9'ncu yüzyılda hristiyanlığı, Volgabulgarları ise 8'nci yüzyılda Islam'ı kabul etmişlerdir.
Volgabulgarlarının kuzeyde kurdukları hanlık, bölgede önemli ticari güce sahib olmuşdur. Sonradan bu devletin kültürel mirası, Cengiz Hanın Altın Ordu'suna akmış ve en sonunda Kazan-Tatarları tarafından sürdürülmüşdür.
Kazan tatarları 19'ncu yüzyıla kadar kendilerine hala "Tatarlar" değıl "Bolgarlar" denilmesine önem vermişlerdir. Çuvaşlarda kendilerini Volgabulgarlarının torunları olarak görürler. Günümüzün milliyetçi Çuvaşları, hala ülkelerinin adına "Çuvaş Cumhuriyeti" yerine "Bolgar Cumhuriyeti" adı verilmesi gerektiğini vurgularlar.
Tarih
Kubrat han'ın kurduğu ilk Bulgar hanlığının 640 yılında Hazarlar tarafından mağlub edilmesi sonucu Ön bulgarlar iki büyük kola ayrılıp karadenizin kuzeyinde ki eski memleketlerini terk etmişlerdir. Kubrat'in oğlu Asparuh han ile güneybatıya göç eden kol Balkanda kurdukları hanlık günümüzün Bulgaristan'ının temeli olurken, Kotrag han ile kuzeye göç edenler Volga ırmağına bitişik bir hanlık kurarak Volgabulgarlarını oluşturmuşlardır. Ön bulgarların, Kubrat'ın diğer bir oğlu olan Bayan'ın yanında kalan bölümü, Hazarların kontrölü altında yaşamayı kabul etmişlerdir. Bu yüzden Hazar hanlığında kalanlara "Kara bulgar", ve Volgabulgarlara "Ak bulgar" da denilir.Volgabulgarları'nın bağımsız bir devlet kurmaları, rus Çarı Svatoslav I. 966 yılında Peçenekleri mağlub edib Hazar hanlığını da dağıtmasına kadar beklemişdir.
Volgabulgarları 922 yılında, Han Alamuş (Almuş, Almas, Almış) hükümdarlığı sırasında Islam'a geçmişlerdir.
Han Alamuş, bir kale yapımı içim Bağdat'da ki El Muktadir Halifesinden yardım istemiş, ve Halife Kale mimarları ile birlikte din adamlarıda gönderip, Islama geçişi Kale yapımı yardımı için şart kılmışdır. Böylece Volgabulgarları, daha Karahanlılardan bile önce toplu halde Islama geçerek, ilk toplu Islama geçen Türk halkı olmuşlardır. Volgabulgarlarının müslüman olmasından dolayı, daha güneyde bulunan islami halklarla iletişimleri ve alışverişleri artmış, ve böylece arap ülkelerinden Ruslara giden lüks malların ticaretini kontröl etmeye başlamışlardır.
Volgabulgarları başarılı bir tarımcılık geliştirip, Bolgar, Bilar (2'nci başkentleri), Suar (Suvar), Kaşan, Çükätav (Juketav), Aşlı (Oshel), Tuxcın (Tukçın), Ibrahim (Bryakhimov) ve Tavile gibi birçok kentler kurmuşlardır. Ayrıca birçok Camii'ler ve kervansaraylar inşa etmişlerdir. 10'ncu yüzyıla kadar hala, en azından yaz aylarında tahta evleri terk edip çadırlarda oturmuş oldukları bilinir.
Volgabulgarlar için en mühim komşuları, Hazar hanlığının 966 yılında yıkılmasından sonra Ruslar ve Peçenekler olmuşlardır. 11'nci yüzyılın ortalarında Volganın güneyinde yaşamış olan Peçeneklerin yerini Kipçaklar ( ya da Komanlar) almışdır.
1006 yılında Volgabulgarları, ticari amaçlardan dolayı ilk kez Ruslarla diplomatik bağlantılar kurmuşlardır. Ibrahim Han döneminde (1006-1025) bu bağlantılar Horasana kadar uzanmışdır. 12'nci yüzyılda ama Rus prensleri Bulgar tüccarlarının yolunu kestirip onları soydurdukları ve hatta onlara işkence ettirdikleri için, Ruslar ile aralarında ciddi sorunlar yaşanmışdır. 1117 yılında Prens Juri Dolgoruki (hükümdarlık süresi: 1125-1157) ve Kipçak Han'ı Ayepa arasında bir birleşme anlaşması gerçekleşmişdir. Bulgarlar ama Ayepa Han'ı ve diğer Prensleri zehirliyerek bu anlaşmayı dağıtmayı başarmışlardır.
Andrei Bogoljubski (hük. 1157-1174) hükümdarlık zamanında Volgabulgarlarına saldırmış ve devletlerini tekrar tehtit etmişdir. Ruslara karşı sürdürülen bu savaşların birisi Han Gadbulla Çelbir (hük. 1178-1225) zamanında gerçekleşmiş ve bundan kısa süre sonra Moğollar Kalka'yı yağmalamalarından dönüşlerinde Volgabulgarların ülkesini basmışlardır. Moğolların gücü artması devam sürdükçe Volgabulgarların devletinin sonu kaçınılmaz olmaya başlamışdır.
1236 yılının sonbaharında Batu Han gelmişdir; Volga ırmağının civarında Ruslara karşı saldırmak için toplanan dev ordusu Bolgar kentini talan etmişdir. Böylece büyük bir katliam ile Volgabulgarları hanlığının sonu gelmişdir. Hayatta kalan Volgabulgarları Moğol ordusuna katılmaya zorunlu tutulmuşlardır. Cengiz Han'ın Altın Ordu döneminde Volgabulgarların toprakları ve inşa ettikleri kentler Cengiz Han'ın aristokratları için bir merkez haline gelmiş ve 14'ncü yüzyıla kadar bu önemini korumuşdur.