Tibetçede bulunan La-ma (= üstün) den doğan bu kelime, aynı zamanda bir unvan olarak ta kullanılmaktadır. Lamaizm, Budizm ile tabiata tapınmanın, bir tür karışımıdır.
Tibet’e Budizm, M.S. 5. yüzyılda girmiş ve 7. yüzyılda Tibet Kralı Srongtsen Campo tarafından yaygın hale getirilmiştir. Sekizinci yüzyılda ilk defa, Tibet budistleri kurumsal bir yapı kazanmıştır. Bugün ki kırmızı şapkalı Tibet papazları, bu ilk yapının devamıdır. Lamaizmin tatbik edilen şeklinde, Budist kitaplarının okunup öğrenilmesi, ahlaki öğütler, nefisle mücadele ve tefekkür önemli yer tutar.
On birinci yüzyılda bir Hintli Budist olan Atisa ve 14. yüzyılda Çinli Tsong-k’a-pa, çeşitli reformlar yaparak, taraftarlarının sarı şapka giydiği bir inanç ortaya çıkardılar.
Lamaizm’de ibadet şekli, Hıristiyanlığın tesiri altında kalmıştır. Büyük dini lider olan Lama’nın ölümünden 18 ay sonra onun ruhunun geçtiği kabul edilen bir genç seçilerek yetiştirilir. Lamaizm, 13. yüzyıldan beri önem kazanmasına rağmen, tesiri 17. yüzyılda görülmüştür. Tibet ve Moğolistan’ın bir bölümünde, bu inanç topluma hakim olmuş, idari sistem olarak hakimiyetini devam ettirmiştir. 1950’de Çin komünistlerinin Tibet’i işgali ve büyük Lama’lardan Dalai Lama’nın 1959’da Hindistan’a kaçmasıyla, bu tür idare son bulmuştur.