Tek Gözlü Kahraman

Kısaca: ''Tek Gözlü Kahraman'' Türkçe isim için referans, 1969 ABD yapımı dramatik savaş filmidir. Özgün adı ''Castle Keep'' (''İng: şato bekçisi'') olan film Türkiye'de 1973 yılında gösterime girmişti. ...devamı ☟

Tek Gözlü Kahraman, 1969 ABD yapımı dramatik savaş filmidir. Özgün adı Castle Keep (İng: şato bekçisi) olan film Türkiye'de 1973 yılında gösterime girmişti. Senaryosunu ödüllü senarist Daniel Taradash ve David Rayfiel'ın ABD'li yazar William Eastlake'in 1969 tarihinde yayımladığı aynı adlı romanından birlikte uyarlayarak yazdıkları filmi Sydney Pollack yönetmiştir. Taradash, Fred Zinnemann'ın ünlü filmi İnsanlar Yaşadıkça'nın da senaryosunu yazmış ve 1953'te bu senaryoyla Oscar ödülü almıştı. Filmin başlıca rollerinde Burt Lancaster, Patrick O'Neal, Peter Falk ve Bruce Dern gibi Amerikalı oyuncuların yanı sıra Fransız aktör Jean-Pierre Aumont da oynamıştır. Çekimleri tamamiyle Yugoslavya'da gerçekleştirilen filmin görüntü yönetmeni Henri Decaë'dir. Decaë 1959'da François Truffaut'nun 400 Darbe filmini de görüntülemişti. 35mm negatife çekilen filmin 6 kanallı ses kuşağına sahip 70mm baskıları da vardır. Zamanının oldukça ilerisindeki bu sıra dışı savaş filminin özgün müziklerini Michel Legrand bestelemiştir. 2. Dünya Savaşı'nın son yıllarında Belçika'nın Ardenler bölgesinde gerçekleşen Bulge Muharebesi sırasında, tek gözünü kaybetmiş savaş yorgunu Amerikalı Binbaşı Abraham Falconer (Burt Lancaster) ve emrindeki disiplinden uzak 8 adamı, ormanda ilerlerken rastladıkları bir Kontun (Jean-Pierre Aumont) 10. yy'dan kalma şatosuna davet edilirler. Kontun amacı kıymetli antika eserlerle dolu bu tarihi şatoyu savaşın yıkımından uzak tutmaktır. Bunun için benzer bir misafirperverliği daha önce Almanlara da göstermiştir. "10. yüzyıl şatosunda 20. yüzyıl savaşı" sloganıyla tanıtılan bu eksantrik film alışılagelmiş 2. Dünya Savaşı filmlerinin kalıplarına fazlaca uymamaktadır. Savaş çılgınlığına gerçeküstücü bir bakışla yaklaşan ve bir bakıma savaş karşıtı bir film de sayılan "Tek Gözlü Kahraman" ın zamanla tutkulu bir hayran kitlesi oluşmuş ve kült film mertebesine ulaşmıştır. Konusu 2. Dünya Savaşı'nın tüm hızıyla sürdüğü 1944 yılının sonbaharında Belçika'nın ormanlık Ardenler bölgesinde bir binbaşının komutasındaki 8 Amerikalı asker, Bulge Muharebesi'nin yapıldığı cephenin biraz gerisinde bir askeri aracın içinde güç bela ilerlemektedirler. Tek gözünü kaybetmiş savaş yorgunu Binbaşı Abraham Falconer (Burt Lancaster)'ın ekibinde sanat tarihçisi bir yüzbaşı (Patrick O'Neal)'dan başka birtakım disiplin sorunları olan er ve erbaşlar bulunmaktadır. Bu tuhaf sayılabilecek ekip, ormanda çok daha tuhaf bir adamla karşılaşırlar. Binicilik giysileri içinde savaşla hiç alakası yokmuş gibi at binen bu adam (Jean-Pierre Aumont) kendisini Maldorais Kontu olarak tanıtır ve ekibi yakınlardaki şatosuna davet eder. Yazar olmak isteyen siyahi er Benjamin (Al Freeman Jr.), ormanın içindeki gözlerden uzak bu muhteşem şatoyu görür görmez Yüzbaşı Beckman'ın da önerisiyle müstakbel kitabının adını da bulmuş olur: Şato Bekçisi (Castle Keep). Filmin bundan sonrası ara ara onun ağzından dış ses olarak anlatılır. Kont Henri Tixier askerleri şaşırtıcı bir coşku ve hevesle davet etmiştir, bu savaş ortamında pek de alışıldık bir durum değildir. Kont'un tek kaygısı asırlardır ailesine ait olan sanat eserleri ve kıymetli eşyalarla dolu Maldorais Şatosu'na savaş sonuna kadar bir zarar gelmesini önlemektir. Aynı şekilde bir zamanlar Almanları da bu şatoda ağırlamıştır. Bu uğurda herşeyi yapmaya hazır gözükmektedir. Kontun bir sorunu daha vardır: Yakın zamanda genç yeğeni Therese (Astrid Heeren)'le evlenmiş olan Kont iktidarsızdır ve artık soyunu sürdüremeyecektir. Therese'in Binbaşıyla ilişkisine göz yummasının bir nedeni de budur(Daha önce Almanlara da aynısını yapmıştır). Binbaşının planı ise bu korunaklı şatoyu Almanların geçişi için bir engel olarak kullanmaktır. Almanları beklerlerken Binbaşı ekibinin canlarının istediği herhangi birşeyle uğraşmasına izin verir. Serbest kalan askerler etraflarındaki sanat eserlerine pek özen göstermezler. Bazı erler değerli şarap şişeleriyle bowling oynarlarken, din eğitimi almış olan Teğmen Amberjack (Tony Bill) org çalar, Çavuş DeVaca (Michael Conrad) ve er Elk (James Patterson) yakınlardaki Kızıl Kraliçe adlı genelevde vakit geçirirler, Onbaşı Clearboy (Scott Wilson) Almanların terkettiği bir Volkswagen otomobille tutkulu bir şekilde meşgul olmaya başlar, sivil hayattayken bir fırıncı olan Çavuş Rossi (Peter Falk) kasabanın ekmek fırınına yerleşir ve en sevdiği iki işi yapmaya başlar, bir yandan ekmek pişirirken aynı zamanda fırıncının dul karısıyla işi pişirir (sonra onu ve küçük çocuğunu ailesi olarak kabullenecektir). Eğitimli bir entellektüel olan siyahi er Benjamin (Al Freeman Jr.) anılarını yazar, Binbaşı Kontla ava çıkar. Bunlara karşılık gördükleri karşısında şekerci dükkanındaki bir çocuk gibi mutlu olan sanat tarihçisi Yüzbaşı Beckman savaşa olan ilgisini yitirir ve şatodaki sanat eserlerini büyük bir iştahla kataloglamaya başlar. Kış geldiğinde gerçek olamayacak kadar huzurlu ve masalsı bir görünüme sahip bu yer, Binbaşının dışında hepsine savaşı tamamiyle unutturmuş gibidir. Savaş da onları unutmuş gibiyken beklenen olur ve Almanlar gelirler. Artık Bulge Muharebesi başlamıştır ve Maldorais Şatosu tam da Panzer tankları'nın geçiş güzergahındadır. Ne Yüzbaşı Beckman'ın sanat eserlerini ümitsizce kurtarma çabaları, ne Therese'in Binbaşıyı ikna girişimleri, ne de Kont Tixier'nin Almanlarla tekrar anlaşma çabası bir sonuç verecektir. Binbaşı inatla şatoyu savunma kararından vazgeçmeyecektir. Almanların nihai saldırısı sonucunda Maldorais şatosu yerle bir olacak sadece er Benjamin hayatta kalacak ve kitabını tamamlamaya fırsat bulacaktır. Tarzı ve çekimler "Castle Keep" filmi çekildiğinde ABD'nin Vietnam'daki savaşı hala devam ediyordu. Bu savaş karşıtı 2. Dünya Savaşı filmine, Vietnam savaşının ABD toplumuna yaptığı olumsuz etkinin prizmasından bakmak gerekir. Tıpkı Francis Ford Coppola'nın bundan 10 yıl sonra çekeceği Apocalypse Now filmi gibi, bu film de savaşın çılgınlığına ve anlamsızlığına gerçeküstücü bir bakış açısıyla yaklaşır. Bu açıdan klasik savaş filmlerinden farklılıklar gösterir. Başta tarihi ve askeri bazı gerçekler bu sürreal atmosferi sağlamak uğruna bilerek saptırılmıştır. Örneğin bu çapta küçük bir birliğin başında bir binbaşının olması (ancak bin kişilik bir taburun başında olması gerekirdi), ekipte ayrıca hem bir yüzbaşı hem de birkaç assubay varken sadece üç erin bulunması, ayrımcılığın hala sürdüğü bir dönemde siyahi bir askerin bulunması, bağlı bulundukları karargahla hiç iletişim kurmamaları, tamamen kendi başlarına buyruk gibi davranmaları vb. Savaş filmlerinin alışıldık kahramanları ve kahramanlıkları bu filmde yoktur. Filmdeki Amerikan askerleri filmlerde resmedilen sıradan Amerikalıların toplamı gibidirler: küstah, kültürsüz, naif, çocuksu ama cesur. Film belirgin bir biçimde anakronik'tir, Michel Legrand'ın müziği 1960'ları yansıtırken, Peter Falk yine 60'ların asi gençliğinin (Beat Generation) şiirsel ağzıyla konuşur. Onbaşı Clearboy (Scott Wilson)'un şatoda bulduğu bir Wolkswagen otomobile garip bir tutkuyla bağlanır (20 yıl sonra Hitler'in bu arabasına-ve diğer bazı Alman ürünlerine- ABD'de çılgınca bir merak başlayacaktır). Çekimleri Yugoslavya'da yapılan filmde Alman Panther tankları olarak gösterilen tanklar Sovyet yapımı T-34 tanklarıdır. Oyuncu kadrosu Kaynaklar Dış bağlantılar * * allmovie.com'da "Castle Keep" * eccentric-cinema.com'da "Castle Keep" * Turner Classic Movies'de "Castle Keep"

Kaynaklar

Vikipedi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.