Savaşın başlangıcı
1995 yılında insanlar Dünya Çapında Ağ (DÇA)'ın farkına vardılar. Ağ taramasında o zamanların "standardı" sayılan Netscape Navigator, üniversiteler tarafından geliştirilen Mosaic ve Lynx gibi tarayıcılarla yarışıyordu. Netscape'in başarısını ve DÇA'nın potansiyelini gören Microsoft, Mosaic'i IE 1.0'ın temeli biçimine sokarak Microsoft Windows 95'in bir bileşeni olarak Ağustos 1995'te piyasaya sürdü. IE'nin 2.0 sürümünün sunulmasıyla çekişme başladı.Daha sonra "Netscape Communicator" olarak yeniden adlandırılan Netscape Navigator ve IE'nin yeni sürümleri, bunu izleyen birkaç yıl içerisinde büyük bir hızla ve arka arkaya piyasaya sürüldü. Yenilikler genelde hataların giderilmesi biçimindeydi. Bu nedenle bu tarayıcılar çok düzgün işlemiyordu. Sık sık yaşanan çökme olayları ve ortaya çıkan güvenlik açıkları kullanıcıların başlarını ağrıttı. 1996 yılında IE 3.0'ın çıkmasıyla rekabet daha da kızıştı. Bu sürümde betik (İngilizce script) ve Geçişli Biçem Sayfası (CSS) desteği bulunuyordu.
O zamanlarda ağ sayfası tasarlayanlar için sayfaların altına "En iyi görüntü Netscape ile elde edilir" ya da "En iyi görüntü Internet Explorer ile elde edilir" yazmak genel tutumdu. Buna karşı çıkan kullanıcılar ise "hangi ağ tarayıcısıyla olursa olsun" düşüncesiyle yola çıkarak "En iyi görüntü herhangi bir tarayıcıyla elde edilir" hareketini başlattılar. [1]
Microsoft'un Netscape karşısındaki üstünlükleri
Microsoft'un tarayıcı savaşlarında iki noktada üstünlüğü vardı.- Birincisi "kaynak" konusuydu. Netscape pazarın %90'ını elinde bulunduruyorken ve kullanıcıların çoğunun kafasında Netscape için olumlu düşünceler varken, Netscape sadece "ufak" bir kuruluştu. Netscape'in gelirleri, ağ tarayıcısı Navigator ve onun türevi ürünlerin getirilerinden öteye geçemezken, bu gelir Microsoft'un sadece faizden elde ettiği gelirleri bile hiçbir zaman aşamadı.
- İkinci ve daha önemli olan üstünlük ise Microsoft'un işletim sistemi pazarından tekel olmasıydı. Elinde bulunan bu üstünlüğü değerlendiren Microsoft, her Windows işletim sistemi ile IE'yi "demetleyerek" baskın duruma geçti. IE artık Netscape'in yanında "seçenek" olarak değil, birincil ağ tarayıcısı olarak sunuluyordu. Windows işletim sisteminden elde edilen gelirler IE'nin geliştirilmesine aktarıldı. Sonuçta, IE ile Netscape arasında yazılımların sundukları açısından büyük bir farklılık kalmadı. Kullanıcılar zaten aldıkları bilgisayarlarda kurulu olarak gelen IE yerine başka bir tarayıcıyı indirmek gibi bir gereksinim duymamaya başladı.
Microsoft'un çalımları
Microsoft'un Netscape'i çökerten diğer girişimleri ise şunlar:
- Netscape'in tarayıcı pazarlamasında izlediği yol tarayıcının ücretsiz olarak dağıtılması biçimindeydi. Ortada sadece sunucu yazılımı satışından elde edilen gelir vardı. Bunu anlayan Microsoft, Netscape'in gelir kaynaklarını baltalayacak biçimde ücretsiz olarak sunucu yazılımı sunmaya başladı. Zamanla Microsoft Windows NT daha çok kullanılmaya başlandı ve Netscape'in gelirleri kesildi.
- Microsoft, bilgisayar satıcılarıyla, satılan bilgisayarlarının masaüstlerinde IE simgesi bulunması ve Netscape simgelerini kullananların cezalandırılması yönünde sözleşmeler imzaladı.
- Microsoft, İSS'lerin tarayıcının başlık çubuğunda kendi adlarını taşıyan IE sunmalarını kolaylaştırdı. ("Turk.net tarafından sağlanan Microsoft Internet Explorer" gibi.) Böylece İSS'ler kullanıcılarına Netscape değil, IE kullanmayı özendiriyordu.
- Microsoft IE'de daha iyi görünen sayfalar hazırlayan tasarım yazılımı Microsoft FrontPage'i piyasaya sürdü. FrontPage'in hafif sürümü ücretsizdi.
- Microsoft IE'ye Geçişli Biçem Sayfası (CSS) desteği ve tasarım yazılımları tarafından oluşturulan dağınık HTML'ye Netscape'ten daha az duyarlı olma özelliğini ekledi. Böylece geliştiriciler sayfaların kaynağını düzenlemektense, IE için sayfalar hazırlamaya başladılar.
1998'in sonunda Netscape'in yenilgisiyle sona eren bu süreci başlatan bu etkiler, daha sonra bir Microsoft yöneticisi tarafından "Netscape'in hava desteğinin kesilmesi" olarak değerlendirildi. Netscape kısa süre sonra AOL tarafından 4.2 milyar dolara satın alındı. Pazarın yeni önderi olan Internet Explorer, Netscape'in en iyi zamanlarında bile yakalayamadığı %98'lik pazar payına ulaştı.
Microsoft'un bu sırada ortaya koyduğu davranışlar, tekel yasalarının hiçe sayılması ve işletim sistemi pazarından tekel olma durumunun kötüye kullanıldığı yönündeki eleştirilere destek sağlar nitelikteydi.
Bu kadar büyük orandan kullanılan Internet Explorer bu savaşı kazanmış oldu. Ancak bu noktadan sonra Microsoft'un IE'nin geliştirilmesine yatırım yapmamasıyla, ağ tarayıcılarındaki gelişim durdu.
Sonuç
Sonuçta iki tür "kötü durum" güçlendi:- Özellikler ve hatalar: Savaş öncesi tarayıcılar özellikleriyle değerlendirilirdi. Bir tarayıcıda olup diğerinde olmayan özellik, olmayanın hanesine "geride kalmışlık" olarak yazılırdı. Gelişim yönünde artık eskisi kadar harcanmayan para ve emek, yazılımların (genelde IE'nin) hatalarla dolu olmasına neden oldu.
- Ölçülere uyma ve yeni ölçü yaratma: Ağ tarayıcıların Dünya Çapında Ağ Birliği gibi kurulların ortaya koyduğu hiper metin işaretleme ölçüleri ve görsel kurallara uyması beklenirdi. Ancak tek taraflı geliştirilen işaretlemeler, diğer tarayıcıların bunları düzgün göstermelerini engelledi. (Örneğin,