Hayatı
Çocukluğu
1912 yılında Adana`da dünyaya geldi. Annesi, çoğu ufak yaşlarda hayatını kaybeden dokuz çocuk dünyaya getirmiştir. Ailenin beşinci çocuğu olan Taha Toros, çocukluk yıllarında kalp hastalığı geçirmiş, kalbinin vücuduna göre büyük olduğu tespit edilmiştir. Bu yüzden okullarda jimnastik dersinden, hatta çocuk oyunlarından bile uzak kalması çocukluğuna dair üzüntü verici bir anıdır.
"Taha" ismini almasının ilginç bir hikayesi vardır: Kendisinden on beş ay evvel doğan Ömer isimli kardeşi henüz bir yaşındayken hayatını kaybetmiştir. Yedi aylıkken erken doğum ile dünyaya gelen Taha Toros`a üç ay önce vefat eden kardeşinin henüz defterden silinmemiş olan nüfus kağıdı verilmiş, Toros bu nüfus kağıdını tahsil hayatında ve askerlikte de kullanmıştır. Ailedeki geleneğe göre isimler doğum tarihini belirtmek üzere ebced hesabıyla veriliyordu. Ancak alie, Rumi takvime göre 1328 sayısını tutturacak bir isim bulamamıştı. Dönemin Musul milletvekili Taha Efendi konudan haberdar olmuş ve ebced hesabına uygun olmasa da bebeğe kendi adını armağan etmiştir.
Gençliği
Önceleri müzik ve karikatürle ilgilenen Taha Toros, Adana Lisesi`nde birinci sınıfta okurken ünlü edebiyat tarihçisi İsmail Habib Sevük`ün teşvikiyle edebiyatla da ilgilenmeye başladı. ``Hayat`` mecmuasında şiirlerinin yayımlanmasıyla şiire iyiden iyiye merak sardı. Bir yandan da folklor çalışmalarına katılıyordu. 1929-1930 ders yılında Adana Lisesi`nden mezun oldu ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi`ne kayıt yaptırdı. 1 Eylül 1933 tarihinde mezun oldu ve maliye teşkilatında çalışmaya başladı. 1937`de Adana Ticaret ve Sanayi Odası Genel Sekreterliği`ne atanarak Adana`ya geri döndü.
Olgunluk dönemi ve sonraki yıllar
1937 ve 1940 yılları arasında Adana Ticaret ve Sanayi Odası`nda genel sekreter olarak çalıştı. Bu dönemde Çukurova ve Toroslar`da geniş kapsamlı folklor araştırmaları yaptı. 1941`de Ticaret Bakanlığı bünyesinde başmüfettiş olarak çalışmaya başladı. Görevi gereği birkaç kez gönderildiği Paris`te Türk kültür tarihiyle ilgili araştırmalar yaptı. Vatikan arşivlerinde Osmanlı Devleti ile Papalık arasındaki ilişkileri inceledi. Polonya`da konferanslar verdi. 1975`te emekli olana dek Türkiye`nin bütün illerini dolaşarak, gittiği her yerin folklor ve edebiyatıyla ilgilenmeyi sürdürdü. Türk kültür tarihi ile ilgili zengin bir arşive sahiptir. Yayımlanmış birçok kitabının yanısıra gazetelerde ve dergilerde de çok sayıda yazısı yayımlanmıştır. İstanbul`da Etiler semtinde zengin arşivini barındıran evinde yaşamını sürdürmektedir.
70 yılı aşkın bir süredir araştıran Taha Toros, arşiv sevdasını Mazi Cenneti I adlı kitabında şu cümlelerle özetler: "``Arşiv oluşturmak, özellikle ülkemizde nadir yetişen biyograf olmak, bibliyografyada uzmanlık kazanabilmek, yararına yürekten inandığım, kültür zenginliklerindendir. Yaşamım boyunca bunu yapmaya çalıştım. Aslında bu konularla ölesiye uğraşmak, tedavisi mümkün olmayan bir hastalık gibidir. Bugün kanserin bile tedavisi mümkün. Ama "arşiv" hastalığının tedavisi yok!. Ne diyelim, Tanrı, bu türden hastalığa yakalananları kurtarmasın!"``
Yapıtları
- Toros Demetleri (1929)
- İki Ses Geliyor (şiirler, 1934)
- Türk Kadın Şairleri (antoloji, 1934)
- Seyhan Efsanesi (1935)
- Toroslarda Tahtacı Oymakları (1938)
- Köy İktisadiyatı (1938)
- Şair Ziya Paşa`nın Adana Valiliği (1940)
- Dadaloğlu (1940)
- Türk Hatipleri (1949)
- Geçmişte Türkiye-Polonya İlişkileri (1983)
- Fikret Mualla (1986)
- İlk Kadın Ressamlarımız (1988)
- Mazi Cenneti 1 (1992)
- Kahvenin Öyküsü (1998)
- Türk Edebiyatından Altı Renkli Portre (1998)
- Nazım Hikmet (2005)
Kaynak
- Taha Toros - Mazi Cenneti I - İletişim Yayınevi / Anı Dizisi