Slavlar
Kısaca: Slav halkları; Rus, çek, Sırp, Hırvat ve Bulgar halklarından oluşur. İslav halklarının ilk yurtlarının Karpatların kuzeyinde, San, Kuzey Bug, Pripet, Berezina, Orta Dnieper ve Desna vadilerinin çevrelediği bir bölge olduğu ileri sürülür. Plinius, Tacitus ve Ptolemaios da (M.S. I.-II. yy.) ...devamı ☟
İslav halklarının ilk yurtlarının Karpatların kuzeyinde, San, Kuzey Bug, Pripet, Berezina, Orta Dnieper ve Desna vadilerinin çevrelediği bir bölge olduğu ileri sürülür. Plinius, Tacitus ve Ptolemaios da (M.S. I.-II. yy.) Vend'lerin (Germenler komşuları olan İslavlara bu adı veriyorlardı) bu bölgede yaşadıklarını yazarlar.
Bu halkların tümüne birden verilen İslav adı, VI. yy.da ilk defa "Sklaven", "Esklavon", "Sloven" biçimlerinde ortaya çıktı ve yerleşti. Soğuk, ormanlık ve bataklıklarla çevrili bir bölgede yaşamaları ve büyük ticaret yollarından uzakta kalmaları sebebiyle ilk İslavlar düşük bir yaşama düzeyine ve az gelişmiş bir kültüre sahiptiler.
Avcılık, balıkçılık, göçebe hayvancılık, arıcılık ve bazen de gezici tarımcılıkla (darı) uğraşıyorlardı. Merkezi sisteme uygun ve müstahkem şehirler ancak VI. yy.a doğru görünmeye başladı. Aileler, klanlar ve kabileler halinde yaşayan İslavlar bir devlet kurma yeteneğini gösteremediler. Hukuk düzenleri kısas ilkesine dayanıyordu. Ruhlara inanıyorlardı.
VI. yy.ın başından sonra izlenebilen, aslında ise M.S. II. yy.da başlamış olması gereken büyük göçler sonunda, İslav grupları birbirinden ayrıldı. Bulgarlar ve sonra Avarlar tarafından bir süre federasyonlar halinde teşkilatlanan Sklavenler 517'den itibaren Balkanları yakıp yıkmaya başladılar.
Daha sonra 580'e doğru dağınık topluluklar halinde bu bölgede yerleşip kaldılar; Hellas ve Peloponnesos toplulukları, İslav nüfusunun çoğunluğunu meydana getirmek ve Yunanlıları büyük çapta denize ve dağlara doğru püskürtmekle birlikte, Bizans tarafından fethedilerek Yunanlaştırıldılar. 679'dan sonra Tuna'nın güneyine yerleşen Bulgarlar hakimiyetlerini ve adlarını Moesia, Trakya ve Makedonya'da yaşayan Sklaven'lere kabul ettirdilerse de çok geçmeden İslavlaştılar.
Daha batıda ise VI. yy.ın sonunda Pannonia'da oturan, Sırplar, Hırvatlar ve Slovenlerin çevresinde toplanan öbür İslavlar kıyıya doğru ilerleyerek, İllyria'daki Latin halklarını yavaş yavaş bünyelerine aldılar. Bu Yugoslavlar (Güney İslavlar), Ortaçağda Hırvatistan, Bosna, Hersek, Raşka veya Sırbistan, Zeta ve Karadağ gibi devletler kurdular.
Önceden de bir İslav topluluğunun yaşadığı sanılan Doğu Germania'-da Germenlerin geri çekilmeleri sırasında (IV. yy.) yeni İslav kabileleri gelerek VIII. yy.ın sonuna kadar, Batıya doğru ilerlediler. Slovaklar ve Çekler Tuna'nın kuzeyine Sorablar, Obodritler ve Pomeranyalılar Erzgebirge'nin (Kruşne-Hory) ötesinde, Saale, Elbe ve Baltık boylarında yerleştiler. Gniezno Polan'ları ise Vistül havzasına hakim oldular. Bütün bu Batı İslavları siyasi birliklerini koruyamadılar.
Art arda Samo (VII. yy.) ye Büyük Moravya prensleri (IX. yy.ın ikinci yarısı) tarafından birleştirilmelerine rağmen, dağınık yaşamaları yüzünden yeniden parçalandılar. Bir savaş aristokrasisine sahip olan Çekler ve Lehler Bohemya ve Polonya devletlerini meydana getirdiler (X. yy.). Buna karşılık, bugün ancak Sorab (Lausitz) ve Kaşub (Vistül Pomeranyası) toplulukları ile ayakta kalan Kuzeybatı İslavları, X. yy.dan itibaren Almanlar tarafından yıkıldılar veya Almanlaştırıldılar; çok geçmeden hızlanan Alman akınları, çek, Polonya ve Sloven topraklarını sıkıştırmaya başladı.
Macarların Tuna boylarına yerleşmeleri de İslavların aleyhine oldu; Macarlar çeşitli İslav gruplarını parçalayarak kendilerinden önce bu bölgede oturan kabileleri yok ettiler veya Macarlaştırdılar. Daha sonra da, Slovaklara (XI. yy.) ve Hırvatistan'a (XII. yy.) hakimiyetlerini kabul ettirdiler. Daha doğuda eski Dacia'da oturan İslavlar, bilinmeyen bir tarihte Latinleşerek, XIII. yy.dan itibaren kendini belli eden Rumen halklarının unsurlarından birini meydana getirdiler. Doğu İslavları veya onların Ant konfederasyonu Gotların (IIT.-IV. yy.lar) ve Hunların (V. yy.) boyunduruğundan sonra Avarlar tarafından Tuna'dan uzaklaştırıldılar (VI. yy. sonu), İstep bölgesine girememeleri ve uzun bir süre Türk orduları tarafından kovalanmaları sebebiyle kuzeydoğuya doğru ilerleyerek barışsever ve dağınık bir halde yaşayan Finlilerle karşılaştılar.
Güneyde, Dnieper ırmağı boylarında yerleşen İslav kabileleri Hazarların hakimiyeti altına girdiler. Kuzeyde ilmen gölü bölgesinde VII. yy.dan itibaren ilk Doğu İslav devletlerinin (Novgorod, Kiev v.b.) kurucuları oldukları sanılan maceracı Ruslar veya Vareg'ler yerleşerek, buradaki halka adlarını verdiler, İslavlarda VIII. ve XII. yy.lar arasında gelişen Hıristiyanlık, İslav dünyasını oldukça farklı iki din grubuna böldü.
Polonyalılar, Çekler, Slovaklar, Slovenler ve Hırvatlar Katolik kilisesine bağlandılar. Ruslar, Bulgarlar ve Sırplar ise kendilerine litürjik bir dil (Slavonca) ve bir yazı (glagolitsa, sonra kiril yazısı) kazandıran Bizanslılar (Kiril ve Metodiy) tarafından ortodokslaştırıldılar. Daha sonra da kendi milli kiliselerine sahip oldular.
Ortaçağ sonlarında Asya'dan gelen barbar kavimlerin akınları İslavlara çok zarar verdi; Rusya, Tatarlardan kurtulabildiyse de (XV. yy.), Güney İslavlar Osmanlı hakimiyeti altına girdiler (XIV.-XV. yy.). Polonya yok oluşunu hazırlayan bir çöküş devresine girerken, Habsburg toprakları içindeki (1526) Bohemya ve Hırvatistan da Almanlaşmak ve Macarlaşmak tehlikesi içindeydi. Yakın çağlarda, Rusya'nın gerçekleştirdiği büyük ilerlemeler, ezilmiş İslav halklarını (Polonya dışında) bu ülkeye yakınlaştırdı.
XIX. yy.da doğan milliyetçilik akımı içinde en önemlisi Osmanlı ve Avusturya yönetiminden bezerek kardeşlikleriyle tarihlerinin (1848 İslav kongresi) bilincine varmaktan coşmuş İslav topluluklarının hareketi oldu. Panislavizm'e rağmen, Polonyalıları ezen çar, Osmanlılarla savaş halindeki Balkan is-lavlarını zayıf bir biçimde destekledi, İslav milletleri kendi çabalarıyla bağımsızlıklarına kavuştu: Bulgaristan'ın (1885) ve Polonya'nın (1918) ayaklanması, Çekoslovakya ve Yugoslavya'nın kurulması (1918).
1914'ten ve 1939'dan önce İslav dünyası üstünde yeniden hissedilen Alman baskısı ikinci Dünya savaşı sonunda kesinlikle sona erdi. Bu savaş sırasında İslav birliğinin mistik havasını yeniden canlandıran S.S.C.B. zaferden sonra çeşitli İslav devletlerini Sovyet nüfuz bölgesi içine soktu.
Slavlar Resimleri
Doğu Slavları
3 yıl önce(Rus-Ukraynalı-Beyaz Rus) Poleşuklar (Beyaz Rus-Ukraynalı) Slavlar Güney Slavları Batı Slavları Antalar İlk Vakayiname Nikon Kroniği ^ Hazzard Cross, Samuel;...
Slav dilleri
3 yıl önceSlav dilleri, Slavların konuştuğu dillerin oluşturduğu dil ailesi. Hint-Avrupa dil ailesinin Baltık-Slav dilleri koluna mensup olan bu dil grubu diğer...
Slav Dilleri, Belarusça, Beyaz Rusça, Boşnakça, Bulgarca, Dil, Hint-Avrupa dil ailesi, Hırvatça, Kafkas, Lehçe, MakedoncaGüney Slavları
7 yıl önceGüney Slavları Slav ırkının güney kolunu oluştururlar. Güney Slav dillerini konuşurlar. Sayıları 35 milyona ulaşan Güney Slavlarının arasında Boşnaklar...
Slav Mitolojisi
3 yıl önceAsya Slav topluluklarının Doğu, Güney ve Batı Slavlar olarak ayrılmasından önce yazılmış bilinen bir kaynak yoktur. Bazı araştırmacılar bunu Slav halk...
Güney Slav Dilleri
7 yıl önceGüney Slav dilleri, Doğu ve Batı Slav dilleri ile birlikte Slav dillerinin 3 alt kolundan biridir. Dil grubu Balkanlar’da yaklaşık 30 milyon konuşura...
Lehistan Krallığı
3 yıl önceSlavlar Rusya, Ukrayna ve Belarus'a yerleşmiş, Güney Slavlar ise Sırbistan, Hırvatistan ve Bulgaristan gibi Balkan ülkelerine yerleşmiş, Batı Slavlar...
Milica Nataí…ž¡a Jovovic, Milica Nataí…ž¡a JovovicBatı Slav Dilleri
3 yıl önceBatı Slav dilleri, Hint-Avrupa dil ailesine bağlı Slav dillerinin üç alt grubundan biridir. Çekçe, Slovakça, Lehçe ve Sorbca, bu gruba ait en yaygın konuşulan...
Doğu Slav dilleri
7 yıl önceDoğu Slav dilleri, Slav dillerinin üç bölgesel alt grubundan birini oluşturan ve günümüzde Doğu Avrupa, Kuzey Asya ve Kafkasya'da konuşulan diller. Doğu...