Sinan Paşa, ilk tahsilini babasından gördü. Genç yaştayken, geniş bilgiye sahip oldu. Babasının 1459’da ölümü üzerine, Fatih Sultan Mehmed Han tarafından, önce Edirne’de bir medreseye sonra da Darülhadis’e müderris tayin edildi. Bir süre sonra, sultanın teveccühünü kazanarak Sahn müderrisi ve Hace-i Sultani, yani Sultan’a hoca oldu. İran’dan göç eden Ali Kuşçu’dan ders alan talebesi Molla Lütfi’nin, öğrendiği bilgileri kendisine tekrarlaması suretiyle matematik ilmini öğrendi.
Fatih, devlet işlerinde de bilgisinden faydalanmak için, hocasını 1470’te vezir tayin etti. 1473’te vezir-i azam olmuş ise de, aynı yıl görevden alındı. Hakkındaki dedikodulardan dolayı hapsedildiyse de, alimlerin araya girmesiyle hapisten çıkarılarak Sivrihisar kadılığına tayin edildi. Beş sene kadar bu vazifede kalan Sinan Paşa, Sultan İkinci Bayezid’in tahta geçmesi üzerine, 100 akçe yevmiye ile Edirne Darülhadis müderrisliğine tayin edildi. Sinan Paşa, Türkçe eserlerini bu vazifedeyken yazmıştır. Vefatına kadar bu görevde kalan Sinan Paşa, 1486’da vefat etti. Eyüp Sultan türbesinin bahçesine defnedildi. Bazı kaynaklarda ise Gelibolu’ya defnedildiği yazılıdır.
Sinan Paşanın keskin bir zekası, üstün bir anlayış kabiliyeti vardı. Bu kabiliyetiyle, genç yaşta geniş bir bilgiye sahip oldu. Son derece cömert ve derviş mizaçlıydı. Dünyaya değer vermezdi. Tasavvuf ehline büyük muhabbet gösterirdi.
Sinan Paşa, babasından sonra, Hızır Bey Mektebinin Sinan Paşa kolunu tesis etti. Tokatlı Molla Lütfi, Balıkesirli Sarı Gürz Muhyiddin, Aydınlı Karabali, Taceddin İbrahim, Kadızade-i Rumi’nin oğlu Muhyiddin Mehmed, Mevlana Abdurrahman Müeyyedzade, Şeyh Hacı Çelebi gibi kıymetli talebeler yetiştirdi.
Sinan Paşa, edebiyatta da üstün olup, nazım ve nesir halinde eserler yazdı. Nesirleri secili ve süslüydü. Buna, Sinan Paşa üslubu dendi. Sinan Paşa; matematik, hey’et, fıkıh, kelam ve ahlak mevzularına dair Türkçe ve Arapça eserler yazdı.
Türkçe eserleri:
1. Tazarruname: Türkçe olarak yazmış olduğu ilk ve en meşhur eseridir. Nesir halinde olup, içinde yer yer manzum kısımlar vardır. Tasavvufi bir eser olup, iki bölümden meydana gelir. Birinci bölüm Tazarruat kısmıdır. İkinci bölüm ise manzum bir fahriye ve bir hatimeden meydana gelmektedir. Bu bölüm, yedi büyük peygamberin hayatını anlatan bir Kısas-ı Enbiya niteliğindedir. Birçok nüshası vardır.
2. Nasihatname: Ahlaka dair, ikinci nesir tarzındaki eseridir. Güzel ahlak, ilmin faydası, kanaat, taat ve tevekküle teşvik, sünnet ve adab-ı Nebeviyyeye uymak, sükutu övme, tövbe ve sadakaya teşvik, ehlullahın medhi gibi mevzular vardır. Yer yer hikmetler anlatılır. Nasihatler verilir. Nasihatname’ye Ahlakname veya Maarifname’de denmiştir.
3. Tezkiret-ül-Evliya: Mensur bir eserdir. Alaeddin Attar’ın Tezkiret-ül-Evliya’sı örnek alınarak hazırlanmış bir eserdir.
Arapça eserleri:
1) Haşiye ala Şerh-il-Mülahhas: Kadızade Rumi’nin Çagmini Şerhi’ne yazılmış bir haşiyedir. 2) Risale min-el-Hendese: Ali Kuşçu’nun, Fatih’in huzurunda tartıştığı hendeseyle ilgili bir meselenin Sinan Paşa tarafından yazılmasıdır. 3) Haşiye ale’l Mevakıfi fil-Kelam, Şerif Cürcani’nin Şerh-ül-Mevakıf adlı kelam ilmiyle ilgili eserine yapılan haşiyedir. İkinci Bayezid zamanında yazılmıştır. 4) Beydavi Tefsirine Haşiye, 5) Feth-ül-Fethiyye, Ali Kuşçu’nun Fethiyye isimli eserinin şerhidir. 6) Risale ala Evveli Kitab-it-Tehareti min-el-Hidaye.