Manastır yakınındaki ve Elveda Rumeli dizisinin çekimlerinin yapıldığı mekanlardan biri olan cite web|url = http://www.stargazete.com/index.asp?haberID=139917 Röportaj:Erdal Özyağcılar| başlık = Dizi başlayınca Üsküp`te sokaklar boşalıyor|yazar=Esra Cengiz|yayımcı=Star Gazetesi|tarih=2008-1-27|dil=Türkçe Makova`da ailesinin sahip olduğu büyük çiftlikte doğdu. Atatürk de vaktiyle bu çiftlikte bulunmuş, eşraftan olan ailesini de tanımıştı.
Gençliğinde Fransa`da 16 yıl kaldı ve Fransızca ve Slav dilleri üzerinde eğitim gördü. Kurtuluş Savaşı sonrasında aile bireylerinin neredeyse tamamı vefat ettiği ve Makova çiftliği dağıldığı için İzmir`e yerleşti. Buca`da Fransızca öğretmenliği ve sonradan ayrıca rehberlik yaptı. Hobi faaliyeti olarak başladığı pul koleksiyonculuğu alanında zamanla Türkiye`deki sayılı bilgi kaynaklarından biri oldu ve oluşturduğu zengin koleksiyonu gelir kaynağı olarak da kullandı.
Dilbilgen`in Çankaya`da Atatürk`ü ziyareti
Sadettin Dilbilgen ortak tanıdıkları Naci Paşa aracılığıyla bir gün Atatürk`ün huzuruna çıktı. Ancak Çankaya Köşkü`nün merdivenlerinde çocukluk arkadaşını karşılamaya gelmiş Atatürk`ü gördüğü anda düşüp bayıldı. Yardımına Atatürk bizzat koştu ve sakat hemşehrisinin koluna girerek onu yerden kaldırdı. Hemşehrileri ile konuşurken tercih ettiği Rumeli şivesiyle,"N`oldu sana be çocuğum?" diye sordu. Sadettin Dilbilgen`in hayatındaki en heyecanlı cevabı,
"Güneş beni büyüledi Paşam" oldu.
Şeref Üsküp`ün aktardığına göre, filatelistlerin en büyük zevklerinden biri olan aralarında "change" (pul değiştokuşu) yapmaya olağan şartlarda kapalı olan Britanya Kraliçesi II. Elizabeth`in son derece nadir (belki de tek) bir pul "change"ini yaptığı kişidir. Kendisine gönderdiği bir pula karşılık Kraliçe de Sadettin Dilbilgen`e bir pul göndermiş, operasyon Birleşik Krallık İzmir Konsolusluğu aracılığı ile gerçekleşti cite book|başlık = Ege`de ilginç olaylar|yazar=Şeref Üsküp|yayımcı=Hür Efe Gazete ve Matbaası|yıl=1992|dil=Türkçe.
Küçük yaşta geçirdiği bir felç olayı nedeniyle bir eli ve bir ayağı hayatının sonuna kadar sakat kalmıştı. Sakatlık yüzünün bir kısmında da kendini göstermişti. Bastona mahkum kalmış olmakla birlikte kentinin aydın çevreleri içinde faal bir sosyal hayat sürme iradesini göstermişti. Uluslararası filateli çevrelerinde kazandığı itibardan dolayı Vatikan`ın verdiği özel bir izinle ve sakatlığının da etkisiyle uzun süre İzmir`de bir kilisede kaldı. Kalp yetmezliğinden vefat etti.