Gülek boğazı yolu bir çok milletin konu göçtüğü Pendonsis şehri kalıntıları üzerine kurulmuş, tarihi boyunca coğrafi konumundan dolayı önemli bir konak yeri olmuştur.
Pozantı ve çevresi Hititlerin, Perslerin, İskender’in, Roma ve Bizans İmparatorluğunun idaresinde kaldıktan sonra, Abbasiler devrinde bilhassa Halife Harun Reşit zamanında bu bölgeye çok sayıda Türk aşiret ve Boyu yerleştirildi. 1015 tarihinden itibaren Anadolu’ ya başlayan Türk akınları buralara kadar uzandı. 1071 Malazgirt zaferinden sonra Türk toprağı oldu. Haçlı seferleri sırasında yeniden Bizansların eline geçen Pozantı Yavuz Selim’ in 1571 seferi sırasında Osmanlı Topraklarına katıldı.
Mondros Ateşkes Antlaşmasının imzalanmasından sonra Anadolu, İşgal Güçlerinin istilasına uğramakla Pozantı’ da Fransızların işgaline maruz kalmıştır. 25 Mayıs 1920 de Pozantı düşman işgalinden kurtarılmıştır.
Bu esnada Adana da Fransızların işgali altındaydı. İl merkezi 5 Ağustos 1920 Pozantı Kongresinden sonra, Pozantı’ya taşındı. 1954 yılına kadar Bucak olan Pozantı bu tarihte ilçe olmuştur.
Tarihten Günümüze Kalan İzler
İlçe merkezinde bulunan tek tarihi eser, 1919 yılında kolordu komutanı Ahmet Cemal Paşa tarafından yaptırılan cemal paşa camisi ve çeşmesidir. Bu cami sonradan onarılmıştır. Bugün ise bazı dini günlerde artan cemaata cevap verebilmesi için bir kat daha yükseltilmiş ve üzeri kubbeler ile örtülmüştür.
İlçe sınırları içerisindeki eski ve yeni Anahşa kaleleri Tekir tabyaları vardır. 1671 tarihinde Gülek’ in girişindeki tarihi Anahşa kalesini gören Evliya çelebi, oranın mamur bir kale olduğunu yazmaktadır. Araplar, Hüsnüs-Sekabile derdi. Bu ad, kaleyi yaptıranların Azerbaycan dan Çukurova ya İskitler olduğu düşünülmektedir.
Eski Konacık 4 km doğusundaki yalçın bir dönemecin gediği üzerine kurlu Anahşa kalesi de birkaç kez onarılmıştır. Tekir tepesini iki yönden kontrol altında tutan bugünkü E-90 karayolu kenarında üst kısmı yıkılmış, toprak altındaki bölümleri sağlam olan bir ara bölümünde bulunduğu Tekir tabyaları ise Mısırlı İbrahim Paşa zamanından kalmadır.(19.yy başları) Aşçıbekirli köyü yakınlarındaki Fenese Harabelerinin ise Bizans devrine ait bir şehir kalıntısı olduğu sanılmaktadır. Şeker pınarındaki tarihi taş köprü(Ak köprü) ekim 1991 de meydana gelen sel taşkını sırasında yıkılmıştır. Bu köprünün tarihi hakkında kitabesinin kaybolması nedeniyle kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak köprü eski yapısal özellikleri bozulmadan tekrar onarılmıştır. Kamışlı köyü sınırlarında bulunan Ören ve Asar yaylarının da eski birer şehir kalıntısı olduğu söylenmektedir. Bu da topraktan çıkan eskiye ait kalıntılar ve künkle(taş boru) su yolu bozuntusu ile eski su yolu deposu bozuntularından anlaşılmaktadır.