Postmodern romanın kökleri
Postmodern romanın kökleri incelenmek istediğinde bu köklerin sanıldığından çok daha eskilere uzandığı görülür.Bunların belli başlıcaları şöyle zikredilebilir:Postmodern romanın kökleri, öncelikle postmodern durumun ve postmodern düşüncenin ortaya çıkmasından çok daha eskilere gider.Daha klasik roman olarak adlandırılan roman gelenegi içinde bile postmodern romana ait öğelerin görülmesi sözkonusudur.Hatta roman türünün öncü metinlerinde postmodern romanın özellikleri olarak kabul edilen girişimler görülür.Jale Parla, Don Kişot`un bir anlatı türü olarak romanın öncüsü olduğu kadar, ``üst-kurmaca``, ``temsilin sorunsallaştırılması``, ``parodi``, ``ironi`` ögelerini de barındırdığını, bu bakımdan Miguel de Cervantes`in ve kitabının modernitenin öncü yazarlarından ve yaptlarından olduğu kadar postmodernizmin de habercisi olduğunu belirtir.
Bir başka köken, geç dönem modernist romanlarda görülür.Postmodern romana ait olduğu kabul edilen ögelerin çoğunun bizzat modernist roman içinde ortaya çıkması sözkonusudur; örnegin Thomas Mann, James Joyce, Wirginia Wolf, Samuel Beckett gibi yazarlar, hem işledikleri konular hem de işleyiş biçimlerindeki yenilikleriyle ``postmodern romanın köklerinde`` yer alırlar.Ancak modernist romancılar, belirli bir ölçüde sanatçı olan okurları hedeflemelerine rağmen, postmodern yazarlar bir anlamda metnin okumalarını çoğaltırlar.Modernist roman okurun ``belirli bir yoruma`` ulaşmasını zorlaştırmak için elinden geleni yaparken, postmodernist roman, belirli bir evrensel yoruma yol açabilecek ``anlam bütünlüklerine`` kuşkulu bakışı dolayısıyla anlamın sürekli kaybolduğu ya da ertelendiği metinler olarak üretilir.
Postmodern romanın köklerinden birisi de Beat Kuşağı olarak adlandırılan yazarlara uzanır.Jack Kerouac ve Allen Ginsberg`in bu kuşağın ruhunu yansıtan avangard yapıtları ve William Burroughs`un kitapları , anlatı geleneğinde sürrealizme benzeyen bir eğilim olarak belirginleşir.Macera, coşku ve cinsel fantezilerdeki yoğunluk, sanat-dışılık ve toplumu ve onun taleplerini reddedişdeki bireysel radikallik bu kuşağın özellikleri olarak bilinir; yazınsal alanda da tam bu şekilde bir içerik ve söylem yapısı kulanmışlardır. Postmodern romanlarda bu tür etkileri görmek mümkündür.
Kendi yapıtlarını başka yapıtların bir parçası olarak tanımlayan Fransız yazar Georges Perec postmodern romanın köklerinde bulunan yazarlardan biri olarak değerlendirilebilir.Perec`in neredeyse konularından daha çok kitaplarının teknik yönleri ilginclikler barındırır. Postmodern romanlarda görülen zevk ya da okumanın amacı ve gerekcesi olarak zevk ögesini Perec`in metinlerinde görürüz.Onun lipogramlara dayanan metinleri bir ilginçlik örneğidir. Kayboluş adlı romanını Perec hiç "e" harfi kullanmaksızın yazmıştır.
Jorge Luis Borges ise postmodern romancılar arasında değilse bile köklerinde tartışmasız bir şekilde yer alır.Üst-anlatı, parodi, anlamın sorunsallaştırılması, çoğulluk ögeleri Borges`in hemen bütün metinlerinde görülen özelliklerdir.Bunun yanında gerçek/gerçek-dışı onun metinlerinde sürekli birbirine geçiştirilir, gerçeklik sürekli olarak yeniden yorumlanabilir şekilde kurgulanır. Fantazi Borges anlatılarının vazgecilmez ögelerinden biridir.
Genel özellikler
Postmodern roman denilince ilk akla gelen dil oyunları düşüncesidir.Dilin gerçekliği ``temsil eden`` değil ``kuran`` bir yapı olduğu önermesinden hareket ederler.Postmodern romancılar, bu anlamda postmodern teorinin ``temsili sorunsallaştırma`` girişimini üstlenirler, ve gerçekligi temsil etmekten ziyade anlam çoğulluğunu hedeflerler.Çünkü dil, postmodern anlayışa göre bir gerçekliği temsil etmez, belirli bir anlamda aksine ``gerçekliği kurar``.Postmodern roman, tam da dile dair bu bilgi ile üretilen anlatıları işaret eder.Çoğu postmodern romancıda, hem anlatıcının (yazar`ın) hem anlatının sürekli devrede olması, metin içinde birçok anlatıcı sese imkan verilmesi, anlatı içinde anlatıların içiçe gecmesi ya da anlatı içinde başka bir anlatının/ya da anlatıların izinin sürülmesi türünde ögeler görülür.Bu romanlarda ``yazar`ın geleneksel statüsünü kaybettiği`` ya da en azından bu statüsünün sorunsallaştırıldığı görülür.Temsilin yani sıra yazarın konumu da sorunsallaştırılır.
Bu noktada, "anlamı üreten okurdur" düsüncesi belirginlik kazanır.Bu önerme tamamen ona ait olmasa bile büyük ölcüde ``postmodern roman anlayışının`` düsturlarından biridir.
Öte yandan, romanlar, kendilerinden önceki anlatıların seslerini yankılarlar.Bu anlamda, postmodern roman, edebi anlatıların ya da daha doğrusu tüm edebiyat geleneğinin bir parodisi olarak belirir.Kristeva`nin değişiyle bu durum, edebi metnin, metinlerarası bir göndermeler mozaği içinde oluştuğu anlamına gelir.Bu nedenledir ki, postmodern roman, tek doğrultulu, kapalı, kapanabılır tek bir anlam katmanına sahip anlatı türlerinden farklılaşmanın bir ürünüdür.
Postmodern roman, klasik romandaki gibi olay örgüsü üzerine kurulu bir anlatı değildir.Olay örgüsünden daha çok olay`ın ya da olayların ön plana çıkması sözkonusudur.Postmodern roman ne de modernist romandaki gibi zor da olsa ulaşılabilir olan ``anlam bütünlüklerine`` sahip bir anlatıdır. Postyapısalcı felsefenin dil dolayımında ulaştığı kuramsal sonuçlar, postmodern romanın perspektifini doğrudan belirlemektedir.Buna göre, metin, anlamın tamamlanıp bitirildiği ve tüketildiği bir yer değil, aksine hiçbir zaman tamama erişilemeyen, her okumada yeniden değerlendirilmeye açık bir ``uğraktır``; cünkü ardında ya da daha doğrusu ``yapısında`` asla bir yere indirgenemeyecek olan ``uçsuz bucaksız`` bir işaretler sistemi olan dil vardır.
Jale Parla, postmodern romanda okur-yazar-metin iliskisini su sekilde belirtmektedir.
Postmodern roman anlayışında görülen bazı kavramlar
- üstkurmaca
- metinlerarasılık
- söylem çoğulluğu
- okur merkezlilik
- ironi
- parodi
- pastij
- kolaj
- imgesel anlatım
- metafor
- metonimi
- simgesellik
- yazarın ölümü
Postmodern yazarlar
Dünya çapında tanınan postmodern yazarların en özgün örneği olarak İtalio Calvino (Bir Kış Günü Eğer Bir Yolcu kitabıyla), Umberto Eco (Gülün Adı ve Foucault`nun Sarkacı adlı kitaplarıyla), aynı zamanda postyapısalcı felsefenin öncüsü olan, felsefi sorunları edebiyat aracılığıyla işleyen Jacques Derrida (özellikle Kartpostallar kitabıyla) ilk başta anılabilir.Ancak postmodern romanın temsilcisi olan yazarların listesi kabarıktır.Şöyle;
- Paul Auster
- John Barth
- Don DeLillo
- Raymond Federman
- William Gaddis
- Wiktor Pelewin
- Thomas Pynchon
- Alain Robbe-Grillet
- Salman Rushdie
- Wladimir Sorokin
- Philippe Sollers ("Cennet")
- Marija Sumnina
- Tomek Tryzna
- Oswald Wiener
- Robert Anton Wilson ("Schrödinger`in Kedisi")
- Hans Wollschlí¤ger
- Milorad Pavić
- Pierre Pí©ju
- Urs Widmer
Türkiyede postmodern roman
Jale Parla, Yıldız Ecevit, Berna Moran gibi edebiyat kuramcıları Türkiye`deki edebiyatta kimi yazarların postmodern roman özellikleri barındıran yapıtlar ortaya koyduğunu belirtirler ve bunları değerlendirirler.Genel olarak ismi anılan yerli postmodern yazarlar ve yapıtları şöyledir:
Gözat
Bağlantılar
- Berna Moran`ın 80 sonrası roman degerlendirmesi
- Tutunamayanlar üzerine bir degerlendirme
- Türk romanında modern ve postmodern eğilimler
- Yıldız Ecevit`in kitabı üzerine bir değerlendirme
Kaynak
- Don Kişot`tan Günümüze Roman, Jale Parla, İletişim Yayınları.
- Edebiyat Kuramları, Terry Eagleton, Ayrıntı Yayınları.
- Türk Romanında Postmodernist Açılımlar, Yıldız Ecevit, İletişim Yayınları, İstanbul/2001.
- Postmodern Tarih Kuramı, Serpil Oppermann , Phoenix-Türkçe yayınları.
- Anlatı Ormanlarında Altı Gezinti, Umberto Eco, çeviren;Kemal Atakay, Can Yayınları
- Yorum ve Aşırı Yorum,Umberto Eco, çeviren;Kemal Atakay, Can Yayınları.
- Edebiyat Kuramları ve Eleştiri, Berna Moran, İletişim Yayınları.