Parlementer Rejim
Kısaca: Parlementer rejim Devlet başkanının başkanlığındaki yürütme organı ile yasama organı arasındaki kuvvetler ayrılığının yumuşak olduğu, organlar arasındaki hukuki münasebetlerin eşitlik (müsavat) ve denge (muvazene)ye dayandığı bir temsili rejim. ...devamı ☟
Her meclis parlamento demek olmadığı gibi, her parlamentolu hükümet, parlamenter hükümet yahut parlamenter rejim demek değildir. Parlamenter rejim, parlamentosu olan rejim demek değildir. Her parlamenter rejimin parlamentosu vardır; fakat her parlamentosu bulunan rejim parlamenter rejim demek değildir. Eğer böyle demek olsaydı, bugün demokratik memleketlerdeki hükümet şekillerinin hepsine parlamenter rejim denilmesi gerekirdi; çünkü bunların hepsinin parlamentosu vardır.
Kitaplarda, parlamenter hükümet, parlamenterizm tabirleri kullanılır. Farklı ifadelere rağmen hepsi de aynı anlamı taşır.
Parlamenter hükümet sistemi, devletin, şekline bağlı değildir. Monarşilerde de, cumhuriyetlerde de yaşayabilir. Fakat otoriter ve totaliter rejimlerle bağdaşmaz. Parlamenter hükümet sistemi, İngiltere'de doğdu. Tıpkı kuvvetler ayrılığı prensibi gibi parlamenterizm de insan kafasından doğmuş mücerret bir sistem olmayıp, tarihi bir gelişmenin muayyen bir devresindeki prensip ve unsurları ihtiva eylemektedir. Yani önce tatbikatı görülmüş, sonra kitaplarda formüle edilmiştir.
Parlamenter rejimde kuvvetler ayrılığı gayet yumuşak, organların birbirleriyle münasebetleri ve faaliyet ortaklığı gayet sıkıdır. Parlamenter rejimde hiçbir büyük devlet işi yoktur ki, parlamento ile hükümetin elele verip ortak çalışması sonucu olmasın. Her iki organın da birbirlerinin faaliyet sahalarında karşılıklı olarak hak ve yetkileri vardır. Mesela kanunların yapılmasında, teklifinde, müzakeresinde hükümetle parlamento ortak çalışırlar.
Parlamenter hükümet sisteminde kuvvetler arasında eşitlik ve denge prensibi olduğu için, parlamento gerektiğinde hükümeti düşürebilmekte, hükümet de şartların gerçekleşmesi halinde parlamentoyu feshederek seçimlere gidebilmekte, halkın reyine müracaat edilmektedir. Her iki kuvvet arasındaki eşitlik ve denge prensibi sonucu bir kuvvetin diğerini ezmesinin önüne geçilmek istenmiştir.
Parlamenter rejimde, devlet başkanı aslında yetkisiz olduğu için sorumsuzdur. Bu sorumsuzluk siyasi bakımdandır; yoksa devlet reisi de hukuk ve ceza kanunları önünde bir vatandaş olarak sorumludur.
Parlamenter rejimde, devlet başkanı, devlet işlerini tayin ettiği başbakan ve onun seçeceği bakanlar tarafından gördürür. Bakanlar kurulu aslında devlet başkanına ait olan, fakat sorumsuz olduğu için kullanamadığı yetkileri kullanır. Devlet Başkanının sorumsuzluğuna karşılık, başbakan ve bakanlar parlamentoya karşı sorumludur. Bu sorumluluk münferit ve müşterek olmaktadır; yani hem her bakan kendi faaliyet sahasına giren işlerden tek başına, hem de bütün bakanlarla başbakan birlikte sorumlu olmaktadır. Bu bakımdan parlamenter rejimde şayet hükümet tek bir partiye mensup üyelerden kurulmuşsa o hükümet istikrarlı olmakta; koalisyon şeklindeki hükümetlerse istikrarlı olmamaktadır.
Kabine, parlamenter sistemde devlet başkanı ile parlamento arasında bir köprü, irtibat organı vazifesini görür. Dolayısıyle hükümet parlamenter sistemin mihenk taşı durumundadır. Bu yüzden parlamenter sisteme “Kabine Hükümeti” denilmektedir.
Başbakan parlamenter rejimde en önemli siyasi şahsiyettir. Bunun içindir ki bu sistemde hükümetler çoğu kere başbakanların adları ile çağırılırlar. Erim Hükümeti, Ulusu Hükümeti, Özal Hükümeti gibi. Fakat bu otorite başbakanın omuzlarında taşıdığı ağır yükün bir icabıdır. Hülasa, kabinenin durumu geniş ölçüde, başbakanın gayret ve kabiliyetine bağlıdır.
Parlamenter rejimde parlamentolar da bulunmak zorundadır. Parlamentonun iki meclisli veya tek meclisli olması parlamenter hükümet sisteminin varlığı için önemli değildir. İngiltere'de Avam ve Lordlar Kamarası olmak üzere iki meclislidir. Türkiye'de 1961 Anayasası iki meclisli bir parlamenter sistem getirdiği halde; 1982 anayasası tek meclisli bir parlamenter sistem öngörmüş ve cumhuriyet senatosu kaldırılmıştır. Böylece frenleme vazifesi yerine engelleyici bir fonksiyon ifade eden cumhuriyet senatosu kaldırılarak isabetli bir davranışta bulunulmuştur.
Ülkemizde halen 1982 Anayasasının öngördüğü parlamenter sistem uygulanmaktadır. Gerçekten 1982 Anayasası yasama organı ile yürütme organı arasında bir “eşitlik ve denge” kurmak istemiştir. Gerçi cumhurbaşkanlarına normal parlamenter rejimdeki statüsünden fazla bir yetki verilmiştir. Fakat günümüzdeki parlamenter rejimlerde yürütme organının yasama organına nazaran biraz daha fazla yetkilere sahip olduğu görülmektedir. Bu yetki artışı parlamenter rejimin esasını bozmamaktadır. Bizdeki parlamenter rejim Fransa'daki yarı başkanlık sistemiyle İngiltere'deki parlamenter rejimin arasında bir yer işgal etmektedir. Bu haliyle daha çok Almanya'daki sisteme benzemektedir. Buna “Neoparlamenter” sistem, yani “Yeni Parlamentarizm” denilmektedir. Artık dünyanın hemen hiçbir yerinde eski parlamenter rejim görülmemektedir. Şimdiki parlamenter rejimde yürütme organı daha yetkilidir. Bu durumda parlamenter rejimin temel prensibi olan güçler arasındaki “eşitlik ve denge” prensibi yürütme organı lehine bozulmuştur. 1982 Anayasası da bu tip bir parlamenter sistemi kabul etmiştir.
Kaynak: Rehber Ansiklopedisi
Bu konuda henüz görüş yok.