Başkanlık sisteminde yürütme gücü tümüyle devlet başkanlığı kurumuna verilmiştir ve başkanlığın yetkilerini halkın seçtiği başkan kullanır. Temsili yönetimler içinde devlet başkanlığı kurumunun en etkili olduğu ve en çok yetkiyle donatıldığı sistem başkanlık sistemidir.
Parlamenter sistemde devlet başkanlığının yetkileri ne meclis hükümeti sistemindeki gibi tamamen sembolik, ne de başkanlık sistemindeki gibi geniş ve etkilidir. Kraliyet kurumunun korunduğu İngiltere gibi parlamenter sistemlerde devlet başkanlığının yetkileri sembolik olmaya yaklaşır. Buna karşılık devlet başkanlığı kurumunu cumhurbaşkanının doldurduğu cumhuriyetlerde ve özellikle cumhurbaşkanının halk tarafından doğrudan seçildiği uygulamalarda devlet başkanlığı, sembolik yetkilerin yanında bazı önemli yetkilerle de donatılmıştır.
Osmanlılarda devlet başkanlığı Meşrutiyet Dönemine değin sınırsız yetkileri olan padişahın şahsında toplanıyordu. Ama II. Meşrutiyet'le birlikte padişahın yetkileri anayasa ile belirlenip sınırlandı ve devlet başkanlığı padişahın şahsından ayrılarak kurumsal bir yapıya kavuşturuldu. Meclis hükümeti sisteminin saf biçimiyle uygulandığı Türk Kurtuluş Savaşı döneminde, devlet başkanlığı kurumuna yer verilmedi. Cumhuriyet'in ilanı ile birlikte cumhurbaşkanlığı kurumu oluşturuldu ve bu makama Meclis'in seçtiği cumhurbaşkanının geçmesi ilkesi benimsendi.