İlk İlişkiler
Osmanlı İmparatorluğu`nun son döneminde gerçekleştirilen iki büyük demiryolu projesi, Hicaz ve Bağdat demiryollarında Alman şirketlerine ihaleler verilmiş ve Alman mühendisler çalıştırılmıştır.Bu II. Abdülhamit döneminde yaşanmış Almanlarla ilk yakınlaşmadır.
Bakınız|Hicaz Demiryolu Bakınız|Bağdat Demiryolu
Alman Askeri Misyonu
Balkan Savaşları`ndan felaketle ayrılan Osmanlı Ordusu`na 1913 yılında Almanya`dan 42 kişilik bir subay grubu getirilmiş, bu subaylar I. Dünya Savaşı öncesinde orduda düzenlemelerde bulunmuşlardır. Alman subaylardan en çok öne çıkanları Liman von Sanders, Erich von Falkenhayn ve Von der Goltz`tur. Anamadde|Alman Askeri Misyonu (Osmanlı)Birinci Dünya Savaşı
Osmanlı Devletinin ittifak arayışları
Osmanlı Devleti, ittifak için ilk teşebbüsü geleneksel dostu saydığı Büyük Britanya`ya yapmıştır. Maliye Nazırı Cavit Bey tarafından Ekim 1911 a€˜de İngiltere Bahriye bakanı Winston Churchill`e yapılan ittifak teklifini Churchill, Dışişleri Bakanı Grey`e danıştıktan sonra ``"şimdilik yeni siyasi bağlar altına giremeyiz"`` diyerek reddetmiştir. İttifak için 1913 yılında Bulgaristan ile görüşülmüş netice alınamamıştır. Bunda Bulgarların Almanya`yı ittifaka dahil etmek istemeleri ve Makedonya`da geniş topraklar istemeleri etkili olmuştur. Temmuz 1914`de Osmanlı Bahriye Nazırı Cemal Paşa tarafından Fransa ile temasa geçilmiş ancak Fransa Hükümeti:`` “Rusya razı olmadıkça bu ittifak gerçekleşmez”`` sözleriyle Fransa`nın bu konudaki tutumunun olumsuz olduğunu belli etmiştir. Neticede Avusturya`dan gelen teklifi olumlu karşılayan Osmanlı Devleti ittifaka katılmak üzere 22 Temmuz 1914 tarihinde Almanya`ya başvurmuştur.27 Temmuz tarihinde İstanbul`da başlayan ittifak görüşmeleri 2 Ağustos`ta Türk-Alman anlaşması ile sonuçlanmıştır.Osmanlı`nın Tarafsızlığına verilen önem
Bu anlamda en çok Rusya`nın çaba gösterdiği görülmektedir. Zira Rusya boğazların kapatılması ve doğuda bir cephe açılmasıyla artı bir savaş külfeti ve yüküyle karşılaşacaktı ve Rusya bunu istemiyordu. Nitekim bu Osmanlı Devleti`nin savaşa girmesini önlemek için Rusya bir takım diplomatik temaslarda bulunmaya başladı. Rusya özellikle Almanlar`ın Türkiye üzerindeki hareketlerinden, ordu ıslah çalışmalarından rahatsızdı. Öyle ki Rus hükümeti İngiltere`ye yaptığı baskı sonucu Londra, Berlin`deki İngiliz büyük elçisini durumu anlamakla vazifelendirildi Rusya, İngiltere ve Fransa nezdinde de harekette bulunmuştur. Ancak İngiltere ve Fransa, Osmanlı Devleti`nin tarafsızlığının korunması karşılığında kapitülasyonların kaldırılarak adli ve iktisadi bağımsızlığa kavuşması konusundaki isteklerini pazarlık konusu yapmadan reddetmişlerdir. Osmanlı Devleti`nin Ege adalarının tekrar kendisine verilmesini, mısır meselesinin çözülmesi gibi toprak isteklerine hiç yanaşmamışlardır. İngiltere ve Fransa`nın bu tutumu, Osmanlı Devleti`ni ister istemez Almanya tarafına itmişti. Osmanlı Devleti artık yavaş yavaş safını belli etmeye başlamıştı. 9 Eylül 1914 tarihinde 1 Ekim`den itibaren kapitülasyonları ilga ettiğini ilan etti. İşin garibi bunu, İngiliz, Fransız, Rus Elçileriyle beraber Almanya ve Avusturya Ekçileri de bir nota ile protesto ettiler.
Osmanlı-Alman Gizli Antlaşması
Anamadde|Osmanlı-Alman Gizli Antlaşması2 Ağustos 1914`te Osmanlı Devleti ve Almanya gizli bir antlaşma imzaladılar ve ittifakı resmiyete döktüler, böylece iki ülke I. Dünya Savaşı`nda müttefik oldular.
Savaşa dahil oluş
Osmanlı Devleti artık hummalı bir şekilde savaş hazırlığı yapıyordu. Kazım Karabekir savaşa girişimiz konusunda şunları söylemekte; ``“Almanlar bizi Cihan Harbine sokmak için esaslı olarak üç defa teşebbüste bulundular. Bunların ikisinde Enver Paşa, Türk Erkan-ı Harbiyesi`nin menfi fikirlerini beğenmedi ve Cemal Paşa, Talat Paşa gibi hükümetin ve İttihat ve Terakki`nin en nüfuslu kişilerini de bu sefer kendi fikrine çekmiş olduğundan Almanlar`ın arzusu gerçekleşti.”``Nitekim 10 Ağustos 1914`te Akdeniz`de İngiliz donanmasının takibinde kaçan Goeben ve Breslau adlı Alman Kruvazörleri Çanakkale Boğazı`na girerek Osmanlı Devleti`ne sığındılar. Boğazdan girişlerine izin verilen gemilere, ikmalleri ve satın alma işlemleri bitirilerek "Yavuz" ve "Midilli" adları verildi. Bu savaş gemileri, Alman subayların kumandasında olarak ve Türk Hükümeti`nin izin vermiş olmasına rağmen bir kısım donanmayla birlikte Karadeniz`e açılmışlardı. 29 Ekim de ise Osmanlı Devleti`ni savaşa sürükleyen çatışma oldu. Osmanlı hükümeti bu çatışmaya Ruslar`ın sebep olduğu iddiasındaydı. Ancak bu mesele bugün aydınlatılmıştır. Yani bombardıman, Almanlar`ın Türk Ordusu`nu bir an önce savaşa sokmak için yaptıkları baskı ve istekler üzerine, Enver Paşa`nın izniyle yapılmıştır. Bu bombardımanla fiilen savaşa girilmiştir. Diğer taraftan Osmanlı Devleti`nin savaşa girmesini istemeyen kabine üyelerinden yalnızca üçü istifa ederek karşılık vermişlerdir. 14 Kasım 1914`te Fatih Camiisinde okunan Cihad-ı Ekber ilanıyla Osmanlı Devleti resmen savaşa katılmış oldu.
I. Dünya Savaşı Birinci Dünya Savaşı (Türkiye)