Masumiyet Müzesi

Kısaca: ''Masumiyet Müzesi'', Nobel ödüllü Türk yazar Orhan Pamuk'un 29 Ağustos 2008 tarihinde İletişim Yayınları tarafından piyasaya sunulan ve kızı Rüya'ya ithaf ettiği aşk romanıdır. Günlük hayat, resim, arkadaşlık, yalnızlık, mutluluk, gazeteler ve televizyon, aile gibi konuları barındıran roman, Pamuk'un on yıllık çalışması sonucu oluşturuldu. Roman, Türkiye'de piyasaya çıktıktan sonraki ilk üç günde en çok satanlar listesinde birinci sıraya yerleşti. ...devamı ☟

Masumiyet Müzesi
Masumiyet Müzesi

Masumiyet Müzesi, Nobel ödüllü Türk yazar Orhan Pamuk'un 29 Ağustos 2008 tarihinde İletişim Yayınları tarafından piyasaya sunulan ve kızı Rüya'ya ithaf ettiği aşk romanıdır. Günlük hayat, resim, arkadaşlık, yalnızlık, mutluluk, gazeteler ve televizyon, aile gibi konuları barındıran roman, Pamuk'un on yıllık çalışması sonucu oluşturuldu. Roman, Türkiye'de piyasaya çıktıktan sonraki ilk üç günde en çok satanlar listesinde birinci sıraya yerleşti. 1975 yılı ile başlayan kitapta, tekstil zengini Basmacı ailesinin okumuş 30 yaşındaki oğulları Kemal ile uzak akrabaları, yoksul Keskin ailesinin 18 yaşındaki güzel kızı, tezgahtarlık yapan Füsun arasındaki aşk anlatılmaktadır. Romanın çeviri hakları kitap basılmadan satıldı ve Türkiye'den sonra ilk kez Almanya'da Das Museum der Unschuld adıyla yüz bin adet basılacağı bildirildi. Ayrıca kitaptan esinlenerek bir müze oluşturuldu ve bu müze, 28 Nisan 2012'de açıldı. Orhan Pamuk'un küratörlüğünü yaptığı ve aynı zamanda İstanbul'un ilk şehir müzesi olma özelliğini taşıyan müze, Çukurcuma'da yer alan 1897 yapımı üç katlı tarihi binadan oluşmaktadır. ve Kar'ı yayımladıktan sonra kitabı yazmaya başladı. Fakat bir yıl sonra romanı yazmayı bıraktı ve Hatıralar ve Şehir adlı anı kitabını yazdı. Ardından tekrar Masumiyet Müzesi'ne döndü ve kitabı toplamda yedi yıl kitap ile uğraştı. Yazar, romanın toplamak, saklamak, koleksiyon yapmakla ilgili olan kısımları için müzecilik tarihini araştırdı. Avrupa ve Asya'da birçok müze gezdi. Masumiyet Müzesi'nin kapağı, Pamuk'un romanı yazarken ve müzeyi yaparken oluşturduğu fotoğraf koleksiyonundan eski fotoğraflardan yapılmış bir kolaj çalışmasından oluşmaktadır. Daha önceki yıllarda da yazar batı basınına yazdığı çeşitli makalelerin Sabah'ta basılmasına izin vermişti. Roman, kitap olarak 29 Ağustos 2008 tarihinde İletişim Yayınları tarafından yayımlandı. İlk basımında 100 bin adet basılan Masumiyet Müzesi'nin çeviri hakları, daha kitabın yazılması bitmeden 30`un üzerinde dilde yayımlanmak üzere satıldı. Pamuk, esasen kitabını Ekim 2008'de Frankfurt'taki kitap fuarında sergileyecekti fakat fuar iptal edildi. ve romanını Viyana'daki Burgtheater tiyatrosunda tanıttı. Tiyatro sahnesinde romanından bazı bölümleri Türkçe olarak okuyan Pamuk, romanında "sınıfsal bir durum üzerine oturtulmuş bir aşk hikayesi"ni yazdığını belirtti. Roman, Amerika Birleşik Devletleri'nde 20 Ekim 2009 tarihinde Knopf tarafından The Museum of Innocence adıyla yayımlandı ve romanın çevirisi Maureen Freely tarafından yapıldı. İngiltere'de, İngiliz kitabevi Waterstone's tarafından ayın kitabı seçildi. Olay örgüsü Tekstil zengini Basmacı ailesinin iyi okumuş 30 yaşındaki oğulları Kemal'in Sibel ile nişanlanmaya doğru giden bir ilişkisi vardır. Sibel'e çanta almak için gittiği dükkanda yıllardır görmediği 18 yaşındaki uzak akrabası Füsun ile karşılaşır. Füsun'dan etkilenen Kemal, zamanla Füsun ile buluşmaya ve birlikte olmaya başlar. Füsun tezgahtarlık yapmanın dışında üniversite sınavlarına hazırlanmakta ve Kemal ile birlikte matematik çalışmaktadır. Günler süren buluşmaları Kemal'in Sibel ile nişanlanmasından sonra kesilir. Kemal, Füsun'u Merhamet Apartmanı'ndaki aynı dairede aynı saatte sürekli beklemektedir; fakat Füsun, buluşmaya gelmemektedir. Füsun'a ulaşamayan Kemal mutsuz günler geçirmeye başlar. Sibel'den ayrılır ve Füsun ile seviştiği dairede Füsun'un eşyaları ile birlikte zaman geçirir. Kemal'in babasının ölmesiyle Füsun'dan Kemal'e taşındıkları evin adresini içeren bir not gelir. Kemal, verilen adrese gittiğinde Füsun'un evlendiğini öğrenir. Füsun'un beş ay önce evlendiği kocası Feridun, Füsun'a çocukluğundan beri aşık, şişman ve sevimli, işsiz bir genç sinemacıdır. İlerleyen zamanlarda Kemal, Füsunlara gidip gelmeye başlar ve Füsun'un kendisine ulaşmasının asıl nedeninin kocasının çekeceği Yeşilçam filmi nedeniyle duydukları sermaye ihtiyacı olduğunu anlar. Kemal, Füsun ile olan ilişki kopmasın diye Füsun'un başrolünde oynayacağı, Feridun'un çekeceği filmin finansörü olmaya karar verir. Füsun, Kemal ve Füsun'un kocası Feridun, akşamları beraber yazlık sinemalara gidip film izlemektedirler. Füsun, Kemal'i eve davet etmesine rağmen, ona yakın davranmamaktadır. Nadiren anlık yakınlaşmalar olsa da ortak geçmişlerine dair bir işaret vermemesi Kemal'i ondan uzaklaştırmamaktadır. Füsun'un annesi Nesibe Hanım'ın, Füsun'un evliliğinin namusu kurtarmak için yapılmış geçici bir ilişki olduğunu anlatması ve er geç Füsun'la birlikte olacaklarını ama sabırla beklemesi gerektiğini öğütlemesi Kemal'e şevk vermektedir. Kemal zamanla Füsun'u bir gün kaybedeceği korkusuyla ona ait nesneleri gizlice alarak biriktirmekte ve suçunu örtmek için her hırsızlık ertesinde eve değerli hediyeler getirmektedir. Kemal, Füsun'un başrolünde oynayacağı film için Limon Filmcilik'i kurar. Fakat ne Kemal ne Feridun Füsun'un filmde oynamasını isterler. Onun yerine daha sonraları Feridun'un gönül verip yaşamaya başlayacağı Papatya'yı seçerler. Film başarı getirir, fakat Füsun ile Feridun'un evliliği kopmuştur ve Kemal de bu sonuçtan memnundur. Füsun'un babasının ölmesiyle Kemal ve Füsun birlikte olmaya doğru adım atarlar fakat Füsun, kendisinin Kemal'in ailesine, arkadaşlarına Kemal tarafından takdim edilirse ve söz, nişan, nikah, düğün törenlerini yapılırsa evleneceğini söyler. Önce sözlenirler sonra Füsun, Kemal ve Füsun'un annesi Paris'e gitmek için arabayla yola koyulurlar. Babaeski'de Edirne yoluna bakan bir otelde dinlendikleri gecenin sabahında Füsun'un kullandığı ve Kemal'in de bulunduğu araç kaza yapar. Füsun ölür, Kemal ise ağır yaralanır. Kemal iyileştikten sonra, yıllar boyunca topladığı eşyayı sergileyeceği bir müze açmaya karar verir. Fusünların Çukurcuma'daki evini müze haline getiren Kemal, müzenin kataloğunu roman biçiminde yazılması için yazar Orhan Pamuk'a teklif götürür ve Pamuk kitabı yazmayı kabul eder. Başından itibaren birinci tekil kişi anlatımıyla ilerleyen kitabın son sayfalarında, Kemal sözü kitabın kahramanı olan yazar Orhan Pamuk'a bırakır. Pamuk, Kemal'in ölümünü de anlatarak kitabı sona erdirir. Eleştiriler Edebiyat eleştirmeni Pakize Barışta Taraf gazetesinde Masumiyet Müzesi için yazdığı eleştirisinde, romanda kimi zaman duygunun genişletilmiş hallerinin var olduğunu, kimi zaman da durumun fazlasıyla abartılmış halleriyle yer aldığını belirtti. Romandaki insani yüzeyin dayanağı olan gerçeklik ile kurgulanmış olan gerçeklikler arasındaki uyumsuzluğun romanın şiirine zarar verdiğini, Kemal'in aşkının ise gerçekliğin zorlanması olduğunu yazdı. Eleştirmen, "Masumiyet Müzesi'nde delice bir aşık olma durumu mu var?, Yoksa delice bir tutku hali mi?" sorularını sorduğu yazısında romanın aşk romanından ziyade tutku romanı olduğunu belirtti. Barışta'ya göre Füsun'un fiziksel özellikleri dışında tanıtılmaması, okurun Kemal'in Füsuna neden bu derece sevdalandığını anlamada zorluk yarattı. Ayrıca Barışta, gerçek hayata da taşınan müze meselesine sıcak bakmadığını, bunun sadece bir "ısrar" olduğunu ve bir iletişim stratejisi olabileceğini yazdı ve "Neden hayali bir kahramanın, sağdan soldan derlenmiş hayal mahsulü objelerini gidip görmek istesin ki okur?" sorusunu sordu. Radikal gazetesinin Kitap ekinde kitabın eleştirisini yapan A. Ömer Türkeş, zengin-fakir ilişkisi gibi unsurları barındıran romanda tipik bir Yeşilçam kalıbı kullanıldığını yazdı. Pamuk'un anlattığı aşkın, Cumhuriyet Türkiyesi'nin modern muhafazakar karakterinden kaynaklanan bir aşk türü olduğunu, 592 sayfalık romanın her parçasını birbirine bağlayan kusursuz kurgu sayesinde, yazarın taklit ettiği melodramların saçmaya varan rastlantısallıkları, onun hikayesinde nedenselliğe dönüştüğünü belirtti. Türkeş'e göre Pamuk dikey bir üslup kullanmış, böylece uygusal içeriği yoğun konuları yeri geldiğinde yalın, serinkanlı, duygusuz bir dille anlatmayı başarmış. Gerek anlatıcının konumu gerekse de üzerinde durulan temalar açısından Masumiyet Müzesi'nin Proust'un Kayıp Zamanın İzinde'sini çağrıştırdığını yazdı.

Uluslararası eleştiriler

Kitap hakkında Türkiye dışında da çeşitli eleştiriler yapıldı. İngiltere'de yayımlanan Financial Times, kitabı James Joyce'un Ulysses'i, Tolstoy'un Anna Karenina'sı ve Nabokov'un Lolita'sına benzetti. Müze olarak uyarlanması Masumiyet Müzesi'nin ana karakterleri Kemal ile Füsun'un arasında geçen ilişkide Kemal, Füsun'un ardından Füsun'un sarı ayakkabıları, küpesinin teki gibi nesneleri toplar. Pamuk da romandaki yıla ait bu nesneleri toplayarak, satın aldığı bir binada bu nesnelerin sergilendiği bir müze açacağını ifade etti ve müzenin, kitabın yayımlanışından bir yıl sonra tamamlanabileceğini düşündü. Kitapta bu müzeye giriş bileti ve müzenin bulunduğu yerin haritası kitabın 574. sayfasında yer alıyor. Orhan Pamuk, müzenin açılması için Masumiyet Vakfı adıyla, bir vakıf kurmak amacıyla mahkemeye başvurdu ve 5 Şubat 2009 tarihinde mahkeme tarafından, vakfın tesciline karar verildi. Toplam sermayesinin 1.000.000 TL olduğunu belirten vakfın amaç maddesi şöyle açıklandı:
"Vakıf; gerek Masumiyet Müzesi ismi altında gerekse de başka isimler altında müze, kültür ve sanat merkezleri kurmak, işletmek, sanat ve düşün alanında yeni, işlenmemiş, masum sanatsal yanları ve yaratıcı sanatın çocuksu masum taraflarını ortaya çıkarmak, Ferit Orhan Pamuk'un kültürel, sanatsal, edebiyat ve iletişim alanlarındaki faaliyetlerini desteklemek, bu konuda çalışmalar yapmak, kültür, sanat, edebiyat ve iletişim alanlarında çeşitli faaliyetlerde bulunmak, çalışmalar yapmak, toplantılar, etkinlikler, sergiler düzenlemek, Vakfın faaliyetleri bölümünde belirtilen işlemleri, etkinlikleri gerçekleştirmek amacıyla kurulmuştur."
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı'ndan sağlanan mali destekle açılacak olan müze, Alman mimarlar Brigitte ve Gregor Sunder-Plassmann tarafından düzenlenecek. Müzenin açılışı 2010 yılında gerçekleşeceği söylendi fakat sonradan yapılan açıklamalarla 2011 yılının ilkbaharında açılması planlandığı belirtildi, yine daha sonradan yapılan açıklamalarla müzenin 28 Nisan 2012 tarihinde açılacağı duyuruldu ve bu tarihte bu kesin olarak açıldı. Müzenin kültür-sanat basınına tanıtımı sırasında yaptığı açıklamada Pamuk, müzenin ilk eşyalarını romanı yazmaya başlamadan önce toplamaya başladığını, romanı bu eşyalara bakarak yazdığını belirtti. Ayrıca bu konu hakkında şunları ifade etti:
"İçimden bu geldi. Buna inandım. Ben ressam olmak istemiştim. Müzelere inanıyorum. Müze severim. Çok giderim. Biz niye yapamayalım? Zihinsel yaratıcılıkla, edebi yaratıcılıkla, sanatsal buluşlarla ilginç bir şey yapabiliriz diye de düşündüm. Hem babaannem hem anneannem bu hediyeleri alırdı. Romanın geçtiği yılların milli piyango biletleri. 31 Aralık çekilişi. Romanda anlattığım gibi işaretlemek için kuru fasulye kullanılırdı."
Kültürel etkileri Kitabı okuduktan sonra romanın baş karakterlerinin aşkından etkilenen Türk pop müziği sanatçısı Nazan Öncel, kitaptan aldığı ilhamla "Canım Benim Nasılsın" adlı bir şarkı yazdı. Başka Kültür-Sanat Dergisi, yayımladığı 4. sayısında 12 Eylül 1980'den Ergenekon'a uzanan darbeler tarihinin sanata etkisini gündemine aldı ve derginin kapağında Masumiyet Müzesi romanının kapağı yer aldı. Fakat derginin editörü tarafından romanın kapağı biraz değiştirilerek "Masumiyet Müzesi" ismi "Mahkumiyet Müzesi" olarak taşındı. 5–6 Mayıs 2012 tarihlerinde Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde "Masumiyet Müzesi Sempozyumu" düzenlendi. Roman ayrıca Demet Haselçin tarafından belgesel olarak çekildi. Haselçin, 1999 yılında Pamuk tarafından arandı ve yapılan görüşmelerde yazılacak romanın bir belgeseli çekilmesi belirtildi. Müze binasının ilk haliyle inşaatını çekmek için yönetmen, iki-üç haftada bir oraya giderek kaydetti ve binanın ilk halini çekmenin tekrar olanağı olmayacağını düşünerek kayıtları emniyetli bir yerde sakladı. Roman yayımlandıktan sonra Pamuk'a elektronik posta atan yönetmen, yazarla birlikte önceki çekimleri izledikten sonra çekimlere tekrar başladı. Çekimler bittikten sonra belgeselde çalıştığı Pınar Yakışıklı ile kurguyu oluşturdu. Ayrıca Hakan Gerçek, romanın ana kahramanı Kemal'in sesi olarak müzenin nasıl oluştuğunu belgeselde seslendirdi. Belgeselde Pamuk'un yanı sıra mimarların ve ekibin de röportajları yer almakta. Ayrıca yine Kemal'in ağzından kendi hikayeleri var. Kitaptakine benzer bir kurgu uygulandı. Dış bağlantılar * * İletişim sitesi web-sayfası * * *

Kaynaklar

Vikipedi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Pera Müzesi
3 yıl önce

^ a b "Pera Müzesi". beyoglurehberim.com. 5 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Temmuz 2016.  ^ "Pera Müzesi". Biletix. 14...

Orhan Pamuk'un diğer dillerde yayımlanmış eserleri
7 yıl önce

Faber & Faber, 2008. ISBN 978-0-571-23764-7 The Museum of Innocence (Masumiyet Müzesi) Türkçeden çeviren: Maureen Freely, Londra: Faber & Faber 2009 ISBN...

Orhan Pamuk`un diğer dillerde yayımlanmış eserleri, Orhan Pamuk, Türkçe, İstanbul: Hatıralar ve Şehir (kitap), Maureen Freely, Pencereden Bakmak, Erdağ M. Göknar, Güneli Gün, Victoria Holbrook
Rahmi M. Koç Müzesi
3 yıl önce

Rahmi M. Koç Müzesi, İstanbul'un Hasköy semtinde, Haliç kıyısında bir sanayi müzesidir. 1994 yılında iş adamı Rahmi Koç'un desteği ile açılmış müze, Türkiye'de...

Sakıp Sabancı Müzesi
3 yıl önce

Sabancı Müzesi Web Sitesi - Koleksiyonlar". 6 Nisan 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Nisan 2008.  ^ "Sakıp Sabancı Müzesi Web Sitesi...

Galatasaray Müzesi
3 yıl önce

3500 tane kupa bulunmaktadır. Türkiye’nin ilk spor müzesi niteliğini taşıyan Galatasaray Müzesi'nin müdürlüğünü şu an Münevver Eminoğlu yapmaktadır. Müzenin...

Galatasaray Müzesi, 15 Mayıs, 1905, 1919, 2000, Ali Sami Yen, Ali Sami Yen Stadyumu, Atatürk, Atatürk Olimpiyat Stadı, Birinci Dünya Savaşı, GS TV
Beşiktaş Müzesi
3 yıl önce

katkılarıyla spor müzesi olarak açılmış olup, 28.06.2007 tarihinde T.C Kültür Bakanlığı’ na bağlı “Türkiye’nin ilk özel spor müzesi” statüsünü kazanmıştır...

500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi
3 yıl önce

(Haziran 2006). "500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi". Beyoğlu (3). ss. 50-56.  Türk Musevileri Müzesi Türkiye Hahambaşılığı Şalom gazetesi11 Aralık 2008...

Panorama 1453 Tarih Müzesi
3 yıl önce

Panorama 1453 Tarih Müzesi olarak bilinen İstanbul-Topkapı'da bulunan bu müze, Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethedişinin, bir odada top sesleri, Mehter...