Soyu tükenmiş bir fil olan mamut, buz çağında kuzey yarımkürenin ılıman bölgelerinde yaşamıştır. “Mamut” kelimesi iri manasına gelirse de normal bir Asya filinden biraz büyüktür. Uzunluğu 4,9 m, yerden yüksekliği 3 m'dir. Azı dişleri (fil dişi) fillerden farklı olarak dışa ve yukarı doğru kıvrıktır. Bazılarının dişleri 4 m'ye ulaşır. Sert derisi uzun ve sık kızıl kahverengi kıllarla örtülüdür. Sırtta omuzların biraz gerisinde bir yağ dokusu birikintisi mevcuttur. Kuzey Avrupa, Asya ve Kuzey Amerika'nın ormanlarında bol miktarda yaşadığı anlaşılmaktadır. İlk fosili 1799'da Sibirya'nın buzulları arasında bulundu. Sonraki kazılarda Sibirya ve Alaska'da birçok fosiline daha rastlandı. 1801'de bulunan tür Leningrat Müzesinde muhafaza edilmektedir. Alaska'da bulunanın boyu 3,9 m idi. Buzullar içinden çıkarılan fosiller çok iyi korunmuştu. Bunlarda yapılan tetkikler Asya filleriyle akraba olabilecekleri fikrini uyandırmaktadır.
Sınıflandırma
Mamutlar Pliozen çağının ortalarında Afrika kıtasında ortaya çıkmış, ve oradan Avrasya'ya ve Kuzey Amerika'ya yayılmışlardır. Zamanla soğuğa ayak uydurmuşlardır. Bulunan en eski mamut kalıntıları 4 milyon yaşındadır ve Etiyopya'nın Afar bölgesinde bulunmuşlardır. Bu Mammuthus subplanifrons türüne ait olan kalıntılar Kenya ve Güney Afrika'da da bulunmuştur. Bu tür yaklaşık 3 milyon yıl var olmuş ve peşinden Kuzey Afrika'da Mamuthus africanavus türü ortaya çıkmıştır. Bu türden hiçbir başka tür gelişmeden ortadan kaybolmuş, ya da bu türden Güney fili gelişmiş olabilir. Güney filinden 750.000 yıl evvel step mamudu, ve step mamudundan yünlü mamut gelişmiştir. Kuzey Amerika'da yaşamış olan preri mamudu da yaklaşık 1,5 milyon yıl evvel Kuzey Amerika'ya kadar yayılmış olan güney filinden gelişmiş olduğu tahmin edilir.Pleistozen çağının geç dönemlerinde yünlü mamut insanların av hayvanlarından biriydi. Bunun kanıtı birçok mağaralarda bulunan duvar resimlerinde görülmektedir. Ortadan kaybolmalarının nedeni fazla avlanmış olmaları mı, yoksa buzul çağının sonundaki büyük iklimsel değişiklikler mi olduğu kesin olarak bilinmemektedir. Kuzey Amerika'daki ani yok olmalarının nedeni olarak bir Meteorit grubunun Dünya'ya çarpması olabileceği, bunun da «Genç Drias»'ın başlangıcını açıklayabileceği, bir A.B.D. araştırmacı grubu tarafından önerildi. M. Ö. 8000 yıl evvel mamutlar Avrupa'da ve Asya'da ortadan yok olmuşlardır. Aynı dönemde Homo sapiens insanlarıda (modern insanlar) güneyden beri bu bölgelere doğru yayılmışlardır. Sadece doğu Sibirya'nın Wrangel Adası'nda ufak mamut popülasyonları M. Ö. 1700'e kadar hayatta kalabilmişlerdir.
Mamut kalıntılarının bulunuşu
Rusyanın Asya'da kalan kısmında hala günümüze kadar buzun içinde bütün şekilde muhafaza edilmiş mamut bedenleri bulunmaktadır. Bu mamut cesetleri hep etrafında bulunan buzun erimeye başlaması ile kilometrelerce uzaklara kadar yayılan çürüme kokuları sayesinde bulunmuşlardır. Bu binyıl kadar buzun içinde muhafaza edilmiş bedenler buzun dışında kaldıklarında çürüyerek ve leş yiyicilere yem olarak bir kaç hafta içerisinde yok olur.Sibirya'da doğaya bağlı yaşam şekli sürdüren Dolganlar ve Yakutlar gibi bazı Türk halkları'nda mamutların yeraltı aleminde yaşayıp Erlik Han'a hizmetçilik ettikleri anlatılır. Yeraltı aleminin efendisi Erlik Han mamutları ceza olarak yeraltına almıştır. Eğer mamutlar oradan kaçıp yeryüzüne çıkmaya çalışırlarsa derhal buz kesilip ölürler. Sibirya'nın doğal yerlileri Tundra ikliminin binyıldır çözülmemiş toprağından dışarıya dikilir şekilde buldukları bu garip dev hayvanların dişleri ile çadırlarını süslemiş, postlarını ısınmak için kullanmış ve hatta donmuş etini eritip yemişlerdir. Günümüze kadar Dolganlar'da hala mamutların fildişiyle yapılmış ev eşyaları ve süsler bulunmaktadır.
Bugün Dolganlar mamut bedenleri bulduklarında bunu bilimcilere bildirip mamut araştırmacılığına katkıda bulunmaktadırlar.
Bulunan yerler
Mamut araştırmacılığı açısından en önemli olan kazılar Rancho La Brea'da bulunan katran çukurlarında yapılmışdır. Diğer mühim bir kaynak Bechan Cave de bulunan bir mağaradır. Bu mağara 1.500 yıl boyunca preri mamutları tarafından kullanılmışdır.Yeni Sibirya Adaları'nda da çok sayıda kalıntılar bulunmuştur. Bu adalar, mamut fildişleri arıyan rus tüccarları tarafından keşfedilmişdir.
Kahramanmaraş'ın Maraş Ovası bitimindeki Gavur Gölü etrafındaki sık ormanlarda bol miktarda yaşamış olduğu, çıkan fosillerinden anlaşılmıştır. 1961 yılında göl kenarındaki ağaç ve sazları kesip yakan köylüler “beyaz odun” diye çıkarttıkları kütlelerin kemik olduğunu anlayınca, yetkililere haber vermeleriyle ilk mamut iskeleti Kahramanmaraş Müzesine getirilmiştir. 1975 yılında DSİ, Gavur Gölünün bataklığını kurutmak için kanal açması sonucu, gölün kapladığı geniş alanda sayısız mamut iskeleti çıkmıştır. Bunlardan üç adeti Gaziantep Müzesinde bir kısmı da Türkiye'deki çeşitli müzelerde sergilenirken, buradan çıkan yüzlerce mamut isleketi ise bölgede yaşayan köylülere odun olmuştur. Bugün bile (1993) hala göl içinden mamut kemikleri çıkarılmakta ve odun olarak yakılmaktadır. Kahramanmaraş bölgesinde, Özellikle Gavur Gölü civarında yüz binlerce mamutun yaşadığı tahmin edilmekte ve 1961 yılından bu yana odun olarak yakılan kemiklerinin bitmemesi buna bir delil olarak gösterilmektedir.
Gavur Gölü bataklığı, dünyanın en büyük mamut veya büyük fil mezarlığıdır. Bunun meydana gelişiyle ilgili olarak arkeologların farklı görüşleri mevcuttur. Bir görüşe göre; gölün etrafındaki sık ormanlarda yaşayan mamutların, çıkan büyük orman yangınları sonucu göle girdikleri ve sıcak olan gölde ölmüş olabilecekleridir. Diğer bir görüşe göre ise; suyu ılık olan Gavur Gölüne giren mamutların, vücutlarının iri ve ağır olması sebebiyle gölün bataklığına saplanarak öldükleridir. Bu bölgede çıkarılan mamutlardan bazılarının boyunun 5 metrenin üzerinde olduğu, kafa yapısı ve dişlerinin şimdiye kadar bulunan başka bölge mamutlarından daha büyük olduğu gözlenmiştir. Besin kaynağı olan ormanların iklim değişikliği sonucu kaybolmasıyla, mamutların nesillerinin tükendiği zannedilmektedir. Mağaralarda çizilmiş resimlerine de rastlanmaktadır.
Kaynak: Rehber Ansiklopedisi, Vikipedia