Kısaca: Léopold Lévy ( d. 1882 Paris, ö. 1966 ) Fransız ressam, akademisyen ...devamı ☟
Léopold Lévy ( d. 1882Paris, ö. 1966 ) Fransızressam, akademisyen Tüm fertleriyle sanatçı ya da sanatsever bir ailenin son çocuğudur. Gençliğinin ilk yıllarında lise döneminde yaptığı ilk resim, evlerinde asılı bulunan Fransız ressam Gustave Courbet’nin çalıştığı kopya resmidir. Aynı yılda liseyi, aralıksız resim yapmak ve müzeleri gezerek sanat çevreleri ile iç içe olmak üzere terk etti. Louvre Müzesi’ndeki ressamlarla arkadaş oldu. Kısa sürede; 1898 yılında sanatçı ve yazarların çevresine girdi. Onlarla ileriki yaşamında da sürecek dosluklar kurdu. “Salon des Independans” sergisinde O’nu üne kavuşturacak “Kapı” tablosunu 1899 yılında yaptı. Matisse ‘in çok beğendiği tablo srginin baş köşesine asıldı. 1909’da kendisinden gravür’ün inceliklerini öğrendiği Heyman ile tanışarak Güzel Sanatlar Derneği’nin üyesi oldu ve sürekli olan sergilerine katıldı. En önemli yapıtlarını ürettiği askerlik yıllarında İzlenimcliğin doruğa çıktığı 1914’lü yıllarda kendisinin kübistlerle aynı çalışmaları yaptığı bilinmektedir. Levy’nin sanatında çoşku heyecan ve lirizmin başladığı dönem ise; Akdeniz kıyılarını keşfetiği dönemdir. Çok sayıda resim ve gravür sergisi açtığı 1923 yılından sonra sanat dünyasında tanınmaya başladı. Lucretius’un Rerum Natura’sını 41 gravürü ile resimledi. Normandiya Trasatlantiği’nde dekorasyon işlerinde çalıştı. 1936 yılında ‘Legion D'Honneur Nişanı’ ile şövalye oldu. Aynı yıl Türkiye’ye çağrıldı. Léopold Lévy Türkiye’de 1936 yılında Türkiye’ye çağrılan Lévy, ancak 1937 ocak ayında Güzel Sanatlar Akademisi’nde göreve başladı. Resim bölümü başkanlığı görevini üstlendi. Üç yıllık anlaşması tam on üç yıl sürdü.. O devirde Akademi Müdürü Burhan Toprak’ın dışında bölüm başkanları ya da kısım şefleri yabancı idi: İç Dekorasyon Bölümü Şefi Fransız L. Sue, Mimari Bölümü Başkanı Alman Taud, Heykel Kısmı Şefi ise Alman Belling’di. Kendisine asistan olarak, daha önce Paris’te bulunmuş Sabri Berkel, Cemal Tollu, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Nurullah Berk ve Şefik Bursalı’yı seçti. İlk yılında gravür atölyesi kurdu. Neş’et Günal, Fethi Karataş ve Fethi Kayaalp, bu atölyede yetiştiler. Öğrencilerine “sanat”ın, “resim”in ne olduğunu. onlara kesinlikle bir başkasını taklit etmemeleri gerektiğini sürekli telkin ettii Sanatın sürekliliğini sağlayan yasaların değişmediğini, değişimin sadece ifade biçimleri olduğunu anlatmak için uğraştı. Bursa’da da bir resim atölyesi açılmasına önayak oldu. Akademi’de bir kitap bölümünün açılması için çaba göstererek, Atatürk’ün emriyle açılmasını sağladı. Beşiktaş’taki Resim ve Heykel Müzesi’ni tanzim etti.: Pierre Bonnard, André Derain, Marquet, Segonzea, Braque, Picasso, Matisse ve Dufy gibi dünya çapında ressamların eserlerinin müzeye kazandırılmasındaki çabası büyük oldu. İstanbul’un otantik, bozulmamış yerlerinden peyjzajlar yaptı.1947’de Ankara Operası için Boğaziçi’nin bir gravür’ünü yaptı. Ahmet Hamdi Tanpınar, Nurullah Ataç, Yahya Kemal Beyatlı, Sabahattin Ali, Fikret Adil, Arif Dino, Abidin DinoGüzin Dino, Nadir Nadi ve Berin Nadi gibi Türk dostları olan sanatçı II. Dünya Savaşı bitiminde 1949’da istifasını vererek Fransa’ya; yetiştirdiği öğrencileri Nuri İyem, Avni Arbaş, Selim Turan, Tiraje Dikmen ve Nejad Devrim gibi o dönem genç kuşak ressamlara resim dillerini bulmalarında bir usta olarak, katkıda bulunmuş olarak döndü. Ölümünden altı ay önce İstanbul’a gelen ve Aralık 1966’daFransa’da ölen Levy, eserlerinin değerlendirilmesi için vasiyetnamesinde öğrencisi Traje Dikmen’i görevlendirdi. Levy için öğrencilerinden Turgut Atalay: “…O’ndan iyisi Türkiye’ye gelemezdi. Her dersi bir konferanstı.. der.