Yaşamı
1870-1880 13 Şubat1870 günü günümüzde Litvanya sınırlarında bulundan bir Rus kasabasında doğdu. Yahudi bir doktor olan babası Matthew Godowsky, Leopold henüz 18 aylık bir bebekken koleradan ölmüştü. Annesi Anna Godowsky geçim sıkıntısına düşünce arkadaşları olan Louis ve Minna Passinock çiftinin daveti üzerine onlarla yaşamak için Litvanya`nın eski başkenti Wilno`ya taşınmıştı. Bir müzik tutkunu olan Louis Passinock, piano dükkanı işletmekteydi ve amatör bir kemancıydı. Kendi çocuğu olmayan Louis, Leopold`u ikinci Paganini olarak yetiştirme arzusundaydı. Ne var ki öğrencisi Leopold, her ne kadar kısa sürede kemanda ilerlese de çocukluğundan itibaren piyanoya daha çok ilgi duydu ve bu enstrümanı çalmayı kendi kendine öğrendi.1881-1890 Leopold Godowsky, 11 yaşına geldiğinde kendisini evlat edinmiş yeni babasına para kazandıracak denli ün yapmıştı. Yeteneği, Feinberg alı bir bankerin dikkatini çekti. Feinberg, çocuğun sömürülmekte olduğunu düşünerek onun Berlin Müzik Lisesi sınavlarına girmesini sağladı. Godoswky okula kabul edildi ve Feinberg`in sponsorluğunda eğitime başladı. Ne yazık ki sadece 3 ay eğitim görebildi. Annesinin onsuz yaşayamadığı, Mina Teyzesi ve Louis amcasının da çok özledikleri yolundaki ısrarlı mektupları sonucu 13 yaşındaki Leopold okulu terketti. Annesi ve `amca`sı ile birlikte 1884 yılında ABD`ye vardılar. Ömrünün geri kalanının büyük kısmını bu ülkede geçirdi.
ABD`de ilk olarak Clara Louise Kellogg Opera Topluluğu`nun bir üysi olarak Boston`da sahneye çıktı. 1885 başlarında New York Gazinosu`nda ve Venezuela`daki Teresa Carreí±o Tiyatrosu`nda sahne aldı. Kısa bir süre sonra dahi çocuk olarak adını henüz Litvanya`dayken duymuş olan kemancı Ovide Musin ile büyük bir turneye çıktı. Ne var ki bu turne sonunda ülkenin batısında beş parasız kaldı ve New York`a geri dönebilmek için mücadele etmesi gerekti.
1886`dan itibaren annesi de Louis Passinock da Leopold`un hayatından çekilmişti. Passinock`un hayatının geri kalanını nasıl geçirdiği bilinmemektedir ancak annesinin 1. Dünya Savaşı`ndan kısa bir süre önce öldüğü bilinir. Genç dahiyi bu sefer başka bir sanat düşkünü varlıklı kişi korumasına aldı: Leon Saxe. Batı Sahilinden ümitsiz bir şekilde New York`a döndüğünde Saxe ve altı çocuğu ile tanışan Leopold, yedinci çocuk olarak aileye kabul edildi. Ailenin kızlarından Frederica (Frieda adıyla bilinir) onun ilk aşkı oldu. Yeni `amca`sı Leon Saxe, Godowsky`e Avrupa`ya geri dönmesini ve dönemin en karizmatik piyanisti Franz Liszt ile çalışmasını önermişti. 1886`da birlikte Fransa`ya gittiler. Leon Saxe, 4 yılını onunla birlikte Avrupa`da geçirdi. Ne yazık ki Fransa`ya varışlarından bir kaç gün sonra 31 Temmuz`da Franz Liszt ölmüştü. Bunun üzerine Paris`te Camille Saint-Saëns ile çalışmayı düşündüler. Saint-Saëns düzenli öğretmenlik yapmıyordu ama Godowsky`i dinleyince ona özel ilgi gösterdi ve dilediği zaman kendisine gelip çalabileceğini söyledi. Bir süre her Pazar biraraya geldiler. Sanatçı, [1]]`de 6 hafta arayla ardı ardına kaybettiği çocukları yerine Godowsky`nin Tanrı tarafından gönderildiğine inanmıştı. Saint-Saëns, Godowsky`e kendi soyadını almasını bile önerdi ve bu önerisi reddedilnce çok kızdı.
Paris`te hayatının 16-21 yaş arasındaki dönemini yaşayan Godoswky, yüksek sosyete çevrelerine girdi, Tchaikovsky başta olmak üzere dönemin tüm ünlü müzisyenleri ile tanıştı. Paris ve Londra`daki aristokratların evindeki resitallerde, konser salonlarında olduğu kadar başarılı değildi. Bu konuda müzisyenler arasında büyük rekabet vardı.
1891-1900 1890`da Leon Saxe ölünce Godowsky, Amerika`ya dönmeye ve şansını orada denemeye karar verdi. Ekim ayında Amerika`ya varmış ve 6 ay sonra, Amerika`nın en ünlü konser salonlarından olan ve o tarihte henüz resmi açılışı yapılmamış olan Carniage Salonu`nda bir resital vermişti. 30 Nisan1891 günü çocukluk aşkı Frieda Saxe ile evlendi ve ertesi gün Amerikan vatandaşı oldu. Konser piyanistliğini bırakarak öğretmenlik yapmaya başladı. New York`ta, Philadelphia`da son olarak Şikago`daki konservatuarlarda piano bölümü başkanlığı görevlerini yürüttü. Öğrencilerine kendi piano tekniğini öğretti. Bu yıllarda başka bestecilerin eserlinin aranjmanı ile uğraşmaya başlamıştı. Orkestral eserleri piyanoya uyarlamakla değil, varolan piyano eserlerinin yeniden düzenlenmesi ile meşguldu. Farklı temaların, aynı anda birlikte dokunması yaklaşımını benimsemişti. Bu tarzda düzenlediği 54 parça, 27 Chopin etüdünün 26`sı onun piano bestecisi olarak tanınmasına sebep oldu.
Öğretmen olarak kendisine çok saygın bir yer edinen Godowsky, 1890`ların sonunda ABD ve Kanada`da çok sayıda konser verdi. Bütün 19. yüzyıl literatürünü kapsayan çok az piyanistin altından kalkabileceği nitelikte bir konser programı vardı. Yeni bir yüzyıla girerken Şikago Konservatuarı`ndaki görevinden bir yıl izin alarak yeniden Avrupa`da şansını denemeye karar verdi. Müzik dünyasının gerçek merkezleri Berlin ve Viyana idi.
Godowsky, 1900 yılının Temmuz ayında eşi Frieda, kızları Vanita (1894 doğumlu), Dagmar (1898 doğumlu), henüz bebek olan oğlu küçük Leopold (1900 doğumlu) ile birlikte Fransa`ya vardı. Çok sayıda müzisyen ve besteci ile tanıştı, onları dinledi. Aralık ayında Berlin`deki Beethoven Salonu`nda ilk konserini verdi. Sanatçının ününden ötürü müzik dünyası için çok önemli bir dinleyici topluluğu bu konseri dinlemeye gelmişti. Konser, Godowsky için tam bir zaferdi. Bir gecede yaşayan en büyük pianistlerden birisi olarak kabul edilmişti. Henüz 30 yaşındaydı ve geri kalan 30 yıllık ömründe mesleğinin zirvesinde kaldı.
1900-1914 Leopold Godowsky, hiç durmaksızın konser verdiği, bestelediği, ders verdiği ve sürekli seyahat ettiği bir döneme girmişti. Kariyeri süresince tüm standard klasik piyano repertuarını (oda müziği ve orkestra müziği de dahil olmak üzere) Avrupa`nın 70 ülkesinde sesledirdi. 1906`da ailenin dördüncü çocuğu olarak oğlu Gutram doğdu. Sanatçının Berlin`deki evi, şehre gelen tüm müzisyenlerin çekim merkezi oldu. Gittiği her yerde dönemin ünlü müzisyenleriyle yakın dostluk ilişkileri geliştirdi. Bu dönemde bestelediği orijinal eserler bestelediği gibi Chopin etüdlerinin düzenlemesi üzerine çalışmaya devam etti.
1909`da sanatçıya Viyana Kraliyet Müzik Akademsi`nin yöneticiliği teklif edildi. Bir Yahudi`ye böylesi prestijlli bir görevin teklif edilmesi şaşırtıcıydı. Godoswsky, pazarlık sonucu Avrupa`nın en iyi ücretli sanatçı-öğretmeni olarak bu görevi kabul etti. Bütün aile Viyana`ya taşındı. Öğretmen olarak yoğun çalışma temposuna ve dört çocuk babası olarak ağır aile yükümlülüklerine rağman büyük turnelere çıkmaktan geri kalmadı. Turne için ABD`ye gidişlerinde plak kaydı da yaptı.
Godowsky, 1914 yazında Belçika sahilinde bir villa tutmuş ve Viyana`daki sınıfını da yaz dersleri için beraberinde getirmişti. Büyük Savaşın patladığı gün Godowsky ailesi şans eseri İngiltere`ye giden son tekneye binip kaçmayı başardılar. Aile, İngiltere`de kısa bir süre kaldıktan sonra ABD`ye göçtü.
1914-1922 Leopold, artık Amerika`dan ziyade Avrupa`da tanınan bir sanatçı olsa da kısa sürede Amerika`nın en aranılır pianisti olmayı ve mali durumunu düzeltmeyi başardı. New York`ta da evi önemli sanatçıların uğrak yeri olmuştu. 1916`da Los Angeles`a taşındı. Zamanı konserler, öğrencileri ve besteleri arasında bölüştürülmüştü. Bu dönemde kemancı oğlu Leopold fotoğrafçılığa da ilgi duymaya başlamıştı; hobisi, onu bir arkadaşıyla (Leopold Mannes) birlikte sonradan Kodachrome adıyla ticarileşecek renkli filmleri icat etmeye götürdü. Kızı Dagmar ise sessiz film dünyasında oyuncu olarak kendine bir yer edinmekteydi.
Besteciliğe kısa bir ara verdikten sorna 1919`da Seattle`a yerleşen Godowsky, en bilinen eserlerini Seattle`de aldıkları yazlık evde besteledi. Seattle`dan sonra `a dönen Godowsky, bir otele yerleşti ve 10 yılın sürekli seyahat ederek, dünyanın dört bir yanında konser vererek geçirdi.
1923-1929 Godowsky, 1923 yılında Çin`deydi. Oradan Java`ya geçti. Bu turne, onun yeni bestelerine ilham kaynağı oldu. 1925`te Avrupa ve Uzak Doğu Turnesi`nden döndükten bir kaç ay sonra yeniden Avrupa`da turneye çıktı. Gittikçe daha çok beste yapmaya başladı.
Çocukları büyümüş, Vanita bir konser piyanisti olna David Saperton ile mutlu bir evlilik yapmıştı. Dagmar sürekli evlenip boşanmakta ve çok renkli bir sosyal hayat sürmekteydi. Leopold, George ve Ira Gershwin`in kardeşi olan Frances`e aşık olmuştu. Gordon ise bir vodvil dansçısı ile evlenmek için Harvard`daki öğrenimini bırakmıştı. Godowsky, ona çok kızarak evlatlıktan reddetti.
1928-1929`da okyanus aşırı yolculuklarına devam eden Godowsky, 1929 krizi nedeniyle servetini kaybetti ve mail açıdan bir daha toparlanamadı.
1930-1938 Godowsky, 60. yaşını kutladıktan sonra yoğun çalışma temposuna dönmüştü. Ancak 1930`da bir plak kaydı yapmaktayken felç geçirdi. Sağ eli ve motor-refleks sistemi düzeltilemez biçimde hasar gördü. Bir daha konser veremedi, derin bir bunalıma düştü. Sağlığını ve parasını yitirmişti; ders veremiyor ve beste yapamıyordu. Oğllu Gordon 1932`nin sonunda intihar etti. Eşi Frieda`nın diabet nedeniyle bozulan sağlık durumu artık çok kötüydü. Frieda 1933 yılında kalp krizi geçirerek öldü. Godowsky, eşini kaybettikten sorna kızı Dagmar ile yaşamaya başladı. Tek eliyle sürekli piano çalan Godowsky, arkadaşları ve hayranları aradıkça onlara resitaller verdi. 1935`de ders vermek için Moskova`ya davet edilmişti. Dünya Müzik ve Müzisyenler Toplantısı düzenlemek için uğraşmaktaydı. Halen çok aktif görünse de gerçekte çok sevdiği hareketli yaşamaı artık bitmiti. 21 Kasım 1938 günü mide kanserinden öldü. İsrail Tapınapı Mezarlığı`nda oğlu Gordon ve Eşi Frieda`nın yanına gömüldü.