Lehistan-Litvanya Birliği Osmanlı tarihinde sadece Lehistan adıyla anılmıştır. Lehistan Osmanlıların bugünkü Polonya`ya verdiği isimdi. Polonya`lılar da bazan kendileri için de Lechia isimini kullanmışlardır. Halen bazı dünya dillerinde Polonya için Leh sözcüğünden gelen isimler kullanılmağa devam etmektedir (Farsça, Macar, Litvanya dili vs.) II. Dünya Savaşında sonra Polska ülkenin resmi ismi oldu ve Türkiye`de de Polonya ismi kullanılmaya başlandı.
Lehistan ve Türkiye ile ilgili ilginç bir ayrıntı da bu ülkenin 1795`de Avusturya, Rusya ve Prusya gibi o dönemin en güçlü kara devletleri tarafından paylaşılıp tarihten silinmesine rağmen Osmanlı Dervleti`nin bu durumu hiçbir zaman kabul etmemesidir.
Söylence şöyledir: "Padişah, yabancı diplomatları kabul ettiğinde hep Lehistan elçisini sorar, bunun üzerine sadrazam usulca yaklaşır, sanki padişahın kulağına fısıldarmış gibi, ama kesinlikle orada bulunan herkese duyurmak niyetiyle şunları söyler: "Lehistan elçisi yoldadır, ancak yollardaki müşkülat yüzünden gecikmiştir".(Kaynak: Polonya Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği Sitesi -) (Bazı eserlerde Osmanlı Sadrazamlarının yabancı elçilikleri kabul ettikleri yıllık davetlerde Rusya, Avusturya ve Prusya elçilerine her defasında "Lehistanlı meslektaşınız nerede? Aranızda göremiyorum da!" sorusunu yönelttiği yazılmaktadır.)
Bu durum tam 127 yıl sürmüş, Birinci Dünya Savaşı sonunda Polonya yeniden kuruluncaya kadar devam etmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti`nin resmi olarak tanıyan ünlü Lozan Antlaşması`nın Avrupa devletlerince imzalanmasından bir gün önce, Türkiye Cumhuriyeti`ni ilk tanıyan Avrupa devleti, Polonya Cumhuriyeti`ydi.(Kaynak: Polonya Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği Sitesi -)
Türkiye Cumhuriyeti`nin ilanından hemen sonra Türkiye ile Polonya tekrar diplomatik ilişki kurmuş; Nisan 1924`te ilk Türkiye Cumhuriyeti Elçisi Varşova`ya, Haziran 1924`te de ilk Polonya Büyükelçisi Ankara`ya atanmıştır.
Osmanlı Devleti`nin Polonya Devleti`nin ortadan kaldırılmasını kabul etmemesine benzer bir olay da Türkiye Cumhuriyeti döneminde 2. Dünya Savaşı yıllarında Polonya`nın Hitler Almanyası tarafından işgal edilmesinden sonra vuku bulmuştur.
Buna göre, "II. Dünya Savaşı sırasında Ankara`daki Polonya Büyükelçiliği, yoğun şekilde çalışıyordu. Hitler Almanyası`nın Türkiye Büyükelçisi Von Papen, Türkiye Hükümeti`ne başvurup Ankara`daki eski Çekoslovakya Büyükelçiliği`nin, Çekoslovakya`nın II. Dünya Savaşı`ndan bir yıl önce imzaladığı Anschluss Antlaşması gereğince Almanlara ait olması gerektiğini anlatmıştı. Sonuçta bina Almanya`ya verilmiş ve Von Papen de oraya yerleşmişti. Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi orduları, 1939`da Polonya`yı işgal edince, Von Papen yine sahneye çıkıp Polonya diplomatik misyonunun günümüzde de içinde bulunduğu binanın ve güzel bahçesinin (Polonya Büyükelçiliği binası, eski Çekoslovakya misyonu binasının 150 metre uzağında bulunuyordu) tıpkı Çekoslovakya örneğinde olduğu gibi kendisine verilmesini talep etti. Zamanın Cumhurbaşkanı İsmet Paşa, bu isteğe karşı çıkıp "Bizim, Polonya ile ananevi bir dostluğumuz var. Geçmişte, Polonya`nın taksimi zamanında, Türkiye Polonya Büyükelçisi`nin gelişi için 150 sene beklemiştir. Şimdi çok kısa bir müddet için Polonyalı dostlarımızı kıramam ve sizin bu talebinizi Türkiye katiyen yerine getirmez..." diye bir cevap verdi. Böylece II. Dünya Savaşı boyunca Von Papen, Polonya bayrağını, ikametgahının penceresinden devamlı seyretmeye mecbur kaldı." (Kaynak: Polonya Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği Sitesi)