Bilimadamlarına göre komplo iddialarına yatkın toplumlar uzun süreli politik, ekonomik veya ahlaki çöküntü yaşayan veya kendilerine karşı önemli bir tehdit yöneldiğini düşünen insanlar. Öte yandan, İngiliz sosyolog Mark Fenster`a göre belgelendirilebilen pek çok komplo teorisinin fos çıkması, bunların hepten önemsiz olmaları anlamına gelmiyor. Fenster, bu teorilerin ortaya koyduğu gerçeğin, toplumda varolan sisteme karşı genel güvensizlik ve özellikle herşeyin yüzeyde şeffaf ve özgür gözüktüğü demokratik sistemlerde aslında alttan alta süregiden başka mekanizmaların varolduğuna dair inançtır.
Bilişim Devriminin Komplo Teorilerine Katkısı
Tarım devrimine ardından da sanayi devrimine tanıklık eden insanlık tarihi, 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren de geçirdiği bilişim devrimiyle uzmanların "bilgi toplumu" olarak nitelendirdigi toplumsal dönüşüm sürecine geçişe sahne oldu. Bu yeni çağın en önemli getirilerinden biri, gelişen teknolojinin doğurduğu, tasidigi veri kapasitesi ve hızı inanilmaz derecede artmış bir iletişim ortamı yarattı. Bu yeni ortamda artık bireylerin istedikleri hatta kimi zaman da istemedikleri kadar çesit ve yoğunlukta bilgiye erişme olanakları, televizyon, internet ve cep telefonu gibi çesitli medyalar aracılığyla neredeyse sınırsız bir biçimde arttı. Artık dünyanın hemen herhangi bir yerinde olan bir olayı neredeyse anında haber alabiliyor, konu hakkında ayrıntılara ve yorumlara ulaşabiliyor, dilersek kendi görüş ve düşüncelerimizi yine aynı medyaları kullanarak anında başkalarina iletebiliyoruz.Öte yandan paradoksal şekilde artan bilgi akışı insanları gelen bu bilgilerin doğruluğundan daha az emin olmaya yöneltiyor. Eskiden az ve öz şeklinde nitelendirebileceğimiz kadar bilgi edinebilen insanlar, ellerine geçen bilginin doğruluğunu akıl yolu haricinde sorgulamanın zorluğundan ve çogu zaman da buna gerek görmediklerinden, ellerine geçtiği haliyle benimseyip kabul ediyorlardi. Günümüzdeyse manipüle edilmiş bilgilerin de en az gerçek bilgiler kadar kolay olarak iletilebildigi bu dünyada, bilgi tüketicilerinin kaynağı belli olamayan bilgilerin doğruluğundan şüphe duymaları şaşırtıcı değil. Böyle bir ortamda bu şüpheciliği ilerletip, gerçekleşen irili ufakli her tür olayin aslinda dogru yansitilmadigi ve mutlaka arkasinda baska birseylerin oldugundan süphe edip komplo teorileri geliştirenlerin oranı son yıllarda bir hayli arttı. Özellikle internet ortamında aklınıza gelebilecek her türlü olayla ilgili komplo teorileri bol miktarda bulunmakta ama iddialarinin arkasında güçlü kanıtlar da bulunduğunu öne süren bu tip teorisyenler, çoğunluğu başta Amerika olmak üzere Batı dünyasında televizyon proğramlarına da çıkmakta, gazetelere demeçler vermekte hatta görüşleriyle ilgili kitaplar da yayınlamaktalar. Bu tip komplo teorilerine halk ilgisi de her zaman yüksek oranda olduğundan dolayı, bu görüşlere sahip insanlara medya desteği her zaman bulunmaktadır.