Yeni genel sekreter, çağımızda barış ve güvenlik kavramlarının yeniden değerlendiritmesi gerektiği görüşünde. Seçildikten sonra yaptığı konuşada, barışın ekonomik ve sosyal istikrara dayandığını belirterek, şöyle dedı: "Biliyoruz kı, ekonomik kalkınma projelerden ve istatistiklerden ibaret değildir. Her şeyden öte insanların sorunudur -yiyecek, giyecek, barınak ve sağlık gibi temel gereksinimleri olan gerçek insanların sorunu."
Birleşmiş Mılletler'i bürokrasiden kurtararak, halka yakınlaştırmayı hedefleyen Kofi Annan'ın örgütün finansman sorununa da çözümler getireceği bekleniyor.
Birleşmiş Milletler kariyeri
Kofi Annan'ın Birleşmiş Milletler'deki liderlik döneminde aldığı çeşitli kararlar ve takındığı tutumlar şiddetle eleştirilmesine neden olmuştur:
- 1993 yılında Ruanda'da başlayan olaylara pasif kalarak, 1 milyonu aşkın insanın ölümüyle sonuçlanan Ruanda Soykırımı'na imkan sağladığı öne sürülmüştür. Barış gücü komutanı Romeo Dallaire'nın, soykırımı önlemek amacıyla önerdiği bütün talepleri reddetmiş; bunun Birleşmiş Milletler'i ilgilendirmediğini açıklamıştır. Verdiği kararlar, Huti'lerin soykırımı sürdürmesini kolaylaştırmış ve Tutsi'lerden öldürülenlerin sayısı dramik boyutlara ulaşmıştır.
- 1995 yılı Temmuz'unda, Srebrenica katliamı'nda 8000 üzerinde Müslüman Boşnak'ın ölümünü engellemekte etkisiz kaldı.
- 2003 yılında Kıbrıs Sorunu'na yeni çözümler önermesi ve adada yapılan referanduma öncülük etmesine rağmen, Rum kesimi'ni verdiği Hayır oyundan sorumlu tutmakta etkisiz kaldı.
- Gene 2003 yılında ABD'nin Irak'a yaptığı müdahele sırasında Kofi Annan'ın liderliğindeki Birleşmiş Milletler'in devre dışı kalarak ABD'nin güdümünde hareket etmesi Kofi Annan'ın eleştirildiği önemli noktalardandır.
10 yıllık bir hizmetten sonra Annan 1 Ocak 2007'de görevini Güney Koreli Ban Ki-moon'a devretmiştir.