Hayatı
Abaza asıllı olduğu bildirilmektedir. Yaklaşık 1769'da doğmuştur. Küçük yaşda köle olarak İstnabul'a getirildi ve Çavuşbaşı Said Efendi'nin köleleri arasına alındı. Sonra Enderun'a kabul edildi ve orada eğitim gördü.Küçük Hüseyin Paşa gibi donanma ve orduda reformlar yapılaması tarftarı oldu ve Nizam-ı Cedid ordusu kurulmasında emeği geçti. Mart 1801'de Küçük Hüseyin Paşa Osmanlı donanması ile İngiliz donanması ile birlikte Mısır'ı Fransız işgalinden kurtarmak için koordineli harekata geçti. Haziran 1801'de yapılan bir anlaşmaya göre Fransızların işgal etmiş oldukları Mısır'dan çekilmelerinden sonra Mısır'ı tekrar Osmanlı idaresi altına almak üzere gönderilmesi için Osmanlı donanması komutanı olarak Küçük Hüseyin Paşa görevlendirildi. Osmanlı donanması 6.000 kişilik bir orduyu karaya çıkardı. Bu ordunun efektif komutanlığını Hüsrev Paşa yüklendi. Bir İngiliz deniz piyade birliği ile birlikte bu Osmanlı gücü Reşit'e gitti. Bu mevkii korumakla görevli olan Fransız Generral Beliiard ve komutasındaki Fransız birlikleri teslim oldular. Bu dönemde hamisi durumda olan sadrazam Mehmed Emin Rauf Paşa 6 Ocak 1818'de görevinden azledildi ve Sultan II. Mahmut'un baş danışmanı olan Halet Efendi etkisi ile Kocxa Hüsrev Paşa da kaptan-ı deryalık görevinden azledildi. Şubat 1808'de Trabzon valiliğine gönderildi. Bunun ardından Anadolu'da bir sıra değişik eyalet valilikleri yaptı. 1820'de Erzurum valisi iken Osmanlı-İran sınırında aşiretlerin faaliyetleri dolayısıyla İranl'la çıkabilecek bir savaşa karşı hazır olmak için Şark seraskerliği görevi verildi. Koca Hüsrev Paşa'ya takviye olarak Sivas ve Gümüşhane'den yardımcı askeri güçler gönderildi. Bu güçlerle sınır aşiretlerine karşı harekata geçti. Ama Bayezid sancağı mutasarrifini azlederek buraya kendi adamlarından birini tayin etmesi yüzünden Bayazid mutasarrifinin silahla isyan etmesine neden oldu. Olaya aşiretlerin de katılması ile ortalık daha da karıştı. Bu karışıklıktan istifade eden İran güçleri Osmanlılardan direniş görmeden Beyazid, Bitlis ve Erciş'i ellerine geçirdiler. Bunun sorumluluğu Babıali tarafından Hüsrev Paşa'nın yetersiz ordu komutanlığında bulundu ve Erzurum valiliği ve Şark seraskerliğinden azledildi. Kasım 1821'de ikinci kez Trabzon valisi yapıldı. Yine seraskerlik döneminde Silistre ve İstanbul'da iki süvari alayı oluşturdu ve bunların eğitimine büyük paralar ve dikkat sarfetti. Koca Hüsrev Paşa aynı zamanda, bir Tunus-Cezayir yolculuğu esnasında ahalide gördüğü fes giyme adetini Osmanlı Devleti'ne tanıtan ve fesin kabulünü sağlayan kişidir. Koca Hüsrev Paşa büyük servet sahibi olmuştu ve 1854'de tanzim edilen vakfiyesi göre bu servetinde 1 milyon kuruşluk bir fon ayırarak çeşitli vakıf ve hayır kurunmlarına vermişti. Bu fonun faiz gelirinin yaptırdığı hayrat için bakım ve tamir masrafları ve bu hayratlarda görevlilerin maaşlarına harçedilmesi öngörülmüştü. Bu vakıfların başında Eyüp Bostan İskelsi'nde yaptırdığı ve şahsi türbesi, tekke , (1015 çilt kitap ihtiva eden) kütüphane ve çeşme'den oluşan külliyesi gelmektedir. Çengelköy, Baklali Köy, Has Köy ve Küçükçekmece'de dört çeşme yaptırmıştır. Vakfiye faiz gelirinden muhtelif camilerdeki imam, müezzin ve vaizlere, Edirnekapı dışındaki Nakşbendi tekkesi dervişlerine ve bazı kendi kapi halkına maaş bağlanmıştı. Değerlendirme Günümüzde gayet önemli biyografi eseri ölen Osmanlılar Ansiklopedisi onu soylke değerlendirmektedir:Çok ince bir zekaya sahipti. Görenlerin hepsi onun son derece müstehzi ve nüktedan ollduğunda soymekte birleşir. Fakat işgüzar, tedbirli ve cömert vasılarını da buna eklerlerdi. Yeni Osmanlı ordusununu o kurmuş ve çok değerli kumandanlar yetiştirmiştir.Kaynakça Ayrıca bakınız * Abdulmecit * Dağılma Dönemi Osmanlı Sadrazamları listesi