İngiliz edebiyatının büyük hiciv ustası Swift, 30 Kasım 1667`de İrlanda`nın başkenti Dublin`de doğdu. 1689`da Trinity College`ı bitirdi ve İngiltere`ye gitti. Siyasetçi ve yazar Sir William Temple`ın sekreteri oldu. İlk şiirleri ve Stella`ya olan aşkı da bu tarihlere rastlar (1691).
Jonathan Swift`in yaşamında William Temple`ın etkisi önemlidir. O yılların kültürel ortamıyla ve etkili kişileriyle tanışıklığı onun sayesinde olmuş, Oxford Üniversitesi`nde lisansüstü eğitimi yapmasını yine Temple teşvik etmiştir.
Temple`ın ölümünden sonra Dublin`e giden ve Lord Berkeley`nin yanında çalışan Swift, 1701`de Londra`ya döndüğünde, artık tanınan bir yazardı. Siyaset, din ve edebiyat alanlarında giriştiği polemiklerle etkiliydi.
Ard arda yayımlanan kitapları da oldukça ilgi görmüş ve parlak zekası hayranlık uyandırmıştı. Siyasi olarak liberallerin yanında yer alan Swift, aynı zamanda kiliseye ve dine de bağlıydı.
Belki bu nedenle, belki de muhafazakar partinin iktidarı almasının etkisiyle, 1710`dan sonra muhafazakar Troy partisini desteklemeye ve bu partinin ileri gelenlerinin yer aldığı `The Examiner` dergisinde çalışmaya başladı.
Ancak 1714`de Troy`ların siyasi gücü azaldı ve Swift düş kırıklığı ile Dublin`e geri döndü. Bu tarihten 1745 yılındaki ölümüne kadar geçen sürede, Swift kendini İrlanda`nın sorunları üzerinde çalışmaya ve yazmaya verdi.
İngiltere`nin baskıcı politikalarına karşı yaptığı mücadelesinde birbiri ardına çıkardığı siyasi broşürlerle İrlanda`da ulusal bir kahramana dönüştü. 1726 yılında tamamladığı `Gulliver`in Gezileri` ile de tüm zamanlara yayılan bir ün kazandı.
Jonathan Swift, 19 Ekim 1745`de İrlanda`da öldü.
Mezarının başında kendisinin yazdığı şu cümle, onun karakterini yansıtır niteliktedir: "Burada, vahşi haksızlıklar karşısında kalbi pararamparça olan biri yatıyor..."
Gulliver`in Gezileri
`Gulliver`in Gezileri`, dört ayrı yolculuğu anlatır. İlk yolculuk cüceler ülkesine, ikincisi devler ülkesine, üçüncüsü ise bilim adamlarının yaşadığı uçan adayadır. Bu üç bölüm de siyasetin ve bilim dünyasının bir parodisini içerir.
Son bölüm ise Houyhnhnm`ler ile Yahoo`ların ütopik ülkesine yapılan yolculuktur. Bu ülkede atlar, yani Houyhnhnm`ler, aklı başında yaratıklardır ve kardeşlik için kurdukları uygarlıkta yaşamaktadırlar. Dillerinde, `yalan` sözcüğü bile yoktur.
Biyolojik olarak insan türünden gelen Yahoo`larsa, tamamen vahşi ve erdemden yoksundurlar. Atların, insanları ahırların hizmetçileri olarak kullandıkları bir ülkede yaşarlar.
Gulliver, atların uygarlığını anlata anlata bitiremediği gibi onlara öyle hayran olur ki, ülkesine döndüğünde insanların ne görüntüsüne ne de kokusuna dayanamaz. Kendisine iki at satın alıp bütün vaktini onlarla birlikte ahırda geçirmeye başlar.
misafir - 9 yıl önce