}
Başlangıç itibariyle fıkıh ilmi olarak kabul edilen kelam, daha sonra ilm-i tevhid olarak adlandırılmıştır. Fıkıh ameli meseleler üzerinde, kelam ise itikadi meseleler üzerinde yoğunlaşmıştır. Muhammed zamanında bütün meseleler kendisi tarafından çözüldüğü için problem söz konusu olmamışsa da, sonraki dönemlerde Kur`an ve Muhammed`in yaşantısına göre içtihadlarda bulunmak zarureti hasıl olmuştur. Hicri birinci yüzyılın son çeyreğinde imani esaslardan kader konusu tartışılmaya başlanmıştır. Ayrıca siyasi sorunların itikadi boyuttaki çeşitli yansımaları itikadi mezheplerin doğumunda önemli rol oynamıştır. Örnek olarak ``büyük günah işleyenin durumu`` hususu verilebilir. Ortaya çıkan farklı siyasi mezhepler farklı itikadi temellere dayanmış, Ehl-i Sünnet`in de kendi içinde daha sonra çeşitli itikadi mezhepler barınmıştır.
Bu süreç içerisinde itikadi mezhepler ortaya çıkmışlardır. Başlıcaları:
Ehl-i sünnet içinde kabul edilenler:
Eşarilik (16. yüzyılın sonundan yıkılışına kadar Osmanlı Devleti. 16. yüzyılda Ebus Suud Efendi ile Birgivi Mehmet Efendilerin tartışmalarının ana kaynağı bu konudur... Şeyhülislam Ebus Suud`dan sonraki şeyhülislamlar eliyle Eşarilik Osmanlının itikadi mezhebi olmuştur.
Kur`an merkezli İslam: Kur`an`ı İslam`ın ana kaynağı olarak görürler. Bunun dışındaki dini metinleri Kur`an ışığında değerlendirirler. Mezheplere ve hadis kitaplarına sorgulayıcı ve eleştirel yaklaşırlar. Hz. Muhammed`e yalnızca Allah`a ait olan sıfatların yakıştırılmasına ve Kur`an`a aykırı dini inanç ve uygulamalara karşı çıkarlar. İslam`ı anlamak için aklı kullanmanın gereğine inanırlar. Barışa, diyaloga ve insan haklarına önem verirler. Aklın, kadının, nefsin hor görülmesine karşı mücadele verirler.
Ehl-i sünnet dışında kabul edilenler:
Mu`tezile (İran,...)mezhebi ehl-i sünnet vel cemaat dışında mütalaa edilegelmiş olup bir siyasi mezhep sayılan Şia`nın itikadi çizgisine yakın olan, akılcı bir itikad mezhebidir.
Bunların dışında yine siyasi bir mezhep olan Haricilik de itikadi açıdan diğer mezheplerden ayrılır ve kendine has bir itikadi yapısı vardır. Fakat itikadi mezhep olarak doğmamış ve bu yönü ağır basmamıştır, bu nedenle de siyasi bir mezhep olarak ele alınır.
İtikadi mezhepler birbirlerinden Allah`ın varlığı, sıfatları, marifetullah, nübüvvet, nübüvvetin vasıfları, mucize, imammet, irade, kesb, hidayet, irtidad, doğru ve yanlışın tanımı, iman-amel münasebeti, ruh, kaza, kader gibi önemli konularda yer yer farklı görüşler ileri sürerler.
Cehmiyye İmam Ebu Hanife tarafından kafir olarak nitelendirilen "Cehm bin Safvan" isimli bir adamın kurduğu bir fırkadır. Allah hakkında ilk olarak "Allah heryerdedir" sözünü o başlatmıştır. O halde bu söz ne imam Ebu Hanifenin ne imam Şafiinin ne de diğer imamların söyledikleri bir söz değildir. Dolayısıyla "Allah heryerde hazır ve nazırdır" sözü de Cehm bin Safvan`ın başlattığı söze dayanmaktadır.
Muşebbihe Allah`ı yarattıklarına benzetenlerdir, cisim olarak tevsif edenlerdir. Geçmişlerde kimileri Allah`ın tüysüz bir genç şeklinde bir varlık olduğunu, kimileri O`nun kılları ak ve sıyah karışımında olan yaşlı bir adam şeklinde bir varlık olduğunu kimileri de ışık saçan bir nur olduğunu öne sürmüşlerdir ki bunlar İslam dairesinde addedilemezler.
Ayrıca Bakınız
Kaynaklar
Vikipedi