İstanbul mu Constantinopolis mi?
Türkiye Cumhuriyeti'nin en çok bilinen şehrinin ismi "İstanbul" olarak kabul edilmektedir. Fakat bu her zaman böyle değildi ve bugün bile isim konusunda karşıklık sürmektedir. Karışıklığın temelinde şehirin Osmanlı yönetimine geçmesinden sonra değişik isimlerin kullanılması yatmaktadır. 1453 yılında şehiri ele geçiren Osmanlılar "Constantinople" olan ismi daha türkçe bir isimle değiştirmekle yetinmişlerdir : Konstantiniye (kabaca "Konstantin'in" diye çevirebiliriz). Ancak kısa bir süre sonra Konstantiniye isminin çeşitlemeleri çıkmakta geçikmedi.Bizans İmparatorluğu zamanında başkente giden seyyahlara yön göstermek amacıyla yollara konulan tabelalarda bulunan "Stanbulin" (yunancada "şehire, şehire doğru" anlamında) kelimesi dindar Türkler tarafında bir kelime oyunuyla İslambol'a (İslamla dolu) çevirildi. Osmanlı İmparatorluğunun yıkılışına kadar zaman zaman İslambol zaman zaman da Konstantiniye isimleri kullanılmıştır. Batı dünyası 20. yüzyılın ortalarına kadar "Constantinople" ismini kullanmaya devam ederken, 19. yüzyılda şehirde yaşayan çok sayıdaki ekaliyet "Stamboul" ismini kullanmaya başladı. Şehirde bulunan batılı kaynaklarda da bu isime raslamaktayız.
İstanbul adının kökeni ile ilgili olarak öne sürülen tezlerden biride bu kelimenin Türkçe Astana ve Balık kelimelerinden geldiği yönündedir. Bu teze göre: İstanbul kelimesi Öz Türkçe iki kelimeden meydana gelir. Astana (veya Osmanlıca da "Asitane") ve Balığ kelimelerinden oluşturulmuştur. Astana veya Asitane kelimeleri ön Türkçe ASKAN veya ASQAN kelimesinden gelir, cennete ait, güzel yer veya hükümdarlığa, hanlığa ait manasındadır. Kazakistan ve diğer pek çok Türk izi bulunan yerde bu kelime vardır. Balığ veya balık kelimesi "Şehir" manasındadır (Ör. Balıkesir adı "esir balık değil hisar şehridir") dolayısı ile ASTANA BALIĞ veya ASİTANE BALIĞ kelimleri İstanbulun temelidir. Hakim olan unsurların kullandığı kelimelerin, deyimlerin ele geçirilen ve Türkleşen unsurlarca söylenmeye çalışması ve kelimenin deforme olması (bir yabancının en fazla zorlandığı şeylerden biridir "Ğ" sesi") neticesinde ASTANABAL kelimesi daha akılda kalıcı ve söylenmesi kolaydır.
10. yüzyılda yaşamış olan tarihçi Mesudi “Efembih Vellişref” isimli yapıtında bu şehre ASTAN-BULEN dendiğini yazar. 14 yüzyılda yaşamış olan Batuta İZTANBUL yine aynı yüzyıl yazarı Vartan ESDAMPOL isimlerini eserlerinde kullanmuışlardır. II. Murat döneminde bu şehre İSTANBUL dendiğinide unutmayalım. -Bu durumda batılı kaynaklar tamamen uydurma bir teori sunmuş oluyor. Haluk Tarcan ve Kazım Mirşan tezine göre: -İstanbulun kökeni eski Türkçe olan ASTAN BOLIQ tan gelmektedir. Bildiğimiz gibi Kazakistanın başkenti ASTANA dır. Ayrıca Osmanlıda İstanbulun bir diğer adı ASİTANE dir. (ASTANA;ASİTANE birbirine çok yakın kelimeler) -Murat suyu üzerinde şeyh Saitin babasının gömüldüğü tepenin ismi ASTANA'dır. Doğu Türkistanda bulunan Turfan kentinin yakınında ASTANA kenti vardır -Bolıq kelimesinin İslamiyet öncesinde kent anlamına geldiğini düşünürsek İstanbul adının ASTANA-BOLIQ yada ASTAN-BOLIQtan geldiği sonucu ortaya çıkmaktadır. -ASTAN kelimesi ön Türkçe ASQAN kelimesinden gelmektedir ve cennette olma anlamına gelmektedir. Anlam olarak da uygun bir delil niteliğindedir.
Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra şehrin ismi resmi olarak İstanbul oldu. Her ne kadar Türkler bu konuda çok hassas olsalarda Avrupa "İstanbul" ismini kabul etmemekte uzun süre direndi. Almanlar şehire "Konstantinopel" , Fransızlar ve İngilizler "Constantinople" İtalyanlarda "Constantinopoli " demeye devam ettiler.
Uzun süredir bilinen popüler bir hikayeye göre Bizanslılar şehirin orjinal ismi olan "Constantinopolis"i değil, şehrin büyüklüğünden dolayı kısaca "Polis"i (The City , Şehir) kullandılar. "Şehir'e Doğru (to the City)" demek istediklerinde de 'eist enpolin' (is-tin-polin) dediler. "İstanbul" kelimesinin kökeni burdan da geliyor olabilir. Yakın zamanlarada yapılan araştırmalara göre şehirin Bizans'ta değilse bile 11.yüzyılda Türkler arasında "İstanbul" isimiyle anıldığı tespit edilmiştir. Osmanlı tarihi boyunca İstanbul için değişik isimler kullanılmış fakat bunların hiç bir uzun ömürlü olmamıştır, örneğin "Dersaadet", "Deraliye". Bazı resmi belgelerde ve özellikle paralarda "Konstantinoupolis" veya "Konstantiniye" ismine de raslamaktayız.
1920 yılında Mustafa Kemal Atatürk şehirin ismini resmen "İstanbul" olarak belirlemesiyle isim tartışması sona erdi. Batı dünyasının bu ismi kabul etmesi ise bir kaç onyıl daha sürdü. 1960'lara kadar haritalarda sadece "Constantinople" kullanılırken daha sonra "İstanbul" ismi ve parantez içinde "Constantinople" kullanılmaya başlandı. Bugün bile Yunanlılar haritalarında ve yol tabelalarında Türkçe ismi değil "Konstantinopolis"i kullanırlar.