İran Devrimi, aynı zamanda İslam Devrimi olarak da bilinir, Ocak 1978’de Şah karşıtı ilk büyük halk gösterileri ile başladı. Grevler ve gösteriler ülkeyi ve ekonomiyi felç ettikten sonra Şah Şubat 1979’da ülkeden kaçtı ve büyük bir halk kitlesinin karşılamasıyla Ayetullah Humeyni İran’a geri döndü. Pehlevi Hanedanı 11 Şubat’ta İran ordusu, gerillalar ve militanlar sokak savaşlarında Şah’a bağlı silahlı gruplara karşı üstünlük sağlayınca kendini “tarafsız” ilan etmesiyle tamamen çöktü. 1 Nisan 1979’da İran resmen İslami Cumhuriyet oldu. Aralık 1979’da ülke teokratik bir Anayasa’yı ve Humeyni’nin ülkenin Dini Lider i olmasını onayladı.
Genel af çıkarıldı, belirli bir süre, düzenleme için müzik ve gazete yasağı konuldu. Beni Sadr cumhurbaşkanı oldu.
Devrimin hızı ve gerçekleşmesi dünyada bir çok kişide şaşkınlık yarattı, çünkü ciddi olarak ne askeri bir karşı koyuş, ne mali bir kriz ne de bir karşı ayaklanma yaşandı. Hem milliyetçi hem de Marksist muhalif gruplar İslami gelenekçilerle birlikte Şah’a karşı mücadele etmelerine rağmen onbinlercesi Ayetullah Humeyni yönetiminde İslam Cumhuriyeti ile sonuçlanan devrim sonrasında İslami rejim tarafından öldürülüp idam edildi.
İran Şahı, ABD'nin müttefiki olduğu için Başkan Carter İran'ın ABD'deki 12 milyar dolar tutarındaki varlığını dondurmuş ve Şah döneminde kararlaştırılmış olan silah ve askeri araçların satışını durdurmuştur. Humeyni hükümeti daha sonra pek çok Batılı ülke gibi ABD'yi "Büyük Şeytan" olarak nitelendirip bu ülke ile diplomatik ilişkilerini kesmiştir. Ardından, 14 Aralık 1979'da Tahran'daki ABD Büyükelçiliğindeki diplomatlar rehin alınmıştır. Rehineler Ocak 1981'den sonraki ABD Başkanı Ronald Reagan'ın göreve başlama töreni sırasında serbest bırakılmışlardır.