I. Rükneddin Mesud, geleneğe uyarak ülkesini üç oğlu arasında paylaştırmış, oğlu II. Kılıç Arslan`ı da yerine veliaht ilan etmişti. I. Rükneddin Mesud`un 1155`te ölmesinin ardından oğulları arasında taht kavgaları başladı. II. Kılıç Arslan melik olarak bulunduğu Elbistandan Konyaya gelerek tahta çıktı. Ancak bu taht kavgalarını fırsat bilen Anadolu`daki diğer gruplar Anadolu Selçuklularina karşı bazı ittifaklar kurdular. Bunlar Bizans-Zengiler İttifakı (Musul Atabeyi Nureddin Mahmud Zengi), II. Kılıç Arslan`ın kardeşi Şahinşah`ın Danişmendliler ile olan ittifakı gibi oluşumlardı. Ermeni Derebeyi Toros da Anadolu Selçuklu Devleti`ne karşı harekete geçmişti.
II. Kılıç Arslan devleti ayakta tutabilmek için önce Bizans İmparatorluğu`yla barış yapmanın yollarını aradı ve İstanbul`a giderek bir antlaşma yaptı. Buna göre karşılıklı yardımlaşma yapılacağı gibi, Türkmenler de Bizans`a akınlarda bulunmayacaktı. Batı sınırını güvence altına alan II. Kılıç Arslan Anadolu`ya yöneldi. Kardeşi Şahin Şah ile Danişmendlilerin birleşik ordusunu yendi. Ankara, Darende ve Kayseri`yi Danişmendliler`den aldı ve 1175`te Danişmendlilerin egemenliğine son verdi. Zengiler`den de bazı topraklar ele geçirdi ve Ermenileri de yendi. Bir süre sonra II. Kılıç Arslan ile Bizans arasındaki barış bozuldu. Bunun üzerine Bizanslılar büyük bir orduyla Anadolu içlerine girdi. II. Kılıç Arslan 1176`da Sandıklı ile Dinar`ın doğusunda, Miryakefalon Savaşı`nda Bizans ordusunu pusuya düşürdü ve ağır bir yenilgiye uğrattı. Bu, Türklerin Anadolu`da Bizans karşısında Malazgirt`ten sonraki en büyük zaferdi. Bu yenilginin ardından Bizans İmparatorluğu, Türkleri Anadolu`dan çıkarma umudunu tümüyle yitirdi.
II. Kılıç Arslan 1186`da ülkesini 11 oğlu arasında paylaştırdı. Ne var ki, daha kendisi hayattayken oğulları arasında veliahtlık mücadelesi başladı. 1192`de II. Kılıç Arslan`ın ölümünden sonra oğullarından I. Gıyaseddin Keyhüsrev tahta çıktı.
} } }