Ii. Dünya Savaşı ve Türkiye
Kısaca: Türkiye II. Dünya Savaşı’na katılmadı. Ama savaş boyunca izlediği yansızlık siyasetinde zaman zaman büyük güçlüklerle karşılaştı. Türkiye 1939’da savaş olasılığının iyice artması üzerine toprak bütünlüğünü korumaya yönelik ittifak anlaşmaları sağlamak amacıyla bazı girişimlerde bulundu. ...devamı ☟
Bu durumlar üzerine İngiltere ve Fransa’yla ilişkiler daha da sıklaştırıldı ve 19 Ekim 1939’da Ankara’da Türkiye-İngiltere-Fransa İttifak anlaşması imzalandı. Anlaşmaya göre Türkiye bir Avrupa devletinin saldırısına uğrarsa İngiltere ve Fransa yardımda bulunacak, buna karşılık Avrupa’da çıkacak bir savaş Akdeniz’e yayılırsa Türkiye’de İngiltere ve Fransa’ya yardımda bulunacaktı. Savaşın Balkanlara doğru yayılma eğilimi göstermesi üzerine Türkiye, Balkan Antantı’na bağlı ülkelerle de işbirliğini güçlendirmeye çalıştı. Ama Şubat 1940’ta Belgrad’da toplanan Balkan Antantı Bakanlar Konseyi bu yönde olumlu bir karar alamadan dağıldı. 10 Haziran 1940’ta İtalya’nın da katılmasıyla savaş Akdeniz’e yayılınca Türkiye’nin 1939 Ankara Anlaşması’yla üstlendiği yükümlülükler gündeme geldi. Ne var ki, Fransa’nın kısa bir süre sonra Fransa’nın teslim olması, İngiltere’nin de bu konuda ısrarlı davranmaması Türkiye’yi savaştan uzak tuttu.
Alman orduları 1941 ortalarına doğru Balkanlar’ı tümüyle ele geçirince Türkiye’nin de Alman istilasına uğramasından, dolayısıyla Ortadoğu’daki yaşamsal önemdeki çıkarlarının tehlikeye girmesinden çekinen İngiltere, Türkiye’den savaşa katılmasını istedi. Bu sırada SSCB’ye saldırmaya hazırlanan Almanya da güney kanadını güvenceye almak amacıyla Türkiye’ye bir saldırmazlık anlaşması önerdi. Türkiye bunu hemen kabul etti. 18 Haziran 1941’de imzalanan bu anlaşma Türkiye’nin savaş dışı kalma siyasetinde yeni bir aşama oldu. Bunu 10 Ağustos 1941’de SSCB ile İngiltere’nin ortak notası izledi. Savaşın iyice yoğunlaştığı bu dönemde her iki ülke Türkiye’nin toprak bütünlüğüne saygılı olduklarını bildiriyorlardı. Buna karşılık Türkiye’den 1936 Montrö (Montreaux) Sözleşmesi’ni tam olarak uygulayarak İstanbul ve Çanakkale boğazlarını savaş gemilerine kapalı tutulmasını istiyorlardı.
1942’de hem Almanya’nın hem İngiltere’nin başını çektiği Müttefikler’in Türkiye’yi savaşa sokmak için baskı uyguladıkları bir yıl oldu. Türkiye çeşitli gerekçeler ileri sürerek bunların hepsini geri çevirdi. Ama 1943’te Müttefikler’in üstünlüğü belirince İngiltere bu kez savaşın bir an önce bitmesine katkıda bulunmak ve zaferin nimetinden pay almak gibi görüşlerle Türkiye’yi Müttefikler’in yanında savaşa sokmaya çalıştı. Churchill bu amaçla 30 Ocak 1943’te Adana’ya gelerek İsmet İnönü’yle görüştü. İnönü, Churchill’in Türkiye’nin en geç Ağustos 1943’te savaşa katılması isteğine karşı, bunun gerekli silahların, savaş araç ve gereçlerinin verilmesi durumunda olanaklı olabileceğini söyledi. Bu konudaki görüşmeler sürerken Müttefikler 14-24 Ağustos tarihlerinde Kanada’nın Québec kentinde, 19-30 Ekim’de de Moskova’da düzenledikleri toplantılarda Türkiye’yi savaşa katmak yolundaki baskıyı arttırma kararı aldılar. 28 Kasım-2 Aralık tarihlerinde bir doruk toplantısı yapan Churchill, Roosevelt ve Stalin de bu kararı onayladı. Bunun üzerine Churchill ve Roosevelt 3 Aralık 1943’te İsmet İnönü’yü Kahire’ye davet ederek bu konudaki kesin isteklerini ilettiler ve Türkiye’nin Şubat 1944’te savaşa katılması durumunda her türlü yardımı keseceklerini bildirdiler. İsmet İnönü’nün askeri ve stratejik gerekçelerle savaşa katılmayı reddetmesi üzerine Mart 1944’te İngiltere, Nisan 1944’te de ABD Türkiye’ye askeri yardımı durdurdu. Diplomasi alanında da baskılar sürüyordu. Bu baskılara bir süre daha direnen Türkiye savaşın gidişinin iyice belirginleşmesi üzerine 2 Ağustos 1944’te Almanya ile siyasal ilişkilerini kesti. Bunu 6 Ocak 1945’te Japonya ile ilişkilerini kesmesi izledi. Ardından Müttefik liderleri Şubat 1945’te toplanan Yalta (Kırım’da) Konferansı’nda, yeni kurulacak Birleşmiş Milletler’e yalnızca 1 Mart 1945’e kadar Almanya’ya savaş açmış ülkelerin katılmasını içeren bir karar aldılar. Bunun üzerine Türkiye 23 Şubat’ta Almanya’ya savaş ilan etti. Bu sırada Almanya’nın yenilgisi kesinleşmiş olduğundan fiilen savaşa girmedi.
İlgili konular
2. dünya savaşı ve türkiyeII. Dünya Savaşı ve Türkiye Resimleri
II. Dünya Savaşı
3 yıl önceII. Dünya Savaşı, 1939'dan 1945'e kadar süren küresel savaş. Savaşa tüm büyük güçler dahil dünya ülkelerinin büyük çoğunluğu dahil oldu ve bu ülkeler iki...
I. Dünya Savaşı
3 yıl önceI. Dünya Savaşı, 28 Temmuz 1914'te başlayan ve 11 Kasım 1918'de sona eren Avrupa merkezli küresel savaş. II. Dünya Savaşı'na dek Dünya Savaşı veya Büyük...
Panzer III
7 yıl önceçıkartıldı. II. Dünya savaşı ilk yıllarında kullanılan tankların karşılaştırması II. Dünya Savaşı zırhlı araç listesi II. Dünya Savaşı'nda Almanya tank...
Panzerkampfwagen III, Panzer III, 15 cm sIG 33, 1936, 1937, 1945, ADGZ, Alman, Almanya, Askeriye Portalı, BlitzkriegAlmanya-Türkiye ilişkileri
7 yıl önceYahudiler, Türkiye'ye davet edilerek ülkeye alındı. II. Dünya Savaşı esnasında Türkiye ile Almanya arasında yoğun bir ticari ilişki yaşandı; bu, Türkiye Cumhuriyeti...
Yunanistan Savaşı
7 yıl öncekuvvetleri ile yaptığı savaştır. Yunan-İtalyan Savaşı'nın devamıdır. Yunanistan-İtalya Savaşı II. Dünya Savaşı sırasında İtalya'nın Arnavutluk üzerinden Yunanistan'ı...
Polonya-Türkiye ilişkileri
7 yıl öncedoğrudan doğruya karşı karşıya gelmediyse de Niğbolu Savaşı, Kosova Savaşı ve Varna Savaşındaki Haçlı ordularında çok sayıda Polonyalı asker bulunmaktaydı...
I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı Cepheleri
7 yıl önceCepheleri, I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı İmparatorluğu'nun savașa katıldığı cephelerdir. Kafkasya Cephesi (1914-1918), Rusya'ya karşı. Sina ve Filistin Cephesi...
II. Elizabeth
3 yıl öncetahttan çekilmesiyle 1936'da kral oldu ve kendisi o tarihten itibaren olası vâris konumuna geldi. II. Dünya Savaşı sırasında orduda görev almaya başladı...
II. Elizabeth, 1926, 1952, 21 Nisan, 6 Şubat, Londra, Elizabeth Bowes-Lyon, George VI of the United Kingdom, United Kingdom, Edward, Earl of Wessex, Andrew, Duke of York