İbrahim Müteferrika’nın iyi bir ilahiyat tahsili görmüş olması, İslam dinini kolayca tanımasına ve kabul etmesine yardım etti. İslam dinine girişi, hayatının önemli bir dönüm noktası oldu. Hayatı boyunca İslam dinine ve ilme hizmet etti.
1715 senesinde Avusturya’ya düzenlenen sefer sırasında, haberleşme konusunda devlete hizmet etti. 1717’de Osmanlı Devletine sığınan Doğu Macaristan’daki Macarların reisi olan Rakoczi (Rakoçi)nin yanında uzun zaman vazife yaptı. Bu görevinde Osmanlı devlet adamlarının ve Rokoczi’nin takdir ve itimadını kazındı.
İbrahim Müteferrika 1719-1735 yılları arasında, Yirmisekiz Çelebizade Said Efendi ile Türk matbaasını kurma çalışmalarına başladı. Matbaanın faydalarını anlatan ayrıntılı bir raporu, Sadrazam Damad İbrahim Paşaya sunduklarında, Sadrazam bu teklifi olumlu karşıladı. Fakat İstanbul’da matbaanın kurulması sosyal bir hazırlığı gerektiriyordu. Zira o zamana kadar kitap yazmakla geçimlerini sağlayan hattatlar, bu işten zarar göreceklerdi. Ancak ilim ve irfanı memleketin her tarafına yaymak isteyen İbrahim Müteferrika, zamanın şeyhülislamı Yenişehirli Abdullah Efendiye matbaa açmak, kitap basmak hususunda: “Kitap basma sanatını iyi bildiğini söyleyen bir kimse, lügat, mantık, astronomi, fizik ve benzerlerini birer kalıba çıkarıp, burada kağıtların üzerine basarak, bu kitapların benzerlerini elde ederim derse, bu kimsenin böyle kitap basmasına şeriat izin verir mi?” diye sordu.
Şeyhülislam buna: “Kitap basma sanatını iyi bilen bir kimse, bir kitabın harflerini ve kelimeleri birer kalıba çıkarıp, buradan kağıtlara basmakla, bu kitaptan az zamanda kolayca çok sayıda elde ediyor. Böylece çok ucuz kitap yazılmasına sebep oluyor. Faydalı bir iş olduğundan, şeriat bu kimsenin bu işi yapmasına izin verir. Kitapta yazılı ilmi bilen birkaç kişi, önce tashih etmelidir. Tashih olduktan sonra basılırsa, güzel bir iş olur” cevabını verdi.
Böylece ilk olarak İstanbul’da bir Türk matbaası kurmak için, İbrahim Müteferrika, 1729’da fetva ve izin aldı. Bu matbaada ilk basılan eser, metal harflerle iki ciltlik Vankulu Lügatı’dır. 1737-1739 tarihleri arasında ise bu çalışması daha geniş bir şekilde gerçekleşti. Bu ilk Türk resmi matbaasında 17 eser basıldı. Ayrıca başlı başına haritalar da basıldı.
İbrahim Müteferrika 1737’de Lehistan ile olan anlaşmayı yenilemek için yapılan müzakerelere katıldı. 1738’de Orşava Kalesinin teslimi için yapılan anlaşmaya başkanlık yaptı. Daha sonra İstanbul’a dönen İbrahim Müteferrika, geçirdiği rahatsızlık üzerine 1745 senesinde vefat etti. Kasımpaşa Mezarlığına defnedildi.
İlim ve fen adamı olan İbrahim Müteferrika’nın Latince'den tercümeleri ve fen kitapları vardır. Bunlardan astronomiye ait Afgan Tarihi, Usulu’l-Hikem fi Nizami’l-Ümem, Füyuzat-i Miknatisiyye ile Risale-i İslamiyye adlı dini kitapları basılmıştır. Dürüst, ahlaklı, faziletli, vefakar ve çok çalışkan bir zat olan İbrahim Müteferrika, Şark ve Garp dillerini bir araya toplayan bir lügat kitabı hazırlamak istedi ise de ömrü vefa etmedi.