Yazıldığı zaman büyük övgüler alan mesnevinin konusu Attar`ın ``İlahi-Name`` eserindeki bir hikayeden köken almıştır.
Hayrabad`ın konusu kısaca şöyledir: "Cavid adlı bir gence Hurrem Şah isimli bir şah aşık olur. Fakat Cürcan padişahı Fahr de bu genci sevmektedir. Sarhoş olduğu bir gece Hurrem Şah Vacid`i Cürcan padişahına bahşeder. Cürcan padişahı Hurrem Şah`ın sarhoş olduğu için böyle davrandığını, ertesi gün ayıldığında Cavid`i geri isteyebileceğini düşünür; bu nedenle Cavid`i bir kuyuya saklar, iki tane de kafur mumu yakar. Şah ayılınca cidden de Cavid`i arar, fakat kuyuya girildiğinde Cavid orada olmadığını mumların da bittiğini görürler. Bir hırsız Cavid`i oradan çıkartmıştır, ama başka, daha derin bir kuyuya düşmüştür. Padişah bu hırsızla bu kuyuya girip Cavid`i kurtarır. Yolları güzel bir bahçeye düşer, bahçede bir dev ve güzel bir kız vardır. Dev kıza aşıktır, fakat Cavid kızı görünce kıza aşık olur. Hırsız devi öldürür, Cavid kıza kavuşur."
Bu eseri ünlü divan şairi Şeyh Galip özellikle de özgün olmadığı için eleştirmiştir.