1691’de Sakız muhafazasına tayin oldu. Ancak, Sakız’ın Venedikliler eline geçmesine mani olamadı. Bu sebeple azlolunarak hapse atıldı. 1694’te affedilerek Azak Kalesi Muhafızlığına getirildi. İkinci Mustafa Han zamanında, önce Rikab-ı Hümayun Kaymakamlığına ve ardından Halep Valiliğine tayin olundu. 1703’te Kavanoz Ahmed Paşanın yerine sadarete getirildi. Üçüncü Ahmed Han, kendisine sadaret mührünü verirken; “Bu vazife, Allah’ın kullarına hizmet işi ve Allahü tealanın sana emanetidir. İhanetin zahir olursa (görülürse) damatlığın faide vermez” demiştir.
Sadrazamlık zamanı, Edirne Vakası'ndan sonraki karışıklığın devam ettiği zamana rastladı. Azimli, işbilir ve kurnaz bir kimse olan Hasan Paşa, on bir ay devam eden sadaretinde zorbaları temizleyerek istikrarı yeniden temin etti. 1704’te görevinden azledilmesi üzerine bir müddet İzmit’te oturdu. Daha sonra sırasıyla Mısır (1707), Trablusşam (1709) ve Anadolu (1712) valiliklerinde bulundu. Rakka eyaleti valisiyken 1713 Mayısında taundan (veba) vefat etti.
Vefatında altmış yaşında olan Hasan Paşanın akıllı, kamil, cesur, tedbirli ve cömert bir vezir olduğunu devrin kaynakları kaydetmektedir. Üsküdar Doğancılar’da Nasuhi Tekkesi, eski tramvay yolu üzerinde bir çeşme, Antakya’da Bakras civarında cami, imaret ve bir han Hasan Paşanın yaptırdığı hayır eserleridir.