Full
1. anlamı (s). dolu; meşgul; boş olmayan, tutulmuş; tok; tam, tüm; azami derecede; met; dolgun, büyük, şişman, iri; tamam, bütün; dolun (ay); kalın, pes (ses); bol, geniş. full back (i)., futbol bek oyuncu. fullblooded (s). saf kan. fullblown (s). tamamen.2. anlamı dolu. tam. tok. etine dolgun. balıketi. bol. geniş. meşgul. öz. elinden gelenin en iyisi. son. doluluk. dolu şey. son had. yıkayıp çektirmek. yıkayıp büzmek. kalabalık. doymuş. (giysi) gevşek. en çok. en yüksek. en fazla. maksimum. (of ile) yalnızca -i dü.