Float
1. anlamı (i). su üstünde yüzen herhangi bir şey; sal; olta mantarı; şamandıra, duba; geçit resminde kullanılan süslü araba; (den). pervane tahtası; mala; dondurmalı gazoz; (çoğ). tiyatro sahnesinin ön kısmındaki ışıklar.,para/araba/yüzen şey,xyz yüz/yüzdü.2. anlamı yüzmek. batmadan yüzmek. suyun üstünde kalmak. yüzdürmek. havada süzülmek. uçmak. hisse senedi satarak iş kurmak. (söylenti.vb.) yaymak. dolaştırmak. hafif şamandıra. duba. sergi arabası. birikmiş para. gerekince kullanmak için ayrılmış para. birikimya