|çatışma=Finlandiya Sivil Bağımsızlık Savaşı
|resim=
|başlık=
|tarih=1918
|yer=Finlandiya
|casus=
|sonuç=Finlandiya Zaferi, Ruslar bölgeyi terk ettiler.
|savaşan1= Beyaz Muhafızlar,
flag|Germany Alman İmparatorluğu
|savaşan2= Kızıl Muhafızlar
flag|Russian SFSR|1918 Rusya SFSC
|commander1=C.G.E. Mannerheim
|commander2=Ali Aaltonen,
Eero Haapalainen,
Eino Rahja,
Kullervo Manner
|güç1=80,000–90,000 Finli,
550 İsveçli gönüllü,
13,000 AlmanHarvnb|Arimo|1991, Harvnb|Manninen|1992-1993 II|pp=131, 145, Harvnb|Upton|1981|p=107
|güç2=80,000–90,000 Finli,
4,000–10,000 Rus
|kayıp1=3,414 öldürüldü,
1,400–1,650 yaralandı,
46 kayıp,
4 toplama kampında öldüHarvnb|Manninen|1992-1993, Harvnb|Paavolainen|1966, Harvnb|Upton|1981|pp=191, 453
|kayıp2=5,199 öldürüldü,
7,000–10,000 yaralandı,
2,000 kayıp,
11,000–13,500 toplama kampında öldü
|notlar=|
Finlandiya Bağımsızlık Savaşı, I. Dünya Savaşı`ndan sonra Avrupa`da ortaya çıkan "``Milliyetçi``" ve "``Sosyal``" halk hareketlerinden biridir. Savaş Finlandiya`da 27 Haziran ila 15 Mayıs 1918 tarihleri arasında başlamış ve Finlandiya`lı sosyal demokratlar halk tarafından yönlendirilmiştir. Sosyalistler "``Kızıllar``" olarak, karşı taraftaki anti-sosyalistler ise "``Beyaz``" olarak adlandırılmış ve Kızıllar; SSCB, Beyazlar ise Almanya tarafından askeri, ekonomik ve motivasyon açısından desteklenmişlerdir.
Rusya İmparatorluğunun (Çarlık Rusyası) yenilmesi bölgede bir çözülme hareketini başlatmış ve Rusya`da 1917`de Finlandiya ile anlaşma sorunları çıkarmıştır. Sosyal Demokratlar (Sol), gelenekçiler (Sağ) ülkeyi bölmeyi düşünmeye başlamışlardır. .Harvnb|Upton|1980|pp=109–114, 195–263, Harvnb|Alapuro|1988|pp=185–196, Harvnb|Haapala|1995|pp=11–13, 152–156
Mart 1917`ye kadar Finlandiya, orduya veya polis teşkilatına sahip değilken sol ve sağ, kendi güvenlik guruplarını kurmaya başladılar. Sağ Beyaz Muhafızlar ve sol Kızıl Muhafızlar adları altında iki ayrı güvenlik gurubu kurmuşlardır. Finlandiya`daki korku dolu atmosfer sonunda Beyaz Muhafızların Senato`da kendilerini ülkenin milli ordusu ilan etmeleriyle, iki kutup arasında savaş başlamasıyla doruğa çıkmıştır. Beyazlar zafer kazanmışlardır. 1917-18 iç savaş krizinden sonra Finlandiyalılar yönlerini Rusya`dan çok Almanya`ya çevirmişlerdir. Hatta senato, "Alman Krallığına Bağlı" mutlak monarşiyi dile getirmiştir. Fakat Almanya`nın I. Dünya Savaşı`ndan yenik ayrılması bu fikri tek başına "Bağımsız Demokratik Cumhuriyet" anlayışına çevirmiştir.Harvnb|Upton|1980|pp=434–435, Harvnb|Ylikangas|1986|pp=163–172, Harvnb|Haapala|1995|pp=223–225, 237–243, Harvnb|Vares|1998|pp=56–137
Sivil savaş ardında çelişkili tartışmaları da kalıntı olarak bırakmıştır.Finlandiya Sivil Savaşı ayrıca ``Özgürlük Savaşı`, ``Sınıf Savaşı``, ``Kızıl İsyan``, ve ``Fin Devrimi``olarak da adlandırılmıştı. Haapala 1993 , Harvnb|Manninen|1993, Harvnb|Ylikangas|1993b, Harvnb|Lackman|2000 Tahminen 37,000 insan bu halk hareketi sonunda öldü, ayrıca ahlak dışı toplama kampları ve çatışmalar da toplumsal negatif etkiler uyandırdı. Bu olay Finlandiya ekonomisini sarstı ve yıllarca politik görüş ayrılıklarını körükledi. Sol ve sağ arasındaki gerginlik uzun süre devam etti.Harvnb|Haapala|1995|pp=241–256
Savaşın Arkaplanı
Savaşın ana sebepleri, I. Dünya Savaşı ve bu savaşın Rusya İmparatorluğunda başlattığı ve Eylül Devrimi`ne kadar giden yıkıcı etkileriydi. Finlandiya, Rusya`nın bir parçası olarak Rus-Alman savaşlarına mekan olmuş ve çatışmalardan çok etkilenmişti. İki imparatorluk ekonomik, askeri ve politik olarak Finlandiya`ya çok önem veriyorlardı. Erken bir kriz daha Rusya ile Federal Finlandiya arasında 1899 yılında olmuştu ve St. Petersburg`da tartışılmıştı. Finlandiya`nın bağımsızlık eğilimini farkeden "heterojen Rusya", "Finlandiya`nın Ruslaştırılması" başlığı altında, otonomsal bir programı başlatmıştı. Finliler bunu "Rusyanın ilk büyük baskısı" olarak adlandırmışlardı. Sonuç olarak bu program daha sonra olacakların ana hatlarını belirleme açısından önemliydi.Harvnb|Upton|1980|pp=13–15, Harvnb|Alapuro|1988|pp=110–114Baskının ilk periodundan önce, Finlandiya büyük bir otonomluktan memnudu. Rusya`nın diğer bölgeleri ile karşılaştırılacak olursa, Finno-Rus ilişkileri daha sakin ve barışçıldı. Bu politika Finlilerin anti-emperyalist faaliyetlere başlamasına kadar devam etti. Daha sonra siyasi kutuplaşmalar oluşmaya başladı; en radikalleri, aktif hareket edenleri, Jí¤ger önderliğinde Almanya`nın kışkırtmalarıyla çalışıyordu.Harvnb|Upton|1980|pp=30–32, Harvnb|Lackman|2000
Bu savaşın esas sebepleri aslında 17.yy İsveç kökenli "sınıf faklılıkları" idi. Bu antidemokratik sınıf farkları Finlileri ekonomik, sosyal veya politik anlamda iki guruba ayrılmaya yönlendirdi. Sol, 1899`dan sonra sadece Ruslaştırma politikasına değil, diğer tüm demokratik yapıya karşı aktivasyon gösteriyordu. Finlandiya`nın nüfusu 19.yy`da muazzam bir hızla artınca, endüstriyel bir işçi sınıfının ortaya çıkması kaçınılmaz hale gelmişti. Sol, endüstri devrimi ve Ekonomik Özgürlük kavramlarının Finlandiya`ya sıçraması ve Çar`ın emperyalist ve otokratik yönetiminin olumsuz etkisiyle gittikçe güçlendi. Bu, daha sonra ortaya çıkacak endüstrileşmenin ve İngiltere gibi ülkelerin ekonomik yapısından öğrenilen tecrübelerin etkisini göstermesiyle, solun faaliyetleri, işçi sınıfının kendine güvenlerinin artması, insanların daha yüksek hayat standardı istemesi, sayesinde yükselişe geçti. Fakat sadece sol yükselmiyordu. Onunla birlite "Nasyonalizim" ve "liberalizm" farklı sebeplerle yükseliyordu. Fakat insanların hayat standartının yükselmesi, endüstrileşme, zengin ile fakir arasındaki uçurumu daha da artırdı.Harvnb|Haapala|1986, Harvnb|Haapala|1995|pp=62–66, 105–108
Finlandiyalı işçi hareketleri, 19. yy da "Evangelist Lutherci Kilise" tarafından desteklendi ve bunu takiben "Finlandiya Sosyal Demokratik Partisi" 1899`da kuruldu. Bu sosyalist hareket, Rusya`nın Japonya`ya yenilmesi (1905) sayesinde, ortaya çıkan siyasi iktidarsızlıktan etkilendi. Kargaşa parlementoyu da etkiledi. Sosyal Demokratlar %50 oy kaybettiler. Rus çarı iktidarı tekrar sağladı ve bölgedeki baskılarını artırdı. Bu parlemento`nun 1908-1917 arasında faaliyetlerini durdurmasına sebep oldu.Harvnb|Alapuro|1988|pp=101–127, 150–151, Harvnb|Haapala|1995|pp=230–232
Şubat Devrimi (1917)
Başka bir Ruslaştırma projesi, halkın verdiği isimle "ikinci Rus baskısı" 15 Mart 1917 tarihinde bitti. Çünkü Çar, Rusya`da ve tüm Rus otonomlarında iktidarını kaybetmişti. Rus İmparatorluğu`nun çöküşü ve Almanlar karşısında alınan mağlubiyet Rus halkında büyük bir savaş korkusu ortaya çıkmasına sebebiyet vermişti. İşte Eylül Devrimi`nin ana sebeplerinden biri buydu. Diğer sebep ise Avrupa`da başlayan "modernizasyon-endüstrileşme" hareketleriydi.Harvnb|Upton|1980|pp=51–54, Harvnb|Ylikangas|1986|pp=163–164
Rus devrimi, Fin parlamentosunun iktidarını güçlendirdi. Rus toprağı iken otonom statüsüne yükseldiler (Mart 1917) ve modern anlamda bir parlemento kurdular. Sol ve sağ parlementoda yerlerini aldı. Sol yani sosyal demokratlar, devrimci sıfatını taşıyorlardı, sağ yani gelenekçiler ise daha radikal, liberalist tavırlarda bulunuyorlardı.
20. yüzyılın başlarında, Finlandiya halkı, eski rejim ile yeni devrimci sosyal demokratik modern bir rejim tercihi arasında gidip geliyorlardı. Bu periyodun yönü ve hedefi güçlü bir politik baskı ile askeri alana taşındı.Harvnb|Upton|1980|pp=109, 195–263, Harvnb|Alapuro|1988|pp=143–149, Harvnb|Haapala|1995|pp=11–14 Sosyal Demokratlar, sağın halk üzerindeki güçlü etkisini azaltmaya çalışyırlardı ve bunu halkın "ekonomik gidişattan" memnun olmadığını belirterek, karamsar ifadelerle körüklüyordular.
Sosyal demokratlar bu sürecin devamında parlamentoda 1916 seçimlerinden sonra güçlü bir yer edindiler.Harvnb|Kirby|2006|pp=150 Yeni Finlandiya Senatosu sosyal demokratlar ve onların liderleri Oskari Tokoi tarafından şekillendi. Kabinesinde altı parti sosyal demokrat, altısı ise anti-sosyalistti. Teoride, yeni kabine geniş bir koalisyondan oluşuyordu; fakat pratikte, kabine üyeleri deneyimsiz yeni bürokratlardı ve bu yüzden hiçbir sosyal probleme çözüm olamamaları bir yana pek çok sosyal problem körüklendi; mitingler, protestolar, sokak çatışmaları bu olayları takip etti.Harvnb|Haapala|1995|pp=221, 232–235
I. Dünya Savaşı`nın global etkileri nedeniyle düzensiz ilerleyen ekonomi, 1915 ve 1916 arasında endüstriyel gelişmelere ihtiyaç duyulmasına neden oldu. Eylül devrimi ve onu takip eden büyük enflasyon üretimi sarstı, işsizlik oranlarını artırdı. Finlandiya el tezgahları ve büyük endüstrilerin iflaslarına sahne oldu. İşçiler düşük maaşlardan ve yüksek mesaiden şikayet ediyorlardı. Günde sekiz saat çalışıyorlar ve çok az maaş alıyorlardı. Üretimin düşmesi gıda stoklarında muazzam bir azalmaya sebep oldu ve Rusya`dan gelen gıda gittikçe azaldı; aynı ölçüde fiyat artışına şahit oldu. Zaten işsizliğin bu denli yüksek olması, enflasyon ve fiyat artışları, halkı çok sarstı. İnsanlar polikacıları kayıtsızlıkla suçluyorlar ve protestolar 1917 krizini körüklediler.Harvnb|Upton|1980|pp=95–98, 109–114, Harvnb|Ylikangas|1986|pp=165–167, Harvnb|Alapuro|1988|pp=163–164, 192, Harvnb|Haapala|1995|pp=155, 197, 203–225
Liderlik için Savaş
Sosyal Demokratlar ve muhaliflari arasındaki iktidar mücadelesinin Haziran 1917 deki senatoya taşınması sonunda Sosyal Demokratların senatodaki güçlerini artırmak için yeni planlar yapmasına sebep oldu. Sosyal demokratlar öncelik olarak Bolşeviklerin Finlandiya içindeki etkilerinden yararlanmak istediler. Sosyal Demokratların planı Vladimir Lenin ve Rus Bolşeviklerini desteklemekti.Bolşevikler Haziran 1917`de Çarlık Rejimine karşı komplo planı düzenliyorlardı. Bazı sağcı ve egemenlik için hevesli eylemciler, ve diğer-sosyalist olmayanlar, savaşı desteklediler, ama hem Finli geçici muhafazakarlar hem de Rus hükümet, onun, onların güç azaltacak olduğu için karşı çıktı. Lenin, "Temmuz Günleri" olayları esnasında engellendi, ve, Finlandiya`ya zorla kaçıldı. Rus geçici hükümeti, Finlandiya`ya askerler yolladı ve parlamento, muhafazakarların desteğiyle, yeni seçimler ilan etti.1917 Ekim`deki seçimlerde, emek hareketinin rolünün değiştirdiği çoğunluk kaybetti. .Harvnb|Enckell|1956, Harvnb|Upton|1980|pp=163–194, Harvnb|Alapuro|1988|pp=158–162, 195–196, Harvnb|Kerí¤nen|1992|p=50
Şubat Devrimi ile Rusya`nın çöküşü, Finlandiya`da kurumsal otorite boşluğuna ve polis gücünün çözülmesine, bu sayede de korku ve belirsizlik ortamına sebep oldu. Tepki olarak sağ ve sol gruplar kendi güvenliklerini sağlamak amacıyla güvenlik kuvvetleri oluşturmaya başladılar. İlk başlarda bu gruplar yereldi ve çoğunluğu silahsızdı, ancak sonbahar 1917 itibarıyla parlamentonun çözülmesi ve stabil bir Fin hükümeti veya ordusunun olmaması sebebiyle gruplar daha askeri ve ulusal bir karakter kazanmaya başladılarHarvnb|Upton|1980|pp=195–230, Harvnb|Ylikangas|1986|p=166–167, Harvnb|Haapala|1995|pp=237–243 Sivil Muhafızlar (daha sonra Beyaz Muhafızlar) olarak adlandırılan oluşum, halkta etkisi olan yerel kişilerce, genellikle muhafazakar akademisyenler, endüstriciler ve büyük toprak sahipleri ve aktivistlerce kurulmuş bir organizasyondu. Buna karşılık İşçilerin Güvenlik Muhafızları (daha sonra Kızıl Muhafızlar) genellikle yerel partilerden ve işçi sendikalarından gelmeydi. Ülke içinde bu iki zıt silahlı kuvvetin bulunması çift kutuplu bir yapı yarattı. Fin toplumunda "çifte güç" veya "çoklu hakimiyet" olarak anılan bu durum, iç savaşın giriş bölümü olarak düşümülebilir.Harvnb|Upton|1980|pp=195–230, Harvnb|Lappalainen|1981, Harvnb|Salkola|1985, Harvnb|Alapuro|1988|pp=151–167, Harvnb|Manninen|1993, Harvnb|Haapala|1995|pp=237–243
Ekim Devrimi (1917)
Lenin`in Bolşevik devrimi bilindiği gibi Rusya`da politik iktidarı sağın elinden sola kaydırmıştı. Alman liderlerin politikası, Ruslar`ın, barış için dava etmeye zorlayan Rusya`da rahatsızlık veya devrim olarak algılandı. Üstelik onlar, Lenin`in davranışı için 1917 Nisan`da Petrograd`a İsviçre`de sürgünden arkadaşlar ayarlamıştı, Almanlar, Bolşevik parti finanse etti, ve Lenin yanlıları, Rusya`da deyim yerindeyse silah oldu.Harvnb|Kerí¤nen|1992|p=36, Harvnb|Lackman|2000
Fin parlamentosunun dağılmasından sonra; ülkedeki Sosyal Demokratlar ve muhafazakarlar arasındaki kutuplaşma ve gerginlik, çarpıcı bir şekilde giderek tırmandı ve Finlandiya`da 1917 yılının Ocak ayında yapılan seçimler sonucunda tamamen muhafazakar bir hükümet oluşturulmasından da vahim bir durum ortaya çıktı. 1 Kasım`da Sosyal Demokratlar, "İstiyoruz" adında, siyasi bir program sundu ve bu programın amacı, Sosyal Demokratların iç siyasette bazı haklara sahip olmasını sağlamaktı. Sosyal Demokratlar, ayrıca Finlandiya`nın Bolşeviklerden bağımsız bir devlet olarak varlığını sürdürmesi konusunda 10 Kasım`da bir manifesto yayınlamayı ve bunu Sovyetler Birliği`ne aktarmayı düşündüler ama Petrograd`daki belirsiz durum nedeniyle bu plan ertelendi. Sosyal Demokratlar`ın katı "İstiyoruz" programı başarısız olunca; sosyalistler, 14-19 Kasım 1917 tarihleri arasında genel bir greve başladılar. Bu sıralarda, Lenin ve Bolşevikler, Petrograd`taki tehditin altında, Finlandiyadaki sosyal demokratları iktidarı ele geçirmeye teşvik ediyorlardı, fakat daha sonraki çoğunluk parlementör ılımlı methodları tercih ediyordu, Lenin bunları "gönülsüz devrimciler" diye niteledi. Darbe başarılı olmaya başlayınca, “İşçilerin Devrimci Konseyi” çoğunluğun oylarıyla iktidarı ele geçirdi 16 Kasım 17:00 sularında. Güçlü devrimci “Yönetim Komitesi”, artık hareketi kontrol edemez duruma gelmişti ve 19:00 sularında devrim olduğunu ilan etti. Bu olay, "en hızlı devrim", gerçekten de sosyal demokratları ikiye böldü, çoğunluk devrimin ılımlılaştırılmasına neden olacak "parlementör" methodları tercih ediyordu. Fakat olayların gidişatı daha sonra belli olacaktı.Harvnb|Ketola|1987|pp=368–384, Harvnb|Upton|1980|pp=264–342
Fin parlamentosu, darbeden etkilendi, Sosyal demokratların desteklediği proposals for an eight-hour working day and universal suffrage in local elections on 16 November 1917. During the strike, however, radical elements of the Workers` Security Guards executed several political opponents in the main cities of southern Finland, and the first armed clashes between Civil Guards and Workers` Guards broke out, with 34 reported casualties. The Finnish Civil War would probably have started at that point had there been enough weapons in the country to arm the two sides; instead, there began a race for weapons and a final escalation towards war.Harvnb|Upton|1980|pp=317–342, Harvnb|Alapuro|1988|pp=167–171
Fin egemenliği
Rusya`nın dağılması, Finlilere bağımsızlığı kazanması için tarihi bir fırsatı sundu, ama Ekim devriminden sonra, muhafazakarların ve sosyal demokratların bu konudaki pozisyonları tersine dönmüştü. Sağ, şimdi bağımsızlık için hevesliydi çünkü egemenlik, solu kontrol etmekte ve devrimci Rusya`nın etkisini en aza indirmekte onlara yardım edecekti. Sosyal demokratlar, 1917 baharından beri bağımsızlığı destekliyorlardı, ancak bunu kendi partileri için politik fayda sağlamak amacıyla kullanamazlardı ve ülkedeki sağın egemenliği konusunda ayarlama yapmak zorundaydılar.
." target="_blank">[1]]
Pehr Evind Svinhufvud`un liderliğindeki Senato, 6 Aralık 1917 `de parlamento tarafından benimsenen, Finlandiya bağımsızlık deklarasyonunu teklif ettiHarvnb|Kerí¤nen|1992|p=73, Harvnb|Haapala|1995|p=236. Sosyal Demokratların Svinhufvud`un teklifine karşı oy vermelerine rağmen, hemen hemen hiçbir farkı içermeyen alternatif bir bağımsızlık deklarasyonu sunma kararı aldılar. Sosyalistler, gelecekte politik bir çoğunluk kazanmayı umuyorlardı ve (Ekimdeki seçimlerde olduğu gibi) aşırı milliyetçiler arasındaki desteğini kaybetmekten korkmuşlardı. Finlandiya`nın bağımsızlığını onaylaması için Lenin`e ricada bulunmak üzere iki delegasyonu Aralık 1917`de Petrograd`a gönderdiler. Her iki siyasi grup da ona liderlik etmek konusundaki kuvvetli anlaşmazlıklara rağmen, Fin egemenliği ihtiyacı konusunda hemfikirdiler.Harvnb|Upton|1980|pp=343–382, Harvnb|Alapuro|1988|pp=189–192, Harvnb|Kerí¤nen|1992|p=78, Harvnb|Manninen|1993 , Harvnb|Jutikkala, E. in: Aunesluoma & Hí¤ikiö|1995|pp=11–20, Uta.fi/Suomi80
Finlandiya gibi küçük bir ülke için egemenliğin sağlanması beklenen bir sonuç değildi bunun için Rusya ve Avrupa`nın büyük güçleri tarafından tanınması gerekliydi. Bağımsızlık deklarasyonundan üç hafta sonra, Svinhufvud`un kabinesi, Rusya`nın egemenliği tanıması için, Lenin`le görüşülülmesi gerektiği sonucunu çıkardı. Aralık 1917`de, Bolşevikler, Brest-Litovsk`ta Almanya`yla olan barış görüşmelerinde baskı altına girmişlerdi. Rus Bolşevizmi, moralini bozuk olan ordusuyla ve Ekim devriminin kaderi hakkında olan kuşkularla derin bir krizdeydi. Lenin, Bolşevikler`in muhtemelen, Rusya`nın merkez bölümünü tutabileceğini hesap etmişti, ama fazla önemi olmayan kuzey-batı köşedeki Finlandiya da dahil çevredeki bazı bölgeleri bırakmak zorunda olacaklardı . Sonuç olarak 31 Aralık 1917 `de, Svinhufvud ve onun senato delegasyonu, egemenlik konusunda Lenin`in ödününü kazandılar.Harvnb|Upton|1980|pp=258–261, Harvnb|Kerí¤nen|1992|p=79
Savaş
were mobilized on 28.01., at 3 a.m. and the Red Guards on 27.01.1918, at 11 p.m.]Gerginliğin artışı ve savaşın patlak vermesi
1917 olaylarının öneminin sonradan anlaşılması; Şubat Devrimi ile başlayan anlaşmazlığın kızışması sonucu oluşan Bağımsızlık Savaşı`nın habercisi olarak görülmekteydi. Ancak muhalif politik gruplar 1917`de kendi yeni düzenlerini yaratmaya ve toplumsal çöküşe mani olmaya yönelik birkaç başarısız girişimde bulundular.Harvnb|Haapala|1995|p=232 Kasımdaki genel darbe olayları Finlandiya`da şüphe ve güvensizliğe neden oldu ve sonunda uzak bir uzlaşma ihtimaline kilitlenildi. Muhafazakarlar ve sağ görüşlü eylemciler radikal işçi gruplarının darbe süresince etkin olmalarını mal güvenliklerine tehdit olarak gördüler, böylelikle ordu dahil tüm servetlerini kullanmanın kendilerini savunmak için gerekli olduğuna karar verdiler. Aynı zamanlarda, devrimci işçiler ve sol kanat sosyalistler işçi hareketinin muvaffakiyetine olanak veren kuvvetten daha büyük ölçüde bir kuvvetle eski rejimi ortadan kaldırmak konusunda düşünüyorlardı. Duruştaki bu katılaşma 1917`nin sonlarında ve zamanla tarihin genelinde, tüfekliler idareyi üzerlerine almaya adım atarken; ılımlı, barışçıl kimseleri, başka bir tarafta durmak zorunda bıraktı.Harvnb|Upton|1980|pp=517–518, Harvnb|Ylikangas|1993|pp=15–24, Harvnb|Haapala|1995|pp=221, 223–225
Olayları savaşa götüren son gerginlik 1918`in Ocak ayının ilk günlerinde başladı. Helsinki, Kotka ve Turku`daki en radikal İşçi Güvenlik Muhafızları adlarını Kızıl Muhafızlar olarak değiştirdiler ve buralarda barış ve savaş arasında tereddütte olan Sosyal Demokrat liderlerini devrimi desteklemeye ikna ettiler. Aynı ayın sonunda Aralık`ta atanmış eski bir Rus ordusu subayı olan Ali Aaltonen komutasındaki İşçi Muhafızları resmen Kızıl Muhafızlar olarak anılmaktaydı. Aynı zamanlarda Svinhufvud Senatosu ve Parlamentosu 12 Ocak 1918`de İşçi Güvenlik Muhafızları`nın Beyaz Muhafızlar`ı yasallaştırmaya yönelik bir basamak olarak gördüğü, teşvik edici, güçlü bir polis hakimiyeti yaratmaya karar verdi. Senato Beyaz Muhafızlar`ı Beyaz Fin Ordusu olarak adlandırdığında Kızıl Muhafızlar bu unvanı tanımayı reddettiler. 15 Ocak`ta, Aaltonen gibi eski bir Rus ordusu subayı olan Carl Gustaf Emil Mannerheim, Beyaz Muhafızlar`ın en yüksek rütbeli kumandanı olarak atanmıştı. Aaltonen karargahlarını Helsinki`de kurarken, o da karargahlarını Vaasa`ya yerleştirmişti.Harvnb|Upton|1980|pp=390–500, Harvnb|Lappalainen|1981, Harvnb|Kerí¤nen|1992|pp=80–87
Finlandiya Bağımsızlık Savaşı`nın resmi başlangıç tarihi tartışma konusudur. İlk ciddi muharebeler Viipuri kasabasını kontrol altına almak ve silah yarışını kazanmak için 17-20 Ocak tarihlerinde Finlandiya`nın güneydoğu köşesinde yer alan Karelia`da yaşandı. The White Order to engage was issued on 25 January; the Red Order of Revolution was issued on 26 January. Ertesi gün, Beyaz Muhafızlar, Lenin`in Kızıllara söz verdiği, Rusya`dan gönderilen, silahların büyük kısmını taşıyan trenlere saldırdılar. Resmi çarpışmalar 27 Ocak`ta akşam geç saatlerde başladı, bunu Rus garnizonlarının 28 Ocak`ın ilk saatlerinde Ostrobothnia`da silahsızlanması takip etti. Savaşın, sembolik olarak, başlama tarihi, Kızıllardan bir grubun Helsinki İşçileri Binası`nın kulesine tırmanıp kırmızı bir feneri yakarak, Finlandiya tarihinin ikinci büyük isyanının başlangıcını işaret etmesi olarak nitelendirilebilir.Harvnb|Upton|1980|p=471–515, Harvnb|Lappalainen|1981
Savaşa çağrılma
Savaşın başlarında, öncü kuvvetler güney Finlandiyayı batıdan doğuya katederek ülkeyi ``Beyaz Finlandiya`` ve ``Kırmızı Finlandiya`` olarak ikiye böldüler. Kızıl muhafızlar kuzeyi kontrol altına aldılar, Kuzey, neredeyse tüm endüstriyel ve tarımsal kaynakları kapsıyordu. Beyaz Muhafızlar ise kalan toprakları kontrol altına aldılar fakat onların bölgelerinde küçük tarımsal araziler ve sosyal yapılaşmalar vardı. Karşıt güçlerin yerleşim birimleri sınırın her iki tarafında da mevcuttu: Beyaz alanda endüstriyel kasabalar olan Varkaus, Kuopio, Oulu, Raahe, Kemi ve Tornio; kırmızı alanda ise Porvoo, Kirkkonummi ve Uusikaupunki bulunuyordu . 1918 şubatında bu kalelerin ele geçirilmesi her iki kuvvet içinde öncelikli hedefti.
Kızıllar daha sonra Finlandiya Sosyalist İşçi Cumhuriyeti adını aldılar (Helsinki`nin önderliğinde). Kullervo Manner başkandı ve diğer üyeler Otto Ville Kuusinen ve Yrjö Sirola`ydı.Harvnb|Jussila|Hentilí¤|Nevakivi|1999|pp=108 Bolşevik Rusya Kızıl Finlandiya`yı desteklediğini deklare etti, ancak Kızılların demokratik sosyalizm görüşü, Lenin`in proleterya diktatörlüğüne benzemiyordu,Harvnb|Kerí¤nen|1992|p=102aslında Lenin ve arkadaşları Finlandiya`yı ilhak etmek istiyorlardı. Sosyal Demokratların çoğu bağımsız kalmak niyetindeydiler;Harvnb|Upton|1981|pp=263–278, Harvnb|Manninen|1993 savaş devam ederken, Kızıl Muhafızlar Fin demokrasisinde daha baskın hale gelmeye başladılar Kızıl Finlandiya with their weapons, and the most radical Guards and the Finnish Bolsheviks, though few in number, obviously favoured annexation of Finland back to Russia.Harvnb|Upton|1981|pp=255–265, Harvnb|Manninen|1993 The Finnish senate (``the Vaasa Senate``) relocated to the west-coast city of Vaasa, which acted as the capital of White Finland from 29 January to 3 May, and looked to Germany for military and political aid. Mannerheim agreed on the need for German weapons but opposed any intervention by German troops in Finland. The conservatives planned a monarchist political system, with a lesser role for Parliament. A section of the conservatives had always been against democracy; others had approved parliamentarianism at first but after the crisis of 1917 and the outbreak of war had concluded that empowering the common people would not work. Moderate non-socialists opposed any restriction of parliamentarianism and initially resisted German military help, but prolonged warfare changed their stance.Harvnb|Upton|1981|pp=62–64, Harvnb|Vares|1998|pp=38–46, 56–79, Harvnb|Lackman|2000 The Finnish Civil War was fought along the railways, the vital means of transporting troops and supplies.Harvnb|Ylikangas|1993|pp=15–21 The Red Guards` first objective was to cut the Whites` east-west rail connection, which they attempted north-east of Tampere, at the Battle of Vilppula. They also unsuccessfully tried to eliminate the Whites` bridgehead south of the River Vuoksi at Antrea on the Karelian Isthmus, a threat to their rail connection with Russia.
Askerlerin sayısı her bir tarafta, 50,000`den 90,000`e kadar değişiyordu. Kızıl Muhafızlar, çoğunlukla gönüllülerden oluşurken, beyaz ordunun sadece 11000-15000 kadarı gönüllülerden oluşuyordu ordunun geri kalanları askere alınmış kişilerdi. Gönüllü olmanın temel sebepleri ekonomik faktörlere (maaş, yiyecek), idealizme ve mahalle baskısına dayanıyordu. Kızıl Muhafızlarda ayrıca güney Finlandiya`daki endüstri merkezlerinden toplanmış ve çoğu genç kızlardan oluşan 2000 kadın asker de vardı. Her iki ordu da yaşları 15, 17 arasında değişen çocuk askerler kullanıyorlardı bunun en ünlü örneği daha sonra uzun bir dönem Finlandiya devlet başkanlığını yapacak olan Urho Kekkonen`dir. Kızıl Muhafızların çoğunluğunu şehirli ve tarımsal işçiler oluşturuyordu, oysa ki Beyaz Ordunun belkemiği arazi sahibi çiftçiler ve iyi eğitim görmüş insanlardan oluşmuştu.Harvnb|Lappalainen|1981, Harvnb|Manninen|1992-1993, Harvnb|Manninen, O. in: Aunesluoma|Hí¤ikiö|1995|pp=21–32
Kızıl Muhafızlar ve Rus Ordusu
Kızıl Muhafızlar, 28 Ocak`ın ilk saatlerinde, Fin başkenti Helsinki`nin kontrolünü ele geçirerek savaştaki ilk insiyatifi elde ettiler ve Mart`ın ortasına kadar devam edecek olan atak safhasında avantaj kazandılar. However, a chronic shortage of skilled leaders, both at command level and in the field, left them unable to capitalize on their initial momentum, and most of the offensives finally came to nothing. The troops of the Red Guards were not professional soldiers but armed civilians, whose military training and discipline were mostly inadequate to resist the counter-attack of the White Army when it came, still less the onslaught of the German forces who arrived later. Consequently, Ali Aaltonen found himself rapidly replaced in command by Eero Haapalainen, who in turn was replaced by the triumvirate of Eino Rahja, Adolf Taimi and Evert Eloranta. Kızıl muhafızların on kumandanı, Rusya`ya doğru son geri çekilmeye önderlik eden, Kullervo Manner`di. Finli Kızıl Muhafızların tek zaferleri, 28–29 Nisan 1918`de Hauho ve Tuulos, Syrjí¤ntaka`da güney Finlandiya`dan Rusya`ya doğru çekilmeleri esnasında Alman birliklerine karşı girdikleri ağır muharebelerdi; Ancak bu çatışmalar sadece yerel bir öneme sahiplerdi.Harvnb|Upton|1981|pp=227–255, Harvnb|Lappalainen|1981
Although some 60,000 to 80,000 Russian soldiers of the former Tsar`s army remained stationed in Finland at the start of the Civil War, the Russian contribution to the Red Guards` cause was to prove negligible. When the conflict began, Lenin tried to commit the Russian army on behalf of Red Finland, but the Russian troops were demoralized and war-weary after years of constant, traumatic defeat against Germany. As a result, only 7,000 to 10,000 Russian soldiers participated in the Finnish Civil War, of which no more than 4,000, in separate small units, could be persuaded to fight in the front line. Despite the involvement of a few skilled Russian army officers such as Mikhail Svechnikov, who led the battles in western Finland throughout February 1918, it seems reasonable to assume that the Russian army had no significant influence on the course of the war.Harvnb|Upton|1981|pp=265–276, Harvnb|Lappalainen|1981, Harvnb|Manninen, O. in: Aunesluoma & Hí¤ikiö|1995|pp=21–32, Harvnb|Tikka|2006 The number of Russian soldiers active in the Civil War declined markedly once Germany attacked Russia on 18 February 1918, and delivered its terminal blow to the Russian army. The Treaty of Brest-Litovsk, signed between Russia and Germany on 3 March, effectively restricted the Bolsheviks` ability to support the Finnish Red Guards with anything more than weapons and supplies.Harvnb|Upton|1981|pp=259–262, Harvnb|Manninen|1992-1993, Harvnb|Lackman|2000 The Russians did remain active on the south-eastern front, however, defending the approaches to Petrograd.
Beyaz Muhafızlar ve Alman Ordusu
Beyaz Ordu`daki sıradan askerlerin askeri kalitesi, birçoğuna sağlanan kısa ve yetersiz eğitim dolayısıyla Kızıl Ordu`dakilerin kalitesinden biraz farklıydı.Harvnb|Upton|1981|pp=62–144, Harvnb|Tikka|2006|pp=25–30 Fakat Beyaz Ordu`nun Kızıl Muhafızlar`an iki önemli üstünlüğü vardı: General Mannerheim`in ve ekibinin - ki bu ekibe 84 İsveçli gönüllü subay ve Tsar`ın ordusunun Finli eski subayları da dahildir - profesyonel yönetimi ve yaklaşık 1300 kişilik, Almanya`da eğitilmiş ve Doğu Cephesi` nde savaş deneyimi kazanmış, elit Finli Jí¤ger askerleri.
Tampere Savaşı
Mannerheim`ın stratejisi ilk olarak Finlandiya`nın güney batısındaki en önemli endüstriyel kasabası olan Tampere`ye saldırmaktı. Saldırıyı Tampere`nin 65 kilometre kuzeydoğusundaki Lí¤ngelmí¤ki`den başlattı. Aynı anlarda Beyaz Ordu Tampere`nin kuzey ve kuzeybatısından Vilppula-Kuru-Kyröskoski-Suodenniemi hattından yaklaşmaktaydı. The Red Guards collapsed under the weight of the assault, and some of its detachments retreated in panic. The White Army cut off the Red Guards` retreat south of Tampere in Lempí¤í¤lí¤ and lay siege to Tampere on 24 March, entering the town four days later. Then began the Battle of Tampere, Finland`s first urban battle, fought from house-to-house as the Red Guards retreated; it was the bloodiest action of the war and lasted until 6 April.Harvnb|Ylikangas|1993|pp=429–443 The fighting in Tampere was pure civil war, Finn against Finn, "brother rising against brother", since most of the Russian army had retreated to Russia in March and the German troops had yet to arrive in Finland. The White Army lost 500–1,000 men, and the Red Guards lost 1,000–2,000, with a further 11,000 imprisoned.Harvnb|Aunesluoma|Hí¤ikiö|1995|pp=92–97 The battle was the decisive action of the war and the largest military engagement in Scandinavian history to that point.Harvnb|Ylikangas|1993|pp=103–295, Harvnb|Aunesluoma|Hí¤ikiö|1995|pp=92–97
Tempere yenilgisinden sonra, Kızıl Muhafızlar doğu yönünde geri çekildi. Beyaz Ordu 29 Nisan`da Karelia`nın başkenti Viipuri`yi alıp askeri merkezlerini oraya taşıdılar. Kızıl Muhafızlar`ın güneybatı Finlandiya`daki son kaleleri 5 Mayıs`ta düştü.Harvnb|Lappalainen|1981, Harvnb|Upton|1981|pp=424–446, Harvnb|Aunesluoma|Hí¤ikiö|1995|p=112, Harvnb|Lackman|2000
Alman Baltık denizi bölümü
-Makinelisi Helsinki`de konumlanmış]
Alman İmparatorluğu, nihayet Mart 1918` de, Beyaz Ordunun yanında, Finlandiya Bağımsızlık Savaşına müdahil oldu. Aktivistler, 1917 sonbaharından beri, Finlandiya`yı Rus hegamonyasından kurtarıp özgürleştirmek için, Almanlardan yardım bulmaya çalışıyorlardı, ancak Almanlar, Rusya`yla 22 Aralık`ta Brest Litovsk`ta başlayan, ateşkesi ve barış görüşmelerini etkilemeyi istemiyorlardı. Trotsky`nin, Bolşeviklerin zayıf konumuna rağmen, Almanya`da devrimin başlayacağı ve her şeyin değişeceği umuduyla 10 Şubat`ta görüşmeleri durdurması ile Almanların tutumu, radikal bir şekilde, değişti. Alman hükümeti çabucak, Rusya`ya bir ders verme kararı aldı ve saldırı için bahane olarak da Rusya`nın batısındaki küçük devletleri yardım talebinde bulunmaları için davet etti. 14 Şubat`ta, Berlin`de Vaasa Senatosunun temsilcileri beklenildiği gibi, yardım talebinde bulundu. 7 Mart`ta temsilciler Hjelt ve Erich Alman askeri yardımının askeri giderlerini ödemede anlaştılar. Harvnb|Jussila|Hentilí¤|Nevakivi|1999|pp=117Bunun üzerine Almanlar, 18 Şubat`ta Rusya`ya saldırdı.
On March 5 a German Naval squadron landed on the í…land Islands in the southwestern archipelago of Finland, where a Swedish military expedition had been protecting Swedish interests and the Swedish-speaking population since mid-February.The Swedish troops were forced to leave the area by May. Harvnb|Jussila|Hentilí¤|Nevakivi|1999|pp=117 On 3 April 1918, the 10,000-strong Baltic Sea Division led by Rüdiger von der Goltz struck west of Helsinki at Hanko, and on 7 April, the 3,000-strong Detachment Brandenstein overran the town of Loviisa on the south-eastern coast. The main German formations then advanced rapidly eastwards from Hanko and took Helsinki on 13 April. At the same time, two German battleships and smaller vessels entered the city harbour and bombarded the Red positions, which included the present-day Presidential Palace. The Brandenstein Brigade attacked the town of Lahti on 19 April, cutting the connection between the western and eastern Red Guards. The main German detachment advanced northwards from Helsinki and took Hyvinkí¤í¤ and Riihimí¤ki on April 21–22, followed by Hí¤meenlinna on 26 April. The efficient performance of the German top detachments in the civil war contrasted strikingly with that of the demoralized Russian troops.Harvnb|Upton|1981|pp=369–424, Harvnb|Arimo|1991, Harvnb|Manninen|1992-1993, Harvnb|Lackman|2000
Finlandiya Sosyalist İşçi Partisi, 8 Nisan`da Helsinki`den ve 25 Nisan`da Viipuri`den Petrograd`a kaçtılar. 14–15 Mayıs`ta küçük bir Rus kıtası Karelian Isthmus üssündeki kıyı topçu birliğinden geri çekildiğinde Finlandiya İç Savaşı sona erdi. Beyaz Finlandiya, 16 Mayıs 1918`de Helsinki`de zaferlerini kutladılar.Harvnb|Kerí¤nen|1992|p=137
Beyaz ve Kırmızı Terör
Bağımsızlık savaşı esnasında, Beyaz ve Kızıl Orduların her ikisi de terör suçunu işlemişlerdir. İlk değerlendirmelere göre, her iki taraf da kesin bir şekilde "çarpışma kuralları" konusunda anlaşmışlardı, fakat kural ihlalleri başlangıçta meydana geldi. İhlallerin başlıcaları Kızıl Muhafızlar 17 askeri 31 Ocak`ta, Suinula`da idam ettiğinde ve Beyaz Ordu 200 askeri 21 Şubat`ta Varkaus`ta idam ettiğinde meydana geldi. Bu olaylardan sonra her iki taraf da terörizme ve soykırıma eğilimi kızıştıracak olan yerel düzeyde intikam idamlarına başladılar.Harvnb|Paavolainen|1966, Harvnb|Kerí¤nen|1992|pp=89, 101, Harvnb|Uola|1998
Son araştırmalar, her nasılsa, terörün bu savaşın hesaplanabilir bir parçası olduğunu gösteriyor. Her iki tarafın da en yüksek kurmayları bu hareketleri planladılar ve alt seviyedekilere emirler verdiler. Kırmızı terörün en az üçte biri ve muhtemelen Beyaz terörün büyük bir çoğunluğu merkezi olarak yönetiliyordu. Beyaz Finlandiya ve Kızıl Finlandiya hükümetleri resmi olarak teröre karşı çıkmışlardı ancak bu tür işlemsel kararlar askeri düzeyde alınıyordu.Harvnb|Tikka|2004|pp=452–460, Harvnb|Tikka|2006|pp=69–138
Both armies deployed “flying detachments” of cavalry, usually consisting of 10 to 80 troops aged 15 to 20, under the absolute authority of an experienced adult leader. These units, which specialized in search-and-destroy operations behind the front lines and during and after battles, have been described as death squads.Harvnb|Tikka|2006|pp=69–81,141–146
Toplam olarak, 1,400–1,650 Beyaz, Kızıl terörde ve 7,000–10,000 Kızıl, Beyaz terörde idam edildi. Finlandiya Bağımsızlık Savaşı`nda çarpışma kurallarının bozulması, diğer birçok bağımsızlık savaşında gözlemlenenlere uyuyordu.Harvnb|Paavolainen|1967, Harvnb|Manninen|1992–1993, Harvnb|Eerola|Eerola|1998|pp=59, 91, Harvnb|Westerlund|2004|pp=15
Savaştan Sonra
Kayıplar | ||||
---|---|---|---|---|
Cause of death !! Kızıllar !! Beyazlar !! Diğerleri !! Toplam | ||||
Çatışmada ölmüş | 5,199 | 3,414 | 790 | 9,403 |
Öldürülmüş | 7,370 | 1,424 | 926 | 9,720 |
Toplama kampında ölmüş | 11,652 | 4 | 1,790 | 13,446 |
Kamptan ayrıldıktan sonra ölmüş | 607 | - | 6 | 613 |
Kayıp | 1,767 | 46 | 380 | 2,193 |
Diğer sebepler | 443 | 291 | 531 | 1,265 |
Toplam | 27,038 | 5,179 | 4,423 | 36,640 |
``Kaynak: National Archive`` |
" target="_blank"> toplama kampı, Helsinki. 11.000`den fazla insan bu kampta açlıktan, hastalıktan veya saldırılardan öldü.]
Acı Miras
Bu savaş Finlandiya halkı için tam bir yıkım olmuştur. Neredeyse 37,000 insan öldü, 5,900 kişi (%16)14 ve 20 yaşları arasındaydı. Savaşın en dikkate değer özelliklerinden biri de kayıplsrın sadece 10000 kadarının savaş alanında meydana gelmiş olmasıdır; Ölümlerin çoğu terör yüzünden ve hapisanelerdeki korkunç şartlardan dolayı meydana gelmişti. Ayrıca savaş 20000 kadar çocuğu yetim bıraktı. Kızıl Finlandiya destekçilerinin büyük çoğunluğu savaşın sonunda ve onu takip eden periyotta Rusya`ya kaçtı.Harvnb|Upton|1981|p=447–481, Harvnb|Haapala|1995|pp=9–13, 212–217, Harvnb|Peltonen|2003|pp=9–24, 214–220, Harvnb|Tikka|2004|pp=452–460, `` War victims in Finland 1914–1920``
The war created a legacy of bitterness, fear, hatred, and desire for revenge, and deepened the divisions within Finnish society. The conservatives and liberals disagreed strongly on the best system of government for Finland to adopt: the former demanded monarchy and restricted parliamentarianism; the latter demanded a Finnish republic with full-scale democracy and social reforms. A new conservative Senate, with a monarchist majority, was formed by J.K. Paasikivi. All but one of the representatives of the Social Democrats were excluded from the parliament due to being imprisoned. A major consequence of the 1918 conflict was the breakup of the Finnish worker movement into three parts: moderate Social Democrats, left-wing socialists in Finland, and communists acting in Soviet Russia with the support of the Bolsheviks.Harvnb|Upton|1981|pp=447–453, Harvnb|Kerí¤nen|1992|p=136, Harvnb|Manninen|1992-1993, Harvnb|Vares|1998|pp=56–79
In foreign policy, White Finland looked to Germany and its military might for support, and at the end of May the Senate asked the Germans to remain in the country. The agreements signed with Germany on 7 March 1918 in return for military support had bound Finland politically, economically, and militarily to the German Empire. The Germans proposed a further military pact in summer 1918 as a part of their plan to secure raw materials for German industry from eastern Europe and tighten their control over Russia. General Mannerheim resigned his post on 25 May after disagreements with the Senate about German hegemony over the country and about his planned attack on Petrograd to repulse the Bolsheviks, which the Germans opposed under the peace treaty signed with Lenin at Brest-Litovsk. On 9 October, under pressure from Germany, the monarchist Senate and the rump parliament chose a German prince, Friedrich Karl, brother-in-law of German Emperor William II, to be the King of Finland-and Finland approached the status of a monarchistic state. All these measures diminished Finnish sovereignty. The Finns, both right and left, had achieved independence on 6 December 1917 without a gunshot but then compromised that independence by allowing the Germans to enter the country without difficulty during the civil war.Harvnb|Rautkallio|1977, Harvnb|Upton|1981|p=480, Harvnb|Kerí¤nen|1992|p=152, Harvnb|Manninen|1992-1993, Harvnb|Vares|1998|pp=199–249
The economic condition of the country had deteriorated so drastically that recovery to pre-conflict levels was not achieved until 1925. The most acute crisis was in the food supply, already deficient in 1917, though starvation had at that time been avoided in southern Finland. The Civil War, according to the leaders of Red Finland and White Finland, would solve all past problems; instead it led to starvation in southern Finland too. Late in 1918, Finnish politician Rudolf Holsti appealed for relief to Herbert Hoover, the chairman of the Commission for Relief in Belgium: Hoover arranged for food shipments and persuaded the Allies to relax their blockade of the Baltic Sea (which had obstructed food supplies to Finland) to allow the food in.Harvnb|Kerí¤nen|1992|p=157, Harvnb|Haapala|1995|pp=9–13, 212–217
Toplama Kampları
Beyaz Ordu ve Alman kuvvetleri, savaşın bitmesiyle birlikte 5 Mayıs 1918 günü yaklaşık 80,000 Kızıl tutukluyu esir aldı. Beyaz terör dindiğinde, binlercesi serbest bırakıldı, fakat 74,000 kişi hala mahkumdu. En büyük toplama kamplarından biri Suomenlinna şehrindeydi, bu şehir Helsinki`ye yakın bir adadadır., Hí¤meenlinna, Lahti, Viipuri, Ekení¤s, Riihimí¤ki ve Tampere diğer başlıca toplama kamplarının bulunduğu şehirler. Fin senatosu bu insanların tehlikesiz olduklarına inandıkları zamana kadar hapis tutmayı kararlaştırdıydı. A ``Tribunal of High Treason`` was set up in May to try the prisoners. Over 60,000 Reds were sentenced to prison and 555 to death; of the latter half were executed.Harvnb|Jussila|Hentilí¤|Nevakivi|1999|pp=112 Combined with the severe food shortage, the mass imprisonment led to high mortality rates in the camps, and the catastrophe was compounded by a mentality of punishment, anger and indifference on the part of the victors. The condition of the prisoners weakened rapidly during May, after food supplies had been disrupted during the Red Guards` retreat in April. The prisoners were also abandoned by their own leaders, who had fled to Russia. As a consequence, 2,900 starved to death or died in June as a result of diseases caused by malnutrition and Spanish flu, 5,000 in July, 2,200 in August, and 1,000 in September. The mortality rate was highest in the Tammisaari camp at 34%, while in the others the rate varied between 5% and 20%. In total, between 11,000 and 13,500 of the prisoners perished. The dead were buried in mass graves near the camps. Harvnb|Paavolainen|1971, Harvnb|Manninen|1992-1993, Harvnb|Eerola|Eerola|1998|pp=114, 121, 123, Harvnb|Westerlund|2004|pp=115-150, Harvnb|Linnanmí¤ki|2005 The majority of the prisoners were paroled or pardoned during 1918; there were 6,100 Red prisoners left at the end of the year.Harvnb|Jussila|Hentilí¤|Nevakivi|1999|pp=112 In 1921, only a hundred prisoners remained in the camps. At the same time, 40,000 red prisoners were given back their civil rights. In 1927, the last 50 remaining prisoners were pardoned by the social democratic government of Ví¤inö Tanner. In 1973, the Finnish government paid reparations to 11,600 persons imprisoned in the camps after the civil war. Vuoden 1918 kronologia. Työví¤en arkisto. Retrieved 10-23-2007. fi
Uzlaşma
Just as the fate of the Finns was decided outside Finland in Petrograd on 15 March 1917, so it was decided outside Finland again on 11 November 1918, this time in Berlin, as Germany accepted defeat in World War I. The grand plans of the German Empire had finally come to nothing, and revolution had spread among the German people due to lack of food, war-weariness, and defeat in the battles on the Western Front. German troops left Helsinki on 16 December, and Prince Friedrich Karl, who had not yet been crowned officially, left his post on 20 December. Finland`s status altered from a monarchistic protectorate of the German Empire to an independent democratic republic on the model of the western democracies. The first local elections based on universal suffrage in the history of Finland were held during 17–28 December 1918, and the first parliamentary election after the Civil War on 3 March 1919. The United States and the United Kingdom recognised Finnish sovereignty on 6–7 May 1919.Harvnb|Kerí¤nen|1992|p=154, 171, Harvnb|Manninen|1992-1993
After the Civil War, in 1919 a moderate Social Democrat, Ví¤inö Voionmaa, wrote: "Those who still trust in the future of this nation must have an exceptionally strong faith. This young independent country has lost almost everything due to the war...." At the same time, a liberal non-socialist, the eventual first president of Finland, K.J. Stí¥hlberg, elected 25 July 1919, wrote: "It is urgent to get the life and development in this country back on the path that we had already reached in 1906 and which the turmoil of war turned us away from". He was supported in that aim by Santeri Alkio, leader of the Agrarian Union and by moderate Finnish conservatives, such as Lauri Ingman.Harvnb|Haapala|1995|pp=243, 249, Harvnb|Vares|1998|pp=58, 96–99
Together with other moderate politicians of the right and the left, the new partnership constructed a Finnish compromise which eventually delivered a stable and broad parliamentary democracy. This compromise was based both on the defeat of Red Finland in the Civil War and the fact that most of the political goals of White Finland had not been achieved. After the foreign forces left Finland, the Finns realised they had to get along with each other and that none of the main groups could be rejected completely from society. The reconciliation led to a slow and painful, but steady, national unification. The compromise has turned out to be surprisingly strong and appears permanent. From 1919 to 1991, Finnish democracy and sovereignty withstood challenges from both right-wing and left-wing radicalism, the crisis of World War II, and pressure from the Soviet Union during the Cold War.Harvnb|Upton|1981|pp=480–481, Harvnb|Ylikangas|1986|pp=169–172, Harvnb|Haapala|1995|pp=243, 245–256
Kültürel alanda Sivil Savaş
Finlandiya`da savaşı konu edinen ve genel anlamda beğeni kazanan ilk kitap, Nobel edebiyat ödüllü yazar Frans Emil Sillanpí¤í¤ tarafından 1919`da yazılmış ``Hurskas kurjuus`` (Türkçesi, Dindarca Sefalet)`tir. 1959 ve 1962 arasında, Ví¤inö Linna, üçlemesi ``Tí¤í¤llí¤ Pohjantí¤hden alla`` (Kuzey Yıldızı`nın altında)`da, İç Savaş`ı ve İkinci Dünya Savaşı`nı sıradan insanın bakış açısından tasvir etmiştir. Şiirde, Tampere Çatışması`nın korkunçluğunu daha dokuz yaşında görmüş olan Viljo Kajava, 1960`larda çıkmış kitabı ``Tampere 1918 Şiirleri`` kitabında iç savaşa pasifist bir bakış açısını sunmuştur.Notlar
reflist|2İlgili Filmler
- Makiba no ShÅjo Katori (``Japonca: ç‰§å ´ã®å°‘女カトリ, İngilizce: Katri, Girl of the Meadows, Fince: Katri, Paimen piika ja emí¤ntí¤``), (1984) Fragman
Bakınız
Commons|Finnish Civil WarKaynakça
- Alapuro, Risto (1988), State and Revolution in Finland, ISBN 0-520-05813-5
- Arimo, Reino (1991), Saksalaisten sotilaallinen toiminta Suomessa 1918, Pohjois-Suomen Historiallinen Yhdistys, ISBN 951-96174-4-2
- Aunesluoma, Juhana & Martti Hí¤ikiö (1995), Suomen vapaussota 1918. Kartasto ja tutkimusopas, W. Soderstrom, ISBN 951-0-20174-X
- Eerola, Jari & Jouni Eerola (1998), Henkilötappiot Suomen sisí¤llissodassa 1918, W. Soderstrom, ISBN 952-91-0001-9
- Enckell, Carl (1956), Poliittiset muistelmani I
- Haapala, Pertti (1986), Tehtaan valossa. Teollistuminen ja työví¤estön muodostuminen Tampereella 1820-1920, ISBN 951-9254-75-7
- Haapala, Pertti (1993), Luokkasota, Historiallinen Aikakauskirja 2/1993,
- Haapala, Pertti (1995), Kun yhteiskunta hajosi, Suomi 1914-1920, ISBN 951-37-1532-9
- Jussila, Osmo; Seppo Hentilí¤ & Jukka Nevakivi (1999), written at London, From Grand Duchy to a *Modern State: A Political History of Finland since 1809, C. Hurst & Co., ISBN 1-85065-528-6
- Kerí¤nen, Jorma (1992), written at Jyví¤skylí¤, Suomen itsení¤istymisen kronikka, Gummerus, ISBN 951-20-3800-5
- Ketola, Eino (1987), Kansalliseen kansanvaltaan. Suomen itsení¤isyys, sosiaalidemokraatit ja Vení¤jí¤n vallankumous 1917, ISBN 951-30-6728-9
- Kirby, David (2006), written at Cambridge, A Concise History of Finland, Cambridge University Press, ISBN 0-521-83225-X,
- Lackman, Matti (2000), Suomen vai Saksan puolesta ? Jí¤í¤kí¤reiden tuntematon historia, Otava, ISBN 951-1-16158-X
- Lappalainen, Jussi T. (1981), Punakaartin sota, osat I-II, ISBN 951-859-071-0
- Linnanmí¤ki, Eila (2005), Espanjantauti Suomessa. Influenssaepidemia 1918-1920, ISBN 951-746-716-8
- Manninen, Ohto (1992-1993), Itsení¤istymisen vuodet 1917-1920, osat I-III, VAPK-kustannus, ISBN 951-37-0730-X
- Manninen, Ohto (1993), Vapaussota, Historiallinen Aikakauskirja 2/1993,
- Paavolainen, Jaakko (1966), Poliittiset ví¤kivaltaisuudet Suomessa 1918, 1 Punainen terrori
- Paavolainen, Jaakko (1967), Poliittiset ví¤kivaltaisuudet Suomessa 1918, 2 Valkoinen terrori
- Paavolainen, Jaakko (1971), Vankileirit Suomessa 1918, ISBN 951-30-1015-5
- Peltonen, Ulla-Maija (2003), Muistin paikat. Vuoden 1918 sisí¤llissodan muistamisesta ja unohtamisesta., ISBN 951-746-468-1
- Rautkallio, Hannu (1977), Kaupantekoa Suomen itsení¤isyydellí¤, ISBN 951-0-08492-1
- Salkola, Marja-Leena (1985), Työví¤enkaartien synty ja kehitys 1917-1918 ennen kansalaissotaa, ISBN 951-859-739-1
- Tikka, Marko (2004), Kenttí¤oikeudet. Ví¤littömí¤t ratkaisutoimet Suomen sisí¤llissodassa 1918, ISBN 951-746-651-X
- Tikka, Marko (2006), written at Jyví¤skylí¤, Terrorin aika. Suomen levottomat vuodet 1917-1921, Gummerus, ISBN 951-20-7051-0
- Uola, Mikko (1998), Seiní¤í¤ vasten vain; poliittisen ví¤kivallan motiivit Suomessa 1917-1918, ISBN 951-1-5440-0
- Upton, Anthony F. (1980-1981), Vallankumous Suomessa 1917-1918, osat I-II, ISBN 951-26-1828-1
- Upton, Anthony F. (1980b), The Finnish Revolution 1917-1918, ISBN 0-8166-0905-5
- Vares, Vesa (1998), Kuninkaantekijí¤t. Suomalainen monarkia 1917-1919, myytti ja todellisuus, WSOY, ISBN 951-0-23228-9
- Westerlund, Lars (2004), Sotaoloissa vuosina 1914-1922 surmansa saaneet, VNKJS 10/2004, ISBN 952-5354-52-0
- Ylikangas, Heikki (1986), Kí¤í¤nnekohdat Suomen historiassa, Söderström, ISBN 951-0-13745-6
- Ylikangas, Heikki (1993), Tie Tampereelle, WSOY, ISBN 951-0-18897-2
- Ylikangas, Heikki (1993b), Sisí¤llissota, Historiallinen Aikakauskirja 2/1993,
Linkler
- Uta.fi/suomi80 — History project at University of Tampere
- War victims in Finland, 1914–1922 — Valtioneuvoston kanslia
- Monuments of the Reds — The central museum of Labour
- Vapaussota.fi — Foundation of Invalids of the War
- The representation of violence in the Finnish photography of the Civil War — Maarteen Patteuw
Link FA|en Link FA|fi Link FA|de