Eski Yunan Sanatı

Eski Yunan Sanatı
Eski Yunan Sanatı

}

M.Ö VII - VI. yy. -

Arkaik Dönem

Yunan arkaik dönemi (İ.Ö. 750 - İ. Ö. 480) Antik Yunan tarihinde bir dönemdir. Bu dönem, 18. yy'dan günümüze kabul edilmiştir. Yunan sanatı incelemelerinde ortaya çıkan bu dönem, Geometrik Sanat ve Klasik Yunan Sanatı arasındaki başlıca yüzey süslemesi ve plastik sanatlardan söz eder. Arkaik dönemin Yunan Karanlık Çağlarını takip ettiği dönemden beri, politik teoride önemli ilerlemeler görülmüş; (Karanlık Çağlarda yokolan) yazılı dilin yeniden dirilişinin yanı sıra, demokrasi, felsefe, tiyatro ve şiirin yükselişiyle arkaik dönem bu alanlara yayılmıştır. Son dönemde Anthony Snodgrass, "ilgi alanlarını politik ve askeri olaylardan, sosyal ve ekonomik oluşumlara değin genişleten tarihçileri" ve "göze çarpan sanat eserlerinden malzeme ürünlerinin tamamına yönelen klasik arkeologları" belirterek, bu holistik yaklaşımla yakınen ilgilendi ve onu genişletti.

Arkaik Dönem

, böylece çeşitli dalların uzlaşması, ve yalnızca arkaik değil, aynı zamanda kendi yolunda eksiksiz bir serüvendir. Aynı zamanda Michael Grant arkaik döneme karşı çıkar, çünkü "primitif' ve antik' sözcüklerinin sözlük anlamlarını etkilemektedir." Eski Yunanlılar'a maledilen, ürünleri bazında dünya tarihindeki en yaratıcı dönemlerinden biri olan bir döneme böylesine küçük düşürücü bir yakıştırma daha yoktur. Snodgrass,

Arkaik Dönem

'i, İ.Ö. 750 yılının orta noktasında meydana gelen, halkın ve iyi materyalin ani eğilimi anlamına gelen "yapısal devrim" ve Klasik Yunan'ın "entelektüel devrimi" olarak tanımlar. Arkaizm'in, geleneksel anlamda, İ.Ö. 480 yılında, hükümdar Kserkses (Xerxes)'in akınıyla son bulduğu kabul edilir. Bir an için şöyle bu dönemdeki çeşitli dalların nasıl olup da bu dönemde başlayıp, sonlandığı düşünülmemelidir. Örneğin, antik yunan kaynakli bir seramik teknigi olan ve klasik Yunan dönemini karakterize eden kırmızı figür çömlekçiliği (red figure pottery), arkaik dönemde başlamıştır. Snodgrass der ki: "...bir şey tarihin sınırlarında olduğu gibi, her zaman us'ta doğmalıdır... bununla birlikte, akla uygun olarak sonraki çağlara olan uygunluğu açısından kabul edilebilir oluşu, yalnızca suni kategorilerdir..." * M.Ö. Vll. yy - Tiranlar Dönemi * Dor istilası etkileri * Atina merkez şehir * Tapınaklar, (Dor, İon-Korint) (Artemis, Athena) (Artemis, Hera) * Vazolar (Geometrik,Siyah Figürlü,Kırmızı Figürlü) * Heykel (Dor ,İon) M.Ö.7. ve 6.y.y. Yunan uygarlık tarihinde yaratıcı dönemler olarak kabul edilir. Bu iki yüzyıl içinde sosyal, siyasal ve ekonomik hayatta görülen ilerleme kendini kültür hayatının çeşitli alanlarında da göstermekte, fikir, edebiyat ve sanat konuları sabit şekiller almaktadır.

Arkaik Dönem

Seramiği M.Ö 7.y.y.sonları ve 6.y.y.'da siyah figür tekniği sonraki dönemlerde ise kırmızı figür tekniği kullanılmıştır. Yunanlıların günlük ihtiyaçları için yapmış oldukları vazolarda resim ve nakış sanatı için önemli belgelerdir. Daha gelişmiş ve tabileşmiş olan geometrik ya da figürlü motiflerin yanında insan resimleri önemli yer almakta, ressamlar yalnız tek insan figürünü değil, oldukça büyük kompozisyonlar hatta çeşitli frizlerde birbiriyle ilgili kompozisyonlar meydana getirmesini bilmekte ve en çok mitolojik konulara başvurmaktadırlar. Bunlar arasında doğu Yunan ve Korinth önemli yer alır. Doğu Yunan ekolü renklerin berraklığı, çeşitliliği ve sahnelerin canlılığı ile göz çarpmakta, ressamlar ahenkli bir süratle tertiplemesini bildikleri †˜' hayvan frizlerindebaşarılı olmakta, birçok hallerde büyük tablolardan aldıkları motiflerde mümkün olduğu kadar çok şey anlatmak istemektedirler. Korinth'te daha sonraki eserlerden ayırt edilmeleri için †˜'protokorinth vazolarıolarak gösterilen, başlangıçları 9.y.y.'a dayanmakla beraber esas itibariyle 7.y.y.'a ait olan vazolar doğudan getirilen kumaş ve halıları örnek alarak açık bir zemin üzerine parlak ve siyah, kırmızı veya beyaz boya ile özenle yapılmış, bir takım geometrik bezemeler ya da mitolojik sahneler göstermekte, her biri başlı başına bir sanat eseri olmak iddiasında bulunan bu vazoların Akdeniz piyasasında büyük rağbet gördüğü anlaşılmaktadır.

Güney İonia

Erken Yaban Keçisi Stili : ( 650†“640/630†“620 )

Güney İonia

'daki en önemli iki merkezin Samos ve Miletos olduğunu ve 7.y.y. ortalarında her iki merkezinde birbirine paralel olarak Geometrik dönemden Orientalizan döneme geçtiğini bildirir. Orta Yaban Keçisi Stili 1 : ( 630†“620/600 )Bu dönem kendini daha orantılı ve narin yapılmış hayvan figürü ile gösterilir. Orta Yaban Keçisi Stili 2 : ( 625†“615/600†“575)Keskin sayılabilecek omuz gövde geçişinin daha yuvarlaklaştığı, basık gövdenin yavaş yavaş yükseldiği izlenir. Keçi figürleri boyanmış, uzamış ayrıca başlar zemin çizgisine yaklaşmıştır.

Geometrik/Oryantalizan Dönem (Doğululaşma)(M.Ö.720†“650)

Doğu etkisinin başladığı dönemdir. Geometrik dönemden Arkaik döneme bir geçiş aşaması oluşturur. Sanatçılar bu dönemdeki etkileri ürünlerini bir uyarlama biçiminde almışlardır. Aslan, sfenks gibi hayvanlarla palmet,lotus gibi bitki motiflerini eserlerinde kullanmışlarıdır.Bu motifler yalnız siyah silüet şeklinde değil,iç ayrıntılarıyla birlikte resmedilmiştir.Yine bu dönemde dün ve köşeli hatların yerini yuvarlar ve eğri hatlardan meydana gelen bezekler almışlardır.Bütün bu etkilenmeler geometrik üslubun kuruluk ve sertliğinin giderilmesinde başlıca etken olmuştur. Arkaik Dönem Yunan resim sanatı hakkında bilgiyi, günümüze gelebilen vazolardan edinmekteyiz. Bu vazolar 3 grupta ele alınmaktadır:

Geometrik Vazolar

MÖ. XI - III. yy.da geniş bir alanda (en çok Atina'da) görülür. Bu vazoların üzeri siyah boya ile yatay frizler veya dikey hatlarla sınırlandırılmış dikdörtgen satıhlarla kaplanmıştır. Bunların içine geometrik motifler ya da geometrikleştirilmiş figürler oluşturulmuştur. Cenaze törenleri ve araba yarışları da konu alınmıştır. Bu vazolarda en önemli nokta, vazonun şekli ile bezemesi arasına sıkı bir bağ bulunmasıdır.

Siyah Figürlü Vazolar

MÖ. VI. yy Kırmızı satıh üzerine, piştikten sonra siyah renk alan bir boyayla siyah siluetler yapılmıştır. Figürlerin iç ayrıntıları kazılarak belli edilmiştir. Vazoyu yapanın ve boyayanın imzaları vazo üzerinde yer alır. Bu devrin ünlü ressamı Eksekias' tır. Tanrı ve kahramanların hayatlarını minyatür tekniğinde işlemiştir.

Kırmızı Figürlü Vazolar

MÖ. 530 †“ 520. Siyah zemin üzerine kırmızı figürler bezenmiştir. Figürlerin iç ayrıntıları fırçayla yapılmış siyah hatlarla gösterilmiştir. En ünlü isim Evfonios'tur Anatomi ve harekete özen göstermiştir. Vazolar Roma işgaliyle tamamen ortadan kalkmıştır.

Arkaik Dönem

de Heykeltraşlık 7.y.y. Yunan heykeltıraşlığı Mısır'ın etkisi altında frontal yani dimdik ayakta duran ve †˜'kuros olarak gösterilen çıplak erkek heykel tipini ortaya koymuştur. Bunun yanında ayakta duran kadın ve oturan erkek heykelleri de vardır. Bu heykellerde insan vücudu ve adalelerin nasıl doğal şekiller aldığını, hareketin nasıl canlılık kazandığını, elbiselerde kumaş kıvrımlarının ne şekilde meydana geldiğini, endividüel katların nasıl belirmeye başladığını veya sanatçının ne suretle tek heykelden heykel gruplarına geçtiğini adım adım izlemek mümkündür. Zamanla bazı heykeltıraşlık ekolleri ortaya çıkmaktadır. Nüfus alanlarının sınırları pek belli olmayan bu ekollerin başlıcaları arasında Girit-Peloponnes ve İonia ekolleri vardır. İon ekolüne ait tipik eserler arasında Efesos'ta büyük tapınağın altındaki sunak kaidelerinden birinin içinde bulunmuş olan fildişi heykelcikler vardır. Bunlar sütun yuvarlaklığındaki şekilleri ve kıyafetleri bakımından doğu, en çok geç Hitit heykeltıraşlığının etkilerini göstermekle beraber üslup bakımından hiç kuşkusuz Yunan eserleridir. Girit-Peloponnes ekolünün karakteristik eserleri arasında †˜'Auxerre heykelini ya da Delos'da Nikandra adında bir kadın tarafından Artemis'e adak edilen heykeli gösterebiliriz. Her iki kadın vücuda yapışık, belden kemerle sıkılmış bir entari giymekte, yan yana duran ayakları eşit olarak vücut ağırlığını taşımaktan, kollar vücuda yapışık olarak aşağıya sarkmakta ya da dirsekten bükülmüş olarak göğsü korumakta, basık alınlı çehre üçgen bir şekil göstermekte, alnı sınırlandıran saç kitleleri stilize edilmiş örgüler şeklinde omuzlara doğru sarkmaktadır. Delfoi' da bulunmuş olmakla beraber Argoslu Polimedes adında bir sanatçı tarafından yapılmış olan Kleobis ve Biton'un heykelleri aynı özellikleri taşımakla beraber geniş omuzları,nefes alıyormuş gibi şişkin göğüsleri,kabarık fakat sınırlı işlenmiş göğüs ve yalnız çizgilerle belirtilmiş karın adaleleriyle dikkati çekmektedir. Binaların ve heykellerin seyirci üzerindeki etkisini tamamlamak için Yunan sanatçıları boyaya da başvurmuşlardır. Heykellerin çıplak kısımları cilalanır, elbiseler, gözler ve saçlar boyayla gösterilmek suretiyle çehreleri belirli bir ifade ve heykellere canlılık verilmeye çalışılırdı. Boyalı heykeller hakkında Atina Akropolün'de bulunan paros ya da mermer erkek ve kadın heykelleri bir fikir vermektedir. Yunan sanatının önemli heykellerinin ilk örnekleri arkaik üslup devresinde görülür. Normalin üstünde büyüklüğe sahip, Mısır heykelinin frontal duruşu ile bir ayağı öne atılmıştır. Göz büyük, kaşlar onlara paralel, saçlarda inşai bukle, blok anlatım vardır. Yüzde arkaik tebessüm yer alır. Bazı adaleler önemle belirtilmiştir. Kadın heykelleri (KORE) giyinik, erkek heykelleri (KUROS) çıplaktır. Figürler belli bir kişiye ait değildir. Baş, fizyolojik bir özellik taşımaz, ideal insan tipini biçimlendirir. Arkaik devrede Yunan sanatçılarının isimleri bilinmemektedir. Bu döneme ait eserlerden Akropolis'te çok bulunmuştur. Tapınağı alınlık kabartmaları,Tanrıça Artemis" heykeli en güzel örneklerdir. Ayrıca Homeros'un İlyada - Odisse'sinden tanıdığımız Olympos ailesi için yapılan tapınaklarda mimaride nizamlar ortaya çıkarırken, tapınak süslemeleri de heykel sanatının gelişmesine neden olmuştur. M.Ö. V. yy. - Klasik Dönem -İyonya İhtilali M.Ö. 546 yıllarında Pers kralı Kyros,Sardeis'i yakıp yıkarak Lydia krallığına son vermiş ve Anadolu'da M.Ö. 300 yılına kadar sürecek olan Pers egemenliğini başlatmıştır.Persler sadece Anadolu'yu ele geçirmekle kalmayıp zaman zaman yaptıkları savaşlarla,Trakya ve Yunanistan'da etkili olmuşlardır.Bu nedenle M.Ö. 5.y.y. Hellen Sanatı Anadolu'da Pers etkisi altında kalmış Greko_Pers Sanatı olarak literatüre geçmiştir.Bu dönemde Anadolu ilk defa doğu ile batı arasında gerçek bir köprü vazifesi görmüş ve Persler tarafından yapılan Kral Yolu,İran içlerinden Ege kıyılarına kadar ulaşmıştır.

Klasik Dönem Seramiği

5.y.y. da sanat yalnız tapınaklara ya da resmi nitelikte yapılara hükmediyordu. Bu dönem sanatı yüksek çevrelerden başka alt tabakalara da girmekte gecikmemiş bu arada şekil ve bezeme bakımından sanat eseri olmak iddiasında bulunan vazolar da ortaya koymuştur. Bunlar arasında Atina'da beyaz zemin üzerine çizgi tekniğiyle resmedilen tasvirler kapsayan †˜'lekitoslar önemli bir yer almaktadır ki bunların ölülere adak eşyası olarak verildiği anlaşılıyor. Ölüler kültü ile yakından ilgili olan bu eserlerin yanında Atina'nın †˜'kırmızı figürlü vazolarıgerek Akdeniz, gerek Karadeniz piyasalarına tamamıyla egemendir. Bu vazoları Mısır, İtalya, Sicilya, Fransa, İspanya, Karadeniz'i çevreleyen ülkelerde ve hatta Pers saraylarında bulmak mümkün olmuştur. Bunlar şekillerinin zarifliği ve çeşitliliği, üzerlerindeki resimlerin inceliği ve kompozisyonlarının zenginlik ve ahengiyle dikkat nazarlarını çekmektedir. Vazo ressamları ilk zamanlar Polignotos,Panainos ve Mikon, sonraları Apollodoros,Zevksiz,Parhasios ve Timantes gibi büyük duvar ve tablo ressamlarını etkisi altında kalmakla beraber mitolojik sahnelerden başka Atina'nın günlük hayatından alınmış çeşitli konuları tanımlamakta,perspektif kuralları ve gölge-ışık oyunlarına önem vermekte ve birer sanat eseri saydıkları resimlerinin altına imzalarını atmaktadırlar.5.y.y. ortalarına doğru bu resimlere vişne kırmızısı,beyaz ve altın yaldızı katılmak suretiyle kırmızı figür tekniğine daha zengin ve daha çekici bir polikromi verilmek istenmiş fakat buna rağmen bu çeşit vazoların Peloponnes harbi sonunda bütün pazarların Atina mallarına kapanması üzerine ortandan kalkmasının önüne geçilememiştir. 4.y.y.'ın resim sanatı hakkında esaslı bir fikir edinemiyoruz. Vazo sanayisinde ön safta gelen Atina bu dönemde kırmızı figür tekniğine beyaz ve altın yaldızı gibi başka renkler katmak suretiyle daha ılımlı görünmek istemekte, figürlerde derinlik ve perspektife önem vermekte, figürlerin sayısını arttırmakta, çehreler patetik bir ifade, hareketler canlılık hatta şiddet kazanmakta, kontur hatları büyük bir ustalıkla çizilmektedir. M.Ö.380'den başlayarak en çok güney Rusya ve Kirene'ye ihraç edildikleri anlaşılan Atina vazoları yeni bir plastik-linear üslup göstermekte, bu üslubun 4.y.y.'ın son yarısında daha yumuşak, daha †˜'ressami bir karakter takındığı anlaşılmaktadır. Bununla beraber gerek teknik gerek polikromide elde dilen bazı yeniliklere rağmen Atina vazoları yavaş fakat sürekli olarak gerilemiş, Peloponnes harbi sonunda bütün piyasaların kapanması üzerine büsbütün ortadan kalkmıştır. Aşağı İtalya'da en çok Apulya'da başlangıçları 5.y.y.'a dayanan fakat en çok 4.y.y da gelişen ve Attika vazolarını örnek alan bir vazo endüstrisi başlamıştır. Bu vazolar erken Attika'nın etkisinden kurtularak yepyeni bir gelişim geçirmeye başlamış, büyük şekilleri, ekserisi tiyatro sahnelerini tanımlayan ve çeşitli tabakalara ayrılmış türlü durumlar gösteren insan figürlerinin yanında mimarlık resimlerine de yer veren büyük kompozisyonları, göz alıcı polikromileri ve zengin bezemeleriyle dikkati çekmeye başlamışlardır. Bu vazo sanayisinin Aşağı İtalya'da ne kadar sürdüğü kesin olarak bilinmiyor yalnız bunların bütün bu bölgenin M.Ö.3.y.y. da Romalıların eline geçmesi üzerine ortadan yavaş yavaş kalkmaya başladığı saptanmıştır.

Klasik Dönemde Heykeltraşlık

Klasik dönem heykeltıraşlığında 5.yy üç ana safhaya ayrılır; Erken Klasik 500-450 Geçiş Üslubu 500-480 Sert Üslup 480-450 Olgun Klasik 450-400 Parthenon Üslubu 450-430/420 Zengin Üslup 430/420-400 Geç Klasik 400/390-330

Sert Üslup (M.Ö 480†“450)

Bu safhaya aynı zamanda geçiş devri de denilir. Ancak eserlerin gösterdiği sert ve ciddi ifadeden dolayı sert stil demek daha doğru olur. Bu stildeki başlıca eserler; * Aigina Aphai Tapınağı alınlıkları * Harpy abidesi * Berlinli oturan tanrıça * Kritios Genci * Tyran Katilleri * Delphoi Arabacısı Resim:009MA Kritios.jpg|Kritios Resim:ACMA 698 Kritios boy 5.JPG|Kritios genci Resim:Harmodius and Aristogeiton.jpg|Tyran öldürenler grubu Resim:Reggio_calabria_museo_nazionale_bronzi_di_riace.jpg|Riace Bronzları Resim:Delphi charioteer.jpg|Delphili Arabacı Resim:Ludovisi_throne_Altemps_Inv8570.jpg|Aphrodite'nin doğuşu

Yüksek Safha (M.Ö 460†“430)

Dönemin başlıca heykeltıraşları ve eserleri bu safhanın özelliklerini oluşturur. *'
Heykeltıraş Myron'un eserleri:Disköobol,Athena Marsyas * Heykeltıraş Pheidias eserleri:' Olympia Zeus heykeli,Athena parthenos,Athena Lemnia,Kassel Apollonu Resim:Z athena.jpg|Athena Lemnia Resim:Statue_of_Zeus.jpg|Olympia Zeus Resim:Discobulus.jpg|Diskobol Resim:Athena and Marsyas Copenhagen.jpg|Athena Marsyas Resim:Tiber Apollo Massimo Inv608.jpg|Tiber Apollonu Resim:2006_01_21_Ath%C3%A8nes_Parth%C3%A9non.JPG|Parthenon

Zengin safha(M.Ö 430†“400)

Zamanın en önemli yeniliği elbisenin incelmesi ve bunun altında vücudun tam olarak belli olmasıdır.Dönemin heykeltıraşları Alkamenes,Agorakritos ve Paionios'dur. M.Ö. 490 ile 450 yılları arasında yer alan dönem Yunan sanat tarihinde †˜'sert üslup
dönemi olarak adlandırılmakta ve bu üslubun meydana gelişinde 6.y.y. sonlarında belirmeye başlayan ve Pers harpleri zamanında daha kuvvetli olarak ortaya çıkan bazı etkenler önemli rol oynamaktadır. Sanatçı kişilikleri bu dönemde kendilerini daha fazla belirtmekte, heykellerde vücut, elbiseler ve hareketler daha realist bir şekilde kavranmakta ve geliştirilmektedir. Nitekim heykeller †˜'frontalitedışına çıkmakta, vücudun ağırlığını bir bacağa yüklemek ve serbest kalan bacağı hafifçe bükmek dolayısıyla heykelin ana ekseninde dikey hatlardan ayrılmak ve hafifçe bir tarafa döndürmek süratiyle dimdik ayakta duran ve dosdoğru öne bakan arkaik heykellere kıyasla daha doğal şekiller almış bulunmaktadır. M.Ö.5 y.y. başlarında İonia heykeltıraşlık ekollerinin yanında gerek Yunanistan'da gerek İtalya'da ve Sicilya' da başlı başına bir karakter taşıyan birtakım ekoller vardır. Argoslu Hegeladas ve Aiginalı Onatas'ın geleneğini sürdüren Peloponnes ekolleri en çok tunç heykellerde başarı göstermekte, arkaik sanatın ağırlık ve sertliğini gidermekte büyük rol oynamaktadır. Bu hususta Aigina'da ki Aphaia tapınağının Truva harbiyle ilgili savaş sahnelerini tanımlayan alınlık heykelleri güzel bir örnek meydana getirmekte. Hem İonia hem de Peloponnes ekollerinin etkisi altında kalan Elisli bir heykeltıraş tarafından yapıldıkları anlaşılan Olimpia'da ki Zeus tapınağının alınlık heykelleri Oinomaos ile Pelops arasında yapılacak yarıştan önceki sükunu,batı alınlığında ise ortadaki görkemli Apollon'un sağında ve solunda Lapith' lerle ve Kentaur lar arasında yapılan mücadelenin en şiddetli anını güzelliğe önem vermeksizin realist bir suretle tanımlamakta,gerek figürlerin üslubu gerek hareketlerindeki canlılık bakımından Aphaia alınlık heykellerini geride bırakmaktadır. Sert üslup heykeltıraşlığı en çok Atina'da ilerlemeler kaydetmiştir. M.Ö.480 yılından sonra Atina sanatçıları Akropol'de bulunan bazı kadın ve erkek heykellerinin gösterdiği gibi İon etkilerinden kurtulmakta, bağımsız olarak çalışmaya başlamaktadır. Bu dönemin en tanınmış tunç heykeltıraşları arasında Kritios ve Nesiotes gösterilebilir. M.Ö.450†“400 yıllarında büyük heykeltıraşların sert üslubun çerçevesinin dışına çıktıkları daha eski dönemlerde de var olan bazı sorunların değerlendirilmesi için başka yollar izlemeye başladıkları görülüyor. Bu dönem heykeltıraşları her şeyde önce tanrı heykellerini ele almakta bu heykellerde vücut ile elbise arasındaki ilişkilere, vücudun çeşitli kısımları arasındaki oranlara ve çeşitli bir çehre ifadesine önem vermekte ve güzelliği bozabilecek herhangi bir şekil ya da hareketten kaçınmaktadırlar. Bu zamanın sanat merkezleri arasında Atina tabii olarak birinci yeri almakta ve bu şehir birinci sınıf heykeltıraş ve ressamlarla dolup taşan bir ekol haline gelmiş bulunmaktadır. Akropolis'te Athena Tapınağı alınlıklarında Yunan heykelinin klasik üsluba geçtiği görülür. Burada Doğu çıkışlı bir korku motifi olan GORGO tipine de rastlanır.Tiranlık sona ermiştir. Demokrasinin kuruluşu Antenor'un "Tiran Katilleri" anıtında işlenmiştir.İnsan vücudunun değer ve sağlamlığı, ölçü ve kanonları önem kazanır. Optik doğa yapısı ele alınıp, uyumlu bir durgunluk dikkati çeker. İnsan vücudu rahat, kendine egemen bir duruşta ve ruh haliyle mükemmel bir uyum içinde gösterilir. Tüm unsurlar insan iradesini yansıtır. İrade ve iç niyet, hareketlerde, sakin ve sağlıklı vücutla kendini gösterir. * Vücut kendi ekseni etrafında dönmeye başlamıştır. * Kadın ve erkek heykellerinde zarif ve zengin dökümlü kumaş kıvrımları görülür.

Hellenistik Dönemde Heykeltraşlık

Hellenizmin sosyal ve siyasal olaylarının yankılarının heykeltraşlıkta da görmek mümkün oluyor.3.y.y.'da heykeltıraşlıkta plastik sanatlarda büyük bir gelişim göze çarpar,onu izleyen yüzyıllarda ise sanat eserleri yalnız azalmakla kalmamakta fakat yaratıcı gücün yavaş yavaş zayıfladığı,heykeltıraşların eski dönemlerin ve en çok 5.y.y'ın heykellerini kopya etmeye başladıkları,bu icat ve orijinallik yetersizliği teknik alanda elde ettikleri virtüozite ile karşılaşmaya çalıştıkları görülür. Hellenizmin heykelltraşlarının başında,4.y.y'da faaliyette bulunmakla beraber bu dönemde olgun bir aşamaya ulaşmış olan Sikyonlu Lisippos gelmektedir.Bu sanatçı insanları oldukları gibi değil,kendisine göründükleri gibi tanımlamış,bu nedenle en küçük ayrıntılarına kadar seyirci üzerinde yapacağı optik etkileri ve yeni bir oranlar sistemine göre işlenmiş birtakım tunç heykeller,en çok atlet heykeller ortaya koymuştur.Lisippos portre alanında da ün kazanmıştı.Büyük İskender'in bu sanatçıdan başka hiç kimseye portresini yaptırtmamıştır.Portrede realizmin ne kadar ileri gitmiş olduğunu Lisippos'un kardeşinin canlı modellerden alınmış kalıplar üzerinde çalışmış olması gösterir. Sikyon ekolünün realist üslubu Atina ekolü üzerinde de etkilerde bulunmuş Demostenes,Euripides,Poseidippos ve Menandros gibi tanınmış kişilerin karakter portrelerinin vücut bulmasına yol açmıştır.Fakat realist üslup bu şehirde pek fazla gelişememiş,sonraki yüzyıllarda orijinallikten yoksun yapmacıklı bir stil haline gelmiş.Realist sanat akımı kendini portreden başka pişmiş toprak heykelciliklerde ya da karikatür alanında göstermektedir.Bu dönemde idealleşmiş hatlar gösteren tanrı heykelleri de yapılmıştır.

Klasik Çağ Heykeltraşlığının Hellen Dünyasındaki Yeri ve Önemi

Klasik çağ heykeltıraşlığının özelliklerinin anlaşılması için, bu döneme gelinceye kadar Yunan heykeltıraşlığının geçirdiği değişim ve gelişimlerin dikkatli bir şekilde incelenmesi gerekmektedir. Bu incelemenin yapılması bize, heykeller üzerindeki gelişmenin ilk noktadan son noktaya olan yolculuğunun nasıl, ne şekilde ve gelişmenin hangi yönde olduğunu saptamamız acısından yol gösterici olacaktır. Yunan heykel sanatındaki gelişmelerin neden ve sonuçlarını kısa başlıklar altında toplarsak; bunlardan ilki, siyasi tarih ve sosyal yaşamdaki değişimler (bu değişimlerde incelemeler yapacak olursak kültür ve sanattaki gelişimi daha iyi kavrayabiliriz), ikincisi ise ticaret ve bunun doğal sonucu olarak kültürel ilişkilerin artması, etkileşimlerin çoğalması sonucu yaşanan gelişmeler. Bu iki etken sonucu gelişen Helen toplumu önce eselerinde, ilişkide bulunduğu kültürlerin sanatında gördüklerini taklit etmiş, daha sonra kendi öz kültürü ile sentezlemiş ve son aşamada kendine has bir sanatsal kültür oluşturmuştur. Helen heykeltıraşlık sanatının Kronolojisi bu şekilde tarihsel değişimlerin kültürel yaşantıya etkisiyle sıralanması mümkündür. Resim:Demostenes.jpg|Demostenes Resim:0029MAN-Themis.jpg|Themis Rhamnus Resim:Rom Vatikanische Museen Laokoon.jpg|Laakon Heykel Grubu Resim:Berlin - Pergamonmuseum - Altar 01.jpg|Pergamon Zeus Altarı Resim:2005-12-28_Berlin_Pergamon_museum_%2801%29.jpg|Pergamon Resim:Zeus_contra_Poryphion_Pergamonaltar.JPG|Altar Detayı

Kaynaklar

* Mansel, Müfid, Arif,
Ege ve Yunan Tarihi T.T.K. BAsımevi, 7.baskı, 1999 * Boardman, John, Klasik Dönem Yunan Heykeli, Homer Kitabevi, 2005 * Boysal, Yusuf, Arkaik Devir Heykeltraşlığı,T.T.K. Basımevi, Ankara, 1979 * Boardman, John,

Arkaik Dönem

Kırmızı Figürlü Atina Vazoları, Homer Kitabevi, 2002 * Boardman, John, Yunan Sanatı, Homer Kitabevi, İstanbul, 2005 * Carpenter,Thomas, Antik Yunan'da Sanat ve Mitoloji, İstanbul, 2002 * R.R.R,Smith, Hellenistik Heykel, Homer Kitabevi, İstanbul, 2002 * G. Richter, Yunan Sanati, Çev.B.Madra, Cem yayinlari, İstanbul, 1984

Kaynaklar

Vikipedi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

Eski Yunan Sanatı Resimleri

Yunan mitolojisi
3 yıl önce

için o dönemin sanatındaki ipuçlarını bile toplar. Genel olarak Yunan mitolojisi Yakın Doğu ve birçok Avrupa mitolojisini etkilemiştir. Yunan Tanrılarının...

Yunan mitolojisi, Akhilleus, Altın post, Anadolu, Apollo, Dionysos, Gorgon, Herakles, Herakles'in oniki görevi, Ilk Yunan tanrıları, Minotauros
Antik Yunanistan
3 yıl önce

Fakat Yunanlar Fenike Alfabesi'nden Yunan Alfabesini yarattılar. MÖ 800'lerde ilk yazılı kayıtlar görülmeye başladı. Yunanistan, daha sonra tüm Yunan coğrafyasına...

Antik Yunanistan, 3. yüzyıl, Achaea, Achaia, Adaçayı, Aeschylus, Afganistan, Afrodit, Agora, Aiskhylos, Akhilleus
Ulusal Arkeoloji Müzesi (Atina)
5 yıl önce

(Yunanca: Εθνικό Αρχαιολογικό Μουσείο, Ethnikon Arkhaiologikon Museion), Atina'da dünyanın en büyük Eski Yunan sanatı müzelerinden biri. Müze, Yunan Uygarlığının...

Yunanca
3 yıl önce

ile başta Ukrayna olmak Karadeniz sahilinde yer alan eski Yunan kolonilerinde yaşayan Ortodoks Yunan azınlıklar konuşulmaktadır. Romeika en az 5.000'i 200...

Yunanca, 1976, 1982, ABD, Alfa (alfabe), Almanca, Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Ankara, Antalya, Apulia, Diller,
Bizans Sanatı
3 yıl önce

da devam eden Bizans sanatı etkisi Karolenj ve Otto dönemi sanatı ve mimarisini de etkilemiştir. Bizans sanatı daha çok dini sanat olarak da ele alınabilir...

Sanat
3 yıl önce

medeniyetlerinden günümüze birçok sanat eseri miras kalmıştır. Eski Yunan sanatı insan fiziğinin ideal oranlarda temsiline yoğunlaşmış, sonrasında Bizans...

Sanat, 1950, 1956, Aile benzerliği, Andy Warhol, Arapça, Arthur Danto, Benedetto Croce, Cezanne, George Dickie, Kurumsal sanat kuramı
Yunan Karanlık Çağı
3 yıl önce

Yunan Karanlık Çağı (yaklaşık MÖ 1100–MÖ 750) Yunan tarihinde, Dor istilaları sonucu giderek gücünü yitirerek MÖ 11. yüzyılda yıkıldığı varsayılan Miken...

Dövüş sanatları
3 yıl önce

giden en eski savaş sanatlarından biri. Varma Kalai (hayati noktalar sanatı),Güney Hindistan'da Tamil Nadu bölgesinden antik bir savaş sanatı. Tamil tıp...