Bu görüşe göre:
- İsa'ya 30 yaşındayken Kelam'ın indiği,
- O zamana kadar Meryem'den doğan İsa'nın saf ve günansız bir insan olduğu
- Tanrılık vasfının ancak Kelam geldikten sonra meydana geldiğini ve ancak o zamandan sonra hem insan hem de tanrı karakterlerinin her ikisini de taşıdığı
- Meryem'in, Tanrı olan İsa'nın değil, insan olan İsa'nın annesi olduğu
kabul edilir.
Dolayısıyla, bu görüşe göre Meryem "Tanrı'nın annesi" (Theotokos) değil Mesih İsa'nın annesidir; Tanrı doğurulamaz dolayısıyla da İsa, Baba ile aynı özden olamaz. Ancak, Kelam'ın gelmesinden sonra İsa'da hem insansal, hem de tanrısal bir arada varolmuş, İsa hem tanrı hem de insan olmuştur. İsa kelamın gelmesinden sonra bu iki tabiatı da taşır (Diofizit).
Bu görüşe göre çarmıha gerilirken tanrısal tabiat İsa'dan ayrılmış sadece insan olan İsa acı çekmiş, çektiği acılar Tanrı olan İsa'ya dokunmamıştır.
Bu görüşleri Roma ve Yunan kiliseleri kabul etmemişler, 431 yılında toplanan I. Efes Konsili'nce reddedilmiş ancak Nestorius aforoz edilmemiş, sadece görevden alınmıştır. Faaliyetlerine devam eden Nestorius güçlenmeye başlayınca MS 449 yılında Efes'te toplanan II. Efes Konsili'inde alınan kararla Nestorius aforoz edilmiş ve sonuç olarak Nestorius'un görüşlerinin savunanlar kendi özel kiliselerini kurmuşlardır.
Günümüzde Asuri (Nasturi) ve Keldani kiliseleri diofizit görüşe sahip olan kiliselerdir.