Dig

Dig

1. anlamı (f). (dug, digging) kazmak, toprağı bellemek: kazı yapmak, hafriyat yapmak; dürtmek; (k).dili üzerinde düşünmek, kafa yormak: (A.B.D). argo anlamak, beğenmek; (mak). derin kesmek. dig in (ask). siper kazıp mevzi almak; kalmak niyetiyle yerleşmek.
2. anlamı kazmak. kazı yapmak. anlamak. beğenmek. tutmak. sevmek. dürtme. iğneli laf. kazı yeri. ç. pansiyon.

Dig

Dig İngilizce anlamı ve tanımı

Dig anlamları

  1. (v. t.) A plodding and laborious student.
  2. (v. t.) To turn up, or delve in, (earth) with a spade or a hoe; to open, loosen, or break up (the soil) with a spade, or other sharp instrument; to pierce, open, or loosen, as if with a spade.
  3. (v. t.) To hollow out, as a well; to form, as a ditch, by removing earth; to excavate; as, to dig a ditch or a well.
  4. (v. i.) To work like a digger; to study ploddingly and laboriously.
  5. (v. t.) To thrust; to poke.
  6. (v. t.) To get by digging; as, to dig potatoes, or gold.
  7. (noun) A thrust; a punch; a poke; as, a dig in the side or the ribs. See Dig, v. t., 4.
  8. (v. i.) To work with a spade or other like implement; to do servile work; to delve.
  9. (v. i.) To take ore from its bed, in distinction from making excavations in search of ore.
  10. (noun) = Gouge.
  11. (v. i.) To work hard or drudge;
  12. (noun) A tool for digging.
  13. (v. i.) Of a tool: To cut deeply into the work because ill set, held at a wrong angle, or the like, as when a lathe tool is set too low and so sprung into the work.
  14. (noun) An amount to be dug.
  15. (v. i.) To study ploddingly and laboriously.
  16. (noun) An act of digging.

Dig tanım:

Kelime: dig
Söyleniş: 'dig
İşlev: verb
Türleri: dug /'d&g/; dig·ging
Kökeni: Middle English diggen
transitive senses
1 a : to break up, turn, or loosen (earth) with an implement b : to prepare the soil of dig a garden
2 a : to bring to the surface by digging : UNEARTH b : to bring to light or out of hiding dig up facts
3 : to hollow out or form by removing earth : EXCAVATE
4 : to drive down so as to penetrate : THRUST
5 : POKE, PROD
6 a : to pay attention to : NOTICE dig that fancy hat b : UNDERSTAND, APPRECIATE if you ... do something subtle ... only one tenth of the audience will dig it -- Nat Hentoff couldn't dig the medical jargon c : LIKE, ADMIRE high school students dig short poetry -- David Burmester
intransitive senses
1 : to turn up, loosen, or remove earth : DELVE
2 : to work hard or laboriously
3 : to advance by or as if by removing or pushing aside material

Dig ile eşanlamlı (synonym) kelimeler

Apprehend, Barb, Compass, Comprehend, Delve, Digging, Drudge, Excavate, Excavation, Fag, Gibe, Grasp, Grind, Hollow, Jab, Jibe, Labor, Moil, Poke, Prod, Savvy, Shaft, Shot, Slam, Stab, Toil, Travail,

Dig

İngilizce Dig kelimesinin İspanyolca karşılığı.
s. pulla, comentario sarcástico; punzada, estocada, jincón, jinconazo
v. cavar, escarbar, excavar, zahondar; hincar

Dig

İngilizce Dig kelimesinin Fransızca karşılığı.
n. fouille, excavation; poussée; éperon
v. creuser, fouiller, aimer; comprendre; commencer

Dig

İngilizce Dig kelimesinin Almanca karşılığı.
n. Grabung; Ausgrabung; Stich
v. graben; ausgraben (Archäologie); umgraben (Garten); Informationen holen; schnallen (salopp); stark finden (salopp)

Dig

İngilizce Dig kelimesinin İtalyanca karşılığı.
s. spinta, colpo; scavo, zona di scavi archeologici; frecciata
v. zappare, vangare; scavare; estrarre, riportare alla luce; dissodare, lavorare, rompere; (fig) scoprire; conficcare, piantare; (sl) capire, apprezzare, piacere; (sl) notare, far caso a; ammirare

Dig

İngilizce Dig kelimesinin Portekizce karşılığı.
s. excavação, local; empurrão; pontada
v. cavar; escavar; gostar; entender; começar; perceber

Dig

f. kazmak, çukur kazmak, hafriyat yapmak, dürtmek, bellemek; deşmek; incelemek; mahmuzlamak; anlamak; hoşlanmak; göz atmak; araştırmak; yemeğe girişmek; ineklemek; harıl harıl çalışmak
i. kazı, kazma, dürtme; iğneleme; taş; lojman, yurt

Dig

İngilizce Dig kelimesinin Flemenkçe karşılığı.
zn. graving, opgraving; plaats van een opgraving; duw, zet, mep, pook
ww. graven; delven; aardig vinden; begrijpen; beginnen; indringen

Dig

n. excavation; jab, poke; mean or sarcastic remark; summary of a body of laws; digest
v. burrow, hoe; like (Slang); understand; start, begin enthusiastically; entrench oneself

Dig

İngilizce Dig kelimesinin İspanyolca karşılığı.
s. pulla, comentario sarcástico; punzada, estocada, jincón, jinconazo v. cavar, escarbar, excavar, zahondar; hincar

Dig

İngilizce Dig kelimesinin Fransızca karşılığı.
n. fouille, excavation; poussée; éperon v. creuser, fouiller, aimer; comprendre; commencer

Dig

İngilizce Dig kelimesinin Almanca karşılığı.
n. Grabung; Ausgrabung; Stich v. graben; ausgraben (Archäologie); umgraben (Garten); Informationen holen; schnallen (salopp); stark finden (salopp)

Dig

İngilizce Dig kelimesinin İtalyanca karşılığı.
s. spinta, colpo; scavo, zona di scavi archeologici; frecciata v. zappare, vangare; scavare; estrarre, riportare alla luce; dissodare, lavorare, rompere; (fig) scoprire; conficcare, piantare; (sl) capire, apprezzare, piacere; (sl) notare, far caso a; ammirare

Dig

İngilizce Dig kelimesinin Portekizce karşılığı.
s. excavação, local; empurrão; pontada v. cavar; escavar; gostar; entender; começar; perceber

Dig

f. kazmak, çukur kazmak, hafriyat yapmak, dürtmek, bellemek; deşmek; incelemek; mahmuzlamak; anlamak; hoşlanmak; göz atmak; araştırmak; yemeğe girişmek; ineklemek; harıl harıl çalışmak i. kazı, kazma, dürtme; iğneleme; taş; lojman, yurt

Dig

İngilizce Dig kelimesinin Flemenkçe karşılığı.
zn. graving, opgraving; plaats van een opgraving; duw, zet, mep, pook ww. graven; delven; aardig vinden; begrijpen; beginnen; indringen

Dig

n. excavation; jab, poke; mean or sarcastic remark; summary of a body of laws; digest v. burrow, hoe; like (Slang); understand; start, begin enthusiastically; entrench oneself

misafir - 9 yıl önce
Ezop fabl denen öyküleriyle ünlüdür. Anlattığı öyküler yaşama ilişkin bir öğüt ya da ders verir. Kahramanları ise hayvanlardır. Ezop'un öykülerinde hayvanlar konuşur ve tıpkı insanlar gibi davranır. Öyküden çıkarılacak ders, sonunda okura öğüt biçiminde verilir. Ezop'un yaşamına ilişkin çok az şey bilinir. İÖ 620'de doğduğu ve Fabl insanlar arasında geçmekte olan ibret verici olayların, hayvanlar arasında geçen olaylar haline dönüştürülerek anlatılmasıdır. Fabl, hem didaktik, hem de dramatik bir türdür. Latince Fabula kelimesinden gelir; masal, hikaye demektir.Eski Yunan'da zengin bir adamın kölesi olduğu sanılmaktadır. Adının Eski Yunan terimi, Yunanca "Helias"tan dolayı "Helenler" de denen, Yunanistan Yarımadasında yaşayan kavimler ve onların kurduğu eski devlet ve uygarlıkları anlatmak için kullanılır.

Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.