Gürsel, Erzurum'un Türk yerlisi asker kökenli bir ailenin çocuğu olarak 1895 yılında doğdu. 1895 yılında Erzurum'da doğdu. İlk öğrenimini Ordu ilinde yaptı. Daha sonra öğrenimini Erzincan ve İstanbul'da askeri öğrenci olarak sürdürdü.
[İlk öğrenime Ordu ilinden sonra Erzincan'da devam eden Gürsel, orta eğitimini tamamladıktan sonra İstanbul Kuleli Askeri Lisesi'ne askeri öğrenci olarak girdi. Kuleli'de son sınıf öğrencisiyken Birinci Dünya Savaşı'nın başlaması üzerine 16 Ekim 1914'de askeri eğitimine ara verdi ve 4. Kolordu'da subay olarak göreve başladı.
1 Eylül 1922'de yüzbaşılığa yükselen Gürsel, bir yıl Harp Okulu'nda eğitim aldı. 1 Ekim 1926'da Harp Akademisi'ne başladı ve 1 Eylül 1929'da kurmay subay olarak Akademi'den mezun oldu. Gürsel, 1927 yılında Melahat Hanım ile evlendi ve bu evlilikten Muzaffer adını verdikleri bir oğlu oldu.
Askerlik Dönemi
Gürsel, birlik komutanlıkları ve karargah görevlerinde 45 yıl süren askerlik hizmetinde bulundu.Gürsel, aktif askerlik görevine Çanakkale Savaşı'na katılarak başladı. 45 yıl süren askerlik kariyerinde, Kara Kuvvetler Komutanlığı'na bağlı çeşitli birliklerde komutanlık ve karargah görevlerinde hizmet verdi. Askeri ogrencilik yillarindan itibaren, populerligi ve kendisine duyulan sevgi nedeniyle arkadaslarinca "Aga" lakabi verildi ve vefatina kadar hep Cemal Aga olarak bilindi.
Katıldığı savaşlar
Gürsel, Çanakkale, Filistin, Suriye ve Kurtuluş savaşlarında yer aldı.
1914 ve 1917 yılları arası topçu teğmen olarak Çanakkale'de 1. Topçu Alayı'nın 1. Bataryası'nda savaştı. Çanakkale Savaşı sonrası, 1 Eylül 1917'de 41. Tümen Obüs Bataryası Komutanlığı'na atanarak Filistin Cephesine gönderildi. Filistin ve Suriye cephesindeki bütün savaşlarda 41. Alay'ın 5. Bağımsız Batarya Komutanı olarak görev aldı. İngilizlere Gazze cephesinde 19 Eylül 1919'da esir düşerek Mısır'da iki yıl esir kaldı. 6 Ekim 1920'de serbest kalınca İstanbul'a dönüp, Erzurum Kongresi'ni izleyen günlerde Anadolu'ya geçerek, Kurtuluş Savaşı'nın batı cephesindeki bütün savaşlara katıldı.
Aldığı ödüller
1. Tümen'de üstün başarı ile verdiği hizmetleri için kıdem zammı ile taltif edildi. Büyük Taarruz'da fiilen görev başında muharebede bulunarak Harb Madalyası ve İstiklal Madalyası ile taltif edildi.27 Mayıs 1960 Darbesi ve Cemal Gürsel
27 Mayıs Darbesi öncesinde Kara Kuvvetleri Komutanı olan Gürsel; 2 Mayıs 1960'da ziyareti sırasında sohbet ettiği Milli Savunma Bakanı Ethem Menderes'e ve dolayısıyla hükümete kişisel görüşlerini belirterek Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın istifasını istediği tarihi bir mektubu 3 Mayıs 1960'da yazdı.Bu mektubunda Başbakan Adnan Menderes'in halk tarafından çok sevildiğini belirterek Bayar yerine Cumhurbaşkanlığına getirilmesini önerdi. Gürsel emeklilige sevkedildi ve zorunlu izinle İzmir'e gitti.Silahlı Kuvvetlerin tüm kademelerine iletilen ve ordunun mutlaka siyasetten uzak kalmasını tavsiye eden veda mektubunda Gürsel'in ifadeleri: "Ordunun ve taşıdığınız üniformanın şerefini daima yüksek tutunuz. Şu sırada memlekette esen hırslı politika havasının zararlı tesirlerinden kendinizi korumasını biliniz. Ne pahasına olursa olsun politikadan katiyyen uzak kalınız. Bu, sizlerin şerefi, ordunun kudreti ve memleketin kaderi için ehemmiyeti haizdir." idi.
27 Mayıs 1960'da albay ve daha alt kademedeki subaylarca gerçekleştirilen darbe sonrasında 3. Ordu Komutanı Orgeneral Ragıp Gümüşpala'nın Milli Birlik Komitesi'ne (MBK) liderlerinin kim olduğunu sorması ve eğer başlarında kendisinden daha kıdemli bir asker olmadığı takdirde 3. Ordu ile birlikte Erzurum'dan Ankara'ya yürüyüp isyana son vereceğini bildirmesi üzerine, ihtilalciler zorunlu izindeki Orgeneral Cemal Gürsel'i askeri uçakla İzmir'den Ankara'ya getirdiler. Gürsel MBK'nın daveti ile başkanlık görevini üstlendi ve ihtilal lideri olarak kabul edildi. Kendisiyle yapilan 16 Temmuz 1960 tarihli bir gazete (Cumhuriyet) görüşmesinde ise, ‘Şebeke zaten hazırdı. Ben şahsen ordunun siyasete katılmasını istemiyor ve genç arkadaşlarımın (ihtilal) teşebbüslerine engel oluyordum. İşler öyle bir seviyeye geldi ki, ordunun siyasete karışmasına karşı olmama rağmen, onları görevlerinde serbest bıraktım. şimdi bütün hedefim, adalet ve ahlak prensiplerine dayalı bir idareyi yeniden kurmaktir.’ açıklamasında bulundu.
Cemal Gürsel, 27 Mayıs 1960 günü öğleden sonra, İstanbul ve Ankara Üniversiteleri Hukuk Fakültelerinin öğretim üyeleri Ordinaryüs Profesör Sıddık Sami Onar, Ord. Prof. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Prof. Ragıp Sarıca, Prof. Naci Şensoy, Prof. Hüseyin Nail Kubalı, Prof. Dr. Tarık Zafer Tunaya, Doç. Dr. İsmet Giritli, Prof. İlhan Arsel, Prof. Bahri Savcı, Prof. Muammer Aksoy ve hocalarına yardım eden İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi asistanı (eski YÖK Başkanı ve uzmanlık alanı Anayasa hukuku olan) Prof. Erdoğan Teziç'i kabul etti. Ord. Prof. Sıddık Sami Onar, heyet adına : "Bugün içinde bulunduğunuz durumu adi ve siyasi bir hükümet darbesi saymak doğru değildir." ifadesinde bulundu. Heyet, Gürsel tarafından yeni bir Türkiye’nin anayasa (1961) taslağını hazırlamakla resmen görevlendirildi. Cemal Gürsel, 30 Mayıs 1960'da TBMM Genel Kurulu'nda okunan programda "İkinci Cumhuriyet" tanımını ilk kez şu cümlelerle kullandı: “İkinci Cumhuriyet'in Anayasa'sı, ilmin ve geçmiş uzun yılların acı tecrübelerinin ışığı altında, memleketin mümtaz ilim adamlarının geceli gündüzlü çalışmaları memleket aydınlarının bu çalışmalara anketler vasıtasıyla katılmaları suretiyle hazırlanmaktadır. Birleşmiş Milletler Anayasası, İnsan Hakları Beyannamesi, Hukuk prensipleri ve milli ruh ve ihtiyaçlardan doğmuş olan eski Anayasamız ile milli gelenekler ve yurdumuzun özellikleri yeni Anayasamız için ilham alınan başlıca kaynakları teşkil etmektedir.”
Gürsel basbakanlik ve cumhurbaskanligi gorevleri icin Ankara ve Istanbul'daki cesitli akademisyenlere ve doktorlara teklifde bulundu ve destek verdi. Kendisinin secilmesi icin dolayli yada direkt hicbir girisim yada lobi faaliyetinde bulunmadi.
Halk oyuna sunulan ve kabul edilen yeni Anayasa gereğince, 10 Ekim 1961'de yapılan genel seçimlerden sonra oluşturulan yeni Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından cumhurbaşkanlığına seçildi.
Dönemindeki Gelişme ve Yenileşmeler
Turkiye Cumhuriyeti'nin Birlesmis Milletler Guvenlik Konseyi uyeligine 1961'de kabulunu sagladi.Meclis'te çoğunluğa sahip iktidar partisinin her istediğini kontrolsüz yapabilme zihniyetini politikadan uzaklaştırmak için, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile verilen görevleri yapmak ve yetkileri kullanmak üzere demokrasinin "emniyet supabı" olarak görülen Anayasa Mahkemesini, Cemal Gürsel, 25 Nisan 1962 tarihinde Ankara'da ilk defa yürürlüğe soktu. Kutsal Emanetler, Topkapi sarayi muhafaza depolarindan ilk olarak, 31 Ağustos 1962 tarihinde modern müzecilik anlayışına uygun bir şekilde Turk halkina ve dunyaya sergilenmeye başlandı. Dini reform niteligindeki Diyanet İşleri Başkanlığı'nin ilk kez kuruluşu direktifi ile gerceklesti ve 22 Haziran 1965 de kanun ile kabul edildi.
ABD ile SSCB arasındaki Küba Füze Krizinde, batı tarafında Turkiye'nin komünizme karşı koruyuculuk görevini yürüttü.
İngiltere kraliçesi II. Elizabeth ve ABD başkan yardımcısı Lyndon B. Johnson'u konuk etti. İngiltere askeri uçaklarının Türk hava sahasını Kuveyt'i tehdit eden Irak'a karşı kullanması için izin çıkardı. Avrupalı liderlerle olan yakın diplomatik ilişkileri sayesinde, Avrupa Birliği 1963 Ankara Anlaşmasını ve bir yıl sonrada Assosiye Üyelik konumuna Türkiyenin ulaşmasını sağladı.
O günkü şartlarda, Istanbul ve Ankara radyolarının dinlenemedigi Doğu Anadolu'da daha sonra bütün Doğu Anadolu'ya hitap edecek olan ilk radyo istasyonunun merkezi konumlu Erzurum'da kurulmasını sağladi ve açış konuşmasında "Aziz Doğulu vatandaşlar; Sizleri yabancı radyoları dinlemekten kurtarmak için Erzurum’da bir radyo istasyonu tesis ettik. Ve bugün neşriyata başlıyoruz. Yabancı radyolardan çok defa fesat, fitne hatta zehir gelir. Erzurum radyosu sizleri bu kötülüklerden koruyacak, kendi temiz sözlerimizle milli meselelerimizi öğrenecek, güzel seslerimizle şarkılarımızı dinleyeceğiz. Erzurum radyosu, doğu illeri ve yurdumuz için mutlu olsun. Bu vesileyle, tüm doğulu vatandaşlarıma sevgi ve saygı hislerimi ifade ederim.” ifadelerini kullandı. Daha sonra Turkiye Radyo ve Televizyon devlet kurumu'nu baskent Ankara'da organize ederek, televizyon hizmetlerinin yurda ilk kez getirilmesini sagladi.
Cemal Gursel Türkiye tarihinde ilk kez planlı ekonomiye geçiş, Devlet Planlama Teşkilatı ve Devlet İstatistik Enistütüsü kuruluşu, 5 yıllık kalkınma planları, sendikalar, grev ve toplu sözleşme yasalarının çıkarılması, Ortak Pazar üyeliği, SSCB ile iyi ilişkiler kurulması, Kıbrıs'a garantör ülkeler tarafından müdahalesi, Cumhuriyet öncesi Erzurum ve Doğu Anadolu'da işgalcilerle işbirlikçi, isyancı azınlıklarca katledilen 250.000 sivil Türk halkının anıtsal temsili konusunda ulusal ve tarihsel önderlik niteliğinde çalışmalar yaptı. Milli İstihbarat Teşkilatı Kuruluşu yasası ve düzenlemesi, Milli Güvenlik Kurulu'nun başlangıç ve geliştirilmesi, Türk ordusunun modernizasyonu, İran, Pakistan ile birlikte bölgesel kalkınma organizasyonunun kurulmasi, Avrupa ve Orta Asya memleketlerini bağlayan mikrodalga radyo iletişim ağı kurulması, Güneydoğu Anadolu'nun kalkınma ve geliştirilmesi planları, Basın Yayın Yüksek okulunun ilk kuruluşu, Turizm Bakanlığı'nın kurulması da yine kendisinin Türkiye Cumhuriyetine olan katkılarıdır. Ayetullah Humeyni ve Mesud Barzani'ye Turkiye'ye siginma izni ve korunma verdi. Sinema ve gorsel sanatlara duydugu ilgi ve verdigi destek ile ulkenin batida turistik amaclarla kitlelere tanitilabilmesi fikri, Ingiliz yazar Eric Antler'in romani'nin Paris ve Istanbul'da cekilen, Peter Ustinov'un oynadigi "Topkapi" isimli populer filme basariyla uygulanmasi ile birlestirildi. Cumhurbaskani onayina sunulan yasa tekliflerini bir kez daha Meclis’te gorusulmek uzere geri gonderme uygulamasini 1963’de baslatti. Milletvekili gazeteci Cihat Baban, Politika Galerisi isimli kitabinda Cemal Gürsel’in kendisine “Eğer Suleyman Demirel Adalet Partisi’nin başına geçebilirse bütün dertleri hallederiz. Aydın adam, yobazlığa yüz vermez. Benim gözüm de arkada kalmaz. O başkan olsun diye ben çok çalışıyorum. Bir muvaffak olursam rahat edeceğim..” dedigini iddia eder. Toplumda gorme kaybi ve korlugun onlenmesi icin hayir yardimi amacini guden uluslararasi Lion’s kulubu’nun Turkiye'de hizmete girmesi (1963), Turkiye Radyo ve Televizyon (TRT) kurumu’nun baslangici (1964), ilk milli nufus kontrol planlama calismalari (1965), ulkede ilk bilgisayar kullanimi, demir celik uretimi gelismesi (AET demir celik birligi dogrultusunda), petrol boru hatti inşasi Cemal Gürsel’in idaresi altinda gerceklesti.
Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Genelkurmay Başkanı Gen. Rüştü Erdelhun'a verilen hapis cezalarına af getirdi.
İlk Devlet Araştırma Kütüphanesi ve hükümete yol göstericilik görevini yasayla verdiği Turkiye Bilimsel Teknik Araştırma Kurumunu kurdu.
Ordunun binek otomobil ihtiyacını karşılamak amacı da güden, ilk yerli ve seri üretimi hedefliyen Devrim (otomobil) projesini başlattı.
Cemal Gürsel devlet başkanligi ve cumhurbaşkanligi gorevlerini ve ilgili masraflarini devletden maaş almadan, emekli asker maaşiyla karsiladi (kaynak: Cumhurbaskanligi bordro kayitlari).
1966 yılında başlayan rahatsızlığının sürmesi, yurt dışında (ABD) tedaviye rağmen ağırlaşarak komaya dönmesi ve görevini engellemesi üzerine, Anayasa uyarınca Cumhurbaşkanlığı görevi 28 Mart 1966'da TBMM tarafından sona erdirildi. 14 Eylül 1966 günü vefat etti. Geriye hiç bir vasiyet ve kendisi ile ilgili dilek bırakmadı. Anıtkabir devrim şehitleri bölümünde toprağa verildi ve sonradan devlet mezarlığına nakledildi.
Hakkında
Genelde, mütevazı ve gösterişsiz bir idareci sıfatıyla ün kazandı ve en büyük önemi, iyi eğitilmiş bir Türk gençliği ile çok ve dürüst çalışan bir halk önceliğine vermeye çalıştı."General Gürsel, modern Türkiye’nin Ata’sı olan Mustafa Kemal Atatürk’e benzer bir şekilde, ikinci Türkiye Cumhuriyeti’nin babası olarak tarif edilebilir. Derin bir bölünme zamanında Gürsel, kendisini milli bütünlüğün bir sembolü olarak gören Türk Milleti’nin saygı ve sevgisini kazanıp devam ettirdi. Vefat ettiğinde, ulusun güven duyulan babası kimliğine sahipti." (Vefatı üzerine tüm Türk gazetelerinde yayınlananan baş sağlığı mesajıdır.) Prof. Bernard Lewis, 15 Eylül 1966
Ölümünden sonra o dönemin Yargıtay Başkanı İmran Öktem'in 1967-1968 Adli Yıl Açılış Konuşmasınde Onun hakkındaki düşünceleri şu şekildeydi: "Zeki, şefkatli, sağ duyusu kuvvetli, kararlarında isabetli, olduğu gibi görünmesini, gösterişten uzak kalmasını seven, sadelik içinde büyük olan, büyüklüğünü belli etmek için bir ceht ve gayret göstermek lüzumu duymayan, Atatürk Devrimleri'ne bağlı, devrimleri korumayı amaç edinmiş, gericiliğin amansız düşmanı, milletine daha çok ve dürüst çalışmayı daima tavsiye eden Cemal Gürsel, büyük mümtaz vasıflariyle ve büyük devrim ve Devlet adamı olarak Türk Tarihi'nde müstesna bir yer almıştır. Olağanüstü devrim idaresinin Anayasa kuruluşlarına arızasız olarak intikalinde ve demokrasinin yerleşmesinde Cemal Gürsel'in büyük etkisi olmuştur. Bunu sağlamak için geceli gündüzlü çalışmış, sağlığını ve hayatını yitirmiştir. Devrimci Türk Milleti sana minnettardır."
Erzurum 2011 Üniversitelerarası Kış Oyunları açılış ve kapanış törenlerinin Cemal Gürsel Stadyumu’nda yapılması planlanmaktadır.
Ismi, cesitli okullar, caddeler ve silahli kuvvetler karargah binalarina verilmistir. Hakkindaki "Devrim Arabalari" isimli film, 2008 yilinda sunuma girdi.