1960'ta Sivas Lisesi'ni, 1967'de Roma Üniversitesi İtalyan Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi. 1971 yılında Roma Üniversitesi Felsefe Enstitüsünde, “Son Elli Yılda Türkiye’de Sanat Eleştirisi” konulu tezi ile doktorasını tamamladı. 1972’de Hacettepe Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümünde öğretim görevliliğine atandı. burada da İkinci doktorasını verdi. “Giotto ve San Francesco Geleneği” konusundaki tezi ile Sanat Tarihi doktoru da oldu.
Yoğun bir yazı ve çeviri etkinliğinin içinde bulunan Cömert, 1960’lı ve 70’li yıllarda dönemin belli başlı dergilerinde ürünleriyle yer aldı. Forum başta olmak üzere, Yansıma, Gelecek, Varlık, Soyut, Yeni Ufuklar, Yeni Ortam dergilerinde şiirleri yayınlandı. 1970’ten itibaren şiir yayınlamaktan vazgeçerek, eleştiri çalışmalarına daha ağırlık verdi. Bu konudaki düşüncesini 4 Mart 1969 tarihli mektubunda şair Hasan Hüseyin’e şöyle açıklamıştır:
“…Fakat ben şiirlerime güvenmiyorum artık. Şiirdeki duyarlığımı eleştiriye uygulayınca daha verimli, daha yararlı oluyorum. Kendimi ozan saymıyorum senin anlayacağın.(…) Gençliğimin ilk yapmacık heyecanlarından sıyrıldım artık.”
Cömert, 1950’lerde şiirle girdiği edebiyat-sanat dünyasında, adını daha çok eleştiri çalışmalarıyla duyurdu. Önemli çeviriler yaptı. Gombrich’in ünlü kitabı Sanatın Öyküsü’nün çevirisiyle 1977 Çeviri Ödülü'nü kazanandı. Kalmasın Ellerim Sizlerden Uzak adlı şiir kitabı ise 1979 yılında yayınlandı.
Cömert’in daha sonra yayınlanan kitapları arasında şunlar sayılabilir: Giotto'nun Sanatı, Croce'nin Estetiği ve Mitoloji ve İkonografi. Eleştiriye Beş Kala isimli çalışması ölümünden sonra Hasan Hüseyin'in düzenlemesi ile yayınlandı.
Bedrettin Cömert Cinayeti
11 Temmuz 1978 Salı günü. Sabah saat 08:45'de Ankara Gaziosmanpaşa, Karagöz Sokak’daki evinden çıkan Cömert mavi renkli Volkswagen arabasına doğru yürüdü. İki adım arkasından İtalyan asıllı karısı Maria onu takip ediyordu. Arabalarına binip motoru çalıştırdılar.Yolun ilerisinde kırmızı renkli bir Simca'da 3 kişi bekliyordu. Cömert çiftinin arabası hareket edince kırmızı Simca’da hareket etti. Volkswagen'in yolunu kesen Simca’dan iki kişi dışarı çıkıp araca ateş açtılar.
Çapraz ateş sonucu Cömert olay yerinde öldü. Karısı Maria ağır yaralandı.
"Tüm Öğretim Üyeleri Derneği Başkanlığı" üstlenmiş olan Cömert, kısa bir süre önce Hacettepe Üniversitesi’nde çıkan olayları araştıran komisyonun başkanlığı üstlenmişti. Bu nedenle de ölüm tehditleri alıyordu.
30 Mart 1979'da Avrupa Ülkücü Türk Dernekleri Federasyonu'nun eski başkanı Lokman Kondakçı, İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş'e "Bedrettin Cömert olayında emri, dönemin ÜGD Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun verdiğini, onun üzerinde de Ramiz Ongun'un yer aldığını" söyledi.
Yaklaşık aynı tarihlerde Cömert cinayeti’ni araştıran Ankara 5. Sulh Ceza Mahkemesi, cinayetin azmettiricisi sıfatıyla Abdullah Çatlı hakkında tutuklama kararı çıkardı.
Cömert’e ateş eden silahların Ankara'da pek çok cinayette kullanıldığı anlaşıldı. Polis, 3 saldırganı belirledi: Rıfat Yıldırım, Üzeyir Bayraklı ve "Ahmet" kod adlı bir ülkücü...
İlk ikisi, başka bir cinayetten aranmaktaydılar ve Almanya'ya kaçmışlardı. Artık bulunamazlar sanılırken 1985'te Almanya'da 1,5 kilo eroinle yakalanıp uyuşturucu kaçakçılığından tutuklandılar. Ama idamla yargılanacakları için Türkiye'ye iade edilmeyip serbest bırakıldılar.
Rıfat Yıldırım'ın Frankfurt'ta açtığı gece kulübü Skala, Çakıcı dahil Türk mafyasının buluşma yeri haline geldi. 2002'de Türkiye'ye iade edildi. Cömert davasında "delil yetersizliği"nden beraat etti.
Üzeyir Bayraklı 1992'de öldürüldü. Cenazesine katılanlar arasında Abdullah Çatlı ve Muhsin Yazıcıoğlu’da bulunuyordu.