Bugün tercümesi önünüze konulan ve mevzuu harflerimizi müdafaadan ibaret olan şu rapor, Azerbaycan Cumhuriyeti merkezi Bakü`de 1926 senesi 26 Şubat`ından 26 Martı`na kadar devam eden Türkiyat Kongresi`nde Kazanlı genç lisaniyat alimi í‚limcan Şeref Bey tarafından okunmuştu.
Kongrede «Sovyet Cumhuriyetleri İttihadı» na dahil Türk ülkelerinin kaffesinden mümessiller hazır olmakla beraber Türkiye, İran ve Çin Türklerinden de murahhaslar bulunmuştur. Avrupa`da Türkiyatın pek ziyade inkişaf ettiği devletlerden olan Macaristan, Türkiyat meseleleri ile pek fazla alakadar olması iktiza eden Finlandiya bu kongreye murahhas gönderemedikleri gibi, İngiltere, Fransa, Avusturya, Çekoslavakya ve Lehistan devletleri de kongreye iştirak etmemişlerdir. Vaktiyle Ankarada etnografı müzesi teşkili ile uğraşan Macarlı Doktor Mesaroş, Avusturyalı Doktor Wittek kongrede kendi arzularıyla hazır bulunmuşlardır. Almanya`ya gelince, Prusya Fünun, Sanayi ve Maarif Nezareti namına Doktor Theodor Menzel, meşhur Alman Türkoloğu Profesör Bang`ın yerine onun muavini Doktor Radebuld kongreye iştirak etmişlerdir. İstanbul Darülfünunu Edebiyat Fakültesi Reisi Köprülüzade Fuad Bey ve aynı darülfünunun Tıp Fakültesi müderrislerinden Doktor Hüseyinzade Ali Bey kongrede Türkiye`yi temsil ediyorlardı. Kongreye yüzyirmi murahhas iştirak etmişti. Bunlardan seksenikisi Türklerden idi. Bu sonunculann otuzu cenub Türklerinden olup, şöyle inkısam ediyordu: Ondokuz Azerbaycanlı ve Kafkasyalı, bir Türkiyeli, altı Kırımlı ve dört Türkmen. Otuzdört murahhas orta Türklerden olup, bunların onu Özbeklerden, ondördü Kazanlılardan, beşi Kazak-Kırgızlardan ve beşi Başkırlardandı. Şark Türklerinden iki Karakırgız, bir Oyrat, bir Kaşgarlı Uygur, bir Hakas (yahud Sagay); Şimali Kafkasya Türklerinden bir Nogay, bir Balkar, bir Karaçaylı, iki Kumuk bulunuyordu. Sair Türklere nisbetle ayrı bir vaziyette bulunan Yakutları ve Çuvaşları üçer murahhas temsil ediyordu. Gayri Türk kavimlerden ise şu mümessiller hazır bulunmuşlardır: Fino-Ugarien zümresine mensub kavimlerden iki kişi (bir Macar, bir Eston), Moğol kavmine mensub bir kişi (bir Kalmuk), Yafesi kavimlerden sekiz kişi (bir Abaza, iki Çerkeş, bir Çeçen, bir İnguş, bir Acar ve iki Ermeni), İrani kavimlerden beş kişi (bir Acem, bir Tat, bir Kürd ve iki Asetin), onaltı Rus (Bunlar içinde akademi azası Bart-hold ve Oldenburg), üç Ukraynalı (Akademi azası Krimski, Profesör Rudenko, Profesör Ragdayof), üç Alman (Menzel, Radebuld, Wittek), üç Yahudi ve beş kavmiyeti taayyün edememiş murahhas1. Türk kadınlarından kongreye yalnız bir Azerbaycanlı hanım iştirak etmiş ve Kazan murahhaslarından birinin karısı gazete muhabiri sıfatıyla hazır bulunmuştur.
Kongrede aşağıdaki esasi ve mühim meseleler müzakere edilmiştir:
- Türk kavimlerinin tarihini, etnografyasını, dillerini, edebiyatlarını tetebbu etmenin bugünkü vaziyeti ve bu
- Türk lisanlarının birbiriyle ve sair lisanlarla münasebetleri.
- Türk elifbasını ıslah etmenin ilmi ve ameli ehemmiyeti.
- İmla meselesi.
- Türk lisanlarındaki ıstılahlar.
- Türk kavimlerinde edebi lisanın inkişafı.
- Türk lisanını talim usulünde en yeni cereyan.
- Türk kavimlerinin son zamanlardaki medeni kazançları.
- Türk kavimleri arasında ülke tetebbulannda kullanılacak usuller.
- Türk kavimlerini tetebbu için etraflı bir plan hazırlamak.
- Neşriyat enstitüleri ve saire meseleleri.
Kongrede tesbit edilen elli kadar esasi raporlardan başka, kongre celselerinde cereyan eden münakaşalar neticesinde doğan birçok epey uzun yeni raporlar da dinlenmiştir. Kongrede başlıca müzakere lisanı Rus lisanı olmuştur. Önce Türkçe söylenen sözlerin Rusça`ya, Rusça söylenen sözlerin Türkçe`ye tercüme edileceği kararlaştı-rılmışsa da, sonraları bundan vazgeçilmiş, yalnız en mühim raporlar bu iki lisandan hangisiyle okunmuş ise diğerine hulasaten tercüme edilmiştir.
Müzakeresi sair meselelerden sonraya bırakılan elifba meselesi kongrede en mühim mevkii tutmuştur. Bu meseleye dair yedi esasi rapor okunmuş ve bundan başka bu mesele hakkında kırk murahhas söz söylemiştir. Genç Rus Profesörü Jirkof Türkler için Latin harflerinin kabul edilmesi daha faydalı olacağını ileri süren bir rapor okumuştur. Kazanlı Türklerden í‚limcan Şeref Bey ise tercüme ve neşir ettiğimiz bu raporunda mevzuubahs olan ıslah şekilleri tatbik edilmek üzere Arap harflerini müdafaa etmiştir.