Artistik Buz Pateni, Artistik Patinaj veya Figür Pateni, müzik, dans ve sporu bünyesinde birleştirir. Bu unsurların bir arada olması nedeniyle son derece estetik ve rafine bir spor dalı olarak kabul edilir. Figür Pateni özellikle son 30 yılda teknik ve artistik planda büyük bir ilerleme gösterdiği için günümüzde bütün dünyada televizyon naklen yayınları açısından en çok ilgi çeken spor dallarından biri olmuştur.
Buz Pateni, olimpik ölçü olarak kabul edilen 30 x 60 metrelik buz pistinde yapılır. Türkiye`nin olimpik ölçülerdeki ilk buz pisti, Ankara`da 1987 yılında açılan ve kısaca Bel-Pa olarak bilinen Büyükşehir Belediyesi`nin Buz Pateni Sarayı`dır. Ankara Büyükşehir Belediyesi, yakın zamanda bu tesisi Ankara Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne devretmiştir. İzmit`te 1999`da hizmete giren ve Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan Buz Pateni Pisti de, Türkiye`nin ikinci olimpik buz tesisidir.
İstanbul ve İzmir`de olimpik ölçülere uyan buz pisti henüz yoktur. İstanbul`da patenciler, Galleria alışveriş merkezinde bulunan küçük bir buz pistinde, İzmir ve Antalya`daki patenciler de, aynı şekilde, kurallara uygun olmayan küçük pistlerde çalışmaktadırlar.
Türkiye Buz Sporları Federasyonu 1991`de kuruldu. Daha önceleri başka Federasyonların bünyesinde faaliyetleri yürütülen Artistik Buz Pateni ancak o tarihten sonra bağımsız bir Federasyon çatısı altında örgütlenmiş oldu.
Artistik Buz Pateni yapan sporcuların giydikleri patenler, buz hokeyi ve sürat pateni sporcularının giydikleri patenlerden farklıdır. Figür patencilerinin patenlerinin altındaki çeliklerin ucunda, frenlemeyi ya da sıçramayı sağlayan altı adet tırtıl vardır.
Artistik Buz Pateni`nin öğrenilmesi, disiplinli ve uzun süreli çalışmayı gerektirir. Hemen hemen her gün antrenman yapılmasına ve iyi bir patenci olmak isteyen sporcu adaylarının bıkmadan, yılmadan çalışmasına ihtiyaç vardır. Buz patencilerinin teknik beceri kazanmak için iyi bir antrenöre olduğu kadar artistik yanlarını geliştirmek için iyi bir de koregrafa ihtiyaçları vardır. Uluslararası yarışmaların özellikle son 20-30 yılda televizyondan naklen yayınlanmaları, bu spor dalının halk arasında yaygınlaşmasına önemli ölçüde katkıda bulunmuştur.
Buz pateninde jumplar
Artistik Buz Pateni`nde 6 adet jump (atlama ya da sıçrama) vardır. Bunlar axel, lutz, flip, ritberger, salchow ve toeloop`tur. Bu jumplar, birli (single), ikili (double) ve üçlü (triple) olarak yapılır. Örneğin, birli lutz, sporcunun havada bir tur dönerek yaptığı lutz`dur. İkili lutz`da iki, üçlü lutz`da havada üç tur dönülür. Axel`ın değişik bir özelliği vardır. Diğer beş jumpdan farklı olarak, birli axel`da sporcu havada 1,5, ikili axel`da 2,5 ve üçlü axel`da 3,5 tur dönmek zorundadır. Bu nedenle, axel en zor jump olarak kabul edilir ve puanı diğer jumplara göre daha yüksektir.Günümüzde artık dörtlü jumplar çok sık yapılmaya başlanmıştır. Bu jumplar tek başına yapıldığı gibi dörtlü-üçlü olarak da kombine halde yapılmaktadır. Örnek vermek gerekirse, Avrupa, Dünya, ve Dört Kıta Şampiyonaları ile ISU Grand Prix yarışmaları gibi dünyanın en önemli yarışmalarında artık dörtlü jumplar sıklıkla ve hatasız olarak yapılmaktadır. Diğerlerine göre yapılması daha kolay olması açısından günümüzde genellikle dörtlü toeloop yapılmaktadır. Dörtlü salchow da yapılmıştır. Yine kolay olması açısından dörtlü toeloop-üçlü toeloop kombinasyonu çok sık kullanılmaktadır.
Jumplar, Artistik Buz Pateni`nin en heyecan verici figürleridir. Sıçramak, havada dönmek ve güzel bir biçimde tekrar buza inerek kaymaya devam etmek, bu spora çok özel bir boyut katar. Jumplar, patencinin buzda ancak belli bir seviyeye gelmesinden sonra yapılması gereken hareketlerdir. Herhangi bir jumpın yapılması için dikkatle uygulanması gereken beş aşama vardır:
- 1. Hazırlık
- 2. Sıçrama
- 3. Havada uçuş ve dönme
- 4. İniş
- 5. Çıkış
Jump, bu beş aşamanın oluşturduğu bir bütündür. Bir jump`ın iyi olması için, bu beş aşamanın ayrı ayrı iyi olması gerekir.
Hazırlık: Jump`ın, önemli bir evresidir. Havaya sıçramadan önce, sporcunun kendisini jump`a hazırladığı aşamadır. Her jump için hazırlık evresi değişiktir. Ancak her jump için ortak olan noktalar, patencinin bedeninin dik durması, başının yukarı bakması, kollarını yana açmış olması ve kendine güvenmesidir. Hazırlık aşaması kötü olursa, çok büyük bir ihtimalle jump da kötü olur.
Sıçrama: Sıçrama, ayakların buzdan kesildiği andır. Her jumpın sıçrama aşaması farklı olur. Kimisi ileri doğru, kimisi de geriye doğrudur. Sıçramanın zamanlaması çok önemlidir. Sıçrama aşaması iyi kontrol edilmelidir. Beden, kollar, bacaklar ve kafa tam kontrol altında olmalı ve iyi bir sıçrama için bütün bunlar arasında iyi bir uyum bulunmalıdır. İyi bir sıçrama, jump`ın iyi olmasını sağlar, çünkü jump`la ilgili sorunların birçoğu kötü sıçramadan kaynaklanır.
Uçuş ve dönme: Sıçramanın ardından havada uçuş ve dönme aşaması gelir. Jump`ın türüne göre havada yarım turdan dört tura kadar dönülür. Tur sayısı arttıkça, havada daha hızlı dönmek gerekir. Her jump için havada dönüş pozisyonu hemen hemen aynıdır ama dönülmesi gereken tur sayısına göre sarf edilecek enerji farklı olur. Dönüş sırasında sürtünmeyi azaltmak ve böylece havada daha uzun süre kalabilmek için kollar ve bacaklar kapanarak bedene yapışır. Buza inmeden önce dönüş hareketi havada sona ermelidir yoksa daha sonra denge bozulur ve hatta sporcu yere düşebilir.
İniş: Zorluk derecesine bakılmaksızın her jump`ın iniş evresi birbirine benzer. İniş sağlam ama aynı zamanda hafif ve yumuşak olmalıdır. Bütün inişler geriye doğru olur ve patenci açıkça görülür biçimde tek ayağının üzerine inmelidir. Serbest kalan ayağın iniş sırasında buza değmesi büyük bir hatadır. Buza iniş sırasında düşmemek de çok önemlidir. İyi bir sıçrama ve havada iyi bir dönüş, iyi bir iniş sağlar.
Çıkış: Bu, jump`ın son evresidir. Buza indkten sonra mümkün olduğunca uzun bir süre kaymak, çıkışın kontrollü biçimde yapıldığını göstermek açısından önemlidir. Çıkış anında bedenin pozisyonu da önemlidir. İyi yapılan bir çıkış, kombine olarak yapılacak ikinci jump`ın da daha kolay yapılmasını sağlar.
Jumplar genellikle, kendilerini tasarlayıp ilk kez yapan patencilerin adlarıyla anılırlar. Teknik ayrıntılara fazla girmeden özetlemek gerekirse, axel, salchow ve ritberger havaya sıçrayarak, lutz, flip ve toeloop da, serbest kalan ayağın buza vurularak güç alınmasıyla havaya sıçrayarak yapılan jumplardır.
Axel (Norveçli patenci Axel Paulsen`in adından gelir), Artistik Buz Pateni`nde ileri doğru sıçrayarak yapılan tek jumptır. Axel Paulsen, bugünkü bilinen haliyle birli axel`ı ilk kez 1882`de yapmıştır. Bazı otoriteler, axel`ı "Kral atlayışı" olarak da adlandırırlar. Bu spor dalının en güzel ve zor jumpı olarak kabul edilir. Zorluğu ve güzelliği, diğer beş jump`a göre havada yarım tur daha fazla dönülmesinden ileri gelir. Birli axel, buz patencileri için bir dönüm noktasıdır ve ancak diğer birli jumplar tam olarak yapıldıktan sonra denenmelidir. İkili jump kategorisinde kabul edilmesine rağmen ikili axel, aslında üçlü jump ailesinden sayılır. Üçlü axel da, havada 3,5 tur dönülmesi sebebiyle dörtlü jump olarak görülür ve yapılması en zor olan jumptır. Günümüzde özellikle erkek yarışmacılar, üçlü axel`dan sonra hemen üçlü toeloop yaparak daha etkileyici bir izlenim bırakmaya çalışırlar. Üçlü axel/üçlü toeloop kombine jump`ı, özellikle erkek patenciler için çok önemlidir. İlk üçlü axel, 1978 Dünya Şampiyonası`nda Kanadalı patenci Vern Taylor tarafından yapılmıştır.
Lutz (Avusturyalı patenci Alois Lutz`un adından gelir), seyirciler tarafından anlaşılması en kolay jump`tır. Alois Lutz, bu jump`ı birli olarak ilk kez 1913`te yapmıştır. Uzun bir mesafe üzerinde geriye doğru kayıldıktan sonra yine geriye doğru sıçranarak yapılan bir jump`tır. Patenci, sol ayak üzerinde geriye doğru kayarken sağ ayağını buza vurarak kuvvet alır ve havaya sıçrar. İlk üçlü lutz, 1962 Dünya Şampiyonası`nda Kanadalı Donald Jackson tarafından yapılmıştır.
Salchow (okunuşu salço ya da salko, İsveçli Ulrich Salchow`un adından gelir), axel ve lutz`a göre daha kolay olduğu kabul edilen bir jumptır. Günümüzde patenciler artık dörtlü salchow (havada dört tur dönme) yapabilmektedirler. Ulrics Salchow, birli salchow`yu ilk kez 1909`da yapmıştır. Amerikalı patenci Timothy Goebel, ilk dörtlü salchow`yu 1998 Dünya Gençler Şampiyonasında yapmıştır.
Lutz gibi vurmalı bir jump olan flip, ileri doğru kayarken patencinin birden geriye doğru dönmesi hemen sonra da geriye doğru ve lutz`a benzer biçimde sıçramasıyla yapılır. Bu nedenle, zaman zaman lutz ile flip`in birbirine karıştırıldığı olur. Bazı otoriteler, yakın bir zamanda dörtlü flip`in yapılabileceğini düşünmektedirler. 1920`li yıllarda Amerikalı patenci Bruce Mapes tarafından ilk kez yapıldığı düşünülmektedir.
Ritberger, (Alman patenci Werner Rittberger`in adından gelir), çok teknik ve göz kamaştırıcı bir hareket olarak bilinir. Geriye doğru sıçrayarak yapılır ve Artistik Buz Pateni`nde temel olarak kabul edilen jumplardan biridir. Sıçranılan ayağın üzerine iniş yapılan jump`tır. Her jump`ta zamanlama önemlidir ama ritbergerde zamanlamanın özel bir önemi vardır. Çok usta patenciler bile, arasıra da olsa, kötü zamanlama nedeniyle üçlü ritberger yerine ikili, hatta birli ritberger yapmak zorunda kalırlar. Werner Rittberger, birli ritberger`i ilk kez 1910 yılında yapmıştır. Bu jump, loop adıyla da bilinir. İlk üçlü ritberger, 1952 Olimpiyatları`nda Amerikalı patenci Dick Button tarafından yapılmıştır.
Toeloop, yine geriye doğru ve serbest kalan ayağın buza vurulmasıyla güç alınarak yapılan bir jumptır. Genel kanıya göre, toeloop, Artistik Buz Pateni`nde yapılması en kolay olan jumptır. Diğer jumplarla kombine olarak yapılması nedeniyle önem kazanır. Toeloop, dörtlü olarak yapılan ilk jumptır ve ilk kez Kanadalı Kurt Browning tarafından 1988`de Budapeşte`de düzenlenen Dünya Şampiyonasında yapılmıştır. Günümüzde artık yüksek düzeyli ve önemli yarışmalarda mutlaka dörtlü olarak yapılmaktadır. Kanadalı Elvis Stojko, ilk dörtlü toeloop/ikili toeloop kombinasyonunu 1991 Dünya Şampiyonasında atmıştır.
Jumplar, tek başına yapıldığı gibi, hakemlerde ve seyircilerde daha etkili bir izlenim bırakmak ve daha yüksek puan almak için kombine olarak, yani art arda yapılırlar. Bir jump kombinasyonu, araya adım konulmadan yapılan iki jumptan oluşur. Örnek vermek gerekirse, üçlü axel`dan hemen sonra, ara vermeden, araya herhangi bir adım koymadan, üçlü toeloop yapılırsa, bu, üçlü axel/üçlü toeloop jump kombinasyonu olur.
Jump kombinasyonları hakemler üzerinde iyi bir etki yaratır ve sporcunun yüksek puan almasını sağlar. Kombine olarak yapılan jumplar, ayrıca figür patencisinin sağlam bir tekniğe sahip olduğunu gösterir. En etkili ve göze en hoş gelen jump kombinasyonları, dörtlü toeloop/üçlü toeloop, üçlü axel/üçlü toeloop ya da üçlü lutz/üçlü ritberger`dir. Daha genç patenciler, bu jump kombinasyonların ikili olanlarını yaparlar.
Buz pateninde spinler
Spinler, dönüş hareketleridir. Esas olarak, üç çeşit spin vardır: upright spin (ayakta), camel spin (beden buza paralel) ve sit spin (çömelerek). Spinler, kendi kategorileri içinde de farklı biçimlerde yapılabilirlerUpright spin: Patencinin ayakta yaptığı ve bedeninin hemen hemen tümüyle buza dik olduğu dönüş hareketidir. Bu kategoriye dahil spinler, tek ayak üzerinde yapılanlar, bedeni geriye doğru eğerek yapılanlar gibi çeşitli biçimlerde uygulanabilirler. Layback spin (beden geriye doğru yay gibi eğilerek yapılan spin) genellikle bayan patenciler tarafından yapılır. Ancak birkaç yıldan beri erkek patenciler de bu zor spini yapmaya başladılar. Bu spin, beden eğilebildiği kadar yay gibi geriye eğilerek tek ayak üzerinde ve serbest kalan ayak da yukarı kaldırılarak yapılır. Upright spin`e benzeyen ancak biraz farklı biçinde yapılan türüne de Scratch spin denir.
Bu spinin farklı bir biçimde yapılanı da, Biellmann hareketi denen pozisyondur. Patenci serbest olan ayağındaki patenin çeliğini elleriyle tutarak bacağını kafasına doğru yukarı kaldırır. İlk kez İsviçreli patenci Denis Biellmann tarafından yapıldığı için onun adıyla anılır. Erkeklerde, bu spin, son yıllarda Rus patenci Evgeni Plushenko tarafından yarışmalarda sık sık yapılmaktadır. Zor bir pozisyondur. Omurgayı zorladığı gerekçesiyle zamanla bedene zarar verdiği yolunda iddialar vardır.
Sit spin: Çömelerek yapılan spindir. Bu spin yapılırken, patenci çömelebildiği kadar çömelir, diz iyice bükülür, beden buza iyice yakınlaşır ve sporcu oturuyormuş gibi görünür. Bu spinin de, "flying sit spin" adı verilen ve havaya sıçrayarak yapılan biçimi de vardır. Sit spin, üzerinde dönülen ayağın değiştirilerek yapılan biçimi de vardır.
Camel spin: Tek ayak üzerinde ve bedenin buza paralel olacak biçimde eğilerek yapılan dönüş hareketidir. "Flying camel spin", bunun farklı bir pozisyonudur. Patenciler, öne (sola) ya da geriye (sağa) dönerek ve ayak değiştirerek camel spin yapabilirler. Böylece dönüş hareketinin zorluk derecesini artırırlar ve spinin daha da estetik olmasını sağlarlar. Birkaçı bir arada yapılarak spinlerin daha zor, daha estetik olması ve göze daha hoş gelmesi sağlanır.
Yarışmalar ve puanlama sistemi
Bir Artistik Buz Pateni yarışması, iki günde yapılan iki bölümden oluşur. Yarışmacılar, birinci gün Kısa Program, Zorunlu Program ya da Orijinal Program adı verilen programlarını, ikinci günde de, Uzun Program ya da Serbest Program denilen programlarını sunarlar. Kısa Program`da, yarışmacılar, jump, spin (dönüş) ve adım dizilerinden oluşan 8 zorunlu elemanı sunmak zorundadırlar. Hakemler, yarışmacının yapamadığı elemanlardan not kırarlar. Patencinin, yapamadığı, kaçırdığı elemanı tekrar denemek hakkı yoktur. Uzun Program`da ise, hiçbir eleman zorunlu değildir. Yarışmacı, koregrafının istediği gibi oluşturduğu programı sunar. Patencinin yapamadığı elemanı yeniden denemek hakkı vardır. İkinci ya da üçüncü denemede olsa bile, yarışmacı başarıyla yaptığı elemandan tam puan alır. Bir yarışmanın genel değerlendirmesi, patencilerin bu iki günde elde ettikleri sonuçlara göre yapılır.Yarışmalarda uygulanan kurallar karmaşıktır ve bu kurallar, Buz Pateni`nin evrensel planda en üst organı olan Uluslararası Paten Federasyonu (ISU) tarafından belirlenmiştir. ISU`ya üye olan ulusal Federasyonlardan seçilen delegeler tarafından oluşturulan çeşitli teknik komiteler, belirli zamanlarda toplanarak bu spor dalının ilerlemesini sağlayacak yolları tartışırlar. Ulusal ya da uluslararası yarışmalar ile dünya çapındaki bütün şampiyonalar, ISU`nun koyduğu kurallara göre yapılır.
Kuralların önemli bir bölümü, yarışma sırasında sporcuların yaptığı yanlış hareketlerden hata puanlarının düşürülmesiyle ilgilidir. Bir jumptan (atlama) sonra buza elle dokunmak, düşmek, bir spin (dönme) sırasında gereken sayıda dönmemek, havaya sıçrandığı zaman gereken sayıda turu yapmamak yanlış ya da eksik unsurlardır. Hakemler, bu eksiklikleri hata puanı olarak değerlendirmek zorundadır. Patenci, ne kadar çok hata yaparsa, o kadar çok puan kaybeder.
Yarışmalara katılacak sporcular, kısa ve uzun programları için ayrı müzik seçerler. Yarışma müzikleri enstrümantal olmalıdır. Sporcuların yapmaları gereken atlama (jump) ve dönme (spin) hareketleri, müziğe uygun olarak hazırlanmış belirli bir koregrafiye göre sunulur. Kısa Programın süresi, ortalama 2 dakika 40 saniye, Uzun Programınki de, 3 dakikadan 4 dakika 30 saniyeye kadar değişebilir. Erkek patencilerin programları, bayan patencilerindekinden daha uzundur. Örnek vermek gerekirse, Büyükler (senior) kategorisinde bayanlar 4 dakikalık, erkekler de 4 dakika 30 saniyelik bir program sunarlar.
Yarışmalarda, müzik seçimi kadar giyilen kostümler de önemlidir. Seçilen müzik ve onun üzerine yapılan koregrafi, yarışmacının yaşına, yeteneklerine, kayış stiline uygun olmalıdır. Müzikle uyumlu olmayan bir koregrafi, patencinin yeteneklerinin üzerinde olan bir müzik seçimi ya da uygun olmayan, göze hoş gelmeyen kostüm seçimi, hakemlerin hata puanı vermesine yol açabilir.
Günümüzde antrenman teknikleri öylesine ilerlemiştir ki, bir patenci için 15 yaşında Avrupa ya da Dünya Şampiyonu olmak artık hayal olmaktan çıkmış ve gerçek haline gelmiştir. Örnek vermek gerekirse, Amerikalı patenci Tara Lipinski 1997`de 14 yaşındayken Dünya Şampiyonu, 1998`de 15 yaşındayken de Olimpiyat Şampiyonu olmuştur.
Artistik Buz Pateni yarışmaları, tekler (Baylar ve Bayanlar) ve çiftler kategorilerinde yapılır. Bu spor dalında bir de Buz Dansı kategorisi vardır. Türkiye`de bugüne kadar resmi olarak Çiftler ve Buz Dansı yarışmaları yapılmamıştır.ayrıca ketevine rozarine yarafından en uzunu yapılmıştır
Puanlama
Burada anlatılan puanlama yöntemi eski puanlama sistemidir. 2003`te ilk kez uygulanmasına başlanan yeni puanlama sistemi, bazı yarışmalarda denendikten sonra değişiklikler geçirdi ve uygulamaya kondu.ISU`nun koyduğu kurallara göre düzenlenen yarışmalarda hakem sayısı dokuza kadar yükselebilir. Bir yarışmanın puanlamasını yapan hakem paneli (heyeti) 3, 5, 7 gibi tek sayıdan oluşur. Avrupa, Dünya Şampiyonaları ya da Kış Olimpiyatları gibi çok önemli yarışmalarda hakem paneli dokuz hakemden oluşur.
Eski sistemde puanlama, 6 tam puan üzerinden yapılır. Bir patencinin yarışmada 6 tam puan alması nadir rastlanan bir durumdur. Patencinin 6 puan alması, onun programını hiç hatasız, mükemmel bir biçimde sunmuş olması anlamına gelir. Hakemler yarışmalarda teknik ve artistik (sunuş) olmak üzere iki tür puan verirler.
Teknik puanlar, sporcunun buzda kayma tekniğini, figürlerin iyi yapılıp yapılmadığını ve programının zorluk derecesini değerlendirmek içindir. Artistik puanlar da, programın sunulmasını, sporcunun kayışının müzikle uyum içinde olup olmadığını, müzik ve kostüm seçimini ve pistin bütününün kullanılıp kullanılmadığını değerlendirmeyi amaçlar.
Daha kesin ifadeyle, hakemlerin puan verirken göz önüne aldıkları ölçütler şunlardır:
Teknik puanlar:
- Performansın zorluğu
- Farklılık
- Hız
- Programın temiz ve sağlam olması
Artistik puanlar (sunuş puanları):
- Müzikle uyum
- Hızın değişimi
- Buz pistinin tümünün kullanımı
- Müziğe zaman olarak uyum
- Stil ve duruş
- Orijinallik
- İfade
İki yarışmacının puanlarının eşitliği halinde, Kısa Program`da teknik puanlar, Uzun Program`da da artistik puanlar belirleyici özellik taşırlar. Müziğini buzda yaptığı hareketlerle bağdaştıramayan bir figür patencisinin hakemlerde ve seyircilerde güzel bir izlenim yaratması mümkün değildir.
Hakem panelinde puanlama yapan dokuz hakemden başka bir başhakem ve bir de başhakem yardımcısı bulunur. Başhakem puanlama yapmaz ama puanlamanın yapılmasına, doğru bir biçimde yapılıp yapılmadığına nezaret eder. Ayrıca patenci herhangi bir sorunla karşılaşacak olursa başhakem karar almakla yükümlüdür. Programını sunmak üzere patenci pistte beklerken müziği başlamaz ya da yanlış müzik çalınırsa veya yarışma sırasında sakatlanır ya da pateninin bağı çözülürse, bu durumlarda nasıl davranılacağına hep başhakem karar verir. Puanlama yapılırken hakemlerin birbirleriyle konuşmaması gerekir.
0.0 ile 6.0 arasında verilen puanların anlamı şöyledir:
- 0.0 Sporcu piste çıkmadı
- 1.0 Çok kötü
- 2.0 Kötü
- 3.0 Orta
- 4.0 İyi
- 5.0 Çok iyi
- 6.0 Mükemmel
Hakemler, 3.2 ya da 5.7 gibi ondalık kesirli puanlar verebilirler. Puanlamanın 6 üzerinden yapılması geçmişe dayanır. Geçmişte, patenciler her figürü üçer kez ve hem sağ, hem de sol ayakları üzerinde yaparlardı ve hakemler de, kurallara uygun biçimde yapılan her figür için bir puan verirlerdi.
Objektif kriterler bulunsa bile, bu spor dalında puanlamanın genellikle sübjektif olduğu kanısı hakimdir. Türkiye`de olduğu gibi, diğer ülkelerde yapılan yarışmalarda da sonuçlar zaman zaman tartışmalara, itirazlara yol açar. Eğer bir hakem, kötü niyetli davranıp bir sporcuyu kayırmak isterse, artistik puanlama yoluyla bunu yapabilir. Kötü niyetli bir hakemin elinde artistik puanlama silah gibidir; çünkü artistik puanlama sübjektiftir. Düşük artistik puanlar vererek bir patenciyi, daha kötü bir program sunan patencinin gerisine düşürebilir ya da tersi bir durum yaratarak, kayırmak istediği patenciyi yüksek artistik puanlar vererek, daha iyi performans gösteren bir patencinin önüne geçirebilir.
Yeni puanlama sistemi
İlk kez 2003 Nebelhorn Trophy yarışmalarında kullanılan Uluslararası Paten Federasyonu ISU`nun yeni puanlama sistemi, yüz yıldan beri yürürlükte olan 6.0 tam puan uygulamasına son veriyor ve kümülatif yöntemi temel alıyor.
Eski sistemde hakemler patencilere not verir ve bir patenciyi kaçıncı yaptıklarını belirtirlerdi. Yeni yöntemde hakemlerin çeşitli ölçütlere göre verdikleri puanlar toplanıyor ve patencilerin elde ettikleri dereceler toplam puanlarına göre ortaya belirleniyor.
Yeni sistemde puanlar, teknik değerlendirme ve buna ek olarak beş ayrı bileşene göre veriliyor. Bunlar:
- Kayma Becerisi
- Geçişler (Elemanlar arasında)
- Performans/Kayış tarzı
- Koreografi
- Yorumlama
Ayrıntılarına girmeden anlatmak gerekirse, yeni puanlama yönteminin ana hatları şöyle:
Teknik değerlendirmede, patencinin programındaki her elemanın temel bir değeri bulunuyor. Hakemler, programın sunuluşu sırasında, her elemanı - 3 ile + 3 arasında puan vererek değerlendiriyor. Bu puanlar, eksi veya artı olmasına göre elemanın temel değerine ekleniyor ya da temel değerinden çıkarılıyor.
Patenci, programı sırasında bir figürü yaptığı zaman, hakemlerin önünde bulunan bilgisayar ekranında hangi elemanın yapıldığı ve temel değerinin ne olduğu liste halinde görülüyor. Hakemler de, bu verilere dayanarak yapılan figürün kalitesini değerlendiriyor. Yapılan her figür için bu şekilde verilen puanlar toplanıyor ve patencinin toplam teknik puanı ortaya çıkıyor.
Hakemler, teknik değerlendirmenin yanı sıra 0 ile 10 arasında yukarıda adı geçen beş ayrı bileşene göre 0.25`lik kesirlerle puan veriyor ve böylece genel sunuş puanı ortaya çıkıyor.
Eski uygulamada bulunan kısa program ile serbest program arasındaki 1`e 2 faktörü (kısa programın genel sonuca yüzde 33,3, serbest programın yüzde 66,7 oranında etki etmesi) yeni yöntemde de bulunuyor. Benzer şekilde, yeni yöntemde teknik değerlendirme ile beş ayrı bileşen arasında 2.0 ağırlık faktörü var.
Her patenci programın sonunda bölüm (segment) puanı alıyor. Bu da, teknik değerlendirme + kayma becerisi + geçişler + performans/kayış tarzı + koreografi + yorumlama puanlarının toplamında oluşuyor.
Bölüm (segment) puanlarının toplamı da, "yarışma puanı"nı oluşturuyor. Yani "yarışma puanı", kısa programın (bölüm puanı) + serbest programın (bölüm puanı) toplamından oluşuyor. En yüksek "yarışma puanı"nı elde eden patenci, yarışmayı kazanıyor.
Bu yeni puanlama sistemi 2003 Nebelhorn Trophy yarışmalarında denenmiş ancak yarışmaların sonuçları, yürürlükten tamamen ne zaman kaldırılacağı belli olmayan eski yönteme göre belirlenmişti. ISU, geçen yılki denemenin "çok başarılı" olduğunu açıklamıştı.
ISU, bu uygulamaya, 2002 Kış Olimpiyatları Artistik Buz Pateni Çiftler yarışmasında patlak veren hakem skandalından sonra, Haziran 2002`de toplanan kongrede karar vermişti. ISU, bu yeni uygulama hazır oluncaya kadar, geçen sezonda da yine asırlık 6.0 tam puan uygulamasına dayalı geçici bir puanlama sistemi kullanmıştı.
ISU, yeni sistemin, 2003 Nebelhorn Trophy`de "başarıyla" kullanıldığını ve patenciler, antrenörler ve hakemler tarafından "coşkuyla karşılandığını" açıkladı.
ISU`ya göre, yeni puanlama sisteminin avantajları şöyle:
- Sonuçlar, patencilerin performanslarını ve aralarındaki farkı daha iyi yansıtacak.
- Her patenci için her hakem tarafından verilen puanlar açıklanacak ve böylece, patenci, kamuoyu ve medya için "tam şeffaflık" sağlanacak.
- Patenciler, kuvvetli ve zayıf yanlarını daha iyi anlayacak ve gelişmelerini daha iyi izleyebilecek.
- Her eleman için verilen en yüksek ve en düşük puanlar değerlendirmeye alınmayacak ve bu şekilde normalden sapma gösteren puanların sonucu etkilemesi önlenecek.
- Hakemlerin dışarıdan baskı altına alınması önlenecek.
- Yarışmadan sonra hakemler ve yetkililer için düzenlenecek "Yuvarlak masa toplantısı", herkesin fikrini açıklamasını sağlayacak.