Artemision Deniz Muharebesi

Kısaca: Artemision Deniz Muharebesi, Pers İmparatorluğu'nun Yunanistan'a İkinci Pers Saldırısı sırasında, üç gün içinde gerçekleşen bir dizi deniz muharebesidir. Muharebe Eğriboz Adası açıklarında gerçekleşmiş olup, MÖ 480 yılının Ağustos ya da Eylül ayında, Yunan-Pers Savaşları'nın ünlü muharebesi Termopylae Muharebesi ile aynı tarihlerdedir. Bir yanda Sparta, Atina, Korint ve diğer Grek kent devletlerinin donanmalarından oluşan Grek İttifakı Donanması'yla, diğer yanda I. Serhas'ın Akamenid İmparatorlu ...devamı ☟

Artemision Deniz Muharebesi, Pers İmparatorluğu'nun Yunanistan'a İkinci Pers Saldırısı sırasında, üç gün içinde gerçekleşen bir dizi deniz muharebesidir. Muharebe Eğriboz Adası açıklarında gerçekleşmiş olup, MÖ 480 yılının Ağustos ya da Eylül ayında, Yunan-Pers Savaşları'nın ünlü muharebesi Termopylae Muharebesi ile aynı tarihlerdedir. Bir yanda Sparta, Atina, Korint ve diğer Grek kent devletlerinin donanmalarından oluşan

Grek İttifakı Donanması

'yla, diğer yanda I. Serhas'ın Akamenid İmparatorluğu Donanması arasında gerçekleşmiştir. Yunanistan'a yönelen bu Pers genel taarruzu, aynı hedefli ilk genel taarruz olan Yunanistan'a Birinci Pers Saldırısı'nın, Atina kuvvetleri karşısında uğranılan Maraton Muharebesi yenilgisiyle başarısız sona ermesinden sonra gecikmiş bir devamı niteliğindedir. Bu ikinci Yunanistan seferi Pers İmparatoru I. Serhas'ın topladığı büyük bir ordu ve hazırladığı güçlü bir donanmaca yürütülmüştür. Atinalı General Themistokles, Grek İttifakı kuvvetlerin Pers ordusunun ileri hareketini Termopylae Geçidi'nde, Pers Donanması'nı da Eğriboz adasının kuzeybatı ucundaki Artemision Boğazı'nda engellemeyi önermiştir. Artemision Boğazı'nın tutulması, Termopylae'nin deniz kanadının örtülmesi için askeri - stratejik bir zorunluluktu. Bu öneri kabul edildi ve 271 triremeden oluşan

Grek İttifakı Donanması

, Pers Donanması'nı karşılamak üzere Artemision Boğazı yönünde harekete geçirildi. Artemision yönünde ilerleyen Pers Donanması yaz sonunda Magnissia sahilleri açığında bir fırtınaya yakalanmış ve Donanma'daki 1.200 gemiden yaklaşık üçte biri batmıştır. Artemision'a ulaşan donanma, 200 gemiden oluşan bir müfrezeyi Grek donanmasını çevirmek için Eğriboz'un doğu sahilleri açığıından gönderdiyse de bir başka fırtına bu gemilerin büyük bir kısmının kaybedilmesine yol açmıştır. Asıl muharebe, daha küçük çaplı çatışmalarla geçen iki günün ardından gerçekleşmiştir. Asıl muharebede gün boyu süren çatışmalarda kayıplar iki tarafta oransal olarak aşağı yukarı denkti. Ancak daha az sayıda gemiden oluşan Grek donanması için bu kayıplar, donanmanın savaş gücü için çok daha ağırdır. Muharebe ardından Termopylae'deki Grek ordusunun yenilgi haberi de donanmaya ulaşmıştır. Grek stratejisi hem Termopylae Geçidi'ni, hem de Artemision Boğazı'nı tutmaya dayanıyor olduğundan, dahası uğranılan kayıpların Donanma'nın muharebe gücünü zayıflattığından, Grek Komutanlığı Salamis Adası'na çekilmeye karar vermiştir. Bu arada Termopylae Geçidi'ni aşan Pers Ordusu Boeotia topraklarını istila ederken, Atina vatandaşları hızla tahliye ediliyorlardı. Ancak Grek donanması üzerinde kesin bir zafer arayışı içindeki Pers Donanması daha sonra yine MÖ 480 yılında Salamis Deniz Muharebesi'nde yenilgiye uğramıştır. Donanması büyük ölçüde elden çıktığı için Avrupa'da bir tuzağa düşürülmekten çekinen I. Serhas, ordunun büyük bölümüyle birlikte Asya'ya çekildi. Ordunun kalan bölümü, istilayı tamamlamak üzere General Mardonius komutasında geride bırakılmıştır. Ancak bir sonraki sene General Mardonius Platea Muharebesi'nde ağır bir yenilgiye uğradı ve Pers Ordusu imha oldu. Bu yenilgi Pers genel saldırısının da sonunu belirlemiştir. Antik kaynaklar Grek – Pers Savaşları üzerine birinci el kaynakların hemen hemen tümü Grek kaynaklarıdır. Pers tarihçilerin çalışmalarından hiçbiri günümüze ulaşmadı. Bunun sonucu olarak gerek Grek- Pers Savaşları, gerekse de Persler konusundaki bilgilerimizin az çok "taraflı" olduğunu kabul etmek gerekecektir. Yunan-Pers Savaşları konusunda birincil kaynak Grek tarihçi Herodot'tur. "Tarihin babası" olarak bilinen Herodot, Önasya'daki o zaman için Pers hakimiyetinde olan Halikarnas'da MÖ 484 yılında doğmuştur. Herodot, Historia adlı çalışmasını MÖ 440-430 yılları arasında yazmıştır. Bu çalışmasında Grek – Pers Savaşları'nı anlatmıştır. Söz konusu savaşların MÖ 450 yılında sona erdiği düşünülürse, Herodot'un bu çalışması, konu aldığı olaylarla çağdaş sayılır. Herodot'tan sonraki, Tukididis gibi bazı tarihçiler, her ne kadar onun tarzını izlemişlerse de eleştirmekten geri kalmamışlardır. Bununla birlikte Tukididis kendi tarih çalışmasını, Herodot'un bıraktığı yerden, Sestos Kuşatması'ndan başlatmayı seçmiştir. Muhtemelen, Herodot'un çalışmasının düzeltilmeye ya da yeniden yazılmaya gerek duymayacak kadar doğru olduğunu düşünmüştü. Rönesans Avrupa'sında çok okunmaya devam ediyor olsa da Herodot hakkında olumsuz bir yargı sürmüştü. Ancak 19. yüzyıla gelindiğinde, bir kısım arkeolojik bulgularla defalarca desteklenince Herodot'un değeri kabul edilir olmuştur. Günümüz yaygın görüşü, Herodot'un çalışmasının son derece değerli bir tarih kaydı olduğu yönündedir. Bununla birlikte, özellikle birliklerdeki mevcutlar ve tarihler konusunda verdiği ayrıntıların yer yer kuşkuyla karşılanması da söz konusu olmaktadır. Grek asıllı Sicilyalı tarihçi Diodorus, MÖ I. yüzyılda kaleme aldığı ve Tarih Kitaplığı adının verdiği çalışmasında, daha eski bir Grek tarihçi olan Eforos'tan kısmen yararlanarak Yunan-Pers Savaşları'yla ilgili olarak bazı bilgiler vermektedir. Bu bilgiler Herodot'unkilerle tamamen uyumludur. Yunan- Pers Savaşları, Plutarkhos, Ctesias gibi bazı antik tarihçiler ve Eshilos gibi oyun yazarlarının dolaylı anlatımları tarafından, kuşkusuz daha az detay verilerek anlatılmıştır. Yılanlı Sütun gibi bazı arkeolojik belgeler de Herodot'un anlatımının desteklemektedir. Yakın geçmiş Persler, Med İmparatorluğu'nu MÖ 550 yılında yıkarak bağımsızlıklarını kazandılar ve neredeyse çeyrek asır içinde sınırlarını büyük bir hızla genişleterek bir imparatorluk haline geldiler. Bu kısa süre içinde Lidya Krallığı'nı yıkarak batıda sınırlarını Ege kıyılarına uzattılar. Ardından kuzeyde Hazar Denizi kıyılarına, doğuda Hindistan'a kadar genişlediler. Çok kısa süre sonra Babil İmparatorluğu'nu yıkarak tüm Levant'ı, MÖ 525 yılında da Mısır topraklarını kontrolleri altına aldılar. Bu denli hızlı genişleyen bir imparatorluğun hakimiyeti altına aldığı topraklardaki halklar, halen ayaklanma eğilimi içindeydiler. Öte yandan bu haddini bildirme, İmparatorluk'un topraklarını Avrupa içlerine doğru genişletmek için bir bahane olacaktır. Dahası, Antik Yunan dünyasının siyasi bir birliğe sahip olmaması da I. Darius'un işini kolaylaştıracak gibi görünüyordu. Yunanistan'ın kara yaklaşımları üzerine bir hazırlık seferi düzenlemeye karar veren I. Darius, MÖ 492 yılında damadı Mardonius komutasında bir ordu ve donanmayı Trakya ve Makedonya'ya göndermiştir. General Mardonius, koşullar uygun olursa Yunanistan üzerine yürüyecektir. Bu seferle, Trakya yeniden Pers İmparatorluğu topraklarına dahil edildi ve I. Aleksandros'un Makedonya Krallığı'ı Pers Sarayı'na bağlı bir krallık haline getirdi. Ancak daha sonra, yine aynı yıl içinde uğranılan bir deniz felaketi seferin, ana hedefi olan Yunanistan'a ulaşamadan sona erdirilmesini zorunlu kılmıştır. Ertesi sene I. Darius, MÖ 491 yılında diplomatik bir girişimde bulunarak Grek kent devletlerine elçiler göndermiş, sembolik olarak itaatlerini ifade eden "su ve ekmek" talep etmiştir. Bir yıl önce Trakya ve Makedonya'da Pers İmparatorluğu'nun ortaya koyduğu güçten etkilenen birçok Grek kent devleti bu talebe olumlu karşılık vermiştir. Ancak Atina, elçileri önce yargıladı, sonra idam etti. Sparta'ya giden elçiler ise derin bir çukura atılarak öldürüldüler. Her iki Grek kent devletinin bu tutumu, Pers İmparatorluğu'na açıkça savaş ilan etmekti. Ege Denizi'ne gönderdi. Bu görev kuvveti, Kiklad Adaları'nın diğer kentlerini boyun eğdirmeden önce Nakşa'ya saldıracaklardır. Nakşa'yı kuşatan Pers ordusu kısa süre içinde kenti düşürdü, ateşe verdi ve yağmaladı. Kiklad kentlerine de boyun eğdiren Persler, Yunanistan'a yöneldiler. Maraton Koyunda karaya çıkan Pers ordusu Maraton Muharebesi'nde Atina ordusu karşında ağır bir yenilgiye uğradı. Maraton yenilgisi seferin de sonunu getirmiş oldu ve Pers ordusu Yunanistan'dan geri çekildi. Ancak I. Darius Yunanistan'ı istila etme kararından vaz geçmemiş, bu iş için yeniden hazırlıklara başlamıştır. Bu sırada Babil'de iki ayaklanma oldu, ardından Mısır'da Pers hakimiyetine karşı bir başka ayaklanma baş gösterdi. Söz konusu ordunun zorunlu olarak Babil ve Mısır'da kullanılması gerekiyordu ve Yunanistan seferi belirsiz bir süre için ertelenmek zorunda kalındı. Mısır Seferi'nin hazırlıklarına hemen girişildi ancak bu arada I. Darius öldü. Pers Tahtına oğlu I. Serhas geçti. I. Serhas Mısır Ayaklanması'nı bastırdıktan sonra hızla Yunanistan seferinin hazırlıklarına girişmiştir. Girişilecek olan bu sefer, geniş kapsamlı ve uzun süreli bir istila harekatı olacağından karmaşık planlamayı, fazlasıyla malzeme tedarik etmeyi ve asker toplamayı gerektirmektedir. Hazırlıkların tamamlandığı MÖ 480 başlarında I. Serhas Sard'da topladığı ordusuyla birlikte Avrupa'ya yürüdü ve ordu, tüm ağırlıklarıyla birlikte Çanakkale Boğazı'ndan iki duba köprü üzerinden geçirildi. Diğer yanda Atina da Perslerle savaş için MÖ 480'lerin ortalarından itibaren (485 … 480) hazırlık yapıyordu. Ancak Perslerle savaşabilmek için güçlü bir donanmaya gerek olduğuna karar verilmişti ve triremelerden oluşacak böyle bir donanmanın inşa edilmesi, Atinalı politikacı Themistokles'in gözetiminde yürütülecekti. Ancak Atina, Perslerle karada ve denizde çarpışacak kadar asker çıkartamazdı. Bu yüzden Grek kent devletlerinden ittifak bulmaları gerekiyordu. Bu arada I. Serhas MÖ 481'de Grek kent devletlerine elçiler göndererek "toprak ve su" istedi. Fakat Atina ve Sparta'ya kasıtlı olarak elçi gönderilmedi. I. Darius zamanında MÖ 491'de gönderilen elçileri bu iki kent devleti infaz etmişti. Sonuçta Pers tutumu ters bir tepki yarattı ve Yunanistan'ın önde gelen bu iki kent devleti etrafında birleşme, ittifak oluşturma eğilimi gelişmeye başladı. Bu gelişmeler, 481 yılının sonbaharı sonlarında Korint'te Grek kent devletleri temsilcilerinin bir araya geldiği bir konferans toplanmasına varmıştır. Bu konferansta Grek kent devletleri arasında ittifak oluşturan bir konfederasyon kurulmuştur. Konfederasyonun, destek istemek için elçi göndermeye ve görüş birliği sağlandıktan sonra katılan kent devletlerinden birlikleri savunma noktalarına sevk etmeye yetkisi vardır. Esasen halen birçoğu kendi arasında savaş durumunda olan Grek kent devletlerinin böylesi bir ittifak içine girebilmeleri oldukça dikkat çekicidir. Bu kent devletleri arasında MÖ 480 baharında yeni bir kongre toplanmıştır. Teselya heyeti, Grek kuvvetlerinin Olimpos Dağı ile Ossa Dağı arasındaki "Tapınak Vadisi"'ni tutmalarını, böylelikle Pers ordusunun Yunanistan'a girmesinin önleneceğini önermiştir. Bu öneri, Pers ordusunun vadiyi bir geçit olarak kullanmaktan başka yolu olmadığına inanıldığı için kabul edildi ve Vadi'ye Themistokles ve Euaenetus komutasında onbin hoplitten oluşan bir kuvvet gönderildi. Tapınak Vadisi'nde kamp kurduktan birkaç gün sonra Makedonya Kralı I. Alexander'ın habercileri kampa gelmiştir. Haberciler, Pers Ordusu'nun ve Donanması'nın büyüklüğünü anlatarak "ayaklar altında çiğnenmemelerini, oradan ayrılmalarını" tavsiye etmişlerdir. Bu arada Tapınak Vadisi'nin Teselya'ya ulaşan tek yol olmadığı, Makedonya'nın tepelik bölgesinden geçen bir başka yol daha olduğu keşfedildi. Bu durumda Pers ordusunun vadiyi hiç kullanmadan Sarantoporo Geçidi üzerinden yürüyebileceği, Grek kuvvetlerinin gerisine arkarak bu orduyu imha edeceği açıktır. Bunun üzerine vadiyi tutmak için gönderilen Grek kuvvetleri geri çekilmiştir. Ancak Mora kentleri planı geri çevirdiler. Herşey bir yana bırakılarak Korint Kıstağı savunulmalıydı. Bu arada Atina'nın tüm kadın ve çocuk nüfusu Mora Yarımadası'nın Troezen kentine ve Salamis Adası'na tahliye edilmesine başlanmıştır. Bu da bir bakıma zorunluluktur, çünkü Atina Korint Kıstağı'nın kuzeyinde kalmaktadır. Termopylae tutulamazsa, Atina ile Pers Ordusu arasında hiçbir engel kalmayacaktır. MÖ V. yüzyılda deniz savaşları MÖ 5. yüzyılda Akdeniz'de deniz savaşlarında kullanılan en gelişkin savaş gemileri triremelerdir. Uzunlukları 36 - 40 metre, genişlikleri ise 6 metre olan bu gemiler üç sıra kürekçi takımına sahiptir. Uygun rüzgar olduğunda toplam alanı 175 metrekareyi bulan yelken takımıyla hareket edebilirlerdi. Ancak yeterli rüzgar olmadığında ve muharebelerde kürekçi takımına dayanmak zorundadırlar. Bu gemilerde 170'i kürekçi olmak üzere 200 mürettebat istihdam edilmektedir. O dönemde Akdeniz'de temel deniz muharebesi taktikleri gemilerin pruvasında bulunan mahmuzu kullanarak düşman gemisini mahmuzlayarak batırmaktı. Eğer bu mümkün olmazsa trireme düşman gemisine olabildiğince yakın geçiş yapmaya ve bir taraftaki kürekleri kırarak gemiyi manevra yapmaz hale getirmeye çalışırdı. Her iki tarafın savaş gemilerinde bu tür olası bir çatışma için asker bulunmaktadır.

Grek İttifakı Donanması

'nda tam silahlı hoplitler, Pers Donanması'nda ise hafif piyadeler. MÖ VI. yüzyıl (500'lü yıllar) öncesinde mahmuzlu savaş gemileri olduğuna ilişkin herhangi bir kanıt günümüze ulaşmış değildir. Mahmuzlu savaş gemilerine dair ilk kanıt MÖ VI. yüzyıl ortalarına denk gelen Herodot'un kaydıdır. Mahmuz, düşman gemisinin bordasını parçalayabilmesi için tunç kaplamayla sağlamlaştırılırdı. Bu yüzden geminin en pahalıya mal olan bölümüdür. Mahmuzlu gemiler, her şeyden önce çarpışmanın darbe etkisine dayanacak kadar güçlü inşa edilmeliydiler. Dahası mahmuz için gereken tunç hem oldukça pahalıdır, hem de tek parça halinde dökülen bu kısımn için uzman dökümcülere gerek duyulacaktır. Mahmuzlama, oldukça ustalık gerektiren bir manevradır. Manevra doğru yönde yapılmalı ve tekne, uygun vuruş durumuna kadar olabilecek en yüksek hızda ilerlemelidir. Bu anda kürekçilere emir verilir ve mahmuzlama hızına düşülür. Bu mahmuzlama hızı iyi belirlenmeli, etkili bir vuruş yapmaya yeterli olduğu gibi darbeden sonra düşman gemisinden kurtulmayı sağlayacak bir hız olmalıdır. Aksi takdirde düşman gemisine takılınıp kalınırdı. Bu durum ise, her iki geminin de aynı kaderi paylaşmasına yol açacaktır. Bu nedenle mahmuzlamanın hemen ardından kürekçilere verilen emirle geriye kürek çekilirdi. Persler ve Asya'da yerleşik Grekler bu dönemde diekplous olarak bilinen bir manevrayı da kullanmaya başlamışlardır. Çok kesin olmamakla birlikte bu manevra, düşman hatlarının belirlenen bir kesiminde güç konsantrasyonu sağlayarak bir gedik açmaya dayanmaktadır. Savaş gemileri bu gedikten geçerek düşman hatlarının gerisine sarkar ve düşman gemilerini geriden mahmuzlar. Bir başka yerde de, Pers komutanların Grek gemilerini gördüklerinde kendi gemilerinin denize daha uygun olduğunu düşündüklerini ileri sürmektedir. Bu döküme göre, Pers hakimiyetindeki bölgelerin donanmaya katıldıkları gemi sayıları şu şekilde verilmektedir. Fenike ve Suriye 200, Kıbrıs 150, Kilikya 100, İyonya 100, Pontus 100, Karya 50, Pamfilya 30, Kiklad Adaları Bu durumda Artemision Muharebesi'ne katılan Pers Donanması kabaca 800 triremedan oluşmaktaydı. Diğer araştırmacılar ise bu rakamı kabul etmezler. İlyada'da anlatılan Grek filosuyla bir kıyaslama yaparak Pers Donanmasının 600 kadar triremeden oluştuğunu kabul ederler.

Grek İttifakı Donanması

Herodot Artemision Deniz Muharebesi'ne 280 savaş gemisinin katıldığını yazmaktadır. Herodot'a göre Grek kent devletlerinin donanmaya verdikleri gemi sayısı şu şekildedir. Atina 127, Halkis Atina'da denizcilik becerisi çok üstün komutanlar olmasına karşın Grek Donanması'nın komutanlığı, Sparta'lı Eurybiades'e verilmiştir. Sparta'nın bu konudaki tutumu oldukça katıdır. Themistokles ise komutan yardımcısıydı. Stratejik ve taktik yaklaşımlar Grek Donanması'nın stratejik ve taktik hedefi basittir. Termopylae'deki ordunun kanadının donanma tarafından korunması gerekiyordu. Aksi takdirde Pers Donanması Leonidas kuvvetlerinin gerisine asker çıkarabilirdi. Stratejik açıdan bu zorunludur çünkü Termopylae'nin denizin hemen yakınında olması nedeniyle Leonidas'ın, kendi kuvvetlerinin bu taraftaki kanadını örtme olanağı yoktur. Pers Komutanlığı için ise strateji, seçenekler daha fazla olmakla birlikte aynı derecede yalındır. Onlar da hem Termopylae, hem de Artemision Grek kuvvetlerince bloke edildiğinden birinden birini zorlayarak geçmek amacındaydılar. Termopylae'deki Grek kuvvetlerinin kanadını çevirmek için Artemision Boğazı'nda ilerlemek, Eğriboz Adası'nın doğusundan geçmekten daha kolay ve etkilidir. Fakat donanma yeni olmakla birlikte deneyimli sayılırdı. Bu donanma Korfu'yu denizde yenmiş, ardından korsanların peşine düşmüştür. Korsanlara karşı bu seferler, "denizdeki tüm korsanları temizleyecek" kadar başarılıydı. Kuşkusuz bu harekatlar sırasında mürettebat da hafife alınmayacak kadar deneyim kazanmıştı. Muharebe öncesi Pers Donanması'nın sahil boyunca Olimpos Dağı önlerinden geçmekte olduğu haberi ulaşınca Grek Donanması, Temmuz sonu, Ağustos başı gibi Artemision Burnu'na yelken açmıştır. Artemision'a ulaşan Donanma, gemileri gerektiğinde hızla denize indirebilecekleri en uygun sahilde karaya çektiler. Gerekli bir önlem olarak da üç gemiyi, yaklaşan Pers Donanması'nın mümkün olan en erken zamanda tespit edebilmek için kuzeyde, karanın en açığındaki adaya gönderdiler. Üç gemi Atina, Troezen ve Aegina gemisidir. Ancak

Grek İttifakı Donanması

'nın üç devriye gemisi gafil avlandılar ve biri karaya otururken diğer ikisi Pers gemileri tarafından ele geçirildiler. Ateşle gönderilen işaretler muhtemelen oldukça yetersizdi ve yanlış anlaşılmaya açıktı. Ya da işaret verenler, Pers Donanması'nın gerçekten de Skiathos'un doğusundan geçeceği izlenimine kapılmışlardı. Bununla birlikte Pers Ordusu Termopylae Geçidi'ne herhangi bir saldırıya geçmemişdi. Bir sonraki gün Pers Donanması Artemision civarına gelmiştir. Donanma, Sporad Takımadaları'nın en batısındaki ada olan İskados Adası ile Yunanistan arasındaki boğaza yönelmişken bir yaz fırtınası patlak vermiştir. Muhtemelen Çanakkale Boğazı üzerinden gelen bu fırtına Üç gün süren fırtına Pers Donanması'ndaki gemilerin neredeyse üçte birini yok etmiştir. Diğer yandan Termopylae'de Pers Ordusu, fırtına sırasında saldırmak yerine Grek kuvvetlerinin çekilmesini beklemiştir. Fırtınanın verdiği hasar çok fazla olmasına karşın Pers Donanması'nın halen bire üç sayı üstünlüğü vardır. Fakat Eurybiades, bir süre daha beklemekten yanaydı. Bu arada Persler'e terk edilmek istemeyen Eğribozlular Themistokles'e, Atina Donanmasının adaları civarında kalması için rüşvet teklif ettiler. Önerilen para 30 talent., üç talentini de Korintli amiral Adeimantus'a vermiştir. Diğer tarafta Pers Donanma Komutanlığı Grek Donanması'nı elden kaçırmak istemediğinden 200 gemilik bir görev kuvveti ayırarak harekete geçirmiştir. Bu görev kuvveti Eğriboz Adası'nın doğu kıyıları açığından güneye yelken açarak Eğriboz Boğazı'nın güney çıkışına ulaşacaktır. Böylece esas Pers Donanması saldırıya geçtiğinde Grek Donanması ellerinden kaçıp kurtulamayacaktı. Görev kuvveti, Grek gözcülerce esas planları anlaşılmasın diye önce kuzeye yönelmiştir. Bu kuşatma planı gereği o gün için bir saldırı düşünülmüyordu. Bir sonraki gün Pers Donanması'ndan kaçmayı başaran Halkidiki'den bir adam, Grek Donanması'na kadar yüzerek gelmiştir. Bu kaçak, Pers Donanması'nın büyük bir kısmının onarımda olduğunu, 200 gemilik bir kuvvetin, Atina Donanması'nın kaçış yönünü kesmek için harekete geçirildiğini anlattı. Bu Pers görev kuvveti, Eğriboz Adası'nın doğu kıyılarından seyir halindeydi. Bu haberin gelişi iyi bir şanstı çünkü Pers Müfrezesi, gözcüleri yanıltmak için kuzeydoğuya, Skiathos Boğazı'na yelken açmıştı. Boğazı geçtikten sonra esas istikametlerine yöneleceklerdir. Grek İttifakı Donanma Komutanlığı da harekete geçerek Pers Müfrezesi'nin kendilerine bir kapan kurmasını önlemeye karar vermişdir. Fakat harekete geçmek için gece yarısını beklediler. Gece yarısını beklemek, Pers tarafının bir Grek görev kuvvetinin ayrıldığını anlamaması için olabilir. Grek Donanma Komutanlığı muhtemelen, yeni ortaya çıkan bu durumun kendilerine Pers Donanması'nın bir bölümünü imha etmek için bir fırsat sağladığının farkındaydılar. Ancak Grek saldırısı esasen böyle bir tepki bekliyordu, dışa bakacak şekilde bir daire oluşturdular. Böylece Grek Donanması, kanatlardan kuşatma manevrası geliştirebilecek olan Pers gemileri tarafından kuşatılmaktan kaçınmış oluyordu. Sonuçta Pers görev kuvvetindeki gemilerden büyük bir bölümü kaybedilmişti. Herodot bu fırtınayı tanrı iradesine bağlamaktadır. Tanrının, Grekler karşısında daha denk bir Pers kuvveti kalmasını istediğini yazar. Grek Donanması, Pers Donanması'nın saldırı için muharebe düzeni aldığını görünce, ellerinden gelen en iyi tarzda Artemision Boğazı'nı kapatmak için tertibat aldılar ve Pers saldırısı için hazırlandılar. Çatışmalar tüm gün boyu devam etti. Artemision'daki üsse dönüldüğünde görüldü ki, uğranılan kayıplar dolayısıyla bir sonraki gün için muharebeye devam etme olanağı kalmamıştır. Böylece Artemision'dan geri çekilmenin gerekip gerekmediği tartışılırken bir yandan da Termopylae'den bir haber bekleniyordu. Bu arada Termopylae ile Grek Donanması arasında teması sağlayan geminin kaptanı gelerek Termopylae'de Grek artçı kuvvetlerinin imha edildiğini bildirmiştir. Donanmanın muharebe gücünü kıran kayıplardan sonra bu haber, Donanma Komutanlığı'nın savaşın gidişatı hakkında kesin karar vermesini sağlamıştır. Artık Termopylae'de kanadı örtülecek kuvvet yoktur. Derhal Donanma'nın geri çekilmesine karar verildi. Sonuçları ve devamı Eğriboz'un kuzeybatı sahillerindeki bir kasabadan bir tekneden, Grek Donanması'nın çekildiği bilgisi alınınca Pers Komutanlığı hemen keşif çıkarmıştır. Donanma ise, şafak sökerken Artemision'a yelken açmış, burada öğlene kadar beklemiştir. Daha sonra Eğriboz'un kuzeybatı sahillerine yelken açıp bölgeyi kuşattılar ve yağmaladılar. Grek Donanması ise Attika'yı dolaşarak, Salamis Adası'na gitmiş Atina halkının tahliyesine yardımcı olmuştur. Çekilme hattı boyunca Themistokles'in emriyle yazıtta şunlar yazılıdır. Platea ve Thespiae gibi yerleşimleri yağmalayarak ve yakarak ilerlemiştir. Bu bölgede altı gün oyalanarak halen tahliye edilmekte olan Atina'ya ilerlemesini geciktirmiştir. Bu arada çoğu Moralı askerlerden oluşan Grek kuvvetleri, Korint Kıstağı'nda savunma yapmak üzere burada bir savunma duvarı inşa etmeye başladılar. Diğer yandan buradan geçen tek yolu da kullanılmaz duruma getirdiler. Bu arada Delfi kahinleri, Atinalıları ahşap bir duvarın koruyacağı kehanetinde bulunmuşlardır. Bazı Atinalılar Atina Akropolis'inin ahşap malzemeyle tahkim edilmesinin kenti koruyacağına inandılar ve kenti terk etmediler. Ancak Attika'ya ilerleyen Pers kuvvetleri tarafından kısa sürede imha edildiler ve Atina Pers Ordusu tarafından işgal edildi, tapınaklar yağmalandı ve ateşe verildi. Atina'nın Pers kuvvetleri eline geçmesi Eylül ayı sonlarıdır. Tahliye sırasında bir köpeğin denize atlayarak, sahibinin bulunduğu teknenin peşinden Salamis kıyılarına kadar yüzdüğü bilinmektedir. Ancak köpek o denli bitkin düşmüştü ki, sahile çıktıktan sonra hayatta kalmayı başaramadı. Bu arada, Termopylae'deki stratejinin aynısıyla Grek Donanması da Saronik Körfezi'ni Pers Donanması'na karşı korumak üzere gerekli hazırlıkları yürütmekteydi. Böylece Perslerin doğrudan Mora Yarımadası'na çıkarma yapması ve Korint Kıstağı'ndaki savunmayı çevirmesi önlenecekti. Fakat Themistokles'in kafasındaki strateji, Donanma'yı sadece Körfez'i bloke etmek için kullanmak yerine, Pers Donanması karşısında kesin sonuç aramak yönündedir. Bu yönde Atinalıları ikna etmeyi de başarmıştır. Eylül ayında Pers Donanması'nın Salamis Boğazı'na çekerek Salamis Deniz Muharebesi'nde çok sayıda Pers gemisini imha etmeyi başardılar. Böylece Mora üzerindeki Pers tehdidi ortadan kalkmış oldu. Çanakkale Boğazı üzerindeki duba köprülerin imha edilmesinden, böylece ordusunun Avrupa topraklarında kapana kısmasından çekinen I. Serhas, ordunun büyük bir bölümünü Anadolu'ya çekmiştir. Avrupa tarafında, bir sonraki yıl istilayı tamamlamak için General Mardonius komutasında seçkin piyade ve süvari unsurlarından oluşan bir ordu bırakmıştır. Diğer taraftan Atina'nın baskısıyla Mora kent devletleri, General Mardonius Ordusu'nun üzerine gitmeye razı oldular ve Attika'ya ilerlediler. Burada MÖ 479 yılı Ağustos ayında gerçekleşen Platea Muharebesi'nde Grek kuvvetleri, Pers Ordusu'nun büyük bir bölümünü muharebe alanında imha ederek kesin sonuç elde etmiş ve Yunanistan'a yönelen Pers saldırısını sona erdirmiştir. Aynı gün daha geç saatlerde gerçekleşen Mykale Muharebesi'nde Pers Donanması'ndan geriye kalan gemiler de imha oldu. Dilek Dağı eteklerinde gerçekleşen bu muharebe bir deniz muharebesi değildir, Pers gemileri karaya çekilmişti ve karada imha edildiler. Böylece Yunanistan üzerindeki Pers tehdidi ortadan kesin olarak kalkmış oldu. Önemi Grekler açısından Artemision Muharebesi başarısız bir muharebe olmuştur. Pers Donanması ne yenilgiye uğratılabildi, ne de Yunanistan sahillerinde harekat yürütmesi önlenebildi. Kısacası muharebe iki taraf açısından da kesin sonuç getirmeyen bir muharebedir. Muharebe ayrıca Grek amiraller için de büyük bir deneyimdi, Pers Donanması'nın savaş tarzını incelemek olanağı buldular. Diğer taraftan Pers Donanması'nın muharebe sırasında ve öncesinde gemi kaybetmiş olması da Grekler için son derece önemliydi. Bu sayede Salamis Koyu'nda karşılarında küçülmüş bir Pers Donanması olmuştur. Dış bağlantılar * Herodot, 7. Kitap - İngilizce * Herodot, 8. Kitap – İngilizce == Kaynaklar Antik kaynaklar *Herodot : * Histories İngilizce : * Herodotos, Tarih - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları * Ctesias, Persica (excerpt in Photius's epitome) * Diodorus Siculus, Biblioteca Historica. * Thucydides, History of the Peloponnesian War * Cicero, On the Laws

Günümüz kaynakları

* Belken Ağar, Çağda Deniz Gücü ve Önemli Deniz Savaşları Selçuk Üniversitesi, Yüksek Lisans Tezi - 2007 * Tom Holland, Persian Fire. London: Abacus, 2005 * Peter Green, The Greco-Persian Wars. Berkeley: University of California Press, 1970 * J. F. Lazenby, The Defence of Greece 490–479 BC. Aris & Phillips Ltd., 1993 * D. Fehling, Herodotus and His "Sources": Citation, Invention, and Narrative Art. Translated by J.G. Howie. Leeds: Francis Cairns, 1989 * A. R. Burn, "Persia and the Greeks" in The Cambridge History of Iran, Volume 2: The Median and Achaemenid Periods, Ilya Gershevitch, ed. (1985). Cambridge University Press * A. J. Köster, Studien zur Geschichte des Antikes Seewesens. Klio Belheft 32 (1934) * Moses Finley, Thucydides – History of the Peloponnesian War

Kaynaklar

Vikipedi

Bu konuda henüz görüş yok.
Görüş/mesaj gerekli.
Markdown kullanılabilir.

MÖ 550'ler
7 yıl önce

Efes Muharebesi MÖ 499-493 Lade Deniz Muharebesi MÖ 494 Maraton Muharebesi MÖ Ağustos/Eylül 490 Termopylae Muharebesi 8 – 10 Eylül 480 Artemision Deniz Muharebesi...

Salamis Deniz Muharebesi
3 yıl önce

edildiler. Bu sırada gerçekleşen Artemision Deniz Muharebesi, iki tarafın da kesin sonuç alamadığı bir muharebe olmuştu. Yine de Termopylae'deki durumun haberi...

Themistokles
7 yıl önce

Salamis Deniz Muharebesi ile tanınır. Onun döneminde Atina'nın donanmasındaki gemilerin sayısı 70'ten 200'e çıkmıştır. Ayrıca Maraton Muharebesi gibi savaşlarda...

Mykale Muharebesi
3 yıl önce

Termopylae Muharebesi'nde ve Artemision Deniz Muharebesi'nde başarı kazanarak Teselya, Boeotia ve Attika'yı istila ettiler. Ancak daha sonra Salamis Deniz Muharebesi'nde...

Rhium Deniz Muharebesi
7 yıl önce

Bu şekilde savunma durumu aldılar. Benzer savunma düzeni Artemision Deniz Muharebesi'nde üstün Pers donanması karşısında başarılı sonuç vermişti. En...

Termopylae Muharebesi
3 yıl önce

kuvvetleri, MÖ 480 yılının Ağustos ya da Eylül ayında, Artemision Deniz Muharebesi'yle aynı günlerde, Ege Denizi sahiline yakın Termopylae Geçidi'nde karşılaşmıştır...

Yunanistan'a İkinci Pers Saldırısı
3 yıl önce

Donanması da iki gün boyunca durumunu korudu. Bu arada girişilen Artemision Deniz Muharebesi iki tarafa da kesin bir galibiyet sağlamadıysa da Grek Donanması'nın...

Attika-Delos Deniz Birliği
3 yıl önce

Ancak Grek İttifakı Termopylae Muharebesi'nde yenilgiye uğradı ve Grek İttifakı Donanması da Artemision Deniz Muharebesi'nde, kesin sonuç elde edemeyerek...