Öncesi
Mondros Mütarekesi'nin 1. maddesi, “Çanakkale ve İstanbul Boğazlarının açılması, Karadeniz'e serbestçe geçişin temini ve Çanakkale ve Karadeniz istihkamlarının İtilaf Devletleri tarafından işgali sağlanacaktır” hükmünü getirmektedir. İtilaf Devletleri bu maddeye dayanarak Osmanlı Harbiye Nezareti'nden 26 Kasım 1918 akşamına kadar Çanakkale Boğazı mevzilerinin boşaltılmasını istemiştir. Buna göre Gelibolu'daki 14. Kolordu ile 55. Tümen, Malkara'daki 49. Tümen ve Eceabat'daki 60. Tümen, mevzilerini boşaltarak daha geri hatlara çekileceklerdir.Bu birliklerin geri çekilmelerinin hemen ardından İtilaf Devletlerine bağlı unsurlar Çanakkale Boğazı'nın her iki yakasını da işgal etmişler ve bölgedeki ikmal depolarını kontrol altına almışlardır. Bu ikmal depolarından en önemlisi “Akbaş Deposu”dur. Bu depodaki malzemenin çok büyük bir bölümü, 1917 yılında Bolşevik İhtilali sonucu Doğu Cephesi'nde ele geçirilen malzemedir ve 8.000 tüfek, 40 ağır makineli, 20.000 sandık cephane ve çeşitli askeri malzeme içermektedir. Deponun işgal edilmesi ardından güvenliği Fransız birliklerine bırakılmıştır. Garnizonda bir Türk birliği de görev yapmaktadır.
İtilaf Devletleri Akbaş Cephaneliği'ndeki malzemeyi Rusya'da Kızıl Ordu'ya karşı çarpışmakta olan Pyotr Nikolayevich Wrangel komutasındaki Wrangel Ordusu olarak bilinen Beyaz Ordu birliklerine aktarmayı planlamaktadırlar. Depodaki bu önemli miktardaki malzemenin kısa süre sonra yurtdışına çıkacağının öğrenilmesi Kuvay-ı Milliye cephesinde tedirginlik yaratmıştır.
İlk Yunan birliklerinin 15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir'i işgalinin yarattığı ortamda, 26 Temmuz 1919 tarihinde başlayan 1. Balıkesir Kongresi, 15 Ağustos 1919 tarihinde düzenlenen Alaşehir Kongresi ve 19 Kasım 1919 tarihindeki 2. Balıkesir Kongrelerinde, Yunan işgaline karşı Ayvalık, İvrindi, Akhisar, Salihli, Soma, Aydın ve Ödemiş cephelerinin kurulması kararları alınmıştı. Ancak, hem Anzavur Ayaklanması'nın neden olduğu cephane sarfiyatı hem de bu cephelerin gereksinmelerinin karşılanması hayati bir ikmal sorunuydu.
Akbaş Cephaneliği'ndeki malzemeye el konulması fikri böyle bir ortamda, Balıkesir'deki 61. Ordu komutanı Kazım (Özalp) Bey'in ve Heyet-i Merkeziye üyesi Köprülülü Hamdi Bey tarafından gündeme gelmiştir.
Akbaş Cephaneliği
Akbaş Cephaneliği, Gelibolu Yarımadası'nın doğusunda, ancak küçük gemilerin demirlemesine uygun bir koyda bulunmaktadır. Çanakkale Savaşları sırasında Gelibolu Yarımadası'ndaki kuvvetlerin ikmal yönünden desteklenmesine elverişli bir koydur. Depo ve çevresi Fransız birlikleri tarafından sıkı bir şekilde korunmaktadır ve Gelibolu'yla doğrudan telefon bağlantısı vardır. İngiliz deniz üssü Çanakkale ile Akbaş koyu ise denizden 20 dk.lık bir mesafededir ve kısa sürede yardım görebilecek durumdadır. Ayrıca Çanakkale Boğazı'nda devriye gezen İngiliz gemileri, bu süreyi daha da kısaltmakta, ayrıca baskında ele geçirilecek malzemenin Anadolu kıyısına sevkıyatını riske sokmaktadır.Baskın hazırlıkları
Köprülülü Hamdi Bey, baskın öncesinde gerekli incelemeleri yapması için Dramalı Rıza Bey'i görevlendirmiştir. Rıza Bey, yerel köylü kıyafetleri ile bölgede bir hafta kadar çalışmış, depodaki güvenlik önlemleri konusunda koğuşların yerleri, nöbet noktaları, nöbet değişim saatleri, mevcut asker ve subay sayısını, telefon hatlarını, sahilde kayıkların yanaşıp yükleme yapabileceği noktaları kapsamak üzere gerekli incelemeleri yapmıştır.
Dramalı Rıza Bey'in Biga'ya döndüğü gün, Köprülülü Hamdi Bey ile baskın planı oluşturulmuştur. 18 Ocak 1920 tarihinde Lapseki'ye adamlarıyla birlikte gelen Köprülülü Hamdi Bey, Mülkiye'den arkadaşı olan Kaymakam Hasan Basri Bey'le görüşüp yardımını istemiş, böylece depodan ele geçirilecek malzemenin nakliyesi için gerekli olan kayık ve motorlar sağlanmıştır. Dramalı Rıza Bey ise çevre köylerden, hem baskın hem de sevkiyatın hızlı bir şekilde yapılmasını sağlamak için adam toplamaktadır.
Baskın hazırlıkları esasen hilelere dayanan karmaşık bir harekat planına dayanmaktadır. Farklı iki koldan hareket eden Köprülülü Hamdi Bey ve Dramalı Rıza Bey, yöredeki eşkiyanın takibi izlenimi oluşturmuşlardır. Hatta Köprülülü Hamdi Bey'in iki adamı, asker kaçağı olarak yakalanıp Gelibolu Müstahkem Mevki Komutanlığına gönderilmiş, durumdan haberdar olan komutan Halit Bey de bu iki asker kaçağını Akbaş Cephaneliği'ne sevk etmiştir. Cephaneliğe sızma yönünden ikinci bir hareket de Köprülülü Hamdi Bey'in adamlarından olan Yüzbaşı Davut Bey'in, Akbaş'taki Türk Muhafız Birliği komutan yardımcısı süsü verilerek cephaneliğe gitmesidir.
Baskın
Baskın tarihi olarak 26 Ocak 1920 gecesi seçilmiştir. Gecenin ileriki saatlerinde Dramalı Rıza Bey ve 30 kadar adamı Akbaş Cephaneliği garnizonunu basmıştır. Senegal'li sömürge askerleri, hiç bir direniş göstermemişlerdir. Anadolu kıyısında bekleyen vapurun çektiği mavna ve kayıklar Akbaş koyuna yanaşmış ve malzeme yüklenmiştir. İngiliz devriye gemilerine yakalanmadan Anadolu kıyısına taşınan malzeme bu kez kara üzerinden iç kesimlere sevk edilmiştir.Esir alınan sömürge askerleri Akbaş garnizonuna geri gönderilmiştir. Köprülülü Hamdi Bey, İngiliz komutana bir mektup bırakmış ve mektubunda garnizonu 200 kişiyle bastığını, askerlerin direnme şansı olmadığını belirtmiştir.
Dış bağlantılar
}